9957 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara İbn Uleyye, ona İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyan, ona Ebu Zür'a b. Amr b. Cerir, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir gün insanların arasına çıkmıştı. Yanına bir adam gelip Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir? diye sordu. Rasulullah (sav); 'Allah'a, meleklerine, kitabına, onunla buluşmaya, elçilerine ve ahirette dirilmeye iman etmendir' buyurdu. O kişi; 'Ey Allah'ın Rasulü! İslam nedir?' diye sordu. Rasulullah (sav); "Allah'a ibadet etmek, ona hiçbir şeyi şirk koşmaman, farz namazı kılman, farz zekâtı vermen ve Ramazan orucunu tutmandır' buyurdu. O kişi, 'Ey Allah'ın Rasulü! İhsan nedir?' diye sordu. Rasulullah (sav), 'Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Zira sen onu görmesen de muhakkak o seni görür' buyurdu. O kişi, 'Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet ne zamandır?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav), 'bu sorunun muhatabı soruyu sorandan daha fazla bir şey bilmemektedir. Ancak sana onun alametlerini anlatayım. Cariye kendi efendisini doğurursa bu kıyamet alametlerindendir. Yalın ayaklı çıplak ayak takımı insanların başına geçerlerse bu kıyamet alametlerindendir. Çobanlar bina yarıştırmaya başlarsa bu kıyamet alametlerindendir. Kıyametin ne zaman kopacağına dair bilgi Allah'tan başka kimsenin bilmediği beş şeye dahildir" buyurdu. "Ardından kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz Allah'ın katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır." (Lokman, 31/34) ayetini okudu. Daha sonra adam gitti ve Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "O adamı bana geri getirin." Onu geri getirmek için yola çıktılar ama izine rastlayamadılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "O, Cebrail'di. İnsanlara dinlerini öğretmek için gelmişti" buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Muhammed b. Bişr, ona Ebu Hayyan et-Teymî bu isnadla benzer bir hadisi rivayet etmiştir. "Rasulullah (sav) bir gün insanların arasına çıkmıştı. Yanına bir adam gelip Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir? diye sordu. Rasulullah (sav); "Allah'a, meleklerine, kitabına, onunla buluşmaya, elçilerine ve ahirette dirilmeye iman etmendir" buyurdu. O kişi; Ey Allah'ın resulü! İslam nedir? diye sordu. Rasulullah (sav); "Allah'a ibadet etmek, ona hiçbir şeyi şirk koşmaman, farz namazı kılman, farz zekâtı vermen ve Ramazan orucunu tutmandır." buyurdu. O kişi; Ey Allah'ın ,Rasulü! İhsan nedir? diye sordu. Rasulullah (sav); "Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Zira sen onu görmesen de muhakkak o seni görür" buyurdu. O kişi Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet ne zamandır? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "bu sorunun muhatabı soruyu sorandan daha fazla bir şey bilmemektedir. Ancak sana onun alametlerini anlatayım. Cariye kendi efendisini doğurursa bu kıyamet alametlerindendir. Yalın ayaklı çıplak ayak takımı insanların başına geçerlerse bu kıyamet alametlerindendir. Çobanlar bina yarıştırmaya başlarsa bu kıyamet alametlerindendir. Kıyametin ne zaman kopacağına dair bilgi Allah'tan başka kimsenin bilmediği beş şeye dahildir" buyurdu. Ardından "kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz Allah'ın katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır." (Lokman, 31/34) ayetini okudu. Daha sonra adam gitti ve Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "O adamı bana geri getirin." Onu geri getirmek için yola çıktılar ama izine rastlayamadılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "O, Cebrail'di. İnsanlara dinlerini öğretmek için gelmişti" buyurdu." [Ancak onun rivayetinde: "Cariye kocasını doğurduğu zaman" cümlesi vardır.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Ebu Eşheb, ona Hasan şöyle rivayet etmiştir: Ubeydullah b. Ziyad, Ma'kıl b. Yesar el-Müzenî'yi ölüm döşeğinde iken ziyaret etmişti. Ma'kıl ona sana Rasulullah'tan (sav) duyduğum bir hadisi nakledeyim. Eğer daha fazla yaşayacağımı bilseydim bunu sana rivayet etmezdim. Rasulullah'ı (sav) şu sözleri söylerken işittim: "Allah bir topluluğun başına bir kimseyi getirir de o kişi emri altındaki kimseleri aldatmış halde ölürse Allah ona cenneti haram eder."
Bize Yahya b. Yahya, ona Yezid b. Zürey', ona Yunus, ona Hasan şöyle rivayet etmiştir: Ubeydullah b. Ziyad, Ma'kıl b. Yesar'ın yanına geldi. Bu sırada Ma'kıl hastaydı. Ona bir şeyler sordu. Ma'kıl; sana önceden hiç söylemediğim bir hadis rivayet edeceğim dedi ve şu hadisi nakletti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah bir kulu bir kısım kişilerin başına geçirir de o yönettiği kişileri aldatmış halde ölürse Allah ona Cenneti haram eder." [Ubeydullah bu hadisi duyduktan sonra sen bana bu hadisi önceden rivayet etmemiş miydin? diye sordu. Ma'kıl; sana onu nakletmemiştim diye cevap verdi.]