Giriş

Bize Musa b. İsmail, ona Davud b. Ebu Furât, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya'mer, ona da Hz. peygamber'in eşi Âişe (r.anha) demiştir: Ben Rasulullah'a taun hastalığını sordum, bana şöyle cevap verdi: "Şüphesiz taun bir azaptır. Allah onu dilediği kimseler üzerine gönderir. Ve yine muhakkak ki, Allah taunu müminler için bir rah­met kılmıştır. Taun hastalığının çıktığı bir yerde bulunan kimse, sabrederek ve sabrının sevabını ümit ederek, bu taunun yalnız Al­lah'ın takdir ettiği kimselere isabet edeceği bilinciyle bulunduğu yerden ayrılmaz (karantinada kalır) ise şehit olmuş gibi sevap kazanır."


    Öneri Formu
33705 B003474 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Ebu Velîd, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden evvelki mil­letlerden bir kimseye Allah bol bir mal verdi. Ona ölüm geldiği zaman oğullarına “size nasıl bir baba oldum?” diye sordu. Oğulları “hayırlı bir baba oldun” dediler. O zât “Ben asla bir hayır işlemedim. Ben öldüğüm zaman sizler beni yakın. Sonra kemiklerimi ezip öğütün. Sonra da rüzgârı şiddetli bir günde benim tozlarımı havaya saçıp savurun” dedi. Çocukları onun dediği gibi yaptılar. Akabinde Aziz ve Celîl Al­lah, onun zerrelerini topladı ve ona “böyle yapmana seni sevk eden nedir?” diye sordu. Oda “Sen'den korkmam” dedi. Bu cevap üzerine Allah onu rahmetiyle karşıladı." Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî bu hadisi Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280668 B003478-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Muhammed b. Selam, ona el-Fezarî, ona Humeyd, ona da Enes şöyle nakletmiştir: Abdullah b. Selâm Rasul-i Ekrem’in (sav) Medine’ye geldiğini duyunca hemen Rasulullah'a (sav) geldi ve “ “sana, cevabını sadece bir peygamberin bilebileceği üç şey soracağım: 1. Kıyamet alâmetlerinin ilki nedir?; 2. Cennet ahalisi ilk önce hangi yemeği yiyecekler? 3. Çocuk hangi durumda babasına çeker ve hangi durumda da dayılarına çeker?” dedi. Rasul-i Ekrem (sav) "az önce Cebrail bunları bana bildirdi" dedi. Bunun üzerine Abdullah “Cebrail, Melekler arasında Yahudilerin düşmanıdır” dedi. Rasulullah (sav) sorulan sorulara "Kıyamet alâmetlerinin ilki, insanları doğudan batıya sürüp toplayacak bir ateştir. Cennetliklerin yiyeceği ilk yemek, balık ciğerinin (sarkmış olan) fazlasıdır. Çocuğun benzemesine gelince; erkek kadınla cinsel ilişkide bulunduğunda erkeğin spermi kadınınkinden önce gelirse çocuk babaya benzer. Kadının spermi erkeğin menisinden önce gelirse çocuk anaya benzer" cevabını verdi. Bunun üzerine Abdullah b. Selam “Şehadet ederim ki sen Allah’ın (Hak) Peygamberisin” dedi. Sonra Abdullah “Ya Rasulullah, Yahudiler, insanı hayrette bırakacak kadar yalan söyleyen, asılsız isnat ve iftiralarda bulunan bir millettir. Eğer siz beni onlara sormadan önce Müslüman olduğumu duyup öğrenirlerse muhakkak bana bir sürü itham ve iftiralarda bulunurlar” dedi. Ardından Rasulullah’ın huzuruna Yahudiler geldi. Abdullah ise evde saklandı. Rasulullah (sav) Yahudilere "Abdullah b. Selam aranızda nasıl biridir?" diye sordu. Yahudiler “O bizim en alimimizdir. Ve en alimimizin de oğludur. O, bizim en hayırlımızdır ve en hayırlımızın oğludur” dediler. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (sav) "Abdullah Müslüman olursa ne dersiniz?" diye sordu. Yahudiler “Böyle şeyden onu Allah korusun!” dediler. Bunun üzerine Abdullah onların karşısına çıktı ve “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Rasulullah = Şehadet ederim ki Allah’tan başka (tapacak) hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir” dedi. Bu defa da Yahudiler “O bizim kötümüzdür, kötümüzün de oğludur” deyip İbn Selam hakkında türlü iftiralara başladılar.


    Öneri Formu
32815 B003329 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 1

Bize Ali b. Abdullah, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona da babası (Keysan el-Makburî), ona Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! İnsanların en değerlisi kimdir?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'Allah’a karşı en takvalı olan (O'nu en çok dikkate alan) kimsedir' buyurdu. Soru soranlar 'Biz onu sormuyoruz' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'öyleyse babası peygamber (Yakub), dedesi peygamber (İshak), dedesinin babası Halilullah (İbrahim) olan Allah'ın Peygamberi Yusuf (as), (insanların nesep ve şeref açısından en değerlisidir)' dedi. Soru soranlar 'Biz Sana bunu da sormuyoruz' dediler. Bu defa Allah Rasulü (sav) 'Siz Arapların asıllarını soruyorsunuz? Sizin Cahiliye döneminde en değerli olanınız, (İslam'ın ahkâmını) derinlemesine bilip yaşadığı takdirde İslâm'da da en değerli olanınızdır' buyurdu." [Yine bu hadisi bize Ebu Usame ile Mu'temir, onlara Ubeydullah, ona Said, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den nakletmiştir.]


    Öneri Formu
32843 B003353 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 8

Bize Ebu Asım Dahhak b. Mahled, ona el-Evzâî, ona Hassân b. Atiyye, ona Ebu Kebşe, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir ayet dahi olsa benden alıp başkalarına aktarınız. İsrailoğulları'ndan rivayette bulunmanızda ise bir sıkıntı yoktur. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."


    Öneri Formu
33667 B003461 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 50

Bize İshak b. Rahuye, ona Mu’temir, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! İnsanların en değerlisi kimdir?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'Allah’a karşı en takvalı olan (O'nu en çok dikkate alan) kimsedir' buyurdu. Soru soranlar 'ey Allah'ın Rasulü, biz onu sormuyoruz' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'öyleyse babası peygamber (Yakub), dedesi peygamber (İshak), dedesinin babası Halilullah (İbrahim) olan Allah'ın Peygamberi Yusuf (as), (insanların nesep ve şeref açısından en değerlisidir)' dedi. Soru soranlar 'Biz Sana bunu da sormuyoruz' dediler. Bu defa Allah Rasulü (sav) 'Siz Arapların asıllarını soruyorsunuz? Sizin Cahiliye döneminde en değerli olanınız, (İslam'ın ahkâmını) derinlemesine bilip yaşadığı takdirde İslâm'da da en değerli olanınızdır' buyurdu."


    Öneri Formu
32863 B003374 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 14

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Usame b. Abdurrahman, onlara da Abdullah b. Amr (r.anhuma) şöyle demiştir: Benim “vallahi yaşadığım müddetçe ben gündüzleri oruç tutacağım, geceleri de na­maz kılacağım” dediğim Rasulullah'a (sav) haber verilmiş. Rasulullah (sav) "“vallahi yaşadığım müddetçe ben gündüzleri oruç tutacağım, geceleri de na­maz kılacağım” diyen kimse sen misin" diye sordu. Ben “Evet, ben bu sözü söyledim” dedim. Rasulullah "sen bu ağır ibadeti yerine getirmeye güç yetiremezsin. Onun için bazen oruç tut, bazen tutma. Gecenin bir kısmında kalkıp namaz kıl ve bir kıs­mında uyu ve her aydan üç gün oruç tut. Çünkü sevaplar on misliyle karşılık bulur, böylece sen de bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olursun" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, ben bundan fazlasına da güç yetiririm” dedim. Hz. Peygamber (sav) "öyleyse bir gün oruç tut, iki gün oruç tutma" buyurdu. Abdullah der ki: Ben yine “bundan fazlasına da güç yetiririm” dedim. Rasulullah (sav) "öyleyse bir gün oruç tut, bir gün tutma. İşte bu, Davud Peygamber'in orucudur. Bu, oruçların en âdilidir" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, bundan fazlasına da güç yetiririm” dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "bundan daha faziletlisi yoktur" buyurdu.


    Öneri Formu
33072 B003418 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 37

Bize Hallâd b. Yahya, Mis'ar, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Amr b. Âs şöyle demiştir: Rasulul­lah (sav) bana "senin geceleri namaz kılıp, gündüzleri oruç tuttuğun haberi bana ulaştı, doğru mu?" buyurdu, ben de “Evet” dedim. Rasulullah "sen bunu yaptığın zaman, gözler içeri çöker, beden de yorulup zayıf düşer. En iyisi her aydan üç gün oruç tut. Bu da bü­tün yıl orucu yahut bütün yıl orucu gibidir" buyurdu. Ben “kendimde daha fazla buluyorum” dedim. Mıs'ar der ki: Kuv­vet buluyorum demek istemiştir. Rasulullah "öyleyse Davud Peygamber orucu tut. O, bir gün oruç tu­tar, bir gün yerdi ve düşmanla karşılaştığı zaman kaçmazdı" buyur­du.


    Öneri Formu
33073 B003419 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 37

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Usame b. Abdurrahman, onlara da Abdullah b. Amr (r.anhuma) şöyle demiştir: Benim “vallahi yaşadığım müddetçe ben gündüzleri oruç tutacağım, geceleri de na­maz kılacağım” dediğim Rasulullah'a (sav) haber verilmiş. Rasulullah (sav) "'vallahi yaşadığım müddetçe ben gündüzleri oruç tutacağım, geceleri de na­maz kılacağım' diyen kimse sen misin" diye sordu. Ben “Evet, ben bu sözü söyledim” dedim. Rasulullah "sen bu ağır ibadeti yerine getirmeye güç yetiremezsin. Onun için bazen oruç tut, bazen tutma. Gecenin bir kısmında kalkıp namaz kıl ve bir kıs­mında uyu ve her aydan üç gün oruç tut. Çünkü sevaplar on misliyle karşılık bulur, böylece sen de bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olursun" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, ben bundan fazlasına da güç yetiririm” dedim. Hz. Peygamber (sav) "öyleyse bir gün oruç tut, iki gün oruç tutma" buyurdu. Abdullah der ki: Ben yine “bundan fazlasına da güç yetiririm” dedim. Rasulullah (sav) "öyleyse bir gün oruç tut, bir gün tutma. İşte bu, Davud Peygamber'in orucudur. Bu, oruçların en dengelisidir" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, bundan fazlasına da güç yetiririm” dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "bundan daha faziletlisi yoktur" buyurdu.


    Öneri Formu
280652 B003418-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 37


    Öneri Formu
32812 B003328 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 1