10631 Kayıt Bulundu.
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Malik, ona da Malik b. Sa'saa'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) onlara, İsra gecesini anlatıp şöyle buyurmuştur: "Nihayet beşinci semâya geldi ve orada Harun'la karşılaştı. Cibril 'Bu Harun'dur, ona selâm ver' dedi. Ben de ona selâm verdim, o da selâmımı alarak 'merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber' dedi." Sabit ve Abbâd b. Ebu Ali, Enes'in bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayetinde Katâde'ye mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Sâbit b. Eslem arasında inkıta vardır.
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Malik, ona da Malik b. Sa'saa'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) onlara, İsra gecesini anlatıp şöyle buyurmuştur: "Nihayet beşinci semâya geldi ve orada Harun'la karşılaştı. Cibril 'Bu Harun'dur, ona selâm ver' dedi. Ben de ona selâm verdim, o da selâmımı alarak 'merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber' dedi." Sabit ve Abbâd b. Ebu Ali, Enes'in bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayetinde Katâde'ye mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abbâd b. Ebu Ali arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Sinân, ona Füleyh b. Süleyman, ona Hilal b. Ali, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Dünya ve ahirette, insanların Meryem oğlu İsa'ya en yakını benim. Peygamberler babaları bir, anaları farklı kardeştirler ve onların dinleri de tektir." Ve yine İbrahim b. Tahmân bu hadisi Mûsâ b. Ukbe'den, o Safvân b. Suleym'den, o Atâ b. Yesâr'dan, o Ebu Hureyre'den (ra) o da Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbrahim Tahman arasında inkıta vardır.
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes b. Malik, ona da Malik b. Sa'saa'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) onlara, İsra gecesini anlatıp şöyle buyurmuştur: "Nihayet beşinci semâya geldi ve orada Harun'la karşılaştı. Cibril 'Bu Harun'dur, ona selâm ver' dedi. Ben de ona selâm verdim, o da selâmımı alarak 'merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber' dedi." Sabit ve Abbâd b. Ebu Ali, Enes'in bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayetinde Katâde'ye mutâbaat etmişlerdir.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Katâde, ona Ebu Âliye Şu'be, ona da İbn Abbâs'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir kula 'ben muhakkak Yunus b. Mettâ'dan daha hayırlıyım' demek yakışmaz." Hz. Peygamber (sav) (Yunus b. Mettâ diyerek) Yunus'u babasına nispet etmiştir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Davud Peygamber'e (Zebur'u) okumak kolaylaştırıldı. O binek hayvanlarına eğer vurulmasını emreder, sonra da eğer vurulması bitmeden, (Zebur'u baştan sona) okuyup bitirirdi. Davud yalnız kendi el emeğiyle geçinirdi." Yine bu hadisi Mûsâ b. Ukbe, Safvân'dan, o Atâ b. Yesâr'dan, o Ebu Hureyre'den o da Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bana İshak b. İbrahim, ona Ravh b. Ubâde, ona Avf, ona Hasan, Muhammed ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mûsâ çok hayâlı, sıkı örtünen bir kimse idi. Kendisi hayâlı olmak istediği için derisinden hiçbir şey görülmezdi. Bu hâlinden dolayı İsrailoğullarından bir kısım kimseler, sözleriyle ona eziyet edip 'Mûsâ cildindeki bir kusurdan dolayı bu kadar sıkı örtünmektedir. Onda ya baras denilen deri hastalığı, yahut (erkeklik organında) yumurtalarının şişmesi, ya da başka bir hastalık var' dediler. Allah da onların Mûsâ için söyledikleri kusurların olmadığını ortaya çıkarmak istedi. Mûsâ bir gün yalnız başına yıkanmak için soyundu, elbiselerini bir taş üzerine koydu, sonra yıkandı. Yıkanması bitince elbiselerini almaya yöneldi. Bu sırada taş, elbiselerle yuvarlanıp gitti. Mûsâ da asasını alıp 'ey taş, elbisem, ey taş, elbisem' diyerek taşın peşinden koşmaya başladı ve İsrâîloğullarından bir topluluğun yanına kadar vardı. Onlar da Mûsâ'yı çıplak olarak ve Allah'ın yarattığı en güzel surette gördüler. Böylece Allah Musa'yı onların ithamlarından korumuş oldu. Taş orada durdu, Mûsâ elbisesini alıp giydi, ardından asasıyla taşı dövmeye başladı." Ebu Hureyre der ki: Vallahi o taşta Musa'nın vurma izinden üç yahut dört ya da beş darp izi kalmıştır. İşte bu olay, Yüce Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey iman edenler, siz de Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah nazarında itibarlı bir kimse idi." (Ahzâb, 69).
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Sufyân, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle rivayet etmiştir: Âişe (r.anha), namaz kılan kimsenin elini kalçasına koymasını çirkin görür ve “Yahudiler bunu yapar” derdi. Şu'be bu hadisin A'meş'ten rivayetinde (Süfyân'a) mutâbaat etmiştir.
Bana İshak b. İbrahim, ona Ravh b. Ubâde, ona Avf, ona Hasan, Muhammed ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mûsâ çok hayâlı, sıkı örtünen bir kimse idi. Kendisi hayâlı olmak istediği için derisinden hiçbir şey görülmezdi. Bu hâlinden dolayı İsrailoğullarından bir kısım kimseler, sözleriyle ona eziyet edip 'Mûsâ cildindeki bir kusurdan dolayı bu kadar sıkı örtünmektedir. Onda ya baras denilen deri hastalığı, yahut (erkeklik organında) yumurtalarının şişmesi, ya da başka bir hastalık var' dediler. Allah da onların Mûsâ için söyledikleri kusurların olmadığını ortaya çıkarmak istedi. Mûsâ bir gün yalnız başına yıkanmak için soyundu, elbiselerini bir taş üzerine koydu, sonra yıkandı. Yıkanması bitince elbiselerini almaya yöneldi. Bu sırada taş, elbiselerle yuvarlanıp gitti. Mûsâ da asasını alıp 'ey taş, elbisem, ey taş, elbisem' diyerek taşın peşinden koşmaya başladı ve İsrâîloğullarından bir topluluğun yanına kadar vardı. Onlar da Mûsâ'yı çıplak olarak ve Allah'ın yarattığı en güzel surette gördüler. Böylece Allah Musa'yı onların ithamlarından korumuş oldu. Taş orada durdu, Mûsâ elbisesini alıp giydi, ardından asasıyla taşı dövmeye başladı." Ebu Hureyre der ki: Vallahi o taşta Musa'nın vurma izinden üç yahut dört ya da beş darp izi kalmıştır. İşte bu olay, Yüce Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey iman edenler, siz de Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah nazarında itibarlı bir kimse idi." (Ahzâb, 69).
Bize Müsedded, ona Yahya; (T) bize Ebu Nuaym, o ikisine Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbiriniz benim, Yunus'tan daha hayırlı olduğumu söylemesin." Müsedded rivayetinde "Yunus b. Mettâ" demiştir.