5560 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve İbn Nümeyr, onlara Ameş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil manada) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Ebu Bekir, ona Abde b. Süleyman ve Muhammed b. Bişr, onlara Said, ona Katâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ehl-i kitaptan bir kimse size selam verdiği zaman, 'Ve aleyküm (Senin üzerine olsun)' deyin."
Bize Ebû Bekir, ona Vekî, ona Zem’a b. Sâlih, ona Zührî, ona Vehb b. Abd b. Zem’a’nın naklettiğine göre Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle demiştir: (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Zem’a b. Sâlih, ona Zührî, ona da Abdullah b. Vehb b. Zem’a’nın naklettiğine göre Ümmü Seleme (r.anhâ) şöyle demiştir: Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’in vefatından bir yıl önce ticaret amacıyla Busrâ’ya gitmişti. Yanında Nuaymân (b. Amr) ve Suveybıt b. Harmele de vardı. Bunların ikisi de Bedir’e katılmış sahâbîlerdi. Nuaymân kafilenin azığından sorumluydu. Suveybıt ise mizahı seven şakacı bir kişiydi. Bir gün Nuaymân’ın yanına gelip yemek istedi. O da Ebû Bekir gelmeden veremeyeceğini söyledi. Suveybıt (buna içerlediği için, kendi kendine) “gösteririm ben sana, seni kızdırayım da gör!” dedi. Yolda giderlerken bir grubun yanından geçiyorlardı. Suveybıt onlara “Bir kölem var, satın alır mısınız?” diye sordu. Onlar “Alırız” dediler. Suveybıt “yalnız biraz ileri geri konuşan bir köledir. Size hür olduğunu söyleyecektir. Eğer böyle dediği vakit onu bırakacaksanız, boşu boşuna alacakmış gibi yapıp da kölem ile benim aramı bozmayın” dedi. Onlar “Endişe etme, satın alacağız” dediler ve on adet genç deve karşılığında Nuaymân’ı satın aldılar. Ardından onun yanına gelip boynuna bir sarık veya urgan taktılar. Nuaymân “İnanmayın şuna, sizinle alay ediyor. Ben hürüm, köle değilim!” dediyse de ona inanmadılar ve “böyle diyeceğini biliyorduk zaten, efendin söylemişti” dediler. Sonra da onu alıp gittiler. Bir süre sonra Hz. Ebû Bekir gelip de oradakiler durumu kendisine anlatınca hemen adamların peşinden gitti ve develeri geri verip Nuaymân’ı aldı. Yolculuk bitip de Medine’ye Hz. Peygamber’in (sav) yanına geldiklerinde olanları anlattılar. Hz. Peygamber ve ashabı o sene boyunca bu olayı yâd ettikçe gülüştüler.
Açıklama: Hadisin Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde yer alan tarikinde, satan ve satılan sahabiler yer değiştirmiş durumdadır. Meşhur bilgiye göre bu şakayı yapan Suveybıt değil, Nuaymân'dır.