10635 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Kazaa, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden önce geçen ümmetlerin içerisinde kendilerine ilham olunan bazı kimseler bulunurdu. Eğer ümmetimin içinde de böyle biri varsa, hiç şüphesiz o da Ömer'dir." Zekeriyya b. Ebu Zâide'ye, Sa'd, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şunu da söylediği ilave edilmiştir: "Sizden önce geçen ümmetler içerisinde İsrâil oğullarından öyle kimseler vardı ki, onlar peygamber olmadıkları halde kendilerine (ilham yoluyla) konuşulurdu. Eğer ümmetim içinde de öyle biri varsa, hiç şüphesiz o Ömer'dir."
Bize Ali b. Abdullah, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn Şihâb, ona Abdülhamîd, ona Muhammed b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkas) rivâyet etti; (T) Bana Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Abdülhamîd b. Abdurrahman b. Zeyd, ona Muhammed b. Sa'd b. Ebî Vakkas, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkas) şöyle rivâyet etti: Ömer b. el-Hattâb, Rasûlullah'ın huzuruna girmek için izin istemişti. O sırada Rasûlullah'ın (sav) yanında Kureyş kabilesinden birtakım kadınlar vardı. Kadınlar Hz. Peygamber'le konuşuyorlar ve çok laf ediyorlardı. Sesleri de Rasûlullah'ın (sav) sesinden yüksek çıkıyordu. Hz. Ömer girmek için izin istediğinde, onun sesini duyan kadınlar kalktılar ve hemen perdenin gerisine koştular. Rasûlullah (sav) Hz. Ömer'in girmesine izin verdi. Ömer içeri girdiğinde Rasûlullah (sav) gülüyordu. Bunun üzerine Ömer, "Allah seni bütün ömrün boyunca güldürüp sevindirsin, ey Allah'ın resûlü!" dedi. Hz. Peygamber şöyle söyledi: "Yanımda bulunan şu kadınların hâline şaşırdım, onlar senin sesini işitince hemen perdenin arkasına geçtiler." Hz. Ömer, "Onların korkmalarına en layık olanı hiç şüphesiz sensin, ey Allah'ın resûlü" dedi, sonra da kadınlara dönüp şöyle söyledi: "Ey kendi canlarının düşmanları! Rasûlullah'tan (sav) korkmuyorsunuz da bende korkuyorsunuz, öylemi?" Kadınlar da, "Evet, dediler, çünkü sen Resûlullah'tan (sav) daha sert ve daha katı yüreklisin." Bunun üzerine Resûlullah (sav) şöyle söyledi: "Evet, ey Hattâb'ın oğlu! Hayatım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, yolda giderken şeytan sana rastlayacak olsa, mutlaka yolunu değiştirir, başka bir yola sapar."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona da Abdullah şöyle demiştir: Ömer Müslüman olduğu günden itibaren biz hayatımıza başı dik ve izzetli devam ettik.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Ömer b. Saîd, ona İbn Ebu Muleyke, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: Ömer, (vefat ettiğinde) tabutuna konuldu, kaldırılmadan önce, benim de aralarında bulunduğum insanlar, dua etmek ve namaz kılmak üzere onun etrafını sardı. Bir adamın omuzumu kavramasıyla irkildim, bir de baktım ki Ali, Ömer'e rahmet diledi ve şöyle dedi: Amelinin benzerini yaparak Allah'a kavuşmak istediğim, senden başka bana sevimli kimseyi ardında bırakmadın. Allah'a yemin olsun ki, ben Allah'ın seni iki dostunla beraber bulunduracağı kanaatindeyim. Çünkü çok defa Hz. Peygamber'i (sav) "Ben, Ebu Bekir ve Ömer'le gittim", "Ben, Ebu Bekir ve Ömer'le girdim", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le çıktım" derken işitmişimdir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ile Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir çoban, koyun sürüsünü güderken sürüye kurt saldırdı ve bir koyunu kaptı. Çoban kurdun arkasına düştü ve sonunda koyunu o kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt çobana dönüp dedi ki: "Sürünün benden başka çobanının bulunmayacağı o yırtıcılar gününde koyunu kim kurtaracak?" İnsanlar (kurdun konuşmasına şaşarak): "Sübhânellah" dediler. Bunun üzerinde Hz. Peygamber (sav): "Ben kurdun konuştuğuna inanıyorum. Ebu Bekr ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Râvî der ki: Hz. Peygamber (sav) bu sözü söylediği sırada Ebu Bekr ile Ömer orada değillerdi."
Bize Salt b. Muhammed, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Misver b. Mahrame şöyle demiştir: Ömer vurulduğu zaman ıstırap duymaya ve endişelenmeye başladı. Hemen İbn Abbâs yanına gelerek endişesini gidermek ve teselli etmek maksadıyla “Ey Müminlerin Emiri, eğer bu darbeden dolayı ölüm olursa, vaziyetten o kadar endişe etme. Yemin olsun, muhakkak sen Rasulullah'a (sav) yâr oldun ve O'na çok güzel dostluk ettin. Sonra Rasulullah senden hoşnut olduğu halde sen O'ndan ayrıldın. Ondan sonra Ebu Bekir'e arkadaş oldun. Ona da pek iyi yoldaş oldun. Sonra Ebu Bekir de senden hoşnut ve razı olduğu halde, ondan ayrıldın. Sonra Peygamber'in (sav) ve Ebu Bekir'in bunca arkadaşlarına dost oldun, bunlara da pek güzel dostluk ettin. Eğer sen (bu defa ) sahabeden ayrılırsan, muhakkak onlar senden hoşnut ve razı oldukları hâlde ayrılacaksın” dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: Rasulullah ile sohbet ve O'nun hoşnutluğu hakkında zikrettiğin o güzel hâtıralar Yüce Allah'ın bana bahşettiği bir minnet ve ihsanıdır. Ebu Bekir'in sohbeti ve onun benden hoşnutluğu hakkında zikrettiğin hâtıralar da yine hiç şüphesiz zikri ulu olan Allah'ın bir minnet ve ihsanıdır ki, onu bana bahsetmiştir. Senin şu anda bende görmekte olduğun ıstırap ve endişeme gelince, o senin için ve senin en yakın ve en sadık dostların içindir. Vallahi şayet benim şu yer dolusu altınım olaydı azız ve celîl olan Allah'ın azabından kurtulmak için o azabı görmeden önce bu altınları (hiç tereddüt etmeden) muhakkak feda ederdim. Hammâd b. Zeyd der ki: Bize Eyyûb, ona İbn Ebu Müleyke, ona da İbn Abbâs "ben Ömer'in yanına girdim” demiş ve bu hadisi rivayet etmiştir.
Bize Yusuf b. Musa, ona Ebu Usame, ona Osman b. Ğiyâs, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Ebu Mûsâ (ra) şöyle demiştir: Ben Peygamber'in beraberinde Medine bostanlarından bir bostanın içinde idim. Bir adam geldi de kapının açılmasını istedi. Peygamber (sav) "ona kapıyı aç da kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Ben o kimseye kapıyı açtım. Gördüm ki, gelen Ebu Bekir'dir. Kendisini Peygamber'in söylediği şeyle müjdeledim. Bu müjde üzerine Ebu Bekir Allah'a hamd etti. Sonra bir adam daha gelip kapının açılmasını istedi. Peygamber (sav) "ona kapıyı aç ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Ben kapıyı açtım, Ömer'le karşılaştım. Ona da Peygamber'in (sav) söylediği şeyi haber verdim, o da Allah'a hamd etti. Sonra bir kimse daha kapının açılmasını istedi. Peygamber (sav) yine bana "ona kapıyı aç ve kendisine isabet edecek belâ ve imtihana karşılık onu cennetle müjdele" buyurdu. Gelenin Osman olduğunu gördüm ve ona da Rasulullah'ın söylediklerini haber verdim, o da Allah'a hamd etti, sonra “yardımına sığınılacak olan ancak Allah'tır” dedi.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْتَ مَعَ مَنْ أَحْبَبْتَ