6730 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Avn, ona Halid; (T) Bize Müsedded, ona Halid -hadisin manası aynı olmak üzere-, ona Beyan b. Bişr -Müsedded, Ebu Bişr demiştir-, ona Vebere b. Abdurrahman, ona Amir b. Abdullah b. Zübeyir, ona babası (Abdullah b. Zübeyir) şöyle demiştir: Zübeyir'e “Seni, sahabenin rivayet ettiği gibi, Rasulullah'tan (sav) hadis rivayet etmekten alıkoyan nedir” dedim. şöyle cevap verdi: Vallahi, benim de onun yanında saygınlığım ve yakınlığım vardı. Ancak ben Hz. Peygamber'in (sav) "benim adıma yalan söyleyen cehennemdeki yerine hazırlansın" buyurduğunu işittim.
Bize Züheyr b. Harb ve Osman b. Ebu Şeybe, onlara Cerir, ona el-A'meş, ona Abdullah b. Abdullah, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Hadisler) işiteceksiniz. Sizlerden de (hadisler) işitilecek. Sizlerden (hadisler) işitenlerden de (hadisler) işitilecektir."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) burada sahabe, tabiîn ve tebe-i tabiînin ilmin intikalindeki yerine işaret etmektedir.
Bize Hasan b. Ali, ona Ebu Abdurrahman el-Mukrî, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Bekir b. Amr, ona Ebu Osman Müslim b. Yesar, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) "kim fetva verirse" buyurduğunu; (T) Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyüb, ona Bekir b. Amr, ona Amr b. Ebu Nuayme, ona Abdülmelik b. Mervan'ın süt kardeşi Ebu Osman et-Tunbüzi, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İlme dayanmadan verilen bir fetvanın vebali, fetvayı alan kişiye değil, onu verene aittir." Süleyman el-Mehrî, rivayetinde, "Bir konuda akıl verirken, doğrunun ne olduğunu bildiği halde kardeşini yanlışa yönlendiren kimse, ona ihanet etmiş olur" ifadesini eklemiştir. [Bu rivayet, Süleyman'ın lafzıdır.]
Açıklama: İkinci seneddeki Ebu Osman et-Tunbuzî birinci seneddeki Müslim b. Yesâr'dır. Ebu Davud adeti olduğu üzere birden fazla tariki olan rivayetlerin bir tarikinde ravinin adını başka bir tarikinde künyesini kullanmıştır. Ebu Osman et-Tunbuzî, Müslim b. Yesâr Ebu Osman'ın künyesidir.
Bize Amr b. Merzuk, ona Şube, ona Ebu Akîl Haşim b. Bilal, ona Sabık b. Naciye, ona Ebu Sellam, ona da Hz. Peygamber'e (sav) hizmet etmiş bir kişinin rivayet ettiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) bir söz söylediği zaman onu üç defa tekrar edermiş."
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Rasulullah'ın (sav) zevcesi Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Ebu Hureyre'nin (ra) yaptığına şaşmaz mısın? Geliyor, odamın yanına oturuyor ve bana duyurarak Hz. Peygamber'den (sav) hadis rivayet ediyor. Ben de o sırada namaz kılıyordum. Ben namazımı bitirmeden o kalkıp gitti. Eğer yetişseydim ona şöyle diyecektim: Rasulullah (sav) sizin konuştuğunuz gibi hızlı ve sesli konuşmazdı."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İsrail oğullarından nakilde bulunabilirsiniz. (Bunda) sakınca yoktur."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdusselam b. Mutahher Ebu Zafer, ona Musa b. Halef el-Ammi, ona Katade, ona da Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini nakletmiştir: "Sabah namazından sonra güneş doğup da bir mızrak boyu çıkıncaya kadar Allah'ı zikreden bir toplulukla beraber oturmam bana İsmail'in (as) çocuklarından dördünü kölelikten kurtarmamdan daha sevimlidir. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar Allah'ı zikreden bir cemaatle beraber oturmam ise bana dört insanı kölelikten kurtarmamdan daha sevimlidir."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Gıyas, ona A'meş, ona İbrahim, ona Ubeyde, ona Abdullah (b. Mesud) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav), "bana Nisa suresini oku" dedi. Ben de “Kur'an sana indirildiği halde (onu) sana ben mi okuyayım?” dedim. Hz. Peygamber (sav), "ben, Kur'an'ı başkasından dinlemeyi seviyorum" buyurdu. Bunun üzerine kendisine bu sureyi "her ümmetten bir şahit getirdiğimiz zaman (halleri) nasıl olur?" ayetine kadar okudum. Başımı kaldırdığımda, Rasulullah'ın (sav) gözlerinden yaş akıyordu.
Bize Müsedded ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, onlara Yahya, ona Ubeydullah b. Ahnes, ona Velid b. Abdullah b. Ebu Muğîs, ona Yusuf b. Mâhek, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etti: 'Ben, Rasulullah'tan (sav) işittiğim her şeyi ezberlemek için yazıyordum. Kureyş, beni engelleyip 'Rasulullah (sav) (da) gazap ve rıza esnasında konuşabilen bir beşer iken ondan duyduğun her şeyi yazıyor musun' dediler. Ben de yazmaktan geri durdum ve bunu Rasulullah'a (sav) bildirdim. Hz. Peygamber (sav) parmağı ile ağzını işaret edip "sen yaz! Canım elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, buradan sadece hak söz çıkar" buyurdu.'
Bize Müemmel, ona Velid; (T) Bize Abbas b. Velid b. Mezyed, ona babası (Velid b. Mezyed), ona Evzaî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Mekke fethedildiğinde Hz. Peygamber (sav), kalktı ve hutbe verdi. (Ebu Hureyre), Nebî'nin (sav) verdiği hutbeyi anlattı ve şöyle dedi: Yemen ahalisinden, kendisine Ebu Şâh denilen bir zât kalktı ve 'ey Allah'ın Rasulü, benim için (hutbeyi) yazdırsanız keşke!' dedi. Hz. Peygamber (sav) de '(Hutbeyi) Ebu Şâh için yazın' buyurdu."