Giriş

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben kendimi, rüyamda, üzerinde ko­va olan bir kuyu başında gördüm. O kuyudan Allah'ın dilediği kadar su çektim. Sonra kovayı Ebu Kuhâfe'nin oğlu aldı, o da kova ile bir yahut iki kova su çekti. Onun su çek­mesinde bir zayıflık vardı. Allah onun bu zayıflığını bağışlasın. Sonra bu küçük kova büyük bir kovaya dönüştü. Onu İbn Hattâb aldı. Ben insanlar içinde Ömer'in çekişi gibi su çekebi­lecek kabiliyet ve dehada benzer bir kişi daha göremedim. Nihayet insanlar o kuyu başını develerin sulak ve konak yeri edindiler."


    Öneri Formu
34552 B003664 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Muhammed b. Miskin, ona Ebu Hasan, ona Yahya b. Hassân, ona Süleyman, ona Şerîk b. Ebu Nemir, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: Evden abdestli olarak evden çıkıp kendi kendime “bugün Rasulullah'tan hiç ayrılmayacağım, hep onunla birlikte olacağım” dedim. Râvî der ki: Ebu Musa bu niyetle mescide geldi ve Peygamber'i (sav) sordu. Oradakiler “Peygamber (sav) mescitten çıktı ve şu tarafa yönelip gitti” dedi­ler. (Ebu Musa der ki:) Mescitten çıkıp Peygamber'i(sav) sora sora izini takip edip edip gittim ve onu Erîs Kuyusu (bostanına) girmiş olarak buldum. Ben de Bostanın hurma dalından yapılmış olan kapısında oturdum. Nihayet Rasûlullah ihtiyacını giderip abdest aldı. Ben de kalkıp O'nun yanına var­dım ve gördüm ki Rasulullah (sav) Erîs Kuyusu'nun ağzında oturmuş ve iki bacağını açarak kuyuya sarkıtmıştı. Varıp selâm verdim. Sonra geri dönüp kapının yanına oturdum ve kendi kendime “bugün ben muhakkak Rasûlullah'ın (sav) kapıcısı olacağım” dedim. Bu sırada Ebu Bekir geldi, kapıya vurdu. Ben “kimdir o?” diye sordum. “Ebu Bekir” dedi. “biraz bekle” dedim, Sonra gittim ve “ey Allah'ın Rasulü, şu bekleyen Ebu Bekir, girmek için izin istiyor” dedim. Rasulullah (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Hemen geri döndüm ve Ebu Bekir'e “buyur gir, Rasulullah (sav) seni cennetle müjdeliyor” dedim. Ebu Bekir içeriye girdi ve kuyu başında Rasulullah'ın sağ yanına oturdu ve Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi bacakla­rını açarak ayaklarını kuyuya sarkıttı. Ben dönüp yerime oturdum. Ben kardeşimi abdest alıp arkam­dan bana yetişmek üzere geride bırakmıştım. -kardeşini kastederek- “Allah falanca kuluna hayır dilerse, şimdi o da buraya ge­lir” dedim. Bu sırada biri kapıya vurdu. “Kimdir o?” dedim. “Ömer b. Hattâb girmek için izin istiyor” dedi. Ben de “biraz bekle” dedim. Sonra Rasulullah'a gelip selâm verdim ve “Ömer b. Hattâb, yanınıza girmek için izin is­tiyor” dedim. Rasulullah (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Geldim ve Ömer'e “buyur gir, Rasulullah (sav) seni cennetle müjdeledi” dedim. Ömer de girdi ve kuyu başında Rasulullah'ın sol ta­rafına oturdu. ve iki ayağını kuyuya sarkıttı. Ben kapı ya­nındaki yerime dönüp oturdum ve “eğer Allah falanca kimseye hayır dilemişse, o da buraya ge­lir” dedim. Yine biri gelip kapıyı vurdu. “Kimdir o?” dedim. “Osman b. Affân” dedi. “biraz bekle” dedim ve gelip haber verdim. Rasulullah (sav) "Ona izin ver ve kendisine, erişecek belâ ve imtihan üzerine onu cennetle müjdele" buyurdu. Ben de geldim ve Osman'a “buyur gir, Rasulullah (sav) sana erişecek belâ ve musibet üzerine cennet­le müjdeledi” dedim. O da girdi, ancak kuyu başı dolmuş olduğu için Rasulullah'­ın (sav) karşısında başka tarafa oturdu. Şerîk der ki: Saîd b. Müseyyeb “bu oturuş tarzını onların kabirleri şeklinde yorumladım” demiştir.


    Öneri Formu
34699 B003674 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Haccâc b. Minhâl, ona, Abdülaziz el-Mâcişûn, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben kendimi cennete girmiş olarak gördüm ve bir de baktım ki Ebu Talha'nın karısı Rumeysâ orada. Bir yürüme hışırtısı duydum, 'kim bu gelen?' diye sordum. Cibril 'Bilâl' diye cevap verdi. Avlusunda cariye olan bir köşk gördüm ve 'bu köşk kimin?' dedim. Cibril 'Ömer'in' dedi. İçine girmek ve bakmak istedim ama senin kıs­kançlığını hatırladım'" Bunun üzerine Ömer “anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü, seni mi kıskanacağım?” dedi.


    Öneri Formu
34704 B003679 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 6

Bize Musa b. İsmail, ona ona Ebu Avâne, ona da Osman b. Mevheb şöyle demiştir: Mısır ahalisinden bir adam gelip Beytullah'da hac yaparken orada oturan bir topluluk gördü ve “bu topluluk kimlerdir?” dedi. Oradakilerden biri “bunlar Kureyş'tir” dedi. O zât bu sefer “bunların içinde sözü dinlenen kimdir?” dedi. Onlar “Abdullah b. Ömer'dir” diye cevap verdiler. O zât “ey Ömer'in oğlu, ben senden bir şey soracağım, onu bana söyle; Osman'ın Uhud günü harpte bulunmadığını bilir misin?” diye sordu. İbn Ömer “evet” dedi. Adam “Osman'ın Bedir gününde kaybolup harbe katılmadığını bilir misin?” dedi. İbn Ömer yine “evet” dedi. Adam “Osman'ın Rıdvan Biatında ortadan kaybolup Hudeybiye'de hazır bulunmadığını biliyor musun?” dedi. İbn Ömer “evet” dedi. (Bu cevapları alan) adam “Allâhu Ekber” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer şöyle dedi: Gel, sana olayların iç yüzünü açıklayayım. Uhud günü Osman'­ın bulunmayışına gelince, ben inanıyorum ki Allah onu affedip bağışlamıştır. Bedir'de katılamayışının sebebi nikahı altında bulunan Rasulullah'ın kızı Rukiye'nin bu sırada ağır hasta olmasıdır. Rasulullah (sav) ona "senin için Bedir'de hazır bulunan bir gazinin sevabı ve ganimet payı vardır" bu­yurmuştur. Rıdvan Biatı'nda olmayışına gelince Eğer Mek­ke vadisinde Osman'dan daha fazla şeref ve nüfuz sahibi bir kimse bu­lunsaydı, muhakkak Rasulullah (sav) Osman'ın yerine onu (Mekke'ye elçi) gönderirdi. Rıdvân Biati, Rasulullah'ın (sav) Osman'ı göndermesinden ve onun da Mekke'ye gitmesinden sonra olmuştur. Osman'ın bu şerefli biattan mahrum olmaması için, Rasulullah (sav) sağ eline işaret ederek "İşte bu, Osman'ın elidir" buyurup onunla sol eli üzerine vurup "İşte bu da Osman'ın biatı" buyurmuştur. Abdullah ibn Ömer, Mısırlı adama “hadi şimdi, sana verdiğim bilgilerle var git” dedi.


    Öneri Formu
34736 B003699 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 7

Bana Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Mervân, şöyle demiştir: Ben Osman'ın yanındayken bir adam geldi ve “yerine bir halef göster” dedi. Bunun üzerine Osman “kim olacağı söylendi mi?” dedi. O zât “evet, Zübeyir” dedi. Osman üç kere “dikkat edin, Allah'a yemin ederim ki, muhakkak sizler, Zübeyir'in en hayırlınız olduğunu bilmektesinizdir” dedi.


    Öneri Formu
34780 B003718 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 13

Bize Mekkî b. İbrahim, ona Hâşim b . Hâşim, ona Âmir b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) şöyle demiştir: Hiç şüphesiz ben kendimi İslam'a ilk giren üç kişiden bir olarak gördüm.


    Öneri Formu
34787 B003726 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 15

Bize Yahya b. Kazaa, ona İbrahim b. Sa'd, ona Zührî, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Bir keresinde Peygamber (sav) be­nim yanımda iken ayak izinde mahir bir adam gelmişti. O sırada Usame b. Zeyd ile Zeyd b. Harise uzanmış yatıyorlardı. O izci onların ayaklarına baktı ve “Şüphesiz şu ayakların bir kısmı diğer bir kısmındandır (aynı izlere sahiptir)” dedi. Râvî der ki: Bu söz Peygamber'i (sav) sevindirdi ve onun hoşuna gitti. Bunun üzerine olayı Âişe'ye de haber verdi.


    Öneri Formu
34792 B003731 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 17

Bize Musa b. İsmail, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman, ona da Usame b. Zeyd (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav), Usame'yi, Hz. Hasan ile beraber kucağına alır ve "Allah'ım, ben bunları seviyorum, sen de sev" derdi.


    Öneri Formu
34796 B003735 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 18

Bana Muhammed b. Hüseyin b. İbrahim, ona Hüseyin b. Muhammed, ona Cerîr, ona Muhammed, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Hüseyin (as) (şehit edildikten sonra), başı bakır bir leğen içerisinde Übeydullah b. Ziyâd'a getirildi. Übeydullah süngüsüyle Hz. Hüseyin'in burnuna dokunup onun yüz güzelliği hakkında bir şeyler söylemeye başladı. Enes der ki: Hüseyin, insanlar için­de Rasulullah'a (sav) en çok benzeyen kişiydi ve o esnada Hz. Hüseyin'in saçları vesme kınası ile siyaha boyanmıştı.


    Öneri Formu
34808 B003748 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 22

Bize Ebu Nuaym, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (ra), Ömer'in şöyle demekte olduğunu rivayet etmiştir: Ebu Bekir bizim hem efendimiz hem de efendimizi -Bilal'i kast ediyor- hürriyetine kavuşturmuştur.


    Öneri Formu
34814 B003754 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 23