Giriş

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Amir, ona Füleyh, ona Salim Ebu Nadr, ona Büsr b. Said, ona Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) insanlara bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: "Allah kulunu (rasulünü) dünyadaki ve kendi katındaki (nimetler) arasında bir seçim yapma konusunda serbest bıraktı, o da Allah katında olanı tercih etti." Bu söz üzerine Ebubekir ağladı. Biz de, Rasulullah'ın (sav) Allah'ın muhayyer bıraktığı bir kul­dan haber verdiği için Ebubekir'in ağlamasına hayret ettik. Meğer seçim hakkı verilen kul Rasulullah (sav), bu­nu hepimizden daha iyi bilen kişi de Ebubekir'dir. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İnsanlar içinde arkadaşlığı ve malıyla bana en çok katkıda bulunan kişi Ebubekir'dir. Rabbimden başka birini kendime dost edinecek olsaydım, muhakkak Ebubekir'i dost edinirdim, lakin İslam kardeşliği daha üstündür. Ebubekir'in mescide açılan küçük kapısı dışında mescide açılan tüm küçük kapılar kapatılsın."


    Öneri Formu
34542 B003654 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 3

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya, ona Saîd, ona ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) beraberinde Ebu Bekir, Ömer ve Osman olduğu hâlde Uhud Dağı'na çıkmıştı. Orada bulun­dukları sırada dağ deprendi. Peygamber (sav) "ey Uhud sakin ol, senin üzerinde bir Peygamber, bir Sıddık ve iki şehit bulunmaktadır" buyurdu.


    Öneri Formu
34700 B003675 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Kuteybe b. Said, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: "Rasulullah (sav) ile bir­likte bir yolculuğa çıktık. Beydâ yahut Zatü'l-Ceyş denilen yere vardığımızda gerdanlığım kopup düştü. Onu aramak için Rasulullah (sav) o yerde bekledi, insanlar da onunla beklediler. Su başında olmadıkları gibi yanlarında su da yoktu. Bunun üzerine halk Ebubekir'e gelerek “Âişe'nin yaptığını görüyor musun? Hem Rasulullah'ı (sav) hem de yanındaki insanları yollarından alıkoydu. Bunlar su başında değiller yanlarında su da yok” dediler. Derken Ebubekir yanıma geldi Rasulullah (sav) başını di­zime koymuş uyuyordu. Ebubekir (bana) “sen hem Rasulullah'ı (sav) hem de yanında­ki insanları yollarından alıkoydun. Bunlar su başında değiller, yanlarında su da yok!” diyerek beni iyice azarladı ve epeyce söylendi. Eliyle de böğrüme vurmaya başladı. Rasulullah (sav) dizimde bulunduğu için hareket de etmedim. Böylece Rasulullah (sav) sabaha kadar susuz olarak uyu­du. Bunun üzerine Allah Teâlâ teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi ve Ashab teyemmüm ettiler. Üseyd b. Hudayr “bu sizin ilk bereketiniz değildir Ey Ebubekir ailesi!” dedi. Hz. Aişe der ki: Müteakiben üzerinde bulunduğum deveyi kaldırdık gerdanlığı da altında bulduk."


    Öneri Formu
34697 B003672 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Ömer b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem) şöyle demiştir: İbn Ömer bana, Ömer'in hâl ve şanına dair bir şeyler sordu ben de ona anlattım. Bunun üzerine İbn Ömer “Rasulullah'tan (sav) sonra, Rasulullah'ın (sav) vefatından Ömer b. Hattâb'ın hayatının sonuna kadar, insanlar arasında, Ömer'den daha ciddi ve iyi huylu bir kimseyi görmedim” dedi.


    Öneri Formu
34712 B003687 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 6

Bana Velîd b. Salih, ona İsa b. Yunus, ona Ömer Saîd b. Ebu Hüseyin el-Mekkî, ona Ebu Müleyke, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb'ın na'şı başında onun için Allah'a dua eden bir topluluk içinde duruyordum. Bu sırada arkamda bir adam dirseği­ni omuzum üzerine koymuş “Allah sana merhamet etsin. Ben umuyorum ki Allah seni iki dostunla bir araya getirecektir. Çünkü Rasulullah'ın (sav) çok defa "Ben, Ebu Bekir ve Ömer'le şöyle idim", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le şöyle yaptım", "Ben Ebu Bekir ve Ömer'le şuraya gittim" dediğini işitir dururdum. Bunun için ben, Allah'ın seni muhakkak iki dostunla bir arada bulunduracağını umuyorum” diyordu. bir de baktım, bu kişi Ali b. Ebu Tâlib'di.


    Öneri Formu
34702 B003677 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Muhammed b. Bişr, ona Ebu Bekir b. Salim, ona Salim, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyur­muştur: "Rüyamda gördüm ki ben bir kuyu başında küçük bir kova ile su çekiyorum. O sırada Ebu Bekir geldi, Allah onu bağışlasın, güçsüz bir şekilde kuyudan bir yahut iki kova su çekti. Sonra Ömer b. Hattâb geldi ve o küçük kova büyük bir kovaya dönüştü. Ben Ömer gibi, kuyudan mükemmel bir şekilde su çeken, birini daha görmedim. O kadar ki insanlar suya kandı ve orayı develerine sulak ve otlak edindiler". İbn Cübeyr der ki: "Abkarîyy", oldukça güzel yaygı demektir. Yahya der ki: "Zerabi" ince ve çok saçakları bulunan güzel yaygılar demektir.


    Öneri Formu
34707 B003682 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 6

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Saîd, ona ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) beraberinde Ebu Bekir, Ömer ve Osman olduğu hâlde Uhud Dağı'na çıkmıştı. Orada bulun­dukları sırada dağ deprendi. Peygamber (sav) -zannediyorum ayağıyla dağa vurup- "ey Uhud sakin ol, senin üzerinde bir Peygamber, bir Sıddık ve iki şehit bulunmaktadır" buyurdu.


    Öneri Formu
34722 B003697 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 7

Bize Muhammed b. Râfi, ona Hüseyin, ona Zâide, ona Ebu Hasîn, ona da Sa'd B. Ubeyde şöyle demiştir: Bir adam İbn Ömer'e gelip Osman hakkında fikrini sordu. İbn Ömer, Osman'ın güzel tavır ve işlerinden bahsetti sonra da o kimseye “herhalde bu anlattığım şeyler hoşuna gitmedi” dedi. O kimse “Evet” dedi. İbn Ömer “Allah senin burnunu sürtsün” dedi. Sonra o kimse İbn Ömer'e Ali hakkındaki fikrini sordu. İbn Ömer, Ali'nin güzel tavır ve davranışlarını saydı ve “işte Ali budur, evi de Peygamber'in (sav) evlerinin tam ortasındadır (en güzelidir)” dedi, sonra “herhalde bu anlattığım şeyler hoşuna gitmedi” dedi. O adam “evet” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer ona “Allah senin burnunu sürtsün. Git benim aleyhime elinden ne geliyorsa onu yap” dedi.


    Öneri Formu
34756 B003704 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 9


    Öneri Formu
34701 B003676 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5


    Öneri Formu
34716 B003691 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 6