10635 Kayıt Bulundu.
(Bize) Abdullah b. Salim, ona ez-Zubeydî, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Kasım, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: (Vefatı esnasında) Peygamber'in (sav) gözü açılıp yukarı doğru baktı, sonra da üç defa "Allah'ım beni Refîku'l-A'lâ zümresine kat" diye dua etti. Kasım b. Muhammed, bu hadisin tamamını rivayet etti. Bu rivayette Hz. Âişe der ki: (Hz. Peygamber'in vefatının ardından) Allah, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in yaptığı konuşmalarıyla (insanları) faydalandırdı. Hz. Ömer'in konuşması içlerinde nifak olan insanlara korku saldı ve Allah bu konuşma sayesinde onları nifak eylemlerinden geri döndürdü.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Salim arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Câmi b. Şeddâd, ona Safvân b. Muhriz, ona da İmrân b. Husayn (r.anhuma) şöyle demiştir: Temîm oğullarından bir grup Hz. Peygamber'e (sav) çıkageldi. Peygamber (sav) onlara "ey Temîm oğulları, müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar da “bizlere ahiret müjdeleri verdin, dünyalık da ver” dediler. Hz. Peygamber'in yüzü asıldı. Bu sırada Yemen'den bir grup insan geldi. Rasulullah bunlara hitaben "Temim oğullarının kabul etmediği müjdeyi sizler kabul edin ey Yemenliler" buyurdu. Onlar da “kabul ettik” dediler. Sonra Peygamber (sav) onlara yaratılışın başlangıcından, arştan anlatmaya başladı. Tam bu sırada bir adam gelip “İmrân, deven kaçıyor” dedi. Keşke devem kaybolup gitseydi de ben yerimden kalkmasaydım.
Bize Ömer b. Hafs b. Ğiyâs, ona Babası (Hafs b. Ğiyâs), ona A'meş, ona Câmi b. Şeddâd, ona Safvân b. Muhriz, ona da İmrân b. Husayn (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'in yanına girdim ve devemi kapıya bağladım. Sonra Temîm oğullarından bir grup Hz. Peygamber'e (sav) çıkageldi. Peygamber (sav) onlara "ey Temîm oğulları, hadi bu müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar da “bizlere ahiret müjdeleri verdin, dünyalık da ver” dediler ve bunu iki defa tekrar ettiler. Bu sırada Yemen'den bir grup insan gelip içeri girdi. Rasulullah bunlara hitaben "Temim oğullarının kabul etmediği müjdeyi sizler kabul edin ey Yemenliler" buyurdu. Onlar da “kabul ettik ey Allah'ın Rasulü. Biz sana bu (ilk yaratılış) konusunda sormak için gelmiştik” dediler. Peygamber (sav) " Allah vardı ve Allah'tan başka bir şey yoktu. Allah'ın Arşı su üzerindeydi. Sonra Allah Levh-i Mahfuz'da olan ve olacak olan her şeyi yazdı ve gökleri ve Yer'i yarattı" buyurdu. Tam bu sırada bir adam “İmrân, deven kaçıyor” dedi. Ben hemen deveyi aramak üzere gittim. Benimle devem arasını serap kesiyordu. Allah'a yemin ederim ki, keşke devem kaybolup gitseydi de ben yerimi terk etmeseydim.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Amir, ona Füleyh, ona Salim Ebu Nadr, ona Büsr b. Said, ona Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) insanlara bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: "Allah kulunu (rasulünü) dünyadaki ve kendi katındaki (nimetler) arasında bir seçim yapma konusunda serbest bıraktı, o da Allah katında olanı tercih etti." Bu söz üzerine Ebubekir ağladı. Biz de, Rasulullah'ın (sav) Allah'ın muhayyer bıraktığı bir kuldan haber verdiği için Ebubekir'in ağlamasına hayret ettik. Meğer seçim hakkı verilen kul Rasulullah (sav), bunu hepimizden daha iyi bilen kişi de Ebubekir'dir. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İnsanlar içinde arkadaşlığı ve malıyla bana en çok katkıda bulunan kişi Ebubekir'dir. Rabbimden başka birini kendime dost edinecek olsaydım, muhakkak Ebubekir'i dost edinirdim, lakin İslam kardeşliği daha üstündür. Ebubekir'in mescide açılan küçük kapısı dışında mescide açılan tüm küçük kapılar kapatılsın."
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Süleyman, ona Yahya b. Saîd, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Biz, Peygamber'in (sav) zamanında, insanlar arasında hayır açısından tercih yapar, en hayırlı Ebu Bekir'i sayardık, sonra Ömer b. Hattâb'ı, sonra Osmân b. Affân'ı (r.anhum).
Bize Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Zeyd b. Vâkıd, ona Büsr b. Ubeydullah, ona Âizullah Ebu İdris, ona da Ebü'd-Derdâ şöyle söylemiştir: Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında oturuyordum. Bu sırada Ebubekir, elbisesinin eteğini diz kapakları açılıncaya kadar toplamış olarak çıkageldi. Hz. Peygamber (sav) bize: "Arkadaşınız mutlaka biriyle çekişmiş" buyurdu. Ebubekir selam verdi ve 'Ya Rasulallah! Benimle Hattâb oğlu arasında bir şey (bir çekişme) oldu. Ben bu çekişmede aşırı gittim. Sonra pişman oldum ve kendisinden beni affetmesini istedim. Fakat Ömer kabul etmedi. Ben de sana geldim, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) üç kere: "Allah seni bağışlasın Ey Ebubekir!" dedi Sonra Ömer de bu dargınlıktan pişman oldu, Ebubekir'in evine gitti ve 'Ebubekir burada mı?' diye sordu. Hayır, burada değil diyerek cevap vermeleri üzerine, Ömer de Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi ve O'na selam verdi. Bu sırada Peygamber'in yüzü (öfkelendiği için) değişmeye başladı. Bu durumdan Ebubekir endişe etti ve iki dizi üzerine çökerek iki kez 'Ya Rasulallah! Vallahi bu işte Ömer'den ziyade ben ileri gittim' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah beni size peygamber olarak gönderdi. Siz 'yalan söylüyorsun' dediniz. Ebubekir ise; 'Doğru söylüyorsun' dedi ve bana canı ile, malı ile yardımcı oldu. Şimdi sizler benim bu dostumu bana bırakın." Allah Resulü bu sözü iki kez tekrarladı. Ebü'd-Derdâ; 'Bundan sonra Ebubekir hiç incitilmedi' demiştir.
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir yolculuğa çıktık. Beydâ yahut Zatü'l-Ceyş denilen yere vardığımızda gerdanlığım kopup düştü. Onu aramak için Rasulullah (sav) o yerde bekledi, insanlar da onunla beklediler. Su başında olmadıkları gibi yanlarında su da yoktu. Bunun üzerine halk Ebubekir'e gelerek “Âişe'nin yaptığını görüyor musun? Hem Rasulullah'ı (sav) hem de yanındaki insanları yollarından alıkoydu. Bunlar su başında değiller yanlarında su da yok” dediler. Derken Ebubekir yanıma geldi Rasulullah (sav) başını dizime koymuş uyuyordu. Ebubekir (bana) “sen hem Rasulullah'ı (sav) hem de yanındaki insanları yollarından alıkoydun. Bunlar su başında değiller, yanlarında su da yok!” diyerek beni iyice azarladı ve epeyce söylendi. Eliyle de böğrüme vurmaya başladı. Rasulullah (sav) dizimde bulunduğu için hareket de etmedim. Böylece Rasulullah (sav) sabaha kadar susuz olarak uyudu. Bunun üzerine Allah Teâlâ teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi ve Ashab teyemmüm ettiler. Üseyd b. Hudayr “bu sizin ilk bereketiniz değildir Ey Ebubekir ailesi!” dedi. Hz. Aişe der ki: Müteakiben üzerinde bulunduğum deveyi kaldırdık gerdanlığı da altında bulduk."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsa b. Musa arasında inkıta vardır. Aynı şekilde İsa ile Rakabe arasında da inkıta vardır (Fethü'l-Bârî, Dârü'l-Ma'rife, VI, 290).