Giriş


    Öneri Formu
31500 B003194 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 1

Bize İsa, ona Rakabe, ona Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihab, ona da Hz. Ömer (ra) şöyle haber vermiştir: "Hz. Peygamber (sav) bizim aramızda ayağa kalkarak yaratılışın başlangıcından itibaren cennet ve cehennem yerlerine girinceye kadarki zaman içinde olmuş ve olacak her şeyi anlattı. Ezberleyenler ezberledi. Unutanlar da unuttu."


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsa b. Musa arasında inkıta vardır. Aynı şekilde İsa ile Rakabe arasında da inkıta vardır (Fethü'l-Bârî, Dârü'l-Ma'rife, VI, 290).

    Öneri Formu
31498 B003192 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 1

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Muhammed b. Sirin, ona (Abdurrahman) b. Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü haline dönmüştür. Bir sene on iki aydır. Bunların dördü haram aylardır. Bunlardan üçü peş peşedir. Zilkade, Zilhicce ve Muharrem. Ve Diğeri de Cemaziyelahir ile Şaban arasındaki Mudar'ın ayı olan Recep'tir."


Açıklama: Recep ayının Mudar kabilesine nispet edilmesi onların Recep ayının haramlığına daha çok hürmet göstermesi, diğer kabilelere göre haramlığını daha çok gözetmelerinden kaynaklanmıştır. (Hattabi, Meâlim, II, 207)

    Öneri Formu
31503 B003197 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 2

(Bize) Abdullah b. Salim, ona ez-Zubeydî, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Kasım, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: (Vefatı esnasında) Peygamber'in (sav) gözü açılıp yukarı doğru baktı, sonra da üç defa "Allah'ım beni Refîku'l-A'lâ zümresine kat" diye dua et­ti. Kasım b. Muhammed, bu hadisin tamamını rivayet etti. Bu rivayette Hz. Âişe der ki: (Hz. Peygamber'in vefatının ardından) Allah, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in yaptığı konuşmalarıyla (insanları) faydalandırdı. Hz. Ömer'in konuşması içlerinde nifak olan insanlara korku saldı ve Allah bu konuşma sayesinde onları nifak eylemlerinden geri döndürdü.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Salim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
34557 B003669 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Câmi b. Şeddâd, ona Safvân b. Muhriz, ona da İmrân b. Husayn (r.anhuma) şöyle demiştir: Temîm oğullarından bir grup Hz. Peygamber'e (sav) çıkageldi. Peygamber (sav) onlara "ey Temîm oğulları, müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar da “bizlere ahiret müjdeleri verdin, dünyalık da ver” dediler. Hz. Peygamber'in yüzü asıldı. Bu sırada Yemen'den bir grup insan geldi. Rasulullah bunlara hitaben "Temim oğullarının kabul etmediği müjdeyi sizler kabul edin ey Yemenliler" buyurdu. Onlar da “kabul ettik” dediler. Sonra Peygamber (sav) onlara yaratılışın başlangıcından, arştan anlatmaya başladı. Tam bu sırada bir adam gelip “İmrân, deven kaçıyor” dedi. Keşke devem kaybolup gitseydi de ben yerimden kalkmasaydım.


    Öneri Formu
31496 B003190 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 1

Bize Ömer b. Hafs b. Ğiyâs, ona Babası (Hafs b. Ğiyâs), ona A'meş, ona Câmi b. Şeddâd, ona Safvân b. Muhriz, ona da İmrân b. Husayn (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'in yanına girdim ve devemi kapıya bağladım. Sonra Temîm oğullarından bir grup Hz. Peygamber'e (sav) çıkageldi. Peygamber (sav) onlara "ey Temîm oğulları, hadi bu müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar da “bizlere ahiret müjdeleri verdin, dünyalık da ver” dediler ve bunu iki defa tekrar ettiler. Bu sırada Yemen'den bir grup insan gelip içeri girdi. Rasulullah bunlara hitaben "Temim oğullarının kabul etmediği müjdeyi sizler kabul edin ey Yemenliler" buyurdu. Onlar da “kabul ettik ey Allah'ın Rasulü. Biz sana bu (ilk yaratılış) konusunda sormak için gelmiştik” dediler. Peygamber (sav) " Allah vardı ve Allah'tan başka bir şey yoktu. Allah'ın Arşı su üzerindeydi. Sonra Allah Levh-i Mahfuz'da olan ve olacak olan her şeyi yazdı ve gökleri ve Yer'i yarattı" buyurdu. Tam bu sırada bir adam “İmrân, deven kaçıyor” dedi. Ben hemen deveyi aramak üzere gittim. Benimle devem arasını serap kesiyordu. Allah'a yemin ederim ki, keşke devem kaybolup gitseydi de ben yerimi terk etmeseydim.


    Öneri Formu
31497 B003191 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 1

Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Süleyman, ona Yahya b. Saîd, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Biz, Peygamber'in (sav) zamanında, insanlar arasında hayır açısından tercih yapar, en hayırlı Ebu Bekir'i sayardık, sonra Ömer b. Hattâb'ı, sonra Osmân b. Affân'ı (r.anhum).


    Öneri Formu
34543 B003655 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 4

Bize Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Zeyd b. Vâkıd, ona Büsr b. Ubeydullah, ona Âizullah Ebu İdris, ona da Ebü'd-Derdâ şöyle söylemiştir: Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında oturuyordum. Bu sırada Ebubekir, elbisesinin eteğini diz ka­pakları açılıncaya kadar toplamış olarak çıkageldi. Hz. Peygamber (sav) bize: "Arkadaşınız mutlaka biriyle çekişmiş" buyur­du. Ebubekir selam verdi ve 'Ya Rasulallah! Benimle Hattâb oğlu arasında bir şey (bir çe­kişme) oldu. Ben bu çekişmede aşırı gittim. Sonra pişman oldum ve kendisinden beni affetmesini istedim. Fakat Ömer kabul etmedi. Ben de sana geldim, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) üç kere: "Allah seni bağışlasın Ey Ebubekir!" dedi Sonra Ömer de bu dargınlıktan pişman oldu, Ebubekir'in evine gitti ve 'Ebubekir burada mı?' diye sordu. Hayır, burada değil diyerek cevap vermeleri üzerine, Ömer de Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi ve O'na selam verdi. Bu sırada Peygamber'in yüzü (öfkelendiği için) değişmeye başladı. Bu durumdan Ebubekir endişe etti ve iki dizi üzerine çökerek iki kez 'Ya Rasulallah! Vallahi bu işte Ömer'den ziyade ben ileri gittim' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah beni size peygamber olarak gönderdi. Siz 'yalan söylüyorsun' dediniz. Ebubekir ise; 'Doğru söylüyorsun' dedi ve bana canı ile, malı ile yar­dımcı oldu. Şimdi sizler benim bu dostumu bana bırakın." Allah Resulü bu sözü iki kez tekrarladı. Ebü'd-Derdâ; 'Bundan sonra Ebubekir hiç incitilme­di' demiştir.


    Öneri Formu
34549 B003661 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5


    Öneri Formu
31501 B003195 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 2


    Öneri Formu
31502 B003196 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 2