5560 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Ebu Ubeyde, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) yatağına yattığında sağ elini yanağının altına koyar ve 'Allah'ım! kullarını dirilttiğin -veya bir araya topladığın- günün azabından beni koru' diye dua ederdi."
Açıklama: Ebu Ubeyde ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Bize Ali b. Muhammed, ona İshak b. Süleyman, ona Malik b. Enes, ona ez-Zührî, ona Abdurrahman b. Avf'ın azatlı kölesi Ebu Ubeyd, ona da Ebu Hüreyre Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Acele etmedikçe her birinizin duası kabul olunur." Ey Allah'ın Rasulü dua eden kişi nasıl acele eder? denilince "Kişi 'Allah'a dua ettim de Allah benim duamı kabul etmedi', demek suretiyle acele etmiş olur." şeklinde cevap verdi.
Bize Ebu Bekir, ona Yunus b. Muhammed ve Said b. Şurahbîl, ona Leys b. Sa'd, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, Hz. Aişe'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) yattığı zaman Felak ve Nas surelerini okur avuçlarına üfler ve vücuduna sürerdi.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Süfyân, ona Ebu İshâk, ona Berâ b. Âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama "Gece yatağa yattığında şöyle dua et" buyurdu: "Allah'ım! Yüzümü sana döndüm, sırtımı sana dayadım, işimi sana teslim ettim. Mükafatını umar, azabından korkarım. Senden başka sığınağım, senden başka kurtuluşum yoktur. Senin indirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim." "Eğer bunu söylediğin gece ölürsen fıtrat üzere ölürsün. Sabaha çıkarsan da büyük bir hayra sahip olursun."
Bize Ebu Bekir, ona Yunus b. Muhammed ve Said b. Şurahbîl, ona Leys b. Sa'd, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, Hz. Aişe'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) yattığı zaman Felak ve Nas surelerini okur avuçlarına üfler ve vücuduna sürerdi.
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Zeyd b. Hubâb, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs’ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua etmiştir: "Allah, bize ve Âd’ın kardeşine (Hz. Hud’a) rahmet eylesin."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muâviye b. Hişâm, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona Rabîa b. Ka'b el-Eslemî şöyle haber vermiştir: "Kendisi (Rabîa b. Ka'b) Rasulullah'ın (sav) kapısının eşiğinde yatardı. O geceleyin, Rasullah'ın (sav) 'Sübhânallâhi Rabbi’l-âlemîn' dediğini, sonra biraz susup, ardından 'Sübhânallâhi ve bihamdihî' dediğini duyardı."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaz b. Muaz, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir bulut (ya da fırtına belirtisi) gördüğünde, yüzünün değişir, endişelenir, içeri girer, dışarı çıkardı, bir ileri bir geri yürürdü. Yağmur yağınca ise bu hali geçer, ferahlardı. (Râvî) der ki: Aişe, Peygamber'in (sav) bu hâlinden gördüğü bazı şeyleri, kendisine anlattığında, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ne biliyorsun? Belki bu, Hûd kavminin başına gelen gibi bir şeydir: (Azabın bir bulut şeklinde belirip de vâdilerine yöneldiğini gördüklerinde, “Bu bize yağmur yağdıracak bir bulut” dediler. Hud “Hayır,” dedi. “O, çabuklaştırılmasını istediğiniz şeydir—bir rüzgâr ki, acı bir azap taşır.)" (Ahkâf, 46/24).