Öneri Formu
Hadis Id, No:
159665, TŞ000326
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ ،حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللهِ ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، قَبَّلَ عُثْمَانَ بْنَ مَظْعُونٍ وَهُوَ مَيِّتٌ وَهُوَ يَبْكِي أَوْ قَالَ : عَيْنَاهُ تَهْرَاقَانِ
Tercemesi:
Hz. Âişe (r.anhâ) anlatıyor:
Osman b. Maz'ûn öldüğü zaman, Resûl-i Ekrem Efendimiz onun naaşını ağlayarak (veya göz yaşı dökerek) öpmüşlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 326, /514
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159666, TŞ000327
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،أَخْبَرَنَا أَبُو عَامِرٍ ،حَدَّثَنَا فُلَيْحٌ وَهُوَ ابْنُ سُلَيْمَانَ ، عَنْ هِلالِ بْنِ عَلِيٍّ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، قَالَ : شَهِدْنَا ابْنَةً لِرَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَرَسُولُ اللهِ جَالِسٌ عَلَى الْقَبْرِ ، فَرَأَيْتُ عَيْيَنْهِ تَدمَعَانِ ، فَقَالَ : أَفِيكُمْ رَجُلٌ لَمْ يُقَارِفِ اللَّيْلَةَ ؟ ، قَالَ أَبُو طَلْحَةَ : أَنَا ، قَالَ : انْزِلْ فَنَزَلَ فِي قَبْرِهَا
Tercemesi:
Enes b. Mâlik (r.a) anlatıyor:
Bizler, Peygamber Efendimiz'in kızlarından birisinin cenazesinde bulunmuştuk. Resûl-i Ekrem, kabrin bir kenarına oturmuşlardı. Bu sırada gözlerinden oluk oluk yaşlar aktığını gördüm. Cenazeyi defnetmek üzere gelen topluluğa:Bu kızının, Hz. Osman'ın hanımı Ümmü Gülsüm olduğu belirtilmiştir.
- "İçinizde, bu gece hanımına yaklaşmayan bir kimse var mı?" diye sordular. Ebû Talha:
- "Ben varım yâ Resûlallah" deyince; Ona:
"Öyle ise kabre in" buyurdular. Ebû Talha da kabre inerek cenazeyi yerine yerleştirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 327, /515
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
3. Ebu Yahya Füleyh b. Süleyman el-Eslemi (Abdülmelik b. Süleyman b. Râfi')
4. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
5. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Cenaze, defni
Cenaze, kabre inme, indirme
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159663, TŞ000324
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ ،حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ عَمْرٍو ، قَالَ : انْكسفَتِ الشَّمْسُ يَوْمًا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، فَقَامَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّي ، حَتَّى لَمْ يَكَدْ يَرْكَعُ ثُمَّ رَكَعَ ، فَلَمْ يَكَدْ يَرْفَعُ رَأْسَهُ ، ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَلَمْ يَكَدْ أَنْ يَسْجُدَ ، ثُمَّ سَجَدَ فَلَمْ يَكَدْ أَنْ يَرْفَعَ رَأْسَهُ ، ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَلَمْ يَكَدْ أَنْ يَسْجُدَ ، ثُمَّ سَجَدَ فَلَمْ يَكَدْ أَنْ يَرْفَعَ رَأْسَهُ ، فَجَعَلَ يَنْفُخُ وَيَبْكِي ، وَيَقُولُ : رَبِّ أَلَمْ تَعِدْنِي أَنْ لا تُعَذِّبَهُمْ وَأَنَا فِيهِمْ ؟ رَبِّ أَلَمْ تَعِدْنِي أَنْ لا تُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ ؟ وَنَحْنُ نَسْتَغْفِرُكَ فَلَمَّا صَلَّى رَكْعَتَيْنِ انْجَلَتِ الشَّمْسُ ، فَقَامَ فَحَمِدَ اللَّهَ تَعَالَى ، وَأَثْنَى عَلَيْهِ ، ثُمَّ قَالَ : إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللهِ لا يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلا لِحَيَاتِهِ ، فَإِذَا انْكَسَفَا ، فَافْزَعُوا إِلَى ذِكْرِ اللهِ تَعَالَى
Tercemesi:
Abdullah b. Artır (r.a) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saadetlerinde güneş tutulmuştu. Zât-ı Risâletleri kalkıp namaza durdular. Kıyamda o kadar çok kaldılar ki, adetâ rükûa varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûa vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar. Arkasından doğruldular; fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibaını verdi. Nihayet birinci secdeye vardılar. Vardılar amma başlarını yerden kaldıracak gibi değillerdi. Arkadan birinci secdeden doğrulup oturdular. İki secde arasındaki oturuşları da uzun sürdü. Mübarek başlarını bir daha kaldırmayacakmışçasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşı dökerek ağlıyordu:
"Rabbî! elem te'ıdnî en lâ tü'azzibehüm ve ene fîhim. Rabbî! elem te'ıdnî en lâ tüazzibehüm ve hüm yestağfirûn. Ve nahnü nestağfiruke" .
(Yârabbi! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetimi azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yârabbi! Onlar sana tövbe ve istiğfar edip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin hususunda bana söz vermedin mi?! İşte, bizler kapına geldik; senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!." .
Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince, güneş bütün parlaklığı ile gözüktü. Arkasından Hazreti Peygamber minbere çıkarak topluluğa karşı vecîz bir konuşma yaptılar. Konuşmasında, Allah Teâlâ'ya hamd ü sena ettikten sonra şöyle buyurdular:
"Güneş ve ay, Allah'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir.Kimsenin ölümü veya hayatı için tutulmazlar. Şayet bunlar tutulursa, namaza durup Allah'ı zikretmeye koyulun, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona iltica edin" .
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 324, /510
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Namaz, Kusûf namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159664, TŞ000325
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلانَ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ ،حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ ، عَنْ عِكْرِمَةَ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : أَخَذَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ابْنَةً لَهُ تَقْضِي فَاحْتَضَنَهَا فَوَضَعَهَا بَيْنَ يَدَيْهِ ، فَمَاتَتْ وَهِيَ بَيْنَ يَدَيْهِ وَصَاحَتْ أُمُّ أَيْمَنَ ، فَقَالَ يَعْنِي صلى الله عليه وسلم : أَتَبْكِينَ عِنْدَ رَسُولِ اللهِ ؟ فَقَالَتْ : أَلَسْتُ أَرَاكَ تَبْكِي ؟ قَالَ : إِنِّي لَسْتُ أَبْكِي ، إِنَّمَا هِيَ رَحْمَةٌ ، إِنَّ الْمُؤْمِنَ بِكُلِّ خَيْرٍ عَلَى كُلِّ حَالٍ ، إِنَّ نَفْسَهُ تُنْزَعُ مِنْ بَيْنِ جَنْبَيْهِ ، وَهُوَ يَحْمَدُ اللَّهَ تعالى
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz, ölmek üzere olan kız çocuğunu yattığı yerden kaldırıp kucağına aldı, biraz sonra da önüne koydu. Kızcağız, Resulüllah'ın huzurunda ruhunu teslim etti. Kız ölünce, Hazreti Peygamber'in dadısı Ümmü Eymen, feryâd ederek ağlamaya başladı. Resûl-i Ekrem Efendimiz Ümmü Eymen'e dönerek:
- "Allah'ın Resulü'nün huzurunda yüksek sesle ağlıyor musun ne?" dediğinde, Ümmü Eymen:
- "Sanki siz ağlamıyor musunuz!." deyince, Hazreti Peygamber:
- "Ben, ağlıyor değilim. Benimki sırf merhamet duygusundan ileri gelmektedir. Zîrâ mü'min, bütün hâllerde, her şeyde bir hayır olduğuna inanır. Öyle ki, ruhu bedeninden ayrılma durumunda da olsa, o yine Allah'ına hamdeder".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 325, /512
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159668, TŞ000329
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْخَطَّابِ زِيَادُ بْنُ يَحْيَى الْبَصْرِيُّ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ اللهِ بْنُ مَيْمُونٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : سُئِلَتْ عَائِشَةُ مَا كَانَ فِرَاشُ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم فِي بَيْتِكِ ؟ قَالَتْ مِنْ أَدَمٍ، حَشْوُهُ مِنْ لِيفٍ وَسُئِلَتْ حَفْصَةُ، مَا كَانَ فِرَاشُ رَسُولِ اللَّه فِي بَيْتِكِ؟ قَالَتْ مِسْحًا نَثْنِيهِ ثَنِيَّتَيْنِ فَيَنَامُ عَلَيْهِ، فَلَمَّا كَانَ ذَاتَ لَيْلَةٍ، قُلْتُ: لَوْ ثَنَيْتَهُ أَرْبَعَ ثَنْيَاتٍ، لَكَانَ أَوْطَأَ لَهُ، فَثَنَيْنَاهُ لَهُ بِأَرْبَعِ ثَنْيَاتٍ، فَلَمَّا أَصْبَحَ، قَالَ مَا فَرشْتُمْ لِيَ اللَّيْلَةَ قَالَتْ: قُلْنَا: هُوَ فِرَاشُكَ، إِلا أَنَّا ثَنَيْنَاهُ بِأَرْبَعِ ثَنْيَاتٍ، قُلْنَا: هُوَ أَوْطَأُ لَكَ، قَالَ: " رُدُّوهُ لِحَالَتِهِ الأُولَى، فَإِنَّهُ مَنَعَتْنِي وَطَاءَتُهُ صَلاتيَ اللَّيْلَةَ.
Tercemesi:
İmâm Muhammed el-Bâkır m naklediyor :
Hz. Âişe'ye, soruldu
Aynı şekilde Hz. Hafsa'ya,da soruldu: "Hazreti Peygamber sizin evde kaldığı zaman nasıl bir yatakda yatardı?" şeklinde benzeri soru yönelttiğinde, o da şu cevâbı vermiştir : "Yünden dokunmuş kalın bir battaniyeyi iki kat yapıp altlarına sererdik. Onun üzerinde uyurlardı. Bir gece, kendime, şunu dörde katlasam daha yumuşak olur ve böylece daha iyi istirahat etmiş olurlar, diye düşündüm. Bu maksatla battaniyeyi dörde katlayarak serdim. Ne var ki, sabahleyin kalktıklarında:
- "Bu gece benim altıma ne serdiniz?!" diye hayretle sordular.
- "Eski döşeğinizi yâ Resûlallah. Ancak, daha yumuşak olsun da rahat uyuyasınız diye dörde katlayarak serdik, o kadar!." dedikse de;
"Siz, benim döşeğimi yine eski hâline getirin. Zîrâ yumuşaklığın verdiği rehavet, gece namaza kalkmama mâni oldu" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 329, /517
Senetler:
()
Konular:
HZ. PEYGAMBER'İN EŞYALARI
Hz. Peygamber, evindeki eşyalar
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Hz. Peygamber, yatağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159674, TŞ000335
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أنبأنا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ ، عَنْ حُمَيْدٍ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، قَالَ : لَمْ يَكُنْ شَخْصٌ أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِنْ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، قَالَ : وَكَانُوا إِذَا رَأَوْهُ لَمْ يَقُومُوا ، لِمَا يَعْلَمُونَ مِنْ كَرَاهَتِهِ لِذَلِكَ
Tercemesi:
Enes b. Mâlik (r.a) anlatıyor:
Hazreti Peygamber'in ashabı, Peygamberimiz'i o kadar çok severlerdi ki, onların gözünde ve gönlünde hiç bir şahıs O'nun kadar bir yer işgal etmezdi. Buna rağmen, O'nu gördükleri zaman, hoşlanmadığını bildikleri için, ayağa kalkmazlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 335, /526
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, sevdiği-sevmediği şeyler
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Müslüman, peygamber sevgisi