Öneri Formu
Hadis Id, No:
209821, İHS000384
Hadis:
384 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْأَزْدِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ: حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا هِشَامٌ، عَنْ مُحَمَّدٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، عَنِ اللَّهِ جَلَّ وَعَلَا، قَالَ: «مَنْ هَمَّ بِحَسَنَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا، كَتَبْتُ لَهُ حَسَنَةً، فَإِنْ عَمِلَهَا، كَتَبْتُهَا بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا إِلَى سَبْعِ مِائَةٍ وَإِنْ هَمَّ بِسَيِّئَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا، [ص:108] لَمْ أَكْتُبْ عَلَيْهِ، فَإِنْ عَمِلَهَا، كَتَبْتُهَا عَلَيْهِ سَيِّئَةً وَاحِدَةً».
Tercemesi:
Bize Abdullâh İbn Muhammed el-Ezdî haber verdi: Bize İshâk İbn İbrâhîm anlattı: Bize en-Nadr İbn Şumeyl anlattı: Hişâm bize, Muhammed'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'den, o da Allâh Celle ve Alâ'dan anlattı:
Bir iyiliği yapmayı tasarlayıp ancak yapmayana bir iyilik yazarım; eğer yaparsa 10 katından 700 katına kadar iyilik yazarım. Bir kötülüğü tasarlarlayıp ancak yapmayana birşey yazmam; eğer yaparsa, bunu ona bir tek kötülük olarak yazarım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 384, 2/107
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed en-Nisaburi (Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Şireveyh)
Konular:
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209812, İHS000375
Hadis:
375 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ مُكْرَمٍ بِالْبَصْرَةِ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيِّ بْنِ بَحْرٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ: حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سِنَانٍ أَبُو سِنَانٍ، عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّ رَجُلًا، قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ الرَّجُلَ يَعْمَلُ الْعَمَلَ وَيُسِرُّهُ، فَإِذَا اطُّلِعَ عَلَيْهِ، سَرَّهُ؟، قَالَ: «لَهُ أَجْرَانِ: أَجْرُ السِّرِّ، وَأَجْرُ الْعَلَانِيَةِ»
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: قَوْلُهُ «إِنَّ الرَّجُلَ يَعْمَلُ الْعَمَلَ وَيُسِرُّهُ، فَإِذَا اطُّلِعَ عَلَيْهِ سَرَّهُ» مَعْنَاهُ أَنَّهُ يَسُرُّهُ أَنَّ اللَّهَ وَفَّقَهُ لِذَلِكَ الْعَمَلِ، فَعَسَى يُسْتَنُّ بِهِ فِيهِ، فَإِذَا كَانَ كَذَلِكَ، كُتِبَ لَهُ أَجْرَانِ، وَإِذَا سَرَّهُ ذَلِكَ لِتَعْظِيمِ النَّاسِ إِيَّاهُ، أَوْ مَيْلِهِمْ إِلَيْهِ، كَانَ ذَلِكَ ضَرْبًا مِنَ الرِّيَاءِ، لَا يَكُونُ لَهُ أَجْرَانِ وَلَا أَجْرٌ وَاحِدٌ.
Tercemesi:
Bize Muhammed İbnu'l-Huseyn İbn Mukram, Basra'da haber verdi: Bize Amr İbn Alî İbn Bahr anlattı: Bize Ebû Dâvûd anlattı: Saîd İbn Sinân Ebû Sinân bize, Hubeyb İbn Ebû Sâbit'ten, o da Ebû Sâlih'ten, o da Ebû Hureyre'den anlattı:
Bir adam dedi ki: Ey Allâh'ın Elçisi, bir kişi bir işi gizlice yapıyor, ortaya çıkınca da bundan mutlu oluyor? Buyurdu ki: Onun için iki sevap vardır: Gizlice yapmanın sevabı ve açıkta yapmanın sevabı.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (r.a.): 'Bir kişi bir işi gizlice yapıyor; ortaya çıkınca da bundan mutlu oluyor' sözü şu anlama gelir: O kişi, Allâh'ın kendisini bu işte başarılı kıldığına mutlu olur ve başkalarının da örnek alması ümidine kapılır, böyle olunca da kendisine iki sevap yazılır. Ancak bu durum, onu, insanların kendisini yüceltmesi ya da kendisine sempati duymaları açısından sevindirirse, bu gösteriş gibi bir şey olur; böyle olunca da değil iki sevap bir sevap bile yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 375, 2/99
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Amel, açıkça yapmak
Amel, ecri/mükafatı kat kat verilecek olan ameller
Amel, gizli yapmak
İyilik, iyilik yapana kat kat karşılığı sevap olarak verilecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209818, İHS000381
Hadis:
381 - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ وَرْدَانَ بِمِصْرَ، قَالَ: حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى الْوَقَّارُ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنِ الْأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، عَنِ اللَّهِ جَلَّ وَعَلَا، قَالَ: «إِذَا هَمَّ عَبْدِي بِسَيِّئَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا، فَاكْتُبُوهَا لَهُ حَسَنَةً، فَإِنْ عَمِلَهَا، فَاكْتُبُوهَا لَهُ سَيِّئَةً، فَإِنْ تَابَ مِنْهَا، فَامْحُوهَا عَنْهُ، وَإِذَا هَمَّ عَبْدِي بِحَسَنَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا، فَاكْتُبُوهَا لَهُ حَسَنَةً، فَإِنْ عَمِلَهَا، فَاكْتُبُوهَا لَهُ بِعَشْرَةِ أَمْثَالِهَا إِلَى سَبْعِ مِائَةِ ضِعْفٍ».
Tercemesi:
Bize İsmâîl İbn Dâvûd İbn Verdân, Mısır'da haber verdi: Bize Zekeriyyâ İbn Yahyâ el-Vekâr anlattı: İbn Vehb bize Mâlik'ten, o da Ebu'z-Zinâd'dan, o da el-A'rec'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Peygamber (s.a.v.)'den, o da Allâh Celle ve Alâ'dan anlattı:
Kulum bir kötülüğü tasarlar da yapmazsa, bunu ona bir iyilik olarak yazın; eğer yaparsa, bunu ona bir kötülük olarak yazın; gün gelir bundan tevbe ederse, bunu ondan silin. Kulum bir iyilik yapmayı tasarlayıp yapmadığında ise, bunu ona bir iyilik olarak yazın; eğer yaparsa, bunu ona, 10 katından 700 katına kadar yazın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 381, 2/105
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Yahya Zekeriyya b. Yahya el-Vakkar (Zekeriyya b. Yahya)
7. Ebu Abbas İsmail b. Davud el-Mısrî (İsmail b. Davud b. Verdan)
Konular:
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209820, İHS000383
Hadis:
383 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنِ الْعَلَاءِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ: عنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى: إِذَا هَمَّ عَبْدِي بِالْحَسَنَةِ فَلَمْ يَعْمَلْهَا، كَتَبْتُهَا لَهُ حَسَنَةً، فَإِنْ عَمِلَهَا، كَتَبْتُهَا لَهُ عَشْرَ حَسَنَاتٍ، وَإِنْ هَمَّ عَبْدِي بِسَيِّئَةٍ وَلَمْ يَعْمَلْهَا، لَمْ أَكْتُبْهَا عَلَيْهِ، فَإِنْ عَمِلَهَا، كَتَبْتُهَا وَاحِدَةً»
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: قَوْلُهُ جَلَّ وَعَلَا: «إِذَا هَمَّ عَبْدِي» أَرَادَ بِهِ إِذَا عَزَمَ، فَسَمَّى الْعَزْمَ هَمًّا، لِأَنَّ الْعَزْمَ نِهَايَةُ الْهَمِّ، وَالْعَرَبُ فِي لُغَتِهَا تُطْلِقُ اسْمَ الْبَدَاءَةِ عَلَى النِّهَايَةِ، وَاسْمَ النِّهَايَةِ عَلَى الْبَدَاءَةِ، لِأَنَّ الْهَمَّ لَا يُكْتَبُ عَلَى الْمَرْءِ، لِأَنَّهُ خَاطِرٌ لَا حُكْمَ لَهُ، وَيُحْتَمَلُ أَنْ يَكُونَ اللَّهُ يَكْتُبُ لِمَنْ هَمَّ بِالْحَسَنَةِ الْحَسَنَةَ، وَإِنْ لَمْ يَعْزِمْ عَلَيْهِ وَلَا عَمِلَهُ لِفَضْلِ الْإِسْلَامِ، فَتَوْفِيقُ اللَّهِ الْعَبْدَ لِلْإِسْلَامِ فَضْلٌ تَفَضَّلَ بِهِ عَلَيْهِ، وَكِتْبَتُهُ مَا هَمَّ بِهِ مِنَ الْحَسَنَاتِ وَلَمَّا يَعْمَلْهَا فَضْلٌ، وَكِتْبَتُهُ مَا هَمَّ بِهِ مِنَ السَّيِّئَاتِ وَلَمَّا يَعْمَلْهَا لَوْ كَتَبَهَا، لَكَانَ عَدْلًا، وَفَضْلُهُ قَدْ سَبَقَ عَدْلَهُ، كَمَا أَنَّ رَحْمَتَهُ سَبَقَتْ غَضَبَهُ، فَمِنْ فَضْلِهِ وَرَحْمَتِهِ مَا لَمْ يُكْتَبْ عَلَى صِبْيَانِ الْمُسْلِمِينَ مَا يَعْمَلُونَ مِنْ سَيِّئَةٍ قَبْلَ الْبُلُوغِ، وَكَتَبَ لَهُمْ مَا يَعْمَلُونَهُ مِنْ حَسَنَةٍ، كَذَلِكَ هَذَا وَلَا فَرْقَ.
Tercemesi:
Bize el-Fadl İbnü'l-Hubâb haber verdi: Bize el-Ka'nebî anlattı: Abdülazîz İbn Muhammed bize, el-Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den, Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu anlattı:
Allâh Tebâreke ve Teâlâ buyurdu ki: Kulum bir iyiliği yapmayı tasarlayıp ancak yapmadığında, bunu ona bir iyilik olarak yazarım; eğer yaparsa bunu ona on iyilik olarak yazarım. Kulum bir kötülüğü yapmayı tasarlayıp ancak yapmadığında, bunu ona yazmam; eğer yaparsa bunu ona bir kötülük olarak yazarım.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (r.a.): Allâh Celle ve Alâ, Kulum tasarladığında, sözüyle, kalkıştığında demek istiyor. Kalkışmaya tasarlama demiştir; çünkü kalkışma tasarlamanın son noktasıdır. Araplar bir şeyin başlangıcındaki adını, sonuna; sonundaki adını ise başlangıcına verebilmektedirler. Tasarlama, hatırdan geçen hükümsüz bir şey olması dolayısıyla aslında kişinin hanesine yazılmaz. Bununla beraber, bir iyiliği tasarlayana, ne yapmaya kalkışsa ne de yapsa, Allâh'ın bir iyilik yazma ihtimali vardır; bu da islam'ın bir lütfudur. Allâh'ın, kulu islam'a erdirmesi ona lütufta bulunmasıdır; tasarladığı ancak yapmadığı iyilikleri yazması da bir lütuftur. Tasarlayıp ancak yapmadığı kötülüklere gelince, bunları yazacak olsaydı bu bir adalet olurdu; ancak Allâh'ın lütfu adaletini geçmiştir tıpkı rahmetinin gazabını geçtiği gibi. Benzer bir şekilde, ergenlik çağına gelmemiş olan mülüman çocuklarının işledikleri kötülükleri yazmaması, buna karşılık yaptıkları iyilikleri yazması, onun lütfu ve rahmetindendir. Buradaki durumla yukarıdaki durum aynıdır, bir fark yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 383, 2/106
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
6. Fadl b. Hubâb el-Cumahi (Fadl b. Amr b. Muhammed b. Sahr)
Konular:
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209801, İHS000364
Hadis:
364 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ الْمُثَنَّى، قَالَ: حَدَّثَنَا أُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِي صَالِحٍ، عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «إِنَّ اللَّهَ إِذَا أَحَبَّ عَبْدًا نَادَى جِبْرِيلَ: إِنِّي قَدْ أَحْبَبْتُ فُلَانًا فَأَحِبَّهُ، قَالَ: فَيَقُولُ جِبْرِيلُ لِأَهْلِ السَّمَاءِ: إِنَّ رَبَّكُمْ أَحَبَّ فُلَانًا فَأَحِبُّوهُ، فَيُحِبُّهُ أَهْلُ السَّمَاءِ، قَالَ: وَيُوضَعُ لَهُ الْقَبُولُ فِي الْأَرْضِ، وَإِذَا أَبْغَضَ عَبْدًا فَمِثْلُ ذَلِكَ».
Tercemesi:
Bize Ahmed İbn Alî İbnu'l-Müsennâ haber verdi: Bize Ümeyye İbn Bistâm anlattı: Bize Yezîd İbn Zuray' anlattı: Ravh İbnu'l-Kâsım bize, Süheyl İbn Ebû Sâlih'ten, o da el-Ka'kâ' İbn Hakîm'den, o da Ebû Sâlih'ten, o da Ebû Hureyre'den, o da Peygamber (s.a.v.)'den anlattı:
Allâh bir kulu sevdiğinde Cibrîl'i çağırarak: Ben falancayı sevdim; sen de onu sev! der. Bunun üzerine Cibrîl de göktekilere: Rabbiniz falancayı sevdi; siz de onu sevin, der, böylece gök halkı onu sever. Devamla buyurdu ki: Sonunda onun saygınlığı yeryüzüne yerleştirilir. Eğer bir kulu sevmezse o zaman da akış aynı şekilde gerçekleşir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 364, 2/85
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209803, İHS000366
Hadis:
366 - أَخْبَرَنَا أَبُو خَلِيفَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، عَنْ يَحْيَى الْقَطَّانِ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ أَبِي عِمْرَانَ الْجَوْنِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الصَّامِتِ، قَالَ: قَالَ أَبُو ذَرٍّ: يَا رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الرَّجُلَ يَعْمَلُ لِنَفْسِهِ، وَيُحِبُّهُ النَّاسُ؟، قَالَ: «تِلْكَ عَاجِلُ بُشْرَى الْمُؤْمِنِ».
Tercemesi:
Bize Ebû Halîfe haber verdi: Müsedded bize, Yahyâ el-Kattân'dan, o da Şu'be'den, o da Ebû Imrân el-Cevnî'den, o da Abdullâh İbnu's-Sâmit'ten anlattı:
Ebû Zer dedi ki: Ey Allâh'ın Elçisi, Allâh sana salât ve selam etsin, bir adam kendi başına ibadet ediyor insanlar da ona sevgi duyuyor? Buyurdu ki: Bu dediğin, mümine verilecek müjdenin önden gönderilenidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 366, 2/88
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209804, İHS000367
Hadis:
367 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ قَحْطَبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْمِقْدَامِ، قَالَ: حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ أَبِي عِمْرَانَ الْجَوْنِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الصَّامِتِ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، قَالَ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَرَأَيْتَ الرَّجُلَ يَعْمَلُ الْعَمَلَ مِنَ الْخَيْرِ يَحْمَدُهُ النَّاسُ؟، قَالَ: «ذَلِكَ بُشْرَى الْمُؤْمِنِ».
Tercemesi:
Bize Abdullâh İbn Kahtabe haber verdi: Bize Ahmed İbnü'l-Mıkdâm el-Iclî anlattı: Hammâd İbn Zeyd bize, Ebû Imrân el-Cevnî'den, o da Abdullâh İbnu's-Sâmit'ten, o da Ebû Zer'den anlattı:
Ey Allâh'ın Elçisi, dedim, ne dersiniz, bir adam, hayırlı bir işi gerçekleştiriyor, insanlar da onu övüyorlar? Buyurdu ki: Bu dediğin, mümine dünyada verilen bir müjdedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 367, 2/89
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209805, İHS000368
Hadis:
368 - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ سَعِيدٍ الْعَسْكَرِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو نَشِيطٍ مُحَمَّدُ بْنُ هَارُونَ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْمُقْرِئُ، عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا سَالِمُ بْنُ غَيْلَانَ، قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا السَّمْحِ، عَنْ أَبِي الْهَيْثَمِ، [ص:90] عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «إِنَّ اللَّهَ إِذَا أَحَبَّ عَبْدًا، أَثْنَى عَلَيْهِ، بِسَبْعَةِ أَضْعَافٍ مِنَ الْخَيْرِ لَمْ يَعْمَلْهَا، وَإِذَا سَخِطَ عَلَى عَبْدٍ أَثْنَى عَلَيْهِ بِسَبْعَةِ أَضْعَافٍ مِنَ الشَّرِّ لَمْ يَعْمَلْهَا».
Tercemesi:
Bize Alî İbn Saîd el-Askerî haber verdi: Bize Ebû Neşît Muhammed İbn Hârûn anlattı: El-Mukri' bize, Hayve İbn Şurayh'ten anlattı: Bize Sâlim İbn Ğaylân anlattı: Ebu's-Semh'ı işittim Ebü'l-Heysem'den aktarıyordu, o da Ebû Saîd el-Hudrî'den, Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle dediğini aktardı:
Allâh bir kulu sevdiğinde, onu, bir hayrına karşılık yapmadığı 700 katı kadar över; Bir kula kızdığında ise, onu, bir kötülüğüne karşılık yapmadığı 700 katı kadar yerer.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 368, 2/89
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
211370, İHS000543
Hadis:
543 - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ وَرْدَانَ بِالْفُسْطَاطِ، قَالَ: حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنِ ابْنِ عَجْلَانَ، عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ، وَزَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «دَنَا رَجُلٌ إِلَى بِئْرٍ، فَنَزَلَ فَشَرِبَ مِنْهَا وَعَلَى الْبِئْرِ كَلْبٌ يَلْهَثُ، فَرَحِمَهُ، فَنَزَعَ إِحْدَى خُفَّيْهِ، فَغَرَفَ لَهُ فَسَقَاهُ، فَشَكَرَ اللَّهُ لَهُ، فَأَدْخَلَهُ الْجَنَّةَ».
Tercemesi:
Bize İsmâîl İbn Dâvûd İbn Verdân, Fustat'ta haber verdi: Bize Îsâ İbn Hammâd anlattı: El-Leys bize, İbn Aclân'dan, o da el-Ka'kâ İbn Hakîm ve Zeyd İbn Eslem'den, o da Ebû Sâlih'ten, o da Ebû Hureyre'den, o da Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'den anlattı:
Bir adam bir kuyuya yanaştı ve içine inip su içti. Kuyunun başında bir köpek susuzluktan dilini sarkıtmış soluyordu; adam ona acıdı ve iki pabucundan birini ayağından çıkarıp, onunla su alıp alıp hayvanı suladı. Bunun üzerine Allâh ondan memnun oldu ve onu Cennet'e soktu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 543, 2/301
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
211389, İHS000562
Hadis:
562 - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِي مَعْشَرٍ بِحَرَّانَ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَمْرٍو الْبَجَلِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِي النَّجُودِ، عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَسَّالٍ الْمُرَادِيِّ، أَنَّ رَجُلًا أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فقَالَ: يَا مُحَمَّدُ بِصَوْتٍ لَهُ جَهْوَرِيٍّ، فَقُلْنَا: وَيْلَكَ اخْفِضْ مِنْ صَوْتِكَ، فَإِنَّكَ قَدْ نُهِيتَ عَنْ هَذَا، قَالَ: لَا وَاللَّهِ حَتَّى أَسْمَعَهُ، فقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِيَدِهِ: «هَاؤُمُ»، فقَالَ: أَرَأَيْتَ رَجُلًا أَحَبَّ قَوْمًا، وَلَمَّا يَلْحَقْ بِهِمْ؟، قَالَ: «ذَلِكَ مَعَ مَنْ أَحَبَّ»
قَوْلُهُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «هَاؤُمُ» أَرَادَ بِهِ رَفَعَ الصَّوْتِ فَوْقَ صَوْتِ الْأَعْرَابِيِّ، لِئَلَّا يَأْثَمَ الْأَعْرَابِيُّ بِرَفْعِ صَوْتِهِ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَهُ الشَّيْخُ.
Tercemesi:
Bize el-Huseyn İbn Muhammed İbn Ebû Ma'şer, Harran'da haber verdi: Bize Abdurrahmân İbn Amr el-Becelî anlattı: Züheyr İbn Muâviye bize, Âsım İbn Ebu'n-Necûd'dan, o da Zir İbn Hubeyş'ten, o da Safvân İbn Assâl el-Murâdî'den anlattı:
Bir Adam, Peygamber (s.a.v.)'e gelerek, yüksek bir sesle: Ey Muhammed, diye seslenince, biz de ona: Dikkat et, sesini kıs; çünkü bu sana yasaklanmıştır, dedik. Adam: Hayır, vallâhi ona duyurmadıkça susmam, dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) eliyle işaret buyurarak: Buradayım, dediler. Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'i gören adam: Bir adam birilerini sevse ama onlara kavuşamasa, ne olacak bu adamın hali? diye sordu. Buyurdu ki: O kişi sevdiğiyle beraber olacaktır.
Peygamber (s.a.v.), buradayım, demekle, sesini bedevinin sesinden daha yüksek çıkarmayı amaçlamıştır. Bunun nedeni; bedevinin sesini, Peygamberin sesinden daha yüksek çıkarmakla günaha düşmemesi içindir. Bunu şeyh (İbn Hibbân) söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 562, 2/322
Senetler:
1. Safvan b. Assâl el-Murâdî (Safvan b. Assâl)
Konular: