10631 Kayıt Bulundu.
Abdürrezzak, Ma'mer'den rivayetle der ki: (İbn Mesud) “Ebu Lübâbe ya da Zeyd b. Hattab beni gördü” demiştir. Yunus, İbn Uyeyne, İshak el-Kelbî ve Zübeydî bu hadisin rivayetinde Ma'mer'e mütabaatta bulunmuşlardır. Salih, İbn Ebu Hafsa ve İbn Mücemmi, Zührî'den, o da Sâlim'den rivayetle İbn Ömer'in “Ebu Lübâbe ve Zeyd b. Hattab beni gördü” dediğini aktarmıştır.
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. B003297.
Abdürrezzak, Ma'mer'den rivayetle der ki: (İbn Mesud) “Ebu Lübâbe ya da Zeyd b. Hattab beni gördü” demiştir. Yunus, İbn Uyeyne, İshak el-Kelbî ve Zübeydî bu hadisin rivayetinde Ma'mer'e mütabaatta bulunmuşlardır. Salih, İbn Ebu Hafsa ve İbn Mücemmi, Zührî'den, o da Sâlim'den rivayetle İbn Ömer'in “Ebu Lübâbe ve Zeyd b. Hattab beni gördü” dediğini aktarmıştır.
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. B003297.
Abdürrezzak, Ma'mer'den rivayetle der ki: (İbn Mesud) “Ebu Lübâbe ya da Zeyd b. Hattab beni gördü” demiştir. Yunus, İbn Uyeyne, İshak el-Kelbî ve Zübeydî bu hadisin rivayetinde Ma'mer'e mütabaatta bulunmuşlardır. Salih, İbn Ebu Hafsa ve İbn Mücemmi, Zührî'den, o da Sâlim'den rivayetle İbn Ömer'in “Ebu Lübâbe ve Zeyd b. Hattab beni gördü” dediğini aktarmıştır.
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. B003297.
Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebuû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Cennete ilk giren zümrenin yüzleri ayın on dördüncü gecesindeki dolunay gibi parlaktır. Onlar tükürme, sümkürme, ve dışkı çıkarma ihtiyacı duymazlar. Onların cennette kapları altın, tarakları altın ve gümüş, buhurdanlıkları uluvve (Hind udu), terleri misktir. Her bir kişi için, güzelliğinden dolayı etinin arkasından baldır kemiğinin iliği görünen, iki eş vardır. Onların arasında çekişme ve düşmanlık yoktur. Kalpleri bir kalptir. Sabah akşam Allah'ı tesbih ederler."
Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Fuleyh, ona babası (Fuleyh b. Süleyman), ona Abdurrahman b. Ebu Hamza, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cennete girecek ilk zümre, dolunay gibi parlak olacaktır. Ardından girecekler ise, gökteki en güzel, inci gibi parlak bir yıldız gibi olacaklar. Onların kalpleri, kin duymayan, haset etmeyen bir adamın kalbi olacak. Her birisi için, kemik ve etin arkasından baldırlarının iliği görülen, ahu gözlü dilberlerden iki eş vardır."
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Halid, ona Muhammed, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İsrail oğullarından bir ümmet yok oldu. O ümmetin ne günah işlediği bilinmez. Zannederim, o ümmet fareye dönüşmüştür. Çünkü fare, kendisi için bir yere deve sütü konulduğunda onu içmez, koyun sütü konulduğunda içer." Ebu Hureyre der ki: Ben bu hadisi Ka'bu'l-Ahbâr'a aktardım. O da bana “sen Hz. Peygamber'i (sav) bunu söylerken işittin mi?” diye sordu. Ben de “evet” dedim. Ka'b tekrar tekrar bana “sen Hz. Peygamber'i (sav) bunu söylerken işittin mi?” diye sordu. Bunun üzerine ben “sana Tevrat mı okuyorum” diye tepki gösterdim.
Bize Muhammed b. Râfi, ona Süreyc, ona Fuleyh; (T) Bana Muhammed b. Hasan b. İbrahim, ona Babası, (Hasan b. İbrahim), ona Fuleyh b. Süleyman, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) umre yapmak niyetiyle yola çıktı ancak Kureyş kâfirleri Rasulullah ile Kâbe arasına engel oldular. Bunun üzerine Rasulullah da Hudeybiye'de kurbanını kesip başını tıraş etti ve müşriklerle, gelecek sene, Mekke'de kılıç dışında silah taşımadan, Mekkeliler'in arzu ettikleri müddet kadar (yânî üç gün) kalarak umre yapmak şartları üzerine barış anlaşması yaptı. Hz. Peygamber barış anlaşmasında kararlaştırdığı gibi, Mekke'ye girip üç gün ikamet etti. Mekke'de üç gün ikametini tamamlayınca, Mekkeliler Rasulullah'ın Mekke'den çıkmasını söylediler. O da Mekke'den çıktı.
Bize Muhammed b. Râfi, ona Süreyc, ona Fuleyh; (T) Bana Muhammed b. Hasan b. İbrahim, ona Babası, (Hasan b. İbrahim), ona Fuleyh b. Süleyman, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) umre yapmak niyetiyle yola çıktı ancak Kureyş kâfirleri Rasulullah ile Kâbe arasına engel oldular. Bunun üzerine Rasulullah da Hudeybiye'de kurbanını kesip başını tıraş etti ve müşriklerle, gelecek sene, Mekke'de kılıç dışında silah taşımadan, Mekkeliler'in arzu ettikleri müddet kadar (yânî üç gün) kalarak umre yapmak şartları üzerine barış anlaşması yaptı. Hz. Peygamber barış anlaşmasında kararlaştırdığı gibi, Mekke'ye girip üç gün ikamet etti. Mekke'de üç gün ikametini tamamlayınca, Mekkeliler Rasulullah'ın Mekke'den çıkmasını söylediler. O da Mekke'den çıktı.