Giriş

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys (b. Sa'd), ona Yahya b. Said, ona da Kasım b. Muhammed, İbn Habbâb’ın şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Said b. Malik el-Hudrî (ra) bir seferden döndü. Ailesi kendisine kurban eti ikram etti. Ebu Said el-Hudrî, '(Üç günden sonra kurban etlerini yemenin) Hükmünü sormadıkça ben bundan yemeyeceğim' de­di. Bunun üzerine Bedir gazisi olan ana-bir kardeşi Katâde b.Nu'mân'a gitti ve bu meseleyi ona sordu. Katâde de: 'Senin ardından (sen seferde iken), kurban etlerinin üç günden sonra yenmesini yasaklayan hükmü ortadan kaldıran bir durum meydana geldi' cevabını verdi.


    Öneri Formu
31144 B003997 Buhari, Megâzî, 9

Bize Ali (b. el-Medînî), ona Bişr b. Mufaddal, ona Halid b. Zekvân, ona da Rubeyyi' bnt. Muavviz şöyle rivayet etmiştir. "Hz. Peygamber (sav) benim gelin olduğum gün yanıma geldi ve senin benim yanıma oturduğun gibi döşeğime oturdu. Küçük kızlar da def çalıyorlar ve Bedir'de şehit düşen babaları hakkında mersiye okuyorlardı. Bu kızlardan biri 'Aramızda yarın ne olacağın bilen bir Nebî vardır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): 'Böyle söyleme, daha önceden okuyageldiklerini söylemeye devam et' buyurdu."


    Öneri Formu
31148 B004001 Buhari, Megâzî, 12


Açıklama: İbn Hacer'in ifadesine göre el-İsmâilî, Müstahrec'inde, Ali'nin Sehl'in cenazesinde altı tekbir getirmiştir (Fethu'l-Bârî, I, 304).

    Öneri Formu
31152 B004004 Buhari, Megâzî, 12


    Öneri Formu
31147 B004000 Buhari, Megâzî, 12

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Ebu İdris Âizubillah b. Abdullah, ona da Bedir'de hazır bulunmuş olan Ubâde b. Sâmit şöyel demiştir: Rasûlullah (sav) Akabe'de bize "bana biat ediniz" buyurdu.


    Öneri Formu
31146 B003999 Buhari, Megâzî, 12

Bize Abdân, ona Abdullah (T); bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganimet pa­yımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyum­culuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla dü­ğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı devele­rim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şey­leri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri ke­silmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hâ­rise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görme­dim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim. Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya baş­ladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi. Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.


    Öneri Formu
31151 B004003 Buhari, Megâzî, 12

Bana Übeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Zübeyir şöyle demiştir: Bedir günü ben, Ubeyde b. Saîd b. Âs ile karşılaştım. Sadece gözleri gözükecek kadar baştan ayağa kadar zırhını kuşanmış ve silahlanmıştı. Onun künyesi Ebu Zâtu'l-Keriş'ti. Bana “ben Ebu Zâti'l-Keriş'im” diye meydan okudu. Ben de hemen harbemle ona saldırdım ve harbemi onun gözü­nün içine soktum, hemen öldü. Hişâm der ki: Bana haber verildiğine göre, Zübeyir “yemin olsun ki ben ayağımı onun üzerine basıp har­bemi olanca kuvvetimle çekip çıkardım. Fakat harbemin iki tarafı eğrilmişti” demiştir. Urve der ki: Sonra Rasulullah (sav), o harbeyi, Zübeyir'den emanet olarak istedi, Zübeyir de verdi. Rasulullah vefat ettiğinde, Zübeyir onu geri aldı. Sonra o harbeyi Ebu Bekir istedi, Zübeyir ona da verdi. Ebu Bekir vefat edince Zübeyir onu tekrar geri aldı. Bu defa o harbeyi Ömer istedi, Zübeyir ona da verdi. Ömer vefat edince, onu yine kendisi al­dı. Sonra o harbeyi Osman istedi; Zübeyir ona da verdi. Osman şehit edilince harbe, Ali'ye ve sonra oğullarına geçti. Abdullah b. Zübeyir onu Ali'nin çocuklarından isteyip aldı ve Abdullah b. Zübeyir öldürülünceye kadar onun yanında durdu.


    Öneri Formu
31145 B003998 Buhari, Megâzî, 12

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî (T); Bize İsmail, ona kardeşi (Süleyman b. Ebu Üveys), Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud ona İbn Abbas (r.anhuma), ona da Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Bedir'e katılmış olan ve onun yakın hizmetinde bulunan sahabi Ebu Talha'nın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İçinde köpek ve suret bulunan hiçbir eve melekler girmez" [İbn Abbas der ki: Rasulullah (sav), ruhu bulunan canlıların heykellerini kast etmiştir.]


    Öneri Formu
31150 B004002 Buhari, Megâzî, 12

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Ömer'in kızı Hafsa, Bedire katılan sahabilerden biri olan ve Medine'de vefat eden eşi Huneys b. Huzâfe es-Sehmî'den dul kaldığı zaman Ömer b. Hattâb şöyle der: Ben Osman b. Affân'a varıp Hafsa'yı ona teklif ettim ve “istersen sana Ömer'in kızı Hafsa'yı nikahlayayım” dedim. Osman “ben bu işi bir düşüneyim” dedi. Birkaç gece bekledikten sonra Osman bana “şu an itibarıyla evlenmemek düşüncesindeyim” dedi. Ömer der ki: Sonra Ebu Bekir'e varıp ona da “istersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikâhlayayım” dedim. Ebu Bekir sustu ve bana hiçbir cevap vermedi. Ben de ona, Osman'a öfkelendiğimden daha fazla öfkelendim. Birkaç gece bekledim. Sonra Hafsa'yı Rasulullah (sav) istedi. Ben de Hafsa'yı Rasulullah'a nikâhladım. Bu arada Ebu Bekir bana geldi ve “Hafsa'yı bana teklif ettiğinde sana bir cevap vermediğim zaman belki sen bana darılmışsındır?” dedi. Ben de “evet” dedim. Bunun üzerine Bunun üzerine Ebu Bekir “senin teklifine olumlu cevap vermekten alıkoyan şey, ben Rasulullah'ın (sav) Hafsa'yı almak is­tediğini dillendirdiğini iyi bilmem ve Rasulullah'ın sırrını açığa vurmak istemememdi. Şayet Rasulullah (sav), Hafsa'yı bıraksaydı, onu ben kabul ederdim” dedi.


    Öneri Formu
31155 B004005 Buhari, Megâzî, 12


    Öneri Formu
31143 B003996 Buhari, Megâzî, 12