10631 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Mervân b. Muâviye, ona Hâşim b. Hâşim es-Sa'dî, Saîd b. Müseyyeb, ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs şöyle demiştir: Peygamber (sav) Uhud günü ok kabındaki oklarını çıkarıp bana verdi ve "At! anam babam sana feda olsun!" dedi
Bize Yesere b. Safvân, ona İbrahim, ona babası (Sa'd b. İbrahim) ona Abdullah b. Şeddâd, ona da Ali b. Ebu Tâlib (ra) şöyle demiştir: Ben, Peygamber'in (sav) Sa'd ibn Mâlik haricinde hiçbir kimseye feda etmek üzere babasını ve anasını bir arada zikrettiğini işitmedim. Ben Peygamber'in (sav) Uhud günü: "ey Sa'd, babam anam sana feda olsun, at" buyurduğunu işittim.
Bize Musa b. İsmail, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman şöyle rivayet etmiştir: (Uhud Savaşında) bazı günler Hz. Peygamber ile birlikte savaşan Talha ve Sa'd dışında kimse kalmamıştı. (Bu bilgi) O ikisinin (Talha ile Sa'd'ın) hadislerinden aktarılmıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman şöyle rivayet etmiştir: (Uhud Savaşında) bazı günler Hz. Peygamber ile birlikte savaşan Talha ve Sa'd dışında kimse kalmamıştı. (Bu bilgi) O ikisinin (Talha ile Sa'd'ın) hadislerinden aktarılmıştır.
Bana Abdullah b. Ebu Esved, ona Hâtim, ona İsmail, ona Muhammed b. Yusuf, ona da Sâib b. Yezidşöyle demiştir: Ben, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah, Mıkdâd b. Esved ve Sa'd b. Ebu Vakkâs'ın sohbetlerinde bulundum. Hiçbirinin Peygamber'den (sav) hadis rivayet ettiğini işitmedim. Bir tek Talha'yı Uhud gününden bahsederken duydum.
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Abdülaziz, ona Enes (ra) şöyle demiştir: Uhud günü (Müslümanlar arasında bozgun) olduğunda, insanlar Peygamberin yanından dağıldı, Ebu Talha ise Peygamber'in (sav) önünde deriden kalkanını siper yaparak O'nu korumaya devam ediyordu. Kirişi gergin iyi bir ok atıcısı olan Ebu Talha, o gün iki yahut üç yay kırmıştı. Hz. Peygamber (sav), sadağı okla dolu olarak yanından geçen her kişiye "sadağındaki okları Ebu Talha'nın önüne boşalt" diyordu. Peygamber (sav) düşman okçularına bakmak için ayağa kalktığında hemen Ebu Talha “ey Allah'ın Rasulü, babam, anam sana feda olsun, sakın yukarı kalkma, ola ki düşman oklarından biri sana isabet eder. Benim göğsüm senin göğsünün siperidir” diyordu. Ben Uhud günü Ebu Bekir'in kızı Âişe ile annem Ümmü Suleym'i, ayaklarındaki halhalları göreceğim kadar eteklerini toplamış, sırtlarında kırbalarla, çevik bir şekilde su taşıyıp yaralıların ağızlarına dökerken görmüşümdür. Kırbalar boşalınca süratle geri dönüp gelerek kırbaları dolduruyorlar, sonra gelip yaralı mücahitlerin ağızlarına döküyorlardı. Yine o gün Ebu Talha'nın elinden iki yahut üç kere kılıç düşmüştü.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Yahya b. Said, ona Said b. Müseyyeb, ona da Sa'b. Ebu Vakkâs şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), Uhud günü ("annem ve babam sana fedâ olsun" diyerek) anne ve babasını benim için beraber anmıştır.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yahya, ona İbn Müseyyeb, ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Uhud Günü benim için anne ve babasının, her ikisini de birlikte zikretmiştir. Sa'd bununla, kendisi savaşırken, Hz. Peygamber'in söylediği "anam babam sana feda olsun" sözünü kast etmiştir.