Bize Muhammed b. Amr es-Sevvâk el-Belhî, ona Hüşeym, ona Yezid b. Ebu Ziyad (T); Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Hüseyn el-Cu'fî, ona Zaide, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir:
Rasulullah'a (sav) mezinin hükmünü sordum. O da: "Meziden dolayı abdest; meniden dolayı gusül gerekir." buyurdu.
(Tirmizî) bu konuda Mikdâd b. Esved ve Übey b. Ka'b'ın da rivayetlerinin bulunduğunu belirtmiştir. Yine Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen sahih bir hadistir. Ali b. Ebu Talib'in Rasulullah'tan (sav) "Meziden dolayı abdest; meniden dolayı gusül gerekir." mealinde farklı tariklerden rivayetleri bulunmaktadır. Bu aynı zamanda Rasulullah'ın (sav) ashabının, tabiinin ve onlardan sonra gelen ilim ehlinin görüşüdür. Süfyân, Şafiî, Ahmed ve İshak da aynı görüşü benimsemiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10251, T000114
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو السَّوَّاقُ الْبَلْخِىُّ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ ح قَالَ وَحَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْجُعْفِىُّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَلِىٍّ قَال «سَأَلْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْمَذْىِ؟ فَقَالَ: مِنَ الْمَذْىِ الْوُضُوءُ وَمِنَ الْمَنِىِّ الْغُسْلُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ الْمِقْدَادِ بْنِ الأَسْوَدِ وَأُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ « مِنَ الْمَذْىِ الْوُضُوءُ وَمِنَ الْمَنِىِّ الْغُسْلُ » . وَهُوَ قَوْلُ عَامَّةِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ وَمَنْ بَعْدَهُمْ وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Amr es-Sevvâk el-Belhî, ona Hüşeym, ona Yezid b. Ebu Ziyad (T); Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Hüseyn el-Cu'fî, ona Zaide, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir:
Rasulullah'a (sav) mezinin hükmünü sordum. O da: "Meziden dolayı abdest; meniden dolayı gusül gerekir." buyurdu.
(Tirmizî) bu konuda Mikdâd b. Esved ve Übey b. Ka'b'ın da rivayetlerinin bulunduğunu belirtmiştir. Yine Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen sahih bir hadistir. Ali b. Ebu Talib'in Rasulullah'tan (sav) "Meziden dolayı abdest; meniden dolayı gusül gerekir." mealinde farklı tariklerden rivayetleri bulunmaktadır. Bu aynı zamanda Rasulullah'ın (sav) ashabının, tabiinin ve onlardan sonra gelen ilim ehlinin görüşüdür. Süfyân, Şafiî, Ahmed ve İshak da aynı görüşü benimsemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tahâret 83, 1/193
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Yezid b. Ebu Ziyad (Yezid b. Ebu Ziyad)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali el-Cu'fi (Hüseyin b. Ali b. Velid)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Abdest, meziden dolayı
Gusül, cünüplük
KTB, ABDEST
Bize Hennâd, ona Abde, ona Muhammed b. İshak, ona Saîd b. Ubeyd -ki o İbn İshak'tır-, ona babası (Ubeyd) ona da Sehl b. Huneyf'in rivayet ettiğine göre Sehl şöyle demiştir:
Benden çok mezi geldiği için sıkıntı çekiyor ve meziden dolayı fazlaca gusül abdesti alıyordum. Bu durumu Rasulullah'a (sav) anlattım ve ne yapmam gerektiğini sordum. "Meziden dolayı abdest alman yeterlidir." buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Rasulü, elbiseme bulaşan meziyi nasıl temizleyeyim?" diye sorunca "Bir avuç su alıp elbisene mezi bulaştığını gördüğün yerleri ıslatarak temizlemen senin için yeterlidir." cevabını verdi.
Ebu isa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen sahih bir hadistir. Biz bu hadisi yalnızca Muhammed b . İshak'ın mezi hakkında rivayet ettiği benzer bir hadisten bilmekteyiz. İlim ehli elbiseye bulaşan meziyle ilgili ihtilaf etmiştir. Kimi âlimler mezinin ancak yıkayarak temizlenmesi gerektiğini söylemiştir. Bu aynı zamanda Şafiî ve İshak'ın görüşüdür. Kimisi de mezi bulaşan yere su serpmenin yeterli olduğunu ifade etmiştir. Ahmed de, su serpmenin yeterli olacağını düşündüğünü söylemiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10252, T000115
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عُبَيْدٍ هُوَ ابْنُ السَّبَّاقِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ قَالَ: «كُنْتُ أَلْقَى مِنَ الْمَذْىِ شِدَّةً وَعَنَاءً فَكُنْتُ أُكْثِرُ مِنْهُ الْغُسْلَ. فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَسَأَلْتُهُ عَنْهُ؟ فَقَالَ: " إِنَّمَا يُجْزِئُكَ مِنْ ذَلِكَ الْوُضُوؤ ". فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ بِمَا يُصِيبُ ثَوْبِى مِنْهُ؟ قَالَ: " يَكْفِيكَ أَنْ تَأْخُذَ كَفًّا مِنْ مَاءٍ فَتَنْضَحَ بِهِ ثَوْبَكَ حَيْثُ تَرَى أَنَّهُ أَصَابَ مِنْهُ " . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَلاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ فِى الْمَذْىِ مِثْلَ هَذَا . وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى الْمَذْىِ يُصِيبُ الثَّوْبَ. فَقَالَ بَعْضُهُمْ لاَ يُجْزِئُ إِلاَّ الْغَسْلُ وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ يُجْزِئُهُ النَّضْحُ . وَقَالَ أَحْمَدُ أَرْجُو أَنْ يُجْزِئَهُ النَّضْحُ بِالْمَاءِ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Abde, ona Muhammed b. İshak, ona Saîd b. Ubeyd -ki o İbn İshak'tır-, ona babası (Ubeyd) ona da Sehl b. Huneyf'in rivayet ettiğine göre Sehl şöyle demiştir:
Benden çok mezi geldiği için sıkıntı çekiyor ve meziden dolayı fazlaca gusül abdesti alıyordum. Bu durumu Rasulullah'a (sav) anlattım ve ne yapmam gerektiğini sordum. "Meziden dolayı abdest alman yeterlidir." buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Rasulü, elbiseme bulaşan meziyi nasıl temizleyeyim?" diye sorunca "Bir avuç su alıp elbisene mezi bulaştığını gördüğün yerleri ıslatarak temizlemen senin için yeterlidir." cevabını verdi.
Ebu isa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen sahih bir hadistir. Biz bu hadisi yalnızca Muhammed b . İshak'ın mezi hakkında rivayet ettiği benzer bir hadisten bilmekteyiz. İlim ehli elbiseye bulaşan meziyle ilgili ihtilaf etmiştir. Kimi âlimler mezinin ancak yıkayarak temizlenmesi gerektiğini söylemiştir. Bu aynı zamanda Şafiî ve İshak'ın görüşüdür. Kimisi de mezi bulaşan yere su serpmenin yeterli olduğunu ifade etmiştir. Ahmed de, su serpmenin yeterli olacağını düşündüğünü söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tahâret 84, 1/197
Senetler:
1. Sehl b. Huneyf el-Ensari (Sehl b. Huneyf b. Vahıb b. Ukeym b. Salebe)
2. Ubeyd b. Sebbak es-Sekafi (Ubeyd b. Sebbak)
3. Ebu Sebbâk Saîd b. Ubeyd es-Sekafi (Saîd b. Ubeyd b. Sebbâk)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Abdest, meziden dolayı
KTB, ABDEST
Temizlik, elbisenin temiz tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10253, T000116
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هَمَّامِ بْنِ الْحَارِثِ قَالَ: «ضَافَ عَائِشَةَ ضَيْفٌ فَأَمَرَتْ لَهُ بِمِلْحَفَةٍ صَفْرَاءَ فَنَامَ فِيهَا فَاحْتَلَمَ فَاسْتَحْيَا أَنْ يُرْسِلَ بِهَا وَبِهَا أَثَرُ الاِحْتِلاَمِ فَغَمَسَهَا فِى الْمَاءِ ثُمَّ أَرْسَلَ بِهَا فَقَالَتْ عَائِشَةُ: لِمَ أَفْسَدَ عَلَيْنَا ثَوْبَنَا؟ إِنَّمَا كَانَ يَكْفِيهِ أَنْ يَفْرُكَهُ بِأَصَابِعِهِ. وَرُبَّمَا فَرَكْتُهُ مِنْ ثَوْبِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِأَصَابِعِى». قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهُوَ قَوْلُ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ وَمَنْ بَعْدَهُمْ مِنَ الْفُقَهَاءِ مِثْلِ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ. قَالُوا فِى الْمَنِىِّ يُصِيبُ الثَّوْبَ: يُجْزِئُهُ الْفَرْكُ وَإِنْ لَمْ يُغْسَلْ . وَهَكَذَا رُوِىَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هَمَّامِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عَائِشَةَ مِثْلَ رِوَايَةِ الأَعْمَشِ . وَرَوَى أَبُو مَعْشَرٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ. وَحَدِيثُ الأَعْمَشِ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Hemmâm b. Harîs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe (r.anha)’ya bir misafir gelmişti; uyuması için sarı renkli bir yorgan verilmişti. Yorganı örtünerek uyuyan misafir gece ihtilam oldu yorgan üzerinde ihtilam olduğunun izi olduğu halde bırakmaktan utandı ve su ile yıkayarak iade etti. Bunun üzerine Âişe (r.anha) şöyle dedi. “Yorganımızı yıkamak suretiyle neden bozdu? parmaklarıyla ovuşturması yeterli idi. Bu gibi durumlarda Rasûlullah (s.a.v.)’in elbisesini bazen ovuşturduğum olmuştur.” Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından, tabiinden ve sonraki gelen alimlerden pek çoğunun görüşü: “Ovuşturmak yeterlidir, yıkanması gerekmez” şeklindedir.
Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. Mansur, İbrahim, Hemmâm b. el Hâris’den, Âişe’nin bu hadisi A’meşin rivâyeti gibi rivâyet edilmiştir.
Ebû Ma’şer bu hadisi İbrahim’den, el Esved’den ve Âişe’den rivâyet etmektedir ki A’meş’in rivâyeti daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tahâret 85, 1/198
Senetler:
()
Konular:
Gusül, ihtilam nedeniyle erkeklerin guslü
Temizlik, elbisenin temiz tutulması
Temizlik, Mezinin temizlenişi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10418, T000125
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَعَبْدَةُ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ «جَاءَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ أَبِى حُبَيْشٍ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ: يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى امْرَأَةٌ أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ قَالَ: لاَ إِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ وَلَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحَيْضَةُ فَدَعِى الصَّلاَةَ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْسِلِى عَنْكِ الدَّمَ وَصَلِّى » . قَالَ أَبُو مُعَاوِيَةَ فِى حَدِيثِهِ وَقَالَ « تَوَضَّئِى لِكُلِّ صَلاَةٍ حَتَّى يَجِىءَ ذَلِكَ الْوَقْتُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ (جَاءَتْ فَاطِمَةُ) حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهُوَ قَوْلُ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ . وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَمَالِكٌ وَابْنُ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىُّ أَنَّ الْمُسْتَحَاضَةَ إِذَا جَاوَزَتْ أَيَّامَ أَقْرَائِهَا اغْتَسَلَتْ وَتَوَضَّأَتْ لِكُلِّ صَلاَةٍ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Hubeyş’in kızı Fatıma Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi ve: “Ey Allah’ın Rasûlü ben hayızdan geç temizlenen bir kadınım bu uzun süre için namazları terk edebilir miyim? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) de: “O hayız değildir, değişik bir hastalık sebebiyle damardan gelen bir kandır. Hayız başlayınca namazını bırak bitince kanı yıka ve namazını kıl” buyurdular. Ebû Muaviye, rivâyet ettiği hadisin de diyor ki: Bu vakit gelinceye kadar her namaz için abdest al. Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: “Fatıma geldi” diye başlayan Âişe hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiinden pek çok ilim adamının görüşü budur. Süfyan es Sevrî, Malik, İbn’ül Mübarek, Şafii şöyle derler: “Bir kadının hayızlık süresi kendi bildiği günlerini geçerse geçtiği günler de her namaz için abdest alır
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tahâret 93, 1/217
Senetler:
()
Konular:
Kadın, istihaze kanı, hükümleri
Namaz, hayızlı kadının namazı terketmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10420, T000127
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا شَرِيكٌ نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ{تَدَعُ الصَّلاَةَ أَيَّامَ أَقْرَائِهَا الَّتِى كَانَتْ تَحِيضُ فِيهَا ثُمَّ تَغْتَسِلُ وَتَتَوَضَّأُ عِنْدَ كُلِّ صَلاَةٍ وَتَصُومُ وَتُصَلِّى } . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ قَدْ تَفَرَّدَ بِهِ شَرِيكٌ عَنْ أَبِى الْيَقْظَانِ . قَالَ وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقُلْتُ عَدِىُّ بْنُ ثَابِتٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ جَدُّ عَدِىٍّ مَا اسْمُهُ فَلَمْ يَعْرِفْ مُحَمَّدٌ اسْمَهُ وَذَكَرْتُ لِمُحَمَّدٍ قَوْلَ يَحْيَى بْنِ مَعِينٍ أَنَّ اسْمَهُ -دِينَارٌ- فَلَمْ يَعْبَأْ بِهِ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ فِى الْمُسْتَحَاضَةِ: إِنِ اغْتَسَلَتْ لِكُلِّ صَلاَةٍ هُوَ أَحْوَطُ لَهَا وَإِنْ تَوَضَّأَتْ لِكُلِّ صَلاَةٍ أَجْزَأَهَا وَإِنْ جَمَعَتْ بَيْنَ الصَّلاَتَيْنِ بِغُسْلٍ وَاحِدٍ أَجْزَأَهَا .
Tercemesi:
Ali b. Hucr (r.a.), aynı hadisi manasıyla Şerîk’den bize rivâyet etmiştir.
Tirmîzî: Bu hadisi Ebül Yakzan’dan sadece Şerîk rivâyet etmiştir.
Muhammed’e bu hadis hakkında sordum; Hadisin senedinde Adiyy b. Sabit’in babasından, dedesinden deniliyor, Adiyy’in dedesinin adı nedir? Dedim. Muhammed bilemedi ben de: Yahya b. Maîn onun adının “Dinar” olduğunu söylüyor dedimse de bana aldırış etmedi.
Ahmed ve İshâk özür kanı gören hakkında şöyle diyorlar; Her vakit namazı için yıkanırsa yeterlidir. Bir gusül ile iki vakit namazı bir arada kılarsa bu da caizdir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tahâret 94, 1/220
Senetler:
()
Konular:
Kadın, istihaze kanı, hükümleri
Namaz, Hayız, gören kadının namazı terketmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10427, T000134
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبِيدَةُ بْنُ حُمَيْدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ ثَابِتِ بْنِ عُبَيْدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ قَالَ قَالَتْ لِى عَائِشَةُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَاوِلِينِى الْخُمْرَةَ مِنَ الْمَسْجِدِ » . قَالَتْ قُلْتُ إِنِّى حَائِضٌ . قَالَ « إِنَّ حَيْضَتَكِ لَيْسَتْ فِى يَدِكِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهُوَ قَوْلُ عَامَّةِ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ نَعْلَمُ بَيْنَهُمُ اخْتِلاَفًا فِى ذَلِكَ بِأَنْ لاَ بَأْسَ أَنْ تَتَنَاوَلَ الْحَائِضُ شَيْئًا مِنَ الْمَسْجِدِ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir gün bana mesciddeki namaz kıldığım seccadeyi bana alır mısın dedi. Ben de hayızlı olduğumu söyledim” Bunun üzerine buyurdular ki: “Hayız senin elinde değil veya hayızlı olup olmamak senin elinde değil ki.” Tirmîzî: Bu konuda İbn Ömer ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bu Âişe hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının pek çoğunun görüşü böyledir bu konuda ayrı görüş bilmiyoruz. Hayızlı kimsenin mescidden bir şey alıp vermesinde bir sakınca yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tahâret 101, 1/241
Senetler:
()
Konular:
Kadın, Hayız, hayız halindeki kadının günlük yaşamdaki yeri
Kadın, Hayız, hayızlı kadının mescide girmesi