10635 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Ebu Ömer hafs b. Ömer el-Havdî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb ve Haccâc b. Savvâf, onlara da Ebu Kılâbe'nin, kendisi ile birlikte Şam'da bulunan azatlısı Ebu Recâ şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdulaziz bir gün insanlarla istişare etti ve "şu kasâme hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Oradakiler "Kasâme haktır, Allah Rasulü onunla hükmetmiş, senden önceki halifeler de bununla hükmetmiştir" dediler. Ebû Recâ der ki: Bu sırada Ebu Kılâbe, Ömer'in koltuğunun arkasında idi. Anbese b. Saîd "O zaman Enes'in Uranîler hakkındaki hadîsi nerede kaldı?" diye sordu. Ebû Kılâbe:"O hadîsi bana bizzat Enes b. Mâlik rivayet etti" dedi. Ravi Abdulaziz b. Suheyb, "Enes, Ureyne (kabilesi) hakkında..." ifadesini, Ebû Kılâbe ise "Enes, Ukl (kabilesi) hakkında" ifadesini kullanmış ardından olayı aktarmıştır.
Açıklama: Bu rivayetle ilgili olarak ayrıca B006899 numaralı hadise bakınız. KASAME İslâm hukukunda, fâilin kesin delille belirlenemediği bir cinayet işlendiğinde suç mahallinden sınırlı sayıda bir topluluğun haklarındaki suç isnadını defetmek veya maktulün yakınlarının suç isnadında bulunmak amacıyla mahkeme huzurunda yaptığı özel yeminlerin adıdır. (bkz. Bardakoğlu,"Kasâme", DİA, 24:528-530).
Bize Yahyâ b. Süleymân, ona İbn Vehb, ona Amr rivayet etti. Bekir b. Mudar’a Amr b. el-Hâris, ona Bükeyr, ona da İbn Abbas'ın Mevlası Küreyb'in naklettiğine göre İbn Abbâs, Abdurrahmân b. Ezher ve Misver b. Mahrece (Küreyb’i) Âişe’ye (r.anha) gönderip şöyle dediler: “Hepimizden ona selam söyle ve kendisine ikindi namazından sonraki iki rekatlık namazı(n hükmünü) sor. Bize senin bu namazı kıldığın söylendi, oysa bize Peygamber’in (sav) bunu yasakladığı haberi ulaşmıştı, diye söyle. İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle dedi: Ben Ömer ile birlikte bu iki rekât namaz(ı kıldıkların)dan dolayı insanları dövüyordum. Küreyb (devamla) şöyle dedi: Ben Âişe’nin (r.anha) huzuruna girdim ve söylemem için beni gönderdikleri şeyi ona söyledim. O: Sen (bu meseleyi) Ümmü Seleme’ye sor, dedi. Ben de durumu beni gönderenlere haber verdim. Bunun üzerine onlar beni Âişe’ye gönderdikleri gibi (bu defa da) Ümmü Seleme’ye gönderdiler. Ümmü Seleme (r.anha) de: Ben Peygamber’den (sav) bu iki rekâtı yasakladığını işitmiştim. (Bir defasında) O, ikindi namazını kılmış ve benim odama girmişti. O sırada yanımda ensardan, Benî Haram kabilesinden bir grup kadın bulunuyordu. Rasûlullah o iki rekâtlık namazı kıldı. Bunun üzerine ben kendisine hizmetçi kızı gönderdim ve ona şöyle tenbih ettim: Onun yanında dur ve Ümmü Seleme size “Ey Allah’ın Rasûlu, ben sizin bu iki rekâtlık namazı yasakladığınızı işitmemiş miydim? Oysa sizi onu kılarken görüyorum” diyor, de. O eliyle işaret ederse, huzurdan çekil. Hizmetçi kız dediğimi yaptı. Allah Rasûlu eliyle işaret edince, o huzurdan çekildi. Namazını bitirince Rasûlullah şöyle buyurdu: Ey Ebu Ümeyye’nin kızı, bana ikindi namazından sonra kıldığım iki rekâtı sordun. Abdülkays kabilesinden birileri müslüman olmak için gelmişlerdi. Onlar beni alıkoydukları için öğlen namazın(ın farzın)dan sonraki iki rekatı kılamamıştım. İşte bu kıldıklarım (öğlen namazından sonra kılamadığım) o iki rekattır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Müellif ile Bekir b. Mudar El-Kuraşi arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Yahya b. Saîd, ona da Büşeyr b. Yesâr, Süveyd b. Nu'mân'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hayber yılında Rasulullah (sav) ile birlikte sefere çıkmıştık. Hayber'in aşağı tarafında bulunan Sahbâ mevkiine geldiğimizde Rasulullah (sav) ikindi namazını kıl[dır]dı. Sonra yiyeceklerin getirilmesini istedi. Ancak kavuttan [kavrulmuş undan] başka bir şey getiren olmadı. Rasulullah (sav) kavutun hazırlanmasını istedi. Kavut ıslatılıp bulamaç yapıldı. Rasulullah (sav) bulamaçtan yedi, biz de yedik. Sonra akşam namazını kılmak üzere kalktı. Ağzını çalkaladı, biz de çalkaladık. Sonra da yeniden abdest almaksızın namaz kıl[dır]dı."
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus b. Yezîd, ona Zührî, ona da Urve b. Zübeyir, Saîd b. Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs ve Übeydullah b. Abdullah -her biri hadisten bir bölümü bana aktararak- Hz. Peygamber'in eşi Hz. Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ümmü Mıstah ile birlikte giderken, onun ayağı kaydı ve "kahrolasın Mıstah" diye oğluna beddua etti. Ben de "ne kötü bir söz söyledin, sen Bedir Savaşına katılmış bir kişiye sövüyor musun?" dedim... Âişe İfk hadisinin tamamını aktardı.
Açıklama: Hadisin tamamı için B004141 numaralı hadise bakınız.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Mâlik, ona da Nâfi şöyle demiştir: "Abdullah b. Ömer (r.anhuma) fitne zamanı umre niyetiyle yola çıktı ve “Eğer benim Kâbe ziyaretim engellenirse, ben de Rasulullah (sav) ile yaptığımız gibi yaparım” dedi ve sonra da telbiye getirerek umreye niyetlendi. Çünkü Rasulullah da Hudeybiye senesinde böyle umre niyetiyle ihrama girmişti."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Hâtim, ona Yezîd b. Ebu Ubeyd, ona da Seleme b. Ekva şöyle demiştir: Bir sabah namazı ezan okunmadan önce yola çıktım. O günlerde Rasulullah'ın sağmal develeri Zû-Kared merasında otlayıp yayılıyorlardı. Seleme der ki: Yolda giderken Abdurrahmân b. Avf'ın bir kölesi bana yetişip “Rasulullah'ın sağmal develeri çalınıp götürüldü” dedi. Ben “develeri kim çaldı?” diye sordum. “Gatafân (kabilesinden adamlar)” dedi. İbn Ekva der ki: Bu haber üzerine ben gür bir sesle üç defa “yetişin baskın var” diye haykırdım. İbn Ekva' der ki: Benim bu haykırışım Medine'nin iki kara taşlığı arasındaki herkes işitti. Sonra hiç sağa sola bakmadan doğruca yaya olarak çapulcuların arkalarından koşup, kuyudan su çekerlerken, onlara yetiştim ve onlara ok atmaya başladım. Ben iyi bir ok atıcısı idim. Her ok attıkça da “Ben İbn Ekva'yım, bu gün alçakların öleceği gündür” gibi kısa şiirler söylüyordum. Nihayet onlardan develeri kurtardım. Onlardan otuz tane de elbise gasp ettim. İbn Ekva der ki: Develeri sürüp getirirken Peygamber (sav) ve sahâbiler geldi. Ben “ey Allah'ın Rasulü, onların su içmelerine engel oldum. Onlar, şimdi susuz bir haldeler. Hemen şimdi onlara bir müfreze gönder” dedim. Fakat Peygamber (sav) "Ey İbn Ekva, sen alacağını aldın, artık itidalli ol" buyurdu. İbn Ekva der ki: Sonra geri döndük. Rasulullah (sav) beni Medine'ye girinceye kadar devesi üzerine terkisine bindirdi.
Açıklama: Muhammed b. İsmail ile Muhammed b. Velid arasında inkita vardır.