حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَدِىُّ بْنُ ثَابِتٍ عَنِ الْبَرَاءِ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى أَوْفَى رضى الله عنهم أَنَّهُمْ كَانُوا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَصَابُوا حُمُرًا فَطَبَخُوهَا ، فَنَادَى مُنَادِى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَكْفِئُوا الْقُدُورَ .
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Adiyy b. Sabit, ona da Berâ ve Abdullah b. Ebu Evfâ (r.anhum) şöyle rivayet etmiştir:
Sahabe (Hayber günü) Hz. Peygamber (sav) ile birlikte iken yabani eşeklere denk geldiler (ve yakalayıp pişirmeye koyuldular.) O sırada Hz. Peygamber'in (sav) Çağırtmacı "Tencereleri dökünüz" diye seslendi.
Açıklama: Konunun daha geniş açıklaması için İM003192 ve B003155 numaralı hadislere bakınız.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32185, B004222
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَدِىُّ بْنُ ثَابِتٍ عَنِ الْبَرَاءِ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى أَوْفَى رضى الله عنهم أَنَّهُمْ كَانُوا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَصَابُوا حُمُرًا فَطَبَخُوهَا ، فَنَادَى مُنَادِى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَكْفِئُوا الْقُدُورَ .
Tercemesi:
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Adiyy b. Sabit, ona da Berâ ve Abdullah b. Ebu Evfâ (r.anhum) şöyle rivayet etmiştir:
Sahabe (Hayber günü) Hz. Peygamber (sav) ile birlikte iken yabani eşeklere denk geldiler (ve yakalayıp pişirmeye koyuldular.) O sırada Hz. Peygamber'in (sav) Çağırtmacı "Tencereleri dökünüz" diye seslendi.
Açıklama:
Konunun daha geniş açıklaması için İM003192 ve B003155 numaralı hadislere bakınız.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/96
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Nikah, mut'a nikahının ve ehlî eşek etinin yasaklanması, Hayber günü
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Bana Muhammed b. Ebu Hüseyin, ona Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Giyas), ona Asım, ona Âmir, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ben bilmiyorum, acaba Rasulullah (sav), insanların yük taşıma hayvanları olduğu ve yok olup gitmelerini istemediği için mi evcil eşek etini yasakladı, yoksa Hayber gününde doğrudan haram mı kıldı.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32193, B004227
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى الْحُسَيْنِ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ عَاصِمٍ عَنْ عَامِرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ لاَ أَدْرِى أَنَهَى عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ أَجْلِ أَنَّهُ كَانَ حَمُولَةَ النَّاسِ ، فَكَرِهَ أَنْ تَذْهَبَ حَمُولَتُهُمْ ، أَوْ حَرَّمَهُ فِى يَوْمِ خَيْبَرَ ، لَحْمَ الْحُمُرِ الأَهْلِيَّةِ .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Ebu Hüseyin, ona Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Giyas), ona Asım, ona Âmir, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ben bilmiyorum, acaba Rasulullah (sav), insanların yük taşıma hayvanları olduğu ve yok olup gitmelerini istemediği için mi evcil eşek etini yasakladı, yoksa Hayber gününde doğrudan haram mı kıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/97
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Hüseyin es-Simnânî (Muhammed b. Cafer b. Ebu Hüseyin)
Konular:
Siyer, Hayber günü
Yiyecekler, Ehlî eşek eti
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Bize Saîd b. Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd, ona babası (Eslem), ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle demiştir:
Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, eğer sonraki nesillere yoksul ve beş parasız bırakacak olmasaydım, fethettiğim her memleket arazisini, Peygamber'in (sav) Hayber'i taksim ettiği gibi dağıtırdım. Fakat ben bu toprakları ileriki nesillere, gelirini bölüşecekleri birer hazine olarak bırakıyorum.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32206, B004235
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى زَيْدٌ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ سَمِعَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - يَقُولُ أَمَا وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، لَوْلاَ أَنْ أَتْرُكَ آخِرَ النَّاسِ بَبَّانًا لَيْسَ لَهُمْ شَىْءٌ ، مَا فُتِحَتْ عَلَىَّ قَرْيَةٌ إِلاَّ قَسَمْتُهَا كَمَا قَسَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم خَيْبَرَ ، وَلَكِنِّى أَتْرُكُهَا خِزَانَةً لَهُمْ يَقْتَسِمُونَهَا .
Tercemesi:
Bize Saîd b. Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd, ona babası (Eslem), ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle demiştir:
Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, eğer sonraki nesillere yoksul ve beş parasız bırakacak olmasaydım, fethettiğim her memleket arazisini, Peygamber'in (sav) Hayber'i taksim ettiği gibi dağıtırdım. Fakat ben bu toprakları ileriki nesillere, gelirini bölüşecekleri birer hazine olarak bırakıyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/98
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Zeyd Eslem el-Adevi (Eslem)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
حَدَّثَنَا مُسْلِمٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنِ الْبَرَاءِ قَالَ غَزَوْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32190, B004225
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنِ الْبَرَاءِ قَالَ غَزَوْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Müslim, ona Şu'be, ona Adiy b. Sâbit, ona da Berâ:
"Biz Peygamber (sav) ile birlikte gazveye gittik," demiş hadisin benzerini söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/96
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32195, B004228
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَابِقٍ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ خَيْبَرَ لِلْفَرَسِ سَهْمَيْنِ ، وَلِلرَّاجِلِ سَهْمًا . قَالَ فَسَّرَهُ نَافِعٌ فَقَالَ إِذَا كَانَ مَعَ الرَّجُلِ فَرَسٌ فَلَهُ ثَلاَثَةُ أَسْهُمٍ ، فَإِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ فَرَسٌ فَلَهُ سَهْمٌ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. İshak, ona Muhammed b. Sâbık, ona Zâide, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) Hayber günü ganimetten süvari gazilerin atları için iki pay, yayalara bir pay verdi."
Ravi, Ubeydullah b. Ömer şöyle demiştir: "Bu hadisi Nâfi' tefsir edip şöyle dedi: Mücahidin beraberinde bir atı olursa, ganimet malından ona üç pay verilir (birisi gazînin, ikisi atının payıdır). Eğer gazinin atı yoksa, onun yalnız bir payı vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/97
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Sabık et-Temimi (Muhammed b. Sabık)
6. Ebu Ali Hasan b. İshak el-Leysî (Hasan b. İshak b. Ziyad)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Siyer, Hayber günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32201, B004232
Hadis:
قَالَ أَبُو بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى لأَعْرِفُ أَصْوَاتَ رُفْقَةِ الأَشْعَرِيِّينَ بِالْقُرْآنِ ، حِينَ يَدْخُلُونَ بِاللَّيْلِ ، وَأَعْرِفُ مَنَازِلَهُمْ مِنْ أَصْوَاتِهِمْ بِالْقُرْآنِ بِاللَّيْلِ ، وَإِنْ كُنْتُ لَمْ أَرَ مَنَازِلَهُمْ حِينَ نَزَلُوا بِالنَّهَارِ ، وَمِنْهُمْ حَكِيمٌ ، إِذَا لَقِىَ الْخَيْلَ - أَوْ قَالَ الْعَدُوَّ - قَالَ لَهُمْ إِنَّ أَصْحَابِى يَأْمُرُونَكُمْ أَنْ تَنْظُرُوهُمْ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz ben Eş'arîler cemaatinin geceleyin evlerine girdikleri zaman okudukları Kur'ân seslerini pek iyi tanırım. Sefer halinde de onların ordu içindeki konak yerlerini de gece vakti Kur'ân seslerinden tanırım. Ki ben, Eş'arîler'in indikleri bu konak yerlerini gündüz görmemiş olsam bile bunu bilirim. Eş'arîler'den hakim bir kimse de vardır ki, o, bir süvari veya bir düşman müfrezesine kavuştuğu zaman onlara şöyle der: Arkadaşlarım size burada kendilerini beklemenizi emreder (böylece onları korkutur)"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/98
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
Konular:
Kur'ân, güzel/ doğru okumak
Sahabe, Eş'arilerin (kabile) fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32198, B004230
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا بُرَيْدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ بَلَغَنَا مَخْرَجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ بِالْيَمَنِ ، فَخَرَجْنَا مُهَاجِرِينَ إِلَيْهِ أَنَا ، وَأَخَوَانِ لِى أَنَا أَصْغَرُهُمْ ، أَحَدُهُمَا أَبُو بُرْدَةَ ، وَالآخَرُ أَبُو رُهْمٍ - إِمَّا قَالَ بِضْعٌ وَإِمَّا قَالَ - فِى ثَلاَثَةٍ وَخَمْسِينَ أَوِ اثْنَيْنِ وَخَمْسِينَ رَجُلاً مِنْ قَوْمِى ، فَرَكِبْنَا سَفِينَةً ، فَأَلْقَتْنَا سَفِينَتُنَا إِلَى النَّجَاشِىِّ بِالْحَبَشَةِ ، فَوَافَقْنَا جَعْفَرَ بْنَ أَبِى طَالِبٍ فَأَقَمْنَا مَعَهُ حَتَّى قَدِمْنَا جَمِيعًا ، فَوَافَقْنَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم حِينَ افْتَتَحَ خَيْبَرَ ، وَكَانَ أُنَاسٌ مِنَ النَّاسِ يَقُولُونَ لَنَا - يَعْنِى لأَهْلِ السَّفِينَةِ - سَبَقْنَاكُمْ بِالْهِجْرَةِ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ala, ona Ebu Usame, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa (ra) şöyle demiştir:
Biz Yemen’deyken Rasulullah’ın (sav) hicret ettiği haberi bize ulaştı. Bunun üzerine ben ve iki kardeşim —ben onların en küçüğüyüm, biri Ebu Burde, diğeri Ebu Rühm idi— hicret etmek üzere yola çıktık. Kendi kavmimden elli üç veya elli iki kişiyle birlikte yola çıktık. Bir gemiye bindik ve gemimiz bizi Habeşistan’daki Necaşî’ye götürdü. Orada Cafer b. Ebu Talib ile karşılaştık ve onunla birlikte kaldık. Sonra birlikte Medine’ye döndük. Rasulullah (sav) Hayber’i fethettiği sırada ona yetiştik. Bazı insanlar bize —yani gemiyle hicret edenlere— şöyle diyorlardı: ‘Biz sizden önce hicret ettik.’
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/97
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Bürde Yezid b. Abdullah el-Eşari (Yezid b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Habeşistan, habeşlilerle ilişkiler,
MEMLEKET SEVGİSİ
NECAŞİ VE HABEŞİSTANA HİCRET
Övünmek, hicrette öncelikle övünmek
Siyer, Habeşistan'dan Medine'ye Hicret
Siyer, Hayber günü
Siyer, Hicret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32202, B004233
Hadis:
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ سَمِعَ حَفْصَ بْنَ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا بُرَيْدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ قَدِمْنَا عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ أَنِ افْتَتَحَ خَيْبَرَ ، فَقَسَمَ لَنَا ، وَلَمْ يَقْسِمْ لأَحَدٍ لَمْ يَشْهَدِ الْفَتْحَ غَيْرَنَا .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Hafs b. Gıyâs, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa (ra) şöyle demiştir:
"Biz, Peygamber (sav) Hayber'i fethettikten sonra huzuruna geldik. Fakat Peygamber (sav) ganimetten bize de bir pay ayırdı. Halbuki Hayber fethinde hazır bulunmayan bizden başka hiçbir kimseye pay ayırmamıştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/98
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Sahabe, Eş'arilerin (kabile) fazileti
Siyer, Hayber günü
ودخلت أسماءُ بنت عُميس وهي ممن قَدِمَ معنا على حفصةَ زوج النبيّ صلى الله عليه و سلم زائرة و قد كانت هاجرت الى النَّجاشي فيمن هاجر، فدخل عمرعلى حفصة و أسماء عندها، فقال عمر حين رأى أسماء: من هذه؟ قالت أسماءُ: نعم، قال سبقناكم بالهجرة، فنحن أحقُّ برسول الله صلى الله عليه و سلم منكم. فغَضِبَتْ و قالت: كلّا الله، كنتم مع رسول الله صلى الله عليه و سلم يطعم جائعَكم و يعظُجاهلكم، و كنا في دار أو:في أرضِ البعداء البُغَضاءِ.بالحبشة، و ذلك في الله و في رسول الله صلى الله عليه و سلم و ايم الله لا أطْعَمُ طعاما و لا أشرب شراباً حتي أذكرَ ما قلتٌ لرسوا الله صلى الله عليه و سلم، كنا نؤذى و نخاف و سأذكر ذلك للنبي صلى الله عليه و سلم وأسأله والله لا أكذب ولا أزيغُ و لا أزيد عليه. فَلَمَّا جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّ عُمَرَ قَالَ كَذَا وَكَذَا . قَالَ "فَمَا قُلْتِ لَهُ." قَالَتْ قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا . قَالَ "لَيْسَ بِأَحَقَّ بِى مِنْكُمْ ، وَلَهُ وَلأَصْحَابِهِ هِجْرَةٌ وَاحِدَةٌ ، وَلَكُمْ أَنْتُمْ أَهْلَ السَّفِينَةِ هِجْرَتَانِ." قَالَتْ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ يَأْتُونِى أَرْسَالاً ، يَسْأَلُونِى عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ ، مَا مِنَ الدُّنْيَا شَىْءٌ هُمْ بِهِ أَفْرَحُ وَلاَ أَعْظَمُ فِى أَنْفُسِهِمْ مِمَّا قَالَ لَهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو بُرْدَةَ قَالَتْ أَسْمَاءُ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَإِنَّهُ لَيَسْتَعِيدُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنِّى .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32199, B004231
Hadis:
ودخلت أسماءُ بنت عُميس وهي ممن قَدِمَ معنا على حفصةَ زوج النبيّ صلى الله عليه و سلم زائرة و قد كانت هاجرت الى النَّجاشي فيمن هاجر، فدخل عمرعلى حفصة و أسماء عندها، فقال عمر حين رأى أسماء: من هذه؟ قالت أسماءُ: نعم، قال سبقناكم بالهجرة، فنحن أحقُّ برسول الله صلى الله عليه و سلم منكم. فغَضِبَتْ و قالت: كلّا الله، كنتم مع رسول الله صلى الله عليه و سلم يطعم جائعَكم و يعظُجاهلكم، و كنا في دار أو:في أرضِ البعداء البُغَضاءِ.بالحبشة، و ذلك في الله و في رسول الله صلى الله عليه و سلم و ايم الله لا أطْعَمُ طعاما و لا أشرب شراباً حتي أذكرَ ما قلتٌ لرسوا الله صلى الله عليه و سلم، كنا نؤذى و نخاف و سأذكر ذلك للنبي صلى الله عليه و سلم وأسأله والله لا أكذب ولا أزيغُ و لا أزيد عليه. فَلَمَّا جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّ عُمَرَ قَالَ كَذَا وَكَذَا . قَالَ "فَمَا قُلْتِ لَهُ." قَالَتْ قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا . قَالَ "لَيْسَ بِأَحَقَّ بِى مِنْكُمْ ، وَلَهُ وَلأَصْحَابِهِ هِجْرَةٌ وَاحِدَةٌ ، وَلَكُمْ أَنْتُمْ أَهْلَ السَّفِينَةِ هِجْرَتَانِ." قَالَتْ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ يَأْتُونِى أَرْسَالاً ، يَسْأَلُونِى عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ ، مَا مِنَ الدُّنْيَا شَىْءٌ هُمْ بِهِ أَفْرَحُ وَلاَ أَعْظَمُ فِى أَنْفُسِهِمْ مِمَّا قَالَ لَهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو بُرْدَةَ قَالَتْ أَسْمَاءُ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَإِنَّهُ لَيَسْتَعِيدُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنِّى .
Tercemesi:
[Bize Muhammed, ona Hammâd, ona Büreyd, ona Ebu Bürde, ona da Abdullah b. Kays şöyle demiştir:]
Esma bt. Ümeys (r.anha) –ki o, bizimle birlikte gelenlerdendi– Rasulullah’ın (sav) hanımı Hafsa’yı ziyarete girdi. Esma, Habeşistan’a hicret edenler arasında yer almıştı. Hafsa’nın yanında bulunduğu sırada Ömer içeri girdi. Esma’yı görünce 'Bu kim?' diye sordu. Esma, 'Evet, benim' dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: 'Biz, sizden önce hicret ettik. Bu sebeple Rasulullah’a (sav) sizden daha layığız.' Esma buna öfkelendi ve şöyle dedi:
'Hayır! Vallahi hayır! Siz Rasulullah (sav) ile beraberdiniz; o açlarınızı doyurur, cahillerinizi irşad ederdi. Biz ise Allah ve Rasulü uğrunda, sevimsiz ve uzak bir diyar olan Habeşistan’da bulunuyorduk. Vallahi ben bu söylediklerini Rasulullah’a (sav) anlatmadan bir lokma yemek yemeyecek, bir yudum su içmeyeceğim! Biz orada eziyet gördük ve korku içinde yaşadık. Vallahi söylediklerimde ne yalan var ne sapma ne de fazlalık. Onu Rasulullah’a (sav) anlatacağım ve ona soracağım.' Rasulullah (sav) geldiğinde Esma: 'Ey Allah’ın Nebîsi! Ömer bana şöyle şöyle dedi' dedi. Rasulullah (sav) "Sen ona ne dedin?" diye sordu. Esma şöyle dedi: 'Ben de ona şöyle şöyle söyledim.' Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Onun ve arkadaşlarının bir hicreti vardır. Sizin, ey gemi ehli! İki hicretiniz vardır." Esma şöyle demiştir: 'Sonra gördüm ki, Ebu Musa ve gemidekiler bana grup grup geliyor, bu hadisi bana tekrar tekrar soruyorlardı. Rasulullah’ın (sav) bu sözü, dünyada onları en çok sevindiren ve kendi nazarlarında en değerli olan şeydi.' Ebu Burde şöyle demiştir: 'Esma, ‘Vallahi Ebu Musa’nın bu hadisi tekrar tekrar benden işitmek istediğini gördüm’ dedi.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/97
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Habeşistan, habeşlilerle ilişkiler,
Övünmek, hicrette öncelikle övünmek
Siyer, Habeşistan'dan Medine'ye Hicret
Siyer, Hicret
Siyer, Hicret Medine'ye
Siyer, Hicret, Habeşistan'a hicret
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ قَالَ حَدَّثَنِى ثَوْرٌ قَالَ حَدَّثَنِى سَالِمٌ مَوْلَى ابْنِ مُطِيعٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - يَقُولُ افْتَتَحْنَا خَيْبَرَ ، وَلَمْ نَغْنَمْ ذَهَبًا وَلاَ فِضَّةً ، إِنَّمَا غَنِمْنَا الْبَقَرَ وَالإِبِلَ وَالْمَتَاعَ وَالْحَوَائِطَ ، ثُمَّ انْصَرَفْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى وَادِى الْقُرَى ، وَمَعَهُ عَبْدٌ لَهُ يُقَالُ لَهُ مِدْعَمٌ ، أَهْدَاهُ لَهُ أَحَدُ بَنِى الضِّبَابِ ، فَبَيْنَمَا هُوَ يَحُطُّ رَحْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَهُ سَهْمٌ عَائِرٌ حَتَّى أَصَابَ ذَلِكَ الْعَبْدَ ، فَقَالَ النَّاسُ هَنِيئًا لَهُ الشَّهَادَةُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "بَلَى وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، إِنَّ الشَّمْلَةَ الَّتِى أَصَابَهَا يَوْمَ خَيْبَرَ مِنَ الْمَغَانِمِ لَمْ تُصِبْهَا الْمَقَاسِمُ لَتَشْتَعِلُ عَلَيْهِ نَارًا." فَجَاءَ رَجُلٌ حِينَ سَمِعَ ذَلِكَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِشِرَاكٍ أَوْ بِشِرَاكَيْنِ ، فَقَالَ هَذَا شَىْءٌ كُنْتُ أَصَبْتُهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "شِرَاكٌ أَوْ شِرَاكَانِ مِنْ نَارٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32204, B004234
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ قَالَ حَدَّثَنِى ثَوْرٌ قَالَ حَدَّثَنِى سَالِمٌ مَوْلَى ابْنِ مُطِيعٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - يَقُولُ افْتَتَحْنَا خَيْبَرَ ، وَلَمْ نَغْنَمْ ذَهَبًا وَلاَ فِضَّةً ، إِنَّمَا غَنِمْنَا الْبَقَرَ وَالإِبِلَ وَالْمَتَاعَ وَالْحَوَائِطَ ، ثُمَّ انْصَرَفْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى وَادِى الْقُرَى ، وَمَعَهُ عَبْدٌ لَهُ يُقَالُ لَهُ مِدْعَمٌ ، أَهْدَاهُ لَهُ أَحَدُ بَنِى الضِّبَابِ ، فَبَيْنَمَا هُوَ يَحُطُّ رَحْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَهُ سَهْمٌ عَائِرٌ حَتَّى أَصَابَ ذَلِكَ الْعَبْدَ ، فَقَالَ النَّاسُ هَنِيئًا لَهُ الشَّهَادَةُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "بَلَى وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، إِنَّ الشَّمْلَةَ الَّتِى أَصَابَهَا يَوْمَ خَيْبَرَ مِنَ الْمَغَانِمِ لَمْ تُصِبْهَا الْمَقَاسِمُ لَتَشْتَعِلُ عَلَيْهِ نَارًا." فَجَاءَ رَجُلٌ حِينَ سَمِعَ ذَلِكَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِشِرَاكٍ أَوْ بِشِرَاكَيْنِ ، فَقَالَ هَذَا شَىْءٌ كُنْتُ أَصَبْتُهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "شِرَاكٌ أَوْ شِرَاكَانِ مِنْ نَارٍ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muaviye b. Amr, ona Ebu İshak, ona Malik b. Enes, ona Sevr, ona İbn Muti‘nin azatlısı Salim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Hayber’i fethettik, fakat ne altın ne de gümüş ganimet elde ettik. Ancak sığır, deve, eşya ve bahçeler ganimet olarak elimize geçti. Sonra Rasulullah (sav) ile birlikte Vadi’l-Kura’ya yöneldik. Rasulullah’ın yanında Mid‘am adında bir kölesi vardı; onu, Zibâb oğullarından biri Rasulullah’a hediye etmişti. Rasulullah’ın eşyalarını indirirken, ansızın gelen başıboş bir ok o köleye isabet etti ve onu öldürdü. Bunun üzerine insanlar: 'Ne mutlu ona, şehit oldu!' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Hayır! Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Hayber günü ganimet mallarından elde ettiği ve taksimata girmemiş olan bir şemle (ince kadife kumaş veya örtü) onun üzerine ateş olarak tutuşacaktır." Bunu duyan bir adam Rasulullah’ın (sav) yanına geldi ve şöyle dedi: 'Ey Allah’ın Rasulü! Bu, benim ganimetten aldığım bir ya da iki ayakkabı bağcığıdır.' Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir ya da iki bağcık da olsa, cehennem ateşindendir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/98
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Sevr b. Zeyd ed-Dîlî (Sevr b. Zeyd)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Ebu Amr Muaviye b. Amr el-Ezdî (Muaviye b. Amr)
7. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Yolsuzluk, ganimet malından çalanın hali