Giriş

Bana Muhammed b. Ebu Bekir, ona Amr b. Ali, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Âmir_şöyle demiştir: İbn Ömer (r.anhuma), İbn Ca'fer'e selâm verdiğinde “es-Selâmu aleyke ey iki kanatlı adamın oğlu” derdi.


    Öneri Formu
33714 B004264 Buhari, Megâzî, 44


    Öneri Formu
33682 B004256 Buhari, Megâzî, 43


    Öneri Formu
33701 B004257 Buhari, Megâzî, 43

Bana Abdullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Berâ b. Âzib (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Zülka'de ayı içinde umre yapmak üzere yola çık­tı. Fakat Mekke müşrikleri Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'ye girmesini kabul etmediler. Nihayet Peygamber Mekkelilerle, gelecek senede, üç gün Mekke'de kalmak üzere, Hudeybiye'de bir barış anlaşması yaptı. Anlaşma metnini yazdıkları zaman “Bu, Allah Rasulü Muhammed'in kabul ettiği...” diye yazmışlardı. Müşrikler “Biz senin peygamberliğini kabul etmiyoruz ki. Eğer biz senin Allah'ın Rasulü olduğunu kabullenip tasdik etmiş olsaydık, seni hiçbir şeyden alıkoymazdık. Sen sadece Muhammed b. Abdullah'sın” dediler. Rasulullah, onlara "Ben Allah'ın Rasulü ve Muhammed b. Abdullah'ım" buyurdu ve sonra da Ali'ye "Rasulullah kelimesini sil" buyurdu. Ali “hayır vallahi ben Seni asla silmem” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav), metni aldı, kendi yazısı iyi değildi. metne "Bu, Muhammed b. Abdullah'ın onayladığı anlaşma maddeleridir. Müslümanlar kınındaki kılıç haricinde Mekke'ye silâh sokmayacak. Mekkelilerden bir adam, Muhammed'e tâbi olmak üzere, Mekke'den çıkıp gidemeyecek, ama Muhammed'in sahabesinden birisi Mekke'de ikamet etmek isterse ona engel olunmayacaktır." diye yazdırdı. Ertesi sene Rasulullah Mekke'ye girip de belirlenen o üç gün geçince, Mekkeliler Ali'ye geldiler ve “süre geçti. dostuna söyle de biz­den (Mekke'den) çıksın” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) Mekke'den çıktı. Bu sırada Hamza'nın kızı, “Amcam! Amcam!” diyerek Peygamber'in (sav) arkasına takıldı. Ali onu hemen aldı ve elinden tutup Fatıma'ya “amcanın kızını al” dedi. Fâtıma da onu mahfeye bindirdi. Bu arada Hamza'nın kızının kimin yanında kalacağı konusunda Alî, Zeyd b. Harise ve Cafer arasında tartışma çıktı. Ali “onu ben aldım ve o benim amcamın kızıdır” dedi. Cafer de “O benim de amcamın kızıdır; teyzesi de benim nikâhım altın­dadır” dedi. Zeyd de “O benim kardeşimin kızıdır” dedi. Hz. Peygamber (sav) kızın teyzesinde kalmasını uygun gördü "Teyze ana konumundadır" buyurdu. Sonra Ali'ye "Sen bendensin, ben de sendenim", Cafer'e "Sen de yaradılış ve huy yönünden bana benzeyensin", Zeyd b. Hârise'ye de "Sen bizim kardeşimiz ve dostumuzsun" buyurdu. Ali, Hz. Peygamber'e “Hamza'nın kızıyla evlenmez misin?” dedi. Peygamber (sav) "O benim süt kardeşimin kızıdır" buyurdu


Açıklama: Muhacir ile ensar arasında kardeşlik bağı kurulurken Hz. Peygamber (sav), Zeyd b. Harise ile Hz. Hamza'yı kardeş yapmıştı.

    Öneri Formu
33671 B004251 Buhari, Megâzî, 43

Bize Kuteybe, ona Abdülvehhab, ona Yahya b. Said, ona Amre, ona da Aişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Hârise, Cafer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Revâha'nın (r. anhüm) (Mute'de) öldürüldükleri haberi geldiği zaman, Rasulullah (sav) kendisinde hüzün görüldüğü bir halde oturdu. Ben de kapının (yarık) aralığından Rasulullah'ın durumunu takip ediyordum. Bu sırada bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve 'Ya Rasulallah!' diyerek Cafer'in kadınlarının ağladıklarını söyledi. Rasulullah da o kimseye, kadınların yüksek sesle feryat ederek ağlamalarını yasaklamasını emretti. Ravi dedi ki: O adam gitti sonra tekrar geldi ve 'Ben kadınları (ağlamaktan) yasakladım' dedi, ancak, onların kendisini dinlemediklerini söyledi. Ravi dedi ki: Rasulullah yine kadınların ağlamalarını yasaklamasını bildirdi. O kişi yine gitti, sonra geri gelerek 'Vallahi kadınlar bize galip geldiler (onları susturamadık)', dedi. Aişe (ra), Rasulullah'ın o adama, "Kadınların ağızlarına toprak saç!" buyurduğunu söyledi. Aişe de bunun üzerine şöyle dedi: 'Ben o adama, Allah senin burnunu toprağa sürtsün (zelil etsin)! Vallahi sen ne sana verdiği emri yerine getirdin, ne de Rasulullah'ı bulunduğu meşakkati ve hüznü içinde kendi haline bıraktın! diye çıkıştım.'


Açıklama: "ağızlarına toprak saç" ifadesi "mahrum et, istediklerini verme, onları engelle" gibi anlamlarda kullanılmaktadır. "Allah senin burnunu toprağa sürtsün" ifadesi ile, kadınları engelleme hususundaki ısrarı ve peygamberin hüznünü arttırmaktan başka bir davranışı olmadığı için Hz. Aişe bu kişiye şunu söylemek istemiştir: "Hz. Peygamber'in kadınlar için emrettiği "ağızlarına toprak saç" sözü bilakis sana layıktır, bu davranışı terk et." bkz. Kastallani, İrşad, Mısır, 1323,2/410.

    Öneri Formu
33713 B004263 Buhari, Megâzî, 44

Bana Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona da Mücahid şöyle demiştir: Urve b. Zübeyir ile birlikte mescide girdik ve Abdullah b. Ömer'i, Âişe'nin hücresine dayanmış otururken bulduk. Sonra Urve, İbn Ömer'e “Peygamber kaç defa umre yaptı?” diye sordu. İbn Ömer de “birisi recep ayında olmak üzere, dört umre yaptı” dedi.


    Öneri Formu
33675 B004253 Buhari, Megâzî, 43

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona İsmail b. Ebu Hâlid, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ şöyle demiştir: Rasulullah (sav) umre yaparken, biz de müşrik delikanlılardan ve müşriklerden bir zarar gelmesin diye Rasalullah'a (sav) siper olduk.


    Öneri Formu
33681 B004255 Buhari, Megâzî, 43

Bize Ahmed, ona İbn Vehb, ona Amr b. Ebu Hilâl, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: İbn Ömer Mûte günü Cafer'i öldürülmüş hâlde gördüğünü bildirdi ve “ben Cafer'in vücudunda süngü ve kılıç darbesi olarak elli yara saydım. Bu elli yaradan hiçbi­risi arkasından değildi” dedi.


    Öneri Formu
33708 B004260 Buhari, Megâzî, 44

Bize Ahmed b. Vâkıd, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyub, ona Humeyd b. Hilal, ona Enes şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav), Zeyd, Cafer ve İbn Revâha'nın şehadet haberleri Medine'ye ulaşmadan önce "Sancağı Zeyd aldı ve şehit oldu. Ardından sancağı Cafer aldı, o da şehit oldu. Sonra sancağı İbn Revâha aldı, o da şehit oldu" buyurup onların şehadetini bildirdi, ardından -gözlerinden yaşlar süzülerek- "Nihayet sancağı Allah'ın kılıçlarından bir kılıç aldı da, sonunda Allah onlara zafer nasip etti" buyurdu.


    Öneri Formu
33711 B004262 Buhari, Megâzî, 44


    Öneri Formu
33709 B004261 Buhari, Megâzî, 44