Giriş

Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona da Zuhrî şöyle demiştir: Biz İbn Müseyyeb'in yanında iken Suneyn Ebu Cemîle, kendisinin Peygamber (sav) dönemine yetiştiğini ve Mekke'nin fethi senesinde O'nunla beraber gazaya çıktığını iddia etti.


    Öneri Formu
33840 B004301 Buhari, Megâzî, 53

Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında Fetih gazvesi sırasında bir ka­dın hırsızlık yapmıştı. O kadının kavmi Rasulullah'ın (sav) yanında şefaat etmesini isteyerek Usame b. Zeyd'e gitti. Urve der ki: Usame, Hz. Peygamber (sav) ile bu kadın hakkında konuşunca Rasulullah'ın (sav) yüzünün rengi değişti ve "Allah'ın belirlediği had cezalardan bir ceza konusunda mı benimle konuşuyorsun?" buyurdu. Usame “beni bağışla ey Allah'ın Rasulü” dedi. Akşam olunca Hz. Peygamber (sav) hutbe vermek etmek üzere ayağa kalk­tı, Allah'ı layık olduğu sıfatlarla övdükten sonra "gelelim konuya. Sizden öncekiler, aralarında nüfuzlu bir kimse hırsızlık yaptığı zaman onu cezalandırmaz, ama zayıf bir kim­se hırsızlık yaptığı zaman onu cezalandırırlardı. İşte bu yüzden helak oldular. Muhammed'in (sav) canı elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in (sav) kızı Fatıma hırsızlık yapmış olsaydı muhakkak onun elini de keserdim" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) emir buyurdu, bu kadının eli ke­sildi. Daha sonra o kadın güzelce tövbe etti ve ev­lendi. Hz. Aişe der ki: Bu kadın bana gelirdi, ben de onun ihtiyaçlarını Hz. Peygamber'e (sav) iletirdim.


    Öneri Formu
33843 B004304 Buhari, Megâzî, 53

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebu Kılâbe, ona Amr b. Seleme şöyle demiştir: Eyyüb der ki: Ebu Kılâbe bana “Amr b. Seleme ile karşılaştığında ona (Hz. Peygamber hakkında) sorar mısın?” dedi. Ebu Kılâbe der ki: Ben Amr b. Seleme ile karşılaştım ve kendisine sordum, o da şöyle anlattı: Biz insanların gelip geçtiği bir su kaynağı civarında ikamet ediyorduk. Yanımıza kervanlar gelip giderdi. Biz de onlara “(Mekke'deki) insanlara ne oluyor, bu adam (Muhammed) alıp veremedikleri nedir?” diye sorardık. Onlar da bize “o adam, Allah'ın kendisini peygamber olarak gönderdiğini, O'na vahiy indirdiğini, ya da Allah'ın O'na şu sözleri vahyettiğini söylüyor” diye cevap verirlerdi. Ben de o sözleri ezberlerdim. Sanki bu ayetler gönlüme yerleşmiş gibi nakşoluyordu. Arab kabileleri de İslâm'a girmek için Mekke fethini gözlüyor ve “peygamberlik iddiasında bulunan şu adamı kendi kavmi Kureyş'le baş başa bırakın. Eğer Kureyş'e galip gelirse, hiç şüphesiz o, doğru sözlü bir peygamberdir” diyorlardı. Fetih gerçekleşince her kavim İslâm'a girmeye koştu. Babam da kavmi adına İslâm'a girmeye koştu. Mekke'den dönüp gelince, bize şöyle dedi: Allah'a yemin olsun ki, size gerçek bir peygamberin yanından geliyorum. O bize "Şu namazı şu vakitte, şu namazı da şu vakitte kılınız. Namaz vakti gelince de biriniz ezan okusun ve Kur'an'ı en çok bileniniz size imamlık etsin" dedi. Bunun üzerine kabiledekiler baktılar ki içlerinde benden çok Kur'an bilen kimse yok. Zira ben konakladığımız yere uğrayan kervanlardan Kur'an öğreniyordum. Kur'an'ı çok bildiğim için kabile halkı beni önlerine geçirip imam yaptılar. Hâlbuki ben o sırada altı veya yedi yaşında çocuktum. Üzerimde de elbise olarak yalnız bir gömlek vardı. Secde ettiğim zaman o gömlek yukarı çekildiği için avret yerinden aşağısı açılırdı. Benim secdede iken bu açık hâlimi gören kabilemizden bir kadın, “okuyucunuzun açık yerini bizden gizleseniz, bir şeyle örtseniz” dedi. Bunun üzerine halk kumaş satın alıp bana bir gömlek biçti. Ben bu gömleğe sevindiğim kadar hiçbir şeyle mutlu olmadım.


    Öneri Formu
33841 B004302 Buhari, Megâzî, 53

Bana Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe (r.anha); (T) Yine bize Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Utbe b. Ebu Vakkâs, kardeşi Sa'd b. Ebu Vakkâs'a, “o çocuk benim oğlumdur” diyerek Zem'a'nın cariyesinin oğlunu alması için vasiyet etmişti. Rasulullah (sav) fetih zamanında Mekke'ye gelince Sa'd b. Ebu Vakkâs, Zem'a'nın cariyesinin oğlunu tutup Hz. Peygamber'e getirdi. Onunla birlikte Abd b. Zem'a da geldi. Sa'd b. Ebu Vakkâs “bu benim kardeşimin oğludur. Kardeşim bana onun kendi oğlu olduğunu ve nesebinin kendisine katılmasını bana vasiyet etti” dedi. Abd b. Zem'a da “Ey Allah'ın Rasulü, bu benim kardeşimdir. Zem'a'nın cariye­sinin oğlu olup babam Zem'a'nın döşeğinde doğmuştur” dedi. Rasûlullah (sav), Zem'a'nın cariyesinin oğluna baktı ve Utbe b. Ebu Vakkâs'a çok benzeyen bir insan olduğunu gördü. Buna rağmen "ey Abd b. Zem 'a, bu çocuk sana âit, se­nin kardeşindir. Çünkü o, Zem'a'nın döşeği üzerinde doğmuştur" buyurdu. Çocuğun simasının Utbe b. Ebu Vakkâs'a benzemesinden dolayı Sevde'ye de "Ey Sevde, Sen de bu çocuğun yanında örtün" buyurdu. İbn Şihâb der ki: Âişe, Hz. Peygamber'in "çocuk doğduğu yatağa aittir. zina eden erkeğe ise (babalık) mahrumiyeti düşer" buyurduğunu rivayet etmiştir. Yine İbn Şihâb der ki: Ebu Hureyre "çocuk doğduğu yatağa aittir. zina eden erkeğe ise (babalık) mahrumiyeti düşer" sözünü yüksek sesle ifade ederdi.


    Öneri Formu
33842 B004303 Buhari, Megâzî, 53

Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücâşi' şöyle demiştir: Mekke'nin fet­hinden sonra kardeşimle birlikte Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve 'ey Allah'ın Rasulü, hicret üzerine biat etmesi için kardeşimi sana getirdim' dedim. Rasulullah (sav) 'hicret etmiş olanlar, ondaki fazileti alıp gitmiştir' bu­yurdu. Ben de 'şimdi ne üzerine biat kabul edeceksin?' diye sordum. Hz. Peygamber (sav) 'ben onunla müslüman olmak, iman etmek ve cihâd etmek üzerine biat ederim' buyurdu." [Ebu Osman en-Nehdî der ki: Ben daha son­ra, bu iki kardeşin büyüğü olan Ebu Ma'bed Mucâlid'e yetiştim ve Mucâşi'den işitmiş olduğum hadisi ona sordum, o da "Mucâşi' doğru söylemiş" dedi.]


    Öneri Formu
33844 B004305 Buhari, Megâzî, 53

Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücâşi şöyle demiştir: "Mekke'nin fet­hinden sonra kardeşimle birlikte Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve 'ey Allah'ın Rasulü, hicret üzerine biat etmesi için kardeşimi sana getirdim' dedim. Rasulullah (sav) 'hicret etmiş olanlar, ondaki fazileti alıp gitmiştir' bu­yurdu. Ben de 'şimdi ne üzerine biat kabul edeceksin?" diye sordum. Hz. Peygamber (sav) 'ben ondan müslüman olmak, iman etmek ve cihâd etmek üzerine biat kabul ederim' buyurdu." [Ebu Osman en-Nehdî der ki: Ben daha son­ra, bu iki kardeşin büyüğü olan Ebu Ma'bed Mucâlid'e yetiştim ve Mucâşi'den işitmiş olduğum hadisi ona sordum, o da "Mucâşi' doğru söylemiş" dedi.]


    Öneri Formu
33845 B004306 Buhari, Megâzî, 53

Bize Muhammed b. Ebu Bekir, ona Fudayl b. Süleyman, ona Asım, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Mücaşi b. Mesud şöyle demiştir: "Ben hicret üzerine biat etmek için Ebu Ma'bed'i Hz. Peygamber'e (sav) götürdüm. Hz. Peygamber (sav) 'hicret üzerine biat etme (Mekke fethinden önce) hicret edenlerle birlikte sona erdi. Ben onun biatını Müslüman olmak ve cihâd etmek şartı ile alırım' buyurdu." [Râvî (Ebu Osman) der ki: Ben Ebu Ma'bed'e yetiştim ve kardeşi Ebu Mucâşi'nin bana rivayet ettiği bu hadisi ona sordum, o da "Mucâşi doğru söylemiş" dedi.] [Hâlid ise, Ebu Osman'dan aktardığı rivayette, Mucâşi'nin, kardeşi Mücâlid'i (Hz. Peygamber'e) götürdüğünü söylemiştir.]


    Öneri Formu
33847 B004308 Buhari, Megâzî, 53

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona da Mucâhid şöyle demiştir: İbn Ömer'e 'Şam'a hicret etmek istiyorum' dedim. Bana '(Mekke fethinden sonra) hicret yok, lâkin cihâd vardır. Git, meydana çık. Eğer kendinde bir güç bulursan ci­hâd edersin, bulamazsan geri dönersin' dedi."


    Öneri Formu
33848 B004309 Buhari, Megâzî, 53

Nadr der ki: Bize Şu'be, ona Ebu Bişr, ona da Mucâhid b. Cebr şöyle rivayet etmiştir: İbn Ömer'e (Şam'a gitmek istiyorum) dedim, bana “Bugün artık hicret yoktur” yahut da “Rasulullah'tan (sav) sonra artık hicret yoktur” dedi. Hadisin devamı bir önceki hadis gibidir.


    Öneri Formu
33849 B004310 Buhari, Megâzî, 53

Bize İshak b. Yezid, ona Yahya b. Hamza, ona Ebu Amr el-Evzâî, ona Abde, ona Ebu Lübâbe, ona da Mücâhid b. Cebr el-Mekkî şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ömer (ra), “(Mekke'nin) fethinden sonra hicret yoktur” derdi.


    Öneri Formu
33850 B004311 Buhari, Megâzî, 53