5557 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Yanımda bir kadın vardı da Nebî (sav) yanıma girdi ve "Bu (kadın) kim?" buyurdu. "[Geceleri] uyumayan falan kimse" dedim. -Aişe, onun namazından da bahsetti-. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Bırak [bu işleri]! Güç yetirebileceğiniz [ibadetleri] yapın. Vallahi! Siz bıkana dek Allah bıkmaz" buyurdu. (Hz. Âişe diyor ki) Hz. Peygamber'e (sav) en hoş gelen ibadet, kişinin [sürekli] devam ettiğiydi.
Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.
Bize Abbâs b. Osman Dımekşî, ona Velîd b. Müslim, ona İbn Lehîa, ona Abdurrahman el-A'rac, ona Ebû Hureyre Allah Rasülü'nün (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Amellerden gücünüz yettiği kadarını yapmaya çalışınız. Zira amellerin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır."
Açıklama: Hadiste ifade edilmese de kastedilen ameller, farzların dışındaki nafile olan ve kulun Allah'a yaklaşma gayesiyle yapmayı adet edindiği nafile ibadetlerdir.
Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame (Hammad b. Üsame), onlara Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), Aişe’nin şöyle dediğini rivayet etti: "Muhammed ailesi olarak biz, ateş yakmaksızın bir ay geçirirdik, (bu dönemde yiyeceğimiz) sadece su ve hurma olurdu. [İbn Nümeyr, 'Nemküsü' yerine 'Nelbesü' fiilini kullanmıştır.
Bize Hişam b. Ammâr ve Muhammed b. es-Sabbâh, onlara Abdülaziz b. Ebu Hâzim, ona babası, ona Ubeydullah b. Miksem, ona da Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: "Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde iken dinledim, şöyle buyuruyordu: “Cabbâr olan Allah gökleri ve yerleri bir eliyle kavrar.” Bu arada Allah Rasulü avucunu kapattı ve kapatıp açmaya devam ederek şöyle buyurdu: “Sonra da Allah 'ben Cebbar'ım (istediğim hükmümü, istediğim gibi yerine getiririm.) Ben Melik’im (her şeyin mülkü ve egemenliği benimdir.) Nerde diğer cebbarlar, nerde mütekebbirler?' buyurur.” Abdullah b. Ömer der ki: Bu arada Rasulullah (sav) sağına ve soluna doğru meylediyordu. Hatta bir ara baktım Rasulullah'ın hareketinden dolayı Minberin alt tarafı oynuyordu. Öyle ki Minber Rasulullah ile birlikte düşecek mi diye düşündüm."
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da kendi kavminden Semüre b. Sehm şöyle rivayet etmiştir: "Vebâya yakalandığı esnada Ebu Hâşim b. Utbe'nin yanına kendisini ziyaret etmek için geldim. Bu esnada Ebu Hâşim ağlayıverdi de Muâviye 'Ey dayı! Seni ağlatan da nedir? Sana acı veren ağrı mı yoksa güzelliği gidecek olan dünya mı?' dedi. Ebu Hâşim 'Hiçbiri değil. Rasulullah (sav) bana bir söz söylemişti, ben ona uymuş olmayı isterdim. Hz. Peygamber (sav) 'sanıyorum, sen topluluklar arasında mal dağıtıldığı zamana yetişirsin. Bu (mallardan) sana bir hizmetçi ve Allah yolunda bir binek yeter' buyurdu. Ben bu zamana yetiştim ve (çok fazla mal) topladım' dedi."
Bize Yahya b. Habîb, ona Arabî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Leys, ona Mücâhid, ona da İbn Ömer'in rivayetg ettiğine göre Rasulullah (sav) onu tutup şöyle buyurdu: "Ey Abdullah! Dünyada garip ya da yolcu gibi ol! Kendini de kabirdekilerden say!"
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ebu'l-Ahvas, ona Ebû İshak, ona Ebû Seleme, ona da Ümmü Seleme şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'i (sav) vefat ettiren Allah'a and olsun ki, o ölümüne doğru namazlarının çoğunu artık oturarak kılıyordu. Hz. Peygamber'in en sevdiği ameller, az da olsa kulun devamlı olarak yaptığı salih amellerdi."