Giriş


    Öneri Formu
34498 B004371 Buhari, Megâzî, 69

İbn Abbâs der ki: Ben Ebu Hureyre'ye, Rasulullah'ın (sav) "Sen rüyamda bana gösterilen, benim de görmüş ol­duğum o kişisin" sözünün mahiyetini sordum, Ebu Hureyre de bana Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu haber verdi: "Ben uyurken iki kolumda iki altın bilezik gördüm. Bunların kolumda olması beni tedirgin etti. Son­ra bana bu bileziklere üflemem vahyolundu, ben de üfledim, uçup gittiler. Bu iki bileziği, benden sonra çıkacak iki yalancı peygamber olarak yorumladım: Birisi Esved el-Ansî, diğeri de Museylime'dir."


Açıklama: Hadisin isnadı için bk. B004373.

    Öneri Formu
34501 B004374 Buhari, Megâzî, 70

Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Rasulullah onlar hakkında "ümmetimin Deccâl'a karşı en güçlü direniş gösterenleridir" buyurdu. Âişe'nin elinde Temîm oğullarından esir bir cariye vardı. Rasulullah (sav), Âişe'ye: "Bu kadını azat et, çünkü o İsmail'in neslindendir" buyurdu. Yine onların zekat malları geldiğinde Hz. Peygamber (sav) "bu mallar bizim kavmin ya da kavmimin sadakalarıdır" buyurdu.


    Öneri Formu
34493 B004366 Buhari, Megâzî, 68

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Necid kabilesine bir süvari birliği gönderdi. Bu birlik Hanîfe oğulları kabilesinden Yemâmelilerin reisi Sümame b. Üsal denilen kişiyi alıp getirdiler ve onu mescidin direklerinden birine bağladılar. Arkasından Hz. Peygamber (sav) oraya geldi ve "gönlünden ne geçiyor, ne umuyorsun ey Sümâme?" diye sordu. Sümâme "Ben hayır umuyorum ey Muhammed, Şayet beni öldürecek olursan, kanlı birini öldürmüş olursun; ama eğer lütfedecek olursan, şükreden birine lütfetmiş olursun. Eğer mal isteyecek olursan, arzu ettiğin kadar iste" dedi. Ertesi gün Rasulullah (sav) ertesi gün yine "gönlünden ne geçiyor, ne umuyorsun ey Sümâme?" diye sordu. Sümâme de "sana söylediğim gibi, ğer lütfedecek olursan şükreden birine lütfetmiş olursun" diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) onu yine kendi hâline bıraktı. Ertesi gün yine "gönlünden ne geçiyor, ne umuyorsun ey Sümâme?" diye sordu. Sümâme de "sana söylediğim gibi" dedi. O zaman Rasulullah (sav) yanındakilere "Sümâme’yi serbest bırakın" buyurdu. Bunun üzerine onu serbest bıraktılar. Sümâme, hemen mescidin yakınındaki bir hurmalığa gitti, yıkandı, sonra dönüp mescide geldi ve "Şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve Rasulüdür. Ey Muhammed! Vallahi dünyada senin simandan daha çok nefret ettiğim başka bir sima yoktu. Şimdi ise senin yüzün, bana bütün yüzlerin en sevgilisi hâline geldi. Vallahi senin dininden daha çok nefret ettiğim bir din yoktu. Şimdi ise senin dinin benim gözümde bütün dinlerin en sevgilisi oldu. Vallahi senin memleketinden daha çok nefret ettiğim hiçbir belde yoktu; şimdi ise senin memleketin, benim gözümde bütün beldelerin en sevgilisi hâline geldi. Süvarilerin beni yakaladığında, ben umre yapmak istiyordum, şimdi ne yapmamı emredersiniz?" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kendisini müjdeledi ve umre yapmasını emretti. Mekke’ye gittiğinde, kendisine "sen de dinini terk ettin mi?" diye soruldu. O da "hayır! Ama ben, Allah’ın Rasulü Muhammed’le (sav) birlikte Müslüman oldum. Hayır! Vallahi Rasulullah (sav) izin vermediği müddetçe, size Yemâme’den bir buğday tanesi bile gelmeyecek" dedi.


    Öneri Formu
34499 B004372 Buhari, Megâzî, 70

Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona Cüreyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona Abdullah b. Zübeyir şöyle rivayet etmiştir: Temîm oğullarından süvari bir heyet Peygamber'in (sav) huzuruna gelmişti. Ebu Bekir “ey Allah'ın Rasulü, bunlara yönetici olarak Ka'ka' b. Ma'bed b. Zurâre'yi tayin et” dedi. Ömer ise “Hayır, o olmaz, Akra b. Hâbis'i tayin et” dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir “sen sadece muhalefet etmek istiyorsun” dedi. Ömer de “hayır ben sana muhalefet etmek arzusunda değilim” dedi. Böylece Hz. Peygamber'in huzurunda yüksek sesle tartıştılar. Bunu üzerine "Ey iman edenler! Kendi görüş ve hükümlerinizi Allah ve Rasulü’nün verdiği hükmün önüne geçirmeyin. Allah’a gönülden saygı duyup O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi onunla yüksek sesle konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün amelleriniz boşa gidiverir!" (Hucurât, 1-2) ayetleri indi.


    Öneri Formu
34494 B004367 Buhari, Megâzî, 68

Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rüyamda bana yerin hazineleri getirildi ve avucumun içine iki altın bi­lezik konuldu. Bu iki bilezik beni tedirgin etti. Sonra bunlara üflemem bana vahyolundu, ben de üfledim, hemen kaybolup gitti. Ben bu iki bileziği iki yalancı peygamber olarak yorumladım. Onlar benim iki yanımda bulunan San'âlı (Esved el-Ansî) ve Yemâme'li (Müseylimetü'l-kezzâb'dır)."


    Öneri Formu
34502 B004375 Buhari, Megâzî, 70

Bize Salt b. Muhammed, ona Mehdî b. Meymûn, ona da Ebu Recâ el-Utârîdî şöyle demiştir: Biz taşlara tapardık ve taptığımız taştan daha daha güzelini bulduğumuz zaman onu atar ve güzel olan diğerini alırdık. Taş bulamadığımız zaman ise topraktan bir yığın yapar, sonra koyunları getirir ve o toprak yığınının üzerine süt sa­ğar, sonra da o yığını tavaf ederdik. Recep ayı girdiği zaman "okların demirlerini çıkaralım" derdik. Artık hiç­bir mızrak ve hiçbir okta demir bırakmaz, mutlaka çıkarırdık. Ve recep ayında bunları bir tarafa atardık.


    Öneri Formu
34503 B004376 Buhari, Megâzî, 70

Ben Ebu Recâ'yı işittim, şöyle diyordu: Peygamber'in peygamberliği duyulup yayıldığında, ailemin develerini güden bir delikanlı idim. Onun (Mekke'yi fethetmek üzere yola) çıktığını işittiğim gün, bizler de kabilemizle birlikte ateşe kaçıp, yalancı Museylime'ye sığındık.


    Öneri Formu
34504 B004377 Buhari, Megâzî, 70

Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Halid, ona Ebu Kılâbe. ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini de Ebu Ubeyde b. Cerrâh'tır."


    Öneri Formu
34509 B004382 Buhari, Megâzî, 72


    Öneri Formu
34505 B004378 Buhari, Megâzî, 71