10635 Kayıt Bulundu.
Bize Salt b. Muhammed, ona Mehdî b. Meymûn, ona da Ebu Recâ el-Utârîdî şöyle demiştir: Biz taşlara tapardık ve taptığımız taştan daha daha güzelini bulduğumuz zaman onu atar ve güzel olan diğerini alırdık. Taş bulamadığımız zaman ise topraktan bir yığın yapar, sonra koyunları getirir ve o toprak yığınının üzerine süt sağar, sonra da o yığını tavaf ederdik. Recep ayı girdiği zaman "okların demirlerini çıkaralım" derdik. Artık hiçbir mızrak ve hiçbir okta demir bırakmaz, mutlaka çıkarırdık. Ve recep ayında bunları bir tarafa atardık.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Halid, ona Ebu Kılâbe. ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini de Ebu Ubeyde b. Cerrâh'tır."
Bana Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona İsmail b. Ebu Hâlid, ona Kays b. Ebu Hâzım, ona da Ebu Mesûd el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) eliyle Yemen tarafına işaret ederek "iman şu tarafta, kabalık ve katı kalplilik ise şeytanın boynuzunun doğduğu yerde, Rabia ve Mudar kabilelerinde, develerin kuyruklarının ardından bağırıp çağıran kimselerdedir."
Bize Ebu Nuaym, ona Abdusselâm, ona Eyyûb, ona da Ebu Kılâbe, Zehdem’in şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Musa (Hz. Osman zamanında vali olarak Kûfe'ye) geldiği zaman, Cerm kabilesinden bir topluluğu kabul ve [onlara] ikramda bulundu. Biz, Ebu Musa'nın yanında oturmakta iken kendisi de tavuk yiyordu. [Ebu Musa] Heyetin içinde oturan bir kişiyi yemeğe davet etti. O da "Ben, tavuğu pis birşey yerken gördüm de ondan tiksindim" dedi. Ebu Musa ona "Gel, ben Hz. Peygamber'i (sav) tavuk eti yerken gördüm" dedi. O adam bu defa da "Ben tavuk eti yememeye yemin ettim" dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şöyle dedi: "Şöyle gel de ettiğin yemin hakkında sana bilgi vereyim. (Biz Eş'arîler'den bir topluluk Tebuk seferi için Peygamber'in (sav) huzuruna çıkmıştık.) Ondan binmek ve yük yüklemek için deve istedik. Fakat Hz. Peygamber (sav), bizlere binmek ve yük yüklemek için deve vermeyi kabul etmedi. Biz tekrar kendisinden binmek ve yük yüklemek için deve istedik. Bu kez Rasulullah (sav), bizlere deve vermeyeceğine yemin etti. Rasulullah'ın (sav) bu sözü üzerinden çok bir zaman geçmeden kendisine bir deve ganimeti getirildi. Bunun üzerine bize beş deve verilmesini emretti. Biz develeri teslim alınca (kendi aramızda) "Peygamber'e (sav) (bize deve vermeyeceğine dair) yeminini unutturduk. Biz bundan sonra asla iflah olmayız!” dedik. Bu düşünce üzerine ben hemen Rasulullah'a (sav) geldim ve "Ey Allah'ın Rasulü! "Size binmek ve yük yüklemek için deve veremem" diye yemin etmiştin. Halbuki şimdi veriyorsun" dedim. Rasulullah (sav) "Evet (yemin etmiştim.) Fakat ben bir şeyi yapmayacağıma yemin edip de başkasını daha hayırlı görürsem (yeminime bağlı kalmam), muhakkak o hayırlı olan şeyi yaparım!" buyurdu.
Bana Amr b. Ali, ona Ebu Asım, ona Süfyân, ona Ebu Sahra Câmi b. Şeddâd, ona Safvân b. Muhriz el-Mâzinî, ona da İmrân b. Husayn şöyle demiştir: Temîm oğulları heyeti Rasulullah'a (sav) geldi. Rasulullah onlara "ey Temîm oğulları, size verdiğim müjdeyi kabul edip sevinin" buyurdu. Onlar “sen bize yeteri kadar çok müjde verdin, biraz da dünyalık da ver” dediler. Bu cevap üzerine Rasulullah'ın (sav) yüzü asıldı. Ardından Yemen ahalisinden bir heyet çıkageldi. Peygamber (sav) onlara "Temim oğullarının kabul etmediği bu müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar da “bizler kabul ettik ey Allah'ın Rasulü” dediler.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İşte size Yemen ehli geldi. Yemenliler yüreği en yufka, kalbi en yumuşak kimselerdir. iman Yemen tarafındadır, hikmet de Yemen tarafındadır. Öğünme ile kendini beğenme deve sahiplerinde, sükûnet ile vakar ise davar sahiplerindedir" Yine bu hadisi Gunder, ona Şu'be ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize İsmail, ona kardeşi (Abdülhamid b. Ebu Üveys), ona Süleyman, ona Sevr b. Zeyd, ona Ebu Ğays, ona da Ebu Hureyre'nin (rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İman Yemenlidir. Fitne ise şu taraftan, şeytanın boynuzunun doğduğu taraftan kaynaklanır."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Yemenliler size geldi. Onlar son derece yumuşak kalpli, son derece yufka yürekli kimselerdir. Fıkıh (anlayış ve kavrayış) Yemenlidir, hikmet de Yemenlidir."
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona İbn Zekvân, ona Abdurrahman A’rec, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: "Tufeyl b. Amr Rasulullah’a (sav) geldi ve 'Devs helak oldu, isyan etti ve (İslam’dan) yüz çevirdi. Onlar için beddua etsen ya' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Allah'ım Devs’e hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a geri) getir' buyurdu."