Öneri Formu
Hadis Id, No:
8379, İM000140
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ طَرِيفٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى سَبْرَةَ النَّخَعِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِىِّ عَنِ الْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ قَالَ كُنَّا نَلْقَى النَّفَرَ مِنْ قُرَيْشٍ وَهُمْ يَتَحَدَّثُونَ فَيَقْطَعُونَ حَدِيثَهُمْ فَذَكَرْنَا ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَا بَالُ أَقْوَامٍ يَتَحَدَّثُونَ فَإِذَا رَأَوُا الرَّجُلَ مِنْ أَهْلِ بَيْتِى قَطَعُوا حَدِيثَهُمْ وَاللَّهِ لاَ يَدْخُلُ قَلْبَ رَجُلٍ الإِيمَانُ حَتَّى يُحِبَّهُمْ لِلَّهِ وَلِقَرَابَتِهِمْ مِنِّى » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Tarif, ona Muhammed b. Fudayl, ona el-A'meş, ona Ebu Sabre en-Nehaî, ona Muhammed b. Ka'b el-Karazî, ona da Abbas b. Abdülmuttalib'den (ra) rivayet edildiğine göre kendisi şöyle demiştir: Kureyş’ten olan herhangi bir grup, kendi aralarında konuşurken biz onlara rastladık. (Biz onların yanına varınca) konuşmalarını keserlerdi. Nihayet bu durumu Rasulullah'a (sav) anlattık. Bunun üzerine Rasulullah (sav):
"Birbirleri ile konuşurlar da benim Ehli Beytim'den bir adamı görünce konuşmalarını kesen kavimlerin (bu) durumu nedir? Allah’a yemin ederim ki Allah için ve bana yakınlıkları için onları (Ehli Beytim’i) sevmedikçe kişinin kalbine iman girmez." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /36
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i beyt
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8382, İM000141
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ الضَّحَّاكِ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ عَنْ كَثِيرِ بْنِ مُرَّةَ الْحَضْرَمِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ اتَّخَذَنِى خَلِيلاً كَمَا اتَّخَذَ إِبْرَاهِيمَ خَلِيلاً فَمَنْزِلِى وَمَنْزِلُ إِبْرَاهِيمَ فِى الْجَنَّةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ تِجَاهَيْنِ وَالْعَبَّاسُ بَيْنَنَا مُؤْمِنٌ بَيْنَ خَلِيلَيْنِ » .
Tercemesi:
Bize Abdülvahhab b. ed-Dahhak, ona İsmail b. Ayyaş, ona Safvan b. Amr, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona Kesir b. Mürre el-Hadrami, ona da Abdullah b. Amr'dan (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav)şöyle buyurdu, demiştir:
Şüphesiz Allah, İbrahim'i (as) Halil ittihaz ettiği gibi beni de Halil edindi. Bu sebeple kıyamet günü Cennette benim yerim ile İbrahim’in yeri karşı karşıyadır. Abbas da aramızda olup iki Halil arasında bir mümindir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /36
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Allah'a sevgili oluşu
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8391, İM000142
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ نَافِعِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِلْحَسَنِ « اللَّهُمَّ إِنِّى أُحِبُّهُ فَأَحِبَّهُ وَأَحِبَّ مَنْ يُحِبُّهُ » . قَالَ وَضَمَّهُ إِلَى صَدْرِهِ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona Nafi' b. Cübeyr, ona da
Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) Hasan (b. Ali) için şöyle dua etti:
"Allah'ım! Gerçekten ben bunu seviyorum. Bunu, sen de sev ve bunu seveni de sev." Ebu Hureyre dedi ki: Ve Rasulullah (sav) onu bağrına bastı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /36
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى رَاشِدٍ أَنَّ يَعْلَى بْنَ مُرَّةَ حَدَّثَهُمْ أَنَّهُمْ خَرَجُوا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى طَعَامٍ دُعُوا لَهُ فَإِذَا حُسَيْنٌ يَلْعَبُ فِى السِّكَّةِ قَالَ فَتَقَدَّمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَمَامَ الْقَوْمِ وَبَسَطَ يَدَيْهِ فَجَعَلَ الْغُلاَمُ يَفِرُّ هَا هُنَا وَهَا هُنَا وَيُضَاحِكُهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَخَذَهُ فَجَعَلَ إِحْدَى يَدَيْهِ تَحْتَ ذَقَنِهِ وَالأُخْرَى فِى فَأْسِ رَأْسِهِ فَقَبَّلَهُ وَقَالَ « حُسَيْنٌ مِنِّى وَأَنَا مِنْ حُسَيْنٍ أَحَبَّ اللَّهُ مَنْ أَحَبَّ حُسَيْنًا حُسَيْنٌ سِبْطٌ مِنَ الأَسْبَاطِ » . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ مِثْلَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8393, İM000144
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى رَاشِدٍ أَنَّ يَعْلَى بْنَ مُرَّةَ حَدَّثَهُمْ أَنَّهُمْ خَرَجُوا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى طَعَامٍ دُعُوا لَهُ فَإِذَا حُسَيْنٌ يَلْعَبُ فِى السِّكَّةِ قَالَ فَتَقَدَّمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَمَامَ الْقَوْمِ وَبَسَطَ يَدَيْهِ فَجَعَلَ الْغُلاَمُ يَفِرُّ هَا هُنَا وَهَا هُنَا وَيُضَاحِكُهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَخَذَهُ فَجَعَلَ إِحْدَى يَدَيْهِ تَحْتَ ذَقَنِهِ وَالأُخْرَى فِى فَأْسِ رَأْسِهِ فَقَبَّلَهُ وَقَالَ « حُسَيْنٌ مِنِّى وَأَنَا مِنْ حُسَيْنٍ أَحَبَّ اللَّهُ مَنْ أَحَبَّ حُسَيْنًا حُسَيْنٌ سِبْطٌ مِنَ الأَسْبَاطِ » . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
İbn Mace'nin, Yakub b. Humeyd b. Kâsib, ona Yahya b. Süleym, ona Abdullah b. Osmân b. Huşeym, ona Saîd b. Ebû Râşid, onlara Ya'lâ b. Mürre naklettiğine göre, Ya'lâ'nın içinde olduğu bir topluluk, Hazreti Peygamberle beraber bir davet yemeğine giderlerken, bir baktılar ki! Hüseyin sokakta oynuyor. Peygamber Efendimiz, topluluğun önüne geçti kollarını açtı. Çocuk bir oraya bir buraya kaçmaya başladı. Efendimiz de gülerek onun bu oyununa katılmıştı. Nihayet onu yakaladı, sonra bir elini çocuğun çenesinin altına diğer elini onun ensesine koydu ve Hüseyin'i öptü ve şöyle buyurdu:
"Hüseyin benden bir parçadır. Ben de Hüseyin’denim. Hüseyin'i seveni Allah da sevsin. Hüseyin torunlardan bir torundur"
Ali b. Muhammed, Vakı' ve Süfyan’dan rivayet edilen ikinci bir sened ile aynı hadisi bize (İbni Mace’ye) nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /37
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Ehl-i beyt, Hz. Hüseyin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8394, İM000145
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ وَعَلِىُّ بْنُ الْمُنْذِرِ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو غَسَّانَ حَدَّثَنَا أَسْبَاطُ بْنُ نَصْرٍ عَنِ السُّدِّىِّ عَنْ صُبَيْحٍ مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِعَلِىٍّ وَفَاطِمَةَ وَالْحَسَنِ وَالْحُسَيْنِ « أَنَا سِلْمٌ لِمَنْ سَالَمْتُمْ وَحَرْبٌ لِمَنْ حَارَبْتُمْ » .
Tercemesi:
Bize el-Hasan b. Ali el-Hellal ve Ali b. el-Münzir, o ikisine Ebû Ğassan, ona Esbat b. Nasr, ona es-Süddî, ona Ümmü Seleme'nin mevlası Sabih, ona da Zeyd b. Erkam (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'e (ra) hitaben şöyle buyurdu:
"Sizler, barış halinde bulunduğunuz kimse ile bende barış halinde olurum ve harp halinde bulunduğunuz kimse ile ben de harp halinde olurum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /37
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Ehl-i beyt, Hz. Hüseyin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8396, İM000147
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا عَثَّامُ بْنُ عَلِىٍّ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ هَانِئِ بْنِ هَانِئٍ قَالَ دَخَلَ عَمَّارٌ عَلَى عَلِىٍّ فَقَالَ مَرْحَبًا بِالطَّيِّبِ الْمُطَيَّبِ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مُلِئَ عَمَّارٌ إِيمَانًا إِلَى مُشَاشِهِ » .
Tercemesi:
İbn Mâce'nin, Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Assâm b. Ali, ona el-A'meş, ona Ebû İshâk, ona Hânî b. Hânî isnadıyla aktardığına göre, (bir defasında) Ammâr, Ali'nin yanına girdi, Ali ona: 'Merhaba tertemiz (dost)! Ben, Allah'ın Resulünün,
"Ammâr, iliklerine kadar imanla doludur" dediğini duymuşumdur.' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /37
Senetler:
()
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8397, İM000148
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَعَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالاَ جَمِيعًا حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ سِيَاهٍ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « عَمَّارٌ مَا عُرِضَ عَلَيْهِ أَمْرَانِ إِلاَّ اخْتَارَ الأَرْشَدَ مِنْهُمَا » .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekr b. Ebû Şeybe, ona Ubeydullah b. Mûsa (T), Bize Ali b. Muhammed ve Amr b. Abdullah, o ikisine hepsi dedi, Vakı', ona Abdülaziz b. Siyah, ona Habib b. Ebû Sabit, ona Ata b. Yesar, ona da Aişe'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav), şöyle buyurdu, demiştir:
"Ammar, kendisine arzolunan iki şeyden daima en doğrusunu seçmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /37
Senetler:
()
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8398, İM000149
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى وَسُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ أَبِى رَبِيعَةَ الإِيَادِىِّ عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى بِحُبِّ أَرْبَعَةٍ وَأَخْبَرَنِى أَنَّهُ يُحِبُّهُمْ » . قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ هُمْ قَالَ « عَلِىٌّ مِنْهُمْ » . يَقُولُ ذَلِكَ ثَلاَثًا « وَأَبُو ذَرٍّ وَسَلْمَانُ وَالْمِقْدَادُ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Musa ve Süveyd b. Said, o ikisine Şerik, ona Ebu Rabia el-İyadî, ona İbn Büreyde, ona da babası Büreyde'den (b. el-Husayb el-Eslemi)(ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah dört kişiyi fazla sevmemi emretti. Ve onları sevdiğini bana haber verdi." (Ashab tarafından): Ya Rasulullah! Bu dört zat kimlerdir? diye soruldu. Resul-i Ekrem (sav) buna cevaben:
"Ali onlardandır. Peygamber bu cümleyi üç defa tekrarladı. (Ve kalan üç zatı şöyle sıraladı): Ve Ebu Zer (-i Gıfari), Selman (-ı Farisi) ve Mikdad (b. Esved)dir." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /37
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8399, İM000150
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ بْنُ قُدَامَةَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِى النَّجُودِ عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ كَانَ أَوَّلَ مَنْ أَظْهَرَ إِسْلاَمَهُ سَبْعَةٌ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ وَعَمَّارٌ وَأُمُّهُ سُمَيَّةُ وَصُهَيْبٌ وَبِلاَلٌ وَالْمِقْدَادُ فَأَمَّا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَنَعَهُ اللَّهُ بِعَمِّهِ أَبِى طَالِبٍ وَأَمَّا أَبُو بَكْرٍ فَمَنَعَهُ اللَّهُ بِقَوْمِهِ وَأَمَّا سَائِرُهُمْ فَأَخَذَهُمُ الْمُشْرِكُونَ وَأَلْبَسُوهُمْ أَدْرَاعَ الْحَدِيدِ وَصَهَرُوهُمْ فِى الشَّمْسِ فَمَا مِنْهُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ وَقَدْ وَاتَاهُمْ عَلَى مَا أَرَادُوا إِلاَّ بِلاَلاً فَإِنَّهُ قَدْ هَانَتْ عَلَيْهِ نَفْسُهُ فِى اللَّهِ وَهَانَ عَلَى قَوْمِهِ فَأَخَذُوهُ فَأَعْطَوْهُ الْوِلْدَانَ فَجَعَلُوا يَطُوفُونَ بِهِ فِى شِعَابِ مَكَّةَ وَهُوَ يَقُولُ أَحَدٌ أَحَدٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Said ed-Demrî, ona Yahya b. Ebû Bükeyr, ona Zaide b. Gudame, ona Asım b. Ebû en-Necud, ona Zir b. Hubeyş, ona da Abdullah İbn Mesud'dan (ra) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Müslüman olduğunu ilk açıklayan (şu) yedi zat idi: Rasulullah (sav), Ebu Bekir, Ammar, anası Sümeyye, Suheyb, Bilal (-i Habeşi) ve Mikdad (b. el-Esved). (Müşriklerin bunlara karşı takındığı tavıra gelince) Allah, Resul-i Ekrem'i (sav) amcası Ebu Talib(in himayesi) ile (müşriklerden) korudu. Ebu Bekr’i de kavminin nüfuzu ile korudu. Fakat diğer Müslümanlar ise, müşrikler, onları yakaladı. Demirden (mamul gömlekler giydirip vücutlarının yağlarını eritmek sureti ile tazib etmek için onları (Mekke’nin) kızgın güneşi altında yatırdılar. İslamiyet'ten döndürmek için sürdürdükleri bu azablara dayanamayan bu Müslümanların hepsi müşriklerin istediğini (zahiren) kabullendiler. Fakat Bilal müstesna (o zahiren bile müşriklere en ufak bir taviz vermedi.) Çünkü Bilal, Allah uğrunda canını feda etmesini gerçekten küçümsedi. Tazib eden kavmi de onu öldürmeyi küçümsediler. Bu yüzden müşrikler (Bilal'den istediklerini koparamayınca) onu tutup çoluk çocuklara (ayak takımına) teslim ettiler. Bu (serseri) takım onu Mekke sokaklarında ve çevresindeki dağ yollarında süründürdüler. Bilal ise: (Allah) birdir diyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /37
Senetler:
()
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8400, İM000151
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَقَدْ أُوذِيتُ فِى اللَّهِ وَمَا يُؤْذَى أَحَدٌ وَلَقَدْ أُخِفْتُ فِى اللَّهِ وَمَا يُخَافُ أَحَدٌ وَلَقَدْ أَتَتْ عَلَىَّ ثَالِثَةٌ وَمَا لِىَ وَلِبِلاَلٍ طَعَامٌ يَأْكُلُهُ ذُو كَبِدٍ إِلاَّ مَا وَارَى إِبِطُ بِلاَلٍ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Vakı', ona Hammad b. Seleme, ona SAbit, ona da Enes b. Malik (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu, dediği rivayet edilmiştir:
"(Andolsun ki) Allah uğrunda gerçekten bana eziyet edildi. (O esnada benden başka) hiç kimseye eziyet edilmiyordu ve Allah uğrunda hakikaten ben korkutuldum (tehdit edildim.) (O zamanlarda benden başka) hiç kimse korkutulmuyordu. Bilal’in, kendi koltuğu altında sakladığı bir parça azıktan başka ne bende ne de Bilal’de bir canlının yiyebileceği bir şey bulunmadığı halde üçüncü gece üzerime gelip (bastı)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 11, /38
Senetler:
()
Konular: