Öneri Formu
Hadis Id, No:
8426, İM000177
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى وَوَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا خَالِى يَعْلَى وَوَكِيعٌ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ قَالُوا حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا جُلُوسًا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَنَظَرَ إِلَى الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ فَقَالَ « إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ رَبَّكُمْ كَمَا تَرَوْنَ هَذَا الْقَمَرَ لاَ تَضَامُّونَ فِى رُؤْيَتِهِ فَإِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ لاَ تُغْلَبُوا عَلَى صَلاَةٍ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا فَافْعَلُوا » . ثُمَّ قَرَأَ ( وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ ) .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona babası ve Vekî’ rivayet etti; (T) Bize Ali b. Muhammed de, ona dayısı Ya‘lâ, Vekî’ ve Ebu Muâviye, onlara İsmail b. Ebu Hâlid, ona Kays b. Ebu Hâzim, ona da Cerir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah’ın (sav) yanında oturuyorduk, on dördündeki aya bir baktı ve: “Şüphesiz sizler bu ayı görmek için birbirinizin üzerine yığılarak izdiham vermeden gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksiniz. Bu sebeple güneş doğmadan ve batmadan önce bir namaz kılmayı kaçırmama imkânınız varsa bunu yapınız” buyurdu, sonra da: “Güneşin doğmasından önce de batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et”(Kaf, 50/39) ayetini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8427, İM000178
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ عِيسَى الرَّمْلِىُّ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَضَامُّونَ فِى رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ » . قَالُوا لاَ . قَالَ « فَكَذَلِكَ لاَ تَضَامُّونَ فِى رُؤْيَةِ رَبِّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Yahya b. İsa er-Ramlî, ona el-A‘meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Sizler on dördündeki ayı görmek için aranızda bir izdiham yapar mısınız?” buyurdu. Ashab: Hayır deyince, Allah Rasulü: “İşte Kıyamet gününde Rabbinizi görmek için de aynı şekilde izdiham yaparak birbirinizi sıkıştırmayacaksınız” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Yahya b. İsa et-Temimi (Yahya b. İsa b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8428, İM000179
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَرَى رَبَّنَا قَالَ « تَضَامُّونَ فِى رُؤْيَةِ الشَّمْسِ فِى الظَّهِيرَةِ فِى غَيْرِ سَحَابٍ » . قُلْنَا لاَ . قَالَ « فَتَضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ فِى غَيْرِ سَحَابٍ » . قَالُوا لاَ . قَالَ « إِنَّكُمْ لاَ تَضَارُّونَ فِى رُؤْيَتِهِ إِلاَّ كَمَا تَضَارُّونَ فِى رُؤْيَتِهِمَا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî, ona Abdullah b. İdris, ona el-A‘meş, ona Ebu Sâlih es-Semmân, ona da Ebu Saîd’in şöyle dediğini rivayet etti: Ey Allah’ın Rasulü, Rabbimizi görecek miyiz? dedik. O: “Bulutsuz bir öğle vaktinde güneşi görmek için birbirinizi sıkıştırıp izdiham yapar mısınız?” buyurdu. Biz: Hayır deyince, O: “Peki, bulutsuz bir gecede on dördündeki ayı görmek için birbirinizi sıkıştırarak izdiham yapar mısınız” buyurdu. Ashab: Hayır dedi. Allah Rasulü de: “İşte onu görmek için, ancak bu ikisini görmek isterken birbirinize vereceğiniz sıkıntı gibi bir sıkıntı verirsiniz” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8429, İM000180
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَنْبَأَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ عَنْ وَكِيعِ بْنِ حُدُسٍ عَنْ عَمِّهِ أَبِى رَزِينٍ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكُلُّنَا يَرَى اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَا آيَةُ ذَلِكَ فِى خَلْقِهِ قَالَ « يَا أَبَا رَزِينٍ أَلَيْسَ كُلُّكُمْ يَرَى الْقَمَرَ مُخْلِيًا بِهِ » . قَالَ قُلْتُ بَلَى . قَالَ « فَاللَّهُ أَعْظَمُ وَذَلِكَ آيَتُهُ فِى خَلْقِهِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Hârun, ona Hammâd b. Seleme, ona Ya‘lâ b. Atâ, ona Vekî b. Hudus, ona amcasının şöyle dediğini rivayet etti: Ben: Ey Allah’ın Rasulü, Kıyamet gününde hepimiz Allah’ı görecek miyiz? Yarattıkları arasında bunun delili (alâmeti) nedir? dedim. O: “Ey Ebu Rezîn, hepiniz ayı bir başına görmüyor mu?” buyurdu. Ben: Görüyor deyince, O: “İşte Allah’ın azameti daha da büyüktür, bu da (ayı görmeniz) onun mahlûkatı arasındaki delili (belgesidir)” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. Veki' b. Udus el-Ukayli (Ebû Musab Veki' b. Udus)
3. Ya'la b. Ata el-Amirî (Ya'la b. Ata)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8432, İM000182
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَنْبَأَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ عَنْ وَكِيعِ بْنِ حُدُسٍ عَنْ عَمِّهِ أَبِى رَزِينٍ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيْنَ كَانَ رَبُّنَا قَبْلَ أَنْ يَخْلُقَ خَلْقَهُ قَالَ « كَانَ فِى عَمَاءٍ مَا تَحْتَهُ هَوَاءٌ وَمَا فَوْقَهُ هَوَاءٌ (ثُمَّ خَلَقَ الْعَرْشَ عَلَى الْمَاءِ) » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. es-Sabbâh, onlara Yezid b. Hârun, ona Hammâd b. Seleme, ona Ya‘lâ b. Atâ, ona Vekî’ b. Hudus, ona da amcası Ebu Rezin’in şöyle dediğini rivayet etti: Ben: Ey Allah’ın Rasulü, Rabbimiz bu mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi? dedim. O: “Altında hava, üstünde havanın varlığı söz konusu olmaksızın kendisiyle beraber hiçbir varlık yoktu, sonra Arşı, suyun üzerine yarattı” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. Veki' b. Udus el-Ukayli (Ebû Musab Veki' b. Udus)
3. Ya'la b. Ata el-Amirî (Ya'la b. Ata)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Sabbah ed-Dûlâbî (Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8434, İM000184
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِى الشَّوَارِبِ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ الْعَبَّادَانِىُّ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ الرَّقَاشِىُّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَيْنَا أَهْلُ الْجَنَّةِ فِى نَعِيمِهِمْ إِذْ سَطَعَ لَهُمْ نُورٌ فَرَفَعُوا رُءُوسَهُمْ فَإِذَا الرَّبُّ قَدْ أَشْرَفَ عَلَيْهِمْ مِنْ فَوْقِهِمْ فَقَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ . قَالَ وَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ ( سَلاَمٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَحِيمٍ ) قَالَ فَيَنْظُرُ إِلَيْهِمْ وَيَنْظُرُونَ إِلَيْهِ فَلاَ يَلْتَفِتُونَ إِلَى شَىْءٍ مِنَ النَّعِيمِ مَا دَامُوا يَنْظُرُونَ إِلَيْهِ حَتَّى يَحْتَجِبَ عَنْهُمْ وَيَبْقَى نُورُهُ وَبَرَكَتُهُ عَلَيْهِمْ فِى دِيَارِهِمْ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu’ş-Şevârib, ona Ebu Âsım el-Abbâdânî, ona el-Fadl er-Rakaşî, ona Muhammed b. el- Munkedir, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Cennet ehli, nimetleri içerisinde iken ansızın bir nurun her tarafı aydınlattığını görecekler. Başlarını kaldıracakları vakit yüce Rabbin yukarılarından onlara baktığını görüverecekler. Esselamu aleyküm, ey cennet ehli, buyuracak. (Rasulullah) İşte yüce Allah’ın: “Çok merhametli bir Rab’den: Selâm! denir (onlara)” (Yasin, 36/58) buyruğu bunu anlatmaktadır. (Devamla) buyurdu ki: Rableri onlara, onlar da Rablerine bakacak ve ona baktıkları sürece, içinde bulundukları bol nimetlere dönüp bakmayacaklar bile. Ta ki gözlerinden hicablanıncaya kadar. Nuru ve bereketi de evlerinde kalmaya devam edecektir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /43
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Fadl b. İsa er-Rakkaşi (Fadl b. İsa b. Eban)
4. Ubeydullah b. Abdullah el-Abbadanî (Abdullah b. Ubeydullah)
5. Muhammed b. Abdülmelik el-Basri (Muhammed b. Abdülmelik b. Muhammed b. Abdullah b. Halid b. Üseyd)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Açıklama: Elbani bu hadis için hasen-sahih demiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8425, İM000176
Hadis:
حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ أَبِى سَهْلٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى غَالِبٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ يَقُولُ شَرُّ قَتْلَى قُتِلُوا تَحْتَ أَدِيمِ السَّمَاءِ وَخَيْرُ قَتْلَى مَنْ قَتَلُوا كِلاَبُ أَهْلِ النَّارِ قَدْ كَانَ هَؤُلاَءِ مُسْلِمِينَ فَصَارُوا كُفَّارًا . قُلْتُ يَا أَبَا أُمَامَةَ هَذَا شَىْءٌ تَقُولُهُ قَالَ بَلْ سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Sehl b. Ebû Sehl, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebû Galib, (ra)rivayet ettiğine göre Ebu Ümame (ra) şöyle buyurmuştur: “Öldürülen Hariciler, gök cildi (görülen tabakası) altında öldürülenlerin en kötüleridir. Öldürülen insanların en hayırlısı da Haricilerin öldürdüğü kimselerdir. (Çünkü şehid olurlar.) Hariciler Cehennem ehlinin köpekleridir. Bunlar Müslüman idiler sonra kafir oldular. (Ravi Ebu Galip diyor ki): Ben Ebu Ümame’ye: Bu söz, senin söylediğin bir şeydir! dedim. Ebu Ümame: Hayır! Ben bu sözü Rasulullah'tan (sav) işittim, dedi.
Açıklama:
Elbani bu hadis için hasen-sahih demiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 12, /41
Senetler:
()
Konular:
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8433, İM000183
Hadis:
حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ مُحْرِزٍ الْمَازِنِىِّ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ مَعَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ وَهُوَ يَطُوفُ بِالْبَيْتِ إِذْ عَرَضَ لَهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا ابْنَ عُمَرَ كَيْفَ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَذْكُرُ فِى النَّجْوَى قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « يُدْنَى الْمُؤْمِنُ مِنْ رَبِّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَضَعَ عَلَيْهِ كَنَفَهُ ثُمَّ يُقَرِّرُهُ بِذُنُوبِهِ فَيَقُولُ هَلْ تَعْرِفُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ أَعْرِفُ . حَتَّى إِذَا بَلَغَ مِنْهُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَبْلُغَ قَالَ إِنِّى سَتَرْتُهَا عَلَيْكَ فِى الدُّنْيَا وَأَنَا أَغْفِرُهَا لَكَ الْيَوْمَ . قَالَ ثُمَّ يُعْطَى صَحِيفَةَ حَسَنَاتِهِ أَوْ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ . قَالَ وَأَمَّا الْكَافِرُ أَوِ الْمُنَافِقُ فَيُنَادَى عَلَى رُءُوسِ الأَشْهَادِ » . قَالَ خَالِدٌ فِى « الأَشْهَادِ » . شَىْءٌ مِنِ انْقِطَاعٍ . ( هَؤُلاَءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَى رَبِّهِمْ أَلاَ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ ) .
Tercemesi:
Bize Humeyd b. Mes’ade, ona Hâlid b. el-Hâris, ona Saîd, ona Katâde, ona Safvân b. Muhriz el-Mazinî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Biz Abdullah b. Ömer’le birlikte idik, o da Beyt’i tavaf ediyordu. Derken karşısına bir adam çıktı. Ey İbn Ömer! Sen Rasulullah’ı (sav), Rabbin kuluyla gizli konuşmasını nasıl söz konusu ederken dinledin, dedi. İbn Ömer dedi ki: Ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Mümin, Kıyamet gününde Rabbine öyle yaklaştırılır ki sonunda Allah onun üzerine kendisnin (kulların kendisini görmesine engel olan) örtüsünü bırakır, ona günahlarını söyletir, şunu biliyor musun, der. O, Rabbim biliyorum, der. Nihayet Allah ona dilediği kadarını söylettikten sonra, işte dünyada iken ben bunları başkalarına karşı gizledim, bugün de bunları sana bağışlıyorum, buyurur. Sonra ona hasenatının yazılı olduğu sahifesi yahut da kitabı sağ tarafından verilir. Kâfire yahut münafık olana da şahitlerin huzurunda –Hâlid dedi ki: “El-Eşhâd: şahitler” kelimesinde (senet) itibariyle bir parça munka’tılık vardır, dedi- “İşte Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır, haberiniz olsun ki Allah’ın laneti zalimler üzerinedir.” (Hud, 11/18) diye seslenilir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Kıyamet, ahvali
Lanet, zalimi lanetlemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8435, İM000185
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ خَيْثَمَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ سَيُكَلِّمُهُ رَبُّهُ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تَرْجُمَانٌ فَيَنْظُرُ عَنْ أَيْمَنَ مِنْهُ فَلاَ يَرَى إِلاَّ شَيْئًا قَدَّمَهُ ثُمَّ يَنْظُرُ عَنْ أَيْسَرَ مِنْهُ فَلاَ يَرَى إِلاَّ شَيْئًا قَدَّمَهُ ثُمَّ يَنْظُرُ أَمَامَهُ فَتَسْتَقْبِلُهُ النَّارُ فَمَنِ اسْتَطَاعَ مِنْكُمْ أَنْ يَتَّقِىَ النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَلْيَفْعَلْ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Vakı', ona el-A'meş, ona Hayseme, ona da Adiyy b. Hatim'den (-i Tai) (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu demiştir:
"Sizden hiç kimse yoktur ki Rabbi, (Ahiret günü) kendisi ile konuşacak olmasın. (Rabbiniz her biriniz ile ayrı ayrı konuşacakken de) Rab ile kul arasında tercüman bulunmayacaktır. Bu esnada kul sağına bakar, önceden sunmuş olduğu amelinden başka hiçbir şey görmez. Sonra sol tarafına bakar, takdim ettiği amelinden başka hiçbir şey görmez. Daha sonra önüne bakar, Cehennem ateşi ona görünür. Sizden kim Cehennem ateşinden bir hurma tanesinin yarısı ile de olsa korunabilirse bunu yapsın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /43
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8436, İM000186
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ الصَّمَدِ عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ الصَّمَدِ حَدَّثَنَا أَبُو عِمْرَانَ الْجَوْنِىُّ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ قَيْسٍ الأَشْعَرِىِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « جَنَّتَانِ مِنْ فِضَّةٍ آنِيَتُهُمَا وَمَا فِيهِمَا وَجَنَّتَانِ مِنْ ذَهَبٍ آنِيَتُهُمَا وَمَا فِيهِمَا وَمَا بَيْنَ الْقَوْمِ وَبَيْنَ أَنْ يَنْظُرُوا إِلَى رَبِّهِمْ تَبَارَكَ وَتَعَالَى إِلاَّ رِدَاءُ الْكِبْرِيَاءِ عَلَى وَجْهِهِ فِى جَنَّةِ عَدْنٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebû Abdüssamed Abdülaziz b. Abdülsamed, ona Ebû İmran el-Cevnî, ona Ebû Bekr b. Abdullah b. Kays (Ebu Musa) el-Eşari'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir:
"Kabları ve bütün eşyaları gümüşten olan iki cennet vardır. Ve kabları ile bütün eşyaları altından olan iki cennet daha vardır. Adn (adlı) Cennet ehli ile bunların Rabları Tebareke ve Teala'ya bakmaları arasında, Allah'ın zatı üzerindeki azamet ve Kibriya rida (vasfı)ından başka bir engel yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /43
Senetler:
()
Konular:
Cennet,
Cennet, Nimetleri