Giriş

Bize İbn Ebu Esved, ona Mu’temir, ona Halife, ona Mu’temir, ona da babası (Süleyman b. Tarhân), ona da Enes şöyle demiştir: "Kurayza ve Nadir (oğulları yurdu) fethedilinceye kadar, (Ensar'dan bazı kişiler) hurma ağaçlarının Hz. Peygamber'in (sav) istifadesine tahsis etmişti. Sonrasında benim ailem de bana Hz. Nebi'ye (sav) gitmemi ve vaktiyle Hz. Peygamber'e (sav) vermiş oldukları hurma ağaçlarının tamamını veya bir kısmını geri istememi emrettiler. Hz. Peygamber (sav) ise bu ağaçları Ümmü Eymen'e vermişti. Tam bu sırada Ümmü Eymen çıkageldi. (Öfkesinin şiddetinden) elbiseyi boynuma dolayarak (hurma ağaçlarının mülkiyetinin kendisine verilmiş olduğunu zannettiğinden) 'Olmaz! Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, Peygamber (sav) onları bana vermişken size geri vermez' demeye ya da buna benzer bir söz söylemeye başladı. Bunun üzerine Nebi (sav) ona 'Sana şu kadar (verilsin)' diyor Ümmü Eymen de 'Olmaz vallahi' diyordu. Nihayet Peygamber (sav), Ümmü Eymen'e (razı olacağı kadar) verdi." [Ravi Süleyman b. Tarhan der ki: Zannediyorum, Enes “on mislini verdi” dedi ya da buna benzer bir şey söyledi.]


    Öneri Formu
281451 B004120-2 Buhari, Megâzî, 30

Bize İbn İshak, ona Vehb b. Keysân, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Nahl denilen yerdeki Zâtu'r-Rıkâ' mevkiine doğru sefere çıktı ve Gatafânlı bir gurupla karşılaştı. Bir çatışma olmadı ancak insanlar karşılıklı birbirlerine korku saldı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) iki rekât korku namazı kıldırdı. Yezîd der ki: Seleme "Ben Kared günü Hz. Peygamber'le birlikte gaza yaptım." demiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yezid b. Ebu Ubeyd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
281452 B004127-2 Buhari, Megâzî, 31

Muhammed, ona Fezârî ve Abde, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Abdullah b. Ebu Evfa (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Düşman topluluğuna karşı şöyle dua etti: "Ey Kitabı indiren, hesabı çarçabuk gören Allah'ım! Şu düşman topluluklarını hezimete uğrat. Allah'ım onları hezimete uğrat ve iradelerini sars."


    Öneri Formu
281449 B004115-2 Buhari, Megâzî, 29

Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fe­nalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.


    Öneri Formu
281430 B004108-2 Buhari, Megâzî, 29

Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fe­nalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.


    Öneri Formu
281431 B004108-3 Buhari, Megâzî, 29

Bana İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Kardeşim Hafsa'nın yanına girdim, (yıkandığı için hala) saç örgülerinden su damlıyordu. Ona "İnsanların sorunu (Ali ile Muaviye'nin arasındaki hilafet kavgası) gördüğün gibi. Benimse idarecilikten nasibim yok. (bu yüzden hakem toplantısına katılmayacağım)" dedim. Hafsa "toplantılara katıl. Çünkü insanlar senin tavrını izliyorlar. katılmamanı muhalefet olarak algılamalarından çekiniyorum" dedi ve kardeşi İbn Ömer'i toplantıya gitmeye razı edene kadar ısrar etti. Toplantı bitip insanlar dağılınca Muaviye (kendisini halife varsayarak) kürsüye çıkıp insanlara hitap etti ve (Abdullah b. Ömer'i kast ederek) "bu (halife seçimi) konusunda bir diyeceği olan ve ortaya çıksın. Zira biz hilafete hem ondan hem de babasından daha fazla hak sahibiyiz" dedi. Habib b. Mesleme, İbn Ömer'e "Muaviye'ye cevap vermedin mi?" dedi. İbn Ömer "Hemen maşlahımın bağını çözüp ona 'sana ve babana karşı savaşan (Ali) halifelik işine senden daha lâyıktır' diyeyim istedim ama toplumu ayrılığa düşürecek, kan dökmeye yol açacak ve amacı dışında yorumlanacak bir söz söylemekten çekindim ve Allah'ın sabreden kuluna hazırladığı mükâfatını düşündüm ( de Muaviye'ye karşılık vermedim)." dedi. Bunun üzerine Habib "sen bir fitneden uzak durmuş ve fe­nalıktan korunmuşsun" dedi. Mahmud, Abdurrazzak'tan yaptığı rivayetinde "nesvâtuha" kelimesi "nevsâtuha" şeklinde söylemiştir.


    Öneri Formu
281432 B004108-4 Buhari, Megâzî, 29

Bize Muhammed b. Mukatil (el-Mervezî), ona Abdullah (b. Mübarek el-Hanzalî), ona Musa b. Ukbe (el-Kuraşî), ona Salim b. Abdullah (el-Adevî) T Nâfi' (mevlâ Abdullah b. Ömer), onlara da (Abdullah) b. Ömer (r. anhümâ rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) gazveden, hacdan veya umreden döndüğü vakit evvela üç kez tekbir getirir, ardından da şöyle derdi: "Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. O tektir. O'nun hiç bir ortağı yoktur. Hükümranlık da hamd de sadece ona aittir. O'nun her şeye gücü yeter. Bizler O'na yönelen, tövbe eden, kulluk eden ve secde eden kimseleriz. Sadece Rabbimize hamd ederiz. Allah, va'dine sadıktır. Kuluna yardım etmişti ve tek başına Arap topluluklarını hezimete uğratmıştır."


    Öneri Formu
281450 B004116-2 Buhari, Megâzî, 29


Açıklama: Rivayet anlaşılabildiği kadarıyla muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Recâ arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
31815 B004125 Buhari, Megâzî, 31


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Bekir b. Sevâde arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
31820 B004126 Buhari, Megâzî, 31


    Öneri Formu
2878 B004101 Buhari, Megâzî, 29