Giriş

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve (b. Zübeyr el-Esedî) ona da Mervan (b. Haken) ve Misver b. Mahrama şöyle rivayet etmişlerdir: "Hudeybiye yılında Hz. Peygamber (sav) bin küsür ashabıyla birlikte (Medine'den) çıktı. Zü'l-Hüleyfe'ye varınca kurbanlıklara gerdanlıkları astı, (kurbanlıkları) işaretledi ve oradan ihrama girdi." [(Ali b. Abdullah el-Medînî şöyle dedi): Ben bu hadisi Süfyan'dan kaç kere dinlediğimi unuttum. En sonunda o şöyle demişti: Ben ez-Zührî'den kurbanlıkları işaretleme ve gerdanlık takma kısmını ezberlemedim. Ancak burada kastettiği işaretleme ve gerdanlıkların takıldığı bölüm mü, yoksa hadisin tamamı mı, onu bilmiyorum.]


    Öneri Formu
281622 B004157-2 Buhari, Megâzî, 35

Bize Abdullah b. Muhammed ona da Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî) şöyle rivayet etti: "Ben bu hadisi (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den işittim ve bir kısmını ezberledim. Ma'mer'den (b. Raşid el-Ezdî) duyduğum ise beni doğruladı. Ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem, her ikisi de diğerinden biraz farklı anlatarak şöyle rivayet ettiler: "Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık de­velerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü (keşif için) gönderdi, kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerle­di. Burada gözcüsü geldi ve “Kureyş senin aleyhinde birçok insanı topla­mış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar, seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edip, Mekke'ye girmene de engel olacaklar” dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav) “Ey insanlar, bana fikrinizi söyleyin. Bizi Beytullah'tan alıkoymaya niyetlenenlerin aile ve evlatlarına saldırayım mı? Eğer (ailelerini savunmak için geri dönüp) karşımıza çıkarlarsa Allah (cc) müşriklerden bir gözü kesmiştir. Aksi takdirde (karşımıza çıkmaz ve Beytullah'tan bizi alıkoymaya devam ederlerse) onların her şeylerini alırız” buyurdu. Ebu Bekir “Ya Rasulullah (sav), sen Beytullah'ı kastederek yola çıktın. Kimseyi öldürmek ve kimseyle savaşmak niyetinde değildin. Sen ona (Beytullah'a) yönel. Bizi ondan alıkoyan olursa, onunla savaşırız” dedi. Bunun üzerine O (sav) “Allah'ın (cc) adıyla yola devam edin” buyurdu."


    Öneri Formu
281623 B004178-2 Buhari, Megâzî, 35

Bize Abdullah b. Muhammed ona da Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî) şöyle rivayet etti: "Ben bu hadisi (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den işittim ve bir kısmını ezberledim. Ma'mer'den (b. Raşid el-Ezdî) duyduğum ise beni doğruladı. Ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem, her ikisi de diğerinden biraz farklı anlatarak şöyle rivayet ettiler: "Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık de­velerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü (keşif için) gönderdi, kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerle­di. Burada gözcüsü geldi ve “Kureyş senin aleyhinde birçok insanı topla­mış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar, seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edip, Mekke'ye girmene de engel olacaklar” dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav) “Ey insanlar, bana fikrinizi söyleyin. Bizi Beytullah'tan alıkoymaya niyetlenenlerin aile ve evlatlarına saldırayım mı? Eğer (ailelerini savunmak için geri dönüp) karşımıza çıkarlarsa Allah (cc) müşriklerden bir gözü kesmiştir. Aksi takdirde (karşımıza çıkmaz ve Beytullah'tan bizi alıkoymaya devam ederlerse) onların her şeylerini alırız” buyurdu. Ebu Bekir “Ya Rasulullah (sav), sen Beytullah'ı kastederek yola çıktın. Kimseyi öldürmek ve kimseyle savaşmak niyetinde değildin. Sen ona (Beytullah'a) yönel. Bizi ondan alıkoyan olursa, onunla savaşırız” dedi. Bunun üzerine O (sav) “Allah'ın (cc) adıyla yola devam edin” buyurdu."


Açıklama: Allah (cc) müşriklerden bir gözü kesmiştir: yani Allah (cc) bizi onların casuslarından korumuştur, yahut bizim gözcümüzü onlardan korumuştur. Bu sebeple üstünlük bizdedir.

    Öneri Formu
32064 B004178 Buhari, Megâzî, 35

Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihab Enes b. Malik'in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: "Pazartesi günü Müslümanlar Ebu Bekir'in imamlığıyla sabah namazını kılıyorlardı. Birden Rasulullah (sav), Aişe'nin (r.anha) odasının (kapısı niyetine kullanılan) perdeyi açtı ve onlara baktı. Cemaat o sırada saf tutmuş namaz kılıyordu. Rasulullah (sav) (bu manzarayı görünce çok sevindi), önce tebessüm etti, sonra da sesi duyulacak derecede güldü. Ebu Bekir, Rasulullah'ın namaza gelmek istediğini zannettiğinden, geriye doğru çekilip safa girmeye davrandı." Enes devamla dedi ki: "Müslümanlar Rasulullah'ı (sav) görmekten dolayı o kadar çok sevindiler ki az kalsın namazdan çıkacaklardı. Rasulullah (sav) onlara eliyle "Namazınızı tamamlayınız!” diye işaret etti. Sonra tekrar odasına girdi ve (kapı) perdesini indirdi.


Açıklama: Bu, ashâbın topluca Hz. Peygamber'i (sav) gördükleri son sahnedir.

    Öneri Formu
34612 B004448 Buhari, Megâzî, 83

Bana Salt b. Muhammed, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona da Katâde şöyle demiştir: Saîd b. Müseyyeb'e "bana ulaşan bilgiye göre Cabir b. Abdullah Hudeybiye'de Hz. Peygamber'e (sav) biat edenlerin sayısının 1400 olduğunu söylüyor" dedim. Saîd bana cevaben "Cabir bana 1500 kişi olduklarını rivayet etti" dedi. Buhârî der ki: Bu hadisi Kurra (b. Halid'den) rivayet eden Ebu Davud (et-Tayâlisî) rivayetinde Katâde'ye mutabaat etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Davud et-Tayâlisî arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
281620 B004153-2 Buhari, Megâzî, 35

Bize Ali, ona Süfyan, ona Amr, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye günü şöyle buyurmuştur: "Sizler yeryüzündeki insanların en hayırlısısınız" (Cabir der ki:) Biz bindörtyüz kişiydik. Bu gün gözlerim görüyor olsaydı, altında biat et­tiğimiz ağacın yerini size gösterirdim. "Bindörtyüz" ifadesini Cabir'den Salim, Salim'den de A'meş işiterek bu rivayette (Sufyân'a) mutâbaat etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile el-A'meş arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
281621 B004154-2 Buhari, Megâzî, 35

Bize Ali, ona Süfyan, ona Amr, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye günü şöyle buyurmuştur: "Sizler yeryüzündeki insanların en hayırlısısınız" (Cabir der ki:) Biz bindörtyüz kişiydik. Bu gün gözlerim görüyor olsaydı, altında biat et­tiğimiz ağacın yerini size gösterirdim. "Bindörtyüz" ifadesini Cabir'den Salim, Salim'den de A'meş işiterek bu rivayette (Sufyân'a) mutâbaat etmiştir.


    Öneri Formu
32000 B004154 Buhari, Megâzî, 35

Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona Ubeydullah b. Abdullah ve Salim b. Abdullah, onlara Abdullah b. Ömer (T) Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona da Nafi, ona Abdullah'ın oğullarından biri babaları Abdullah b. Ömer'e şöyle söylemiştir: 'Bu sene kalsan, zira ben senin Beytullah'a varamayacağından endişe ederim' dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer şöyle dedi: 'Biz Hz. Peygamber (sav) ile yola çıktık. Bunun üzerine Kureyş kafirleri bizim Beytullah'a ulaşmamıza engel oldular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kurbanlarını kesti. Ashabından da kimi saçını kazıttı kimi de saçını kesti (ve ihramdan çıktı). Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şahit olun, kendime bir umre yapmayı vacip kıldım." (İbn Ömer şöyle devam etti): Beytullah'a girmeme engel olunmazsa tavaf ederim. Beytullah'a girmeme engel olunursa Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yaparım. Bir saat geçtikten sonra Abdullah b. Ömer şöyle dedi: '(Tamamlayamadığım takdirde) ben umre ile haccı bir görüyorum. Şahit olun! Umreme ilaveten bir haccı da kendime vacip kıldım.' Mekke'ye vardığında bir tavaf ve bir sa'y yaptı. (Orada ikamet edip, kurban gününde kurbanını kestikten sonra) hem hac hem de umre ihramının hepsinden birden çıktı.


    Öneri Formu
32084 B004185 Buhari, Megâzî, 35

Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mer­van şöyle demişlerdir: "Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık de­velerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü (keşif için) gönderdi, kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerle­di. Burada gözcüsü geldi ve “Kureyş senin aleyhinde birçok insanı topla­mış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar, seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edip, Mekke'ye girmene de engel olacaklar” dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav) “Ey insanlar, bana fikrinizi söyleyin. Bizi Beytullah'tan alıkoymaya niyetlenenlerin aile ve evlatlarına saldırayım mı? Eğer (ailelerini savunmak için geri dönüp) karşımıza çıkarlarsa Allah (cc) müşriklerden bir gözü kesmiştir. Aksi takdirde (karşımıza çıkmaz ve Beytullah'tan bizi alıkoymaya devam ederlerse) onların her şeylerini alırız” buyurdu. Ebu Bekir “Ya Rasulullah (sav), sen Beytullah'ı kastederek yola çıktın. Kimseyi öldürmek ve kimseyle savaşmak niyetinde değildin. Sen ona (Beytullah'a) yönel. Bizi ondan alıkoyan olursa, onunla savaşırız” dedi. Bunun üzerine O (sav) “Allah'ın (cc) adıyla yola devam edin” buyurdu."


    Öneri Formu
32067 B004179 Buhari, Megâzî, 35

Bana İshak, ona Yakub, ona İbn Şihâb'ın yeğeni, ona amcası (İbn Şihâb ez-Zührî), ona Urve b. Zubeyir, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahrame Hudeybiye Umresi hakkında şöyle demişlerdir: Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye günü belirlenen barış müddeti üze­rine Süheyl b. Amr ile yazışma yaptığı zaman, Süheyl b. Amr'ın ileri sürdüğü şartlar arasında şunlar da vardı. Süheyl "Sana bizden bir erkek gelirse, o gelen kimse senin dininde ol­sa bile onu bize geri vereceksin ve onunla bizim aramızdan çekileceksin" dedi ve ancak bu şartla antlaşmayı imzalayacağını belirtti. Müslümanlar bu şartı istemeyip, öfkelendiler ve bu şart aleyhin­de konuştular. Süheyl ise ancak bu şartı kabul ederse Hz. Peygamber (sav) ile antlaşma yapmakta ısrar edince Hz. peygamber (sav) onunla anlaşma­ya vardı. (anlaşma gereğince) Hz. Peygamber (sav) (o gün müslüman olarak kendisine sığınan) Ebu Cendel b. Süheyl'i babası Süheyl b. Amr'a iade etti. Anlaşma müddeti içinde Hz. Peygamber (sav) gelen her erkeği, Müslüman olarak gelmiş de olsa, geri çevirmiştir. Bu arada mümin kadınlar da muhacir olarak geldi. Ukbe b. Ebu Muayt'ın kızı Ümmü Gülsüm de kadınlık çağına erişmiş olarak hicret edip gelenler arasında idi. Ailesi gelip onu kendilerine geri vermesini Allah Rasûlü'nden istedi. Fakat Yüce Allah, (mümin kadın muhacirlerin iade edilemeyeceğini bildiren) Mümtehine: 10. âyetini indirdi. (Hz. Peygamber (sav) de Ümmü Gülsüm'ü ailesine geri vermedi).


    Öneri Formu
281624 B004180-2 Buhari, Megâzî, 35