Giriş

Bize Yakub b. İbrahim, ona İsmail, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona Safvan b. Ya'lâ b. Ümeyye şöyle demiştir: [Babam] Ya'lâ, 'Keşke vahiy indiği esnada Rasulullah'ı görebilseydim.' derdi. Hz. Peygamber Ci'râne'de olduğu bir esnada üzerinde gölgelendiği bir örtü vardı. Yanında da bazı sahabileri bulunuyordu. Ansızın güzel kokuya bulanmış elbise giymiş bir bedevi geldi ve şöyle dedi: 'Ya Rasulullah! Güzel koku sürünüp daha sonra üzerine elbise giyip de Umre için ihrama giren kişi hakkında ne dersiniz?' dedi. Bu esnada Ömer gelmesi için eliyle Ya'lâ'ya işaret etti. Ya'lâ da gelerek başını [örtünün altına] soktu. Bir de baktı ki Hz. Peygamber'in yüzü kıpkırmızı olmuş ve bir müddettir horlamaya benzer bir ses çıkartmaktaydı. Bu hal sona erdikten sonra Hz. Peygamber, 'Bana biraz önce umre ile ilgili soru soran kişi nerede?' dedi. Adam bulunup Hz. Peygamber'e getirildi. Hz. Peygamber ona, 'Vücudundaki kokuyu üç defa yıka. Elbiseyi de çıkar. Sonra da hac yaparken ne yapıyorsan umrende de onu yap.' dedi."


    Öneri Formu
34456 B004329 Buhari, Megâzî, 56

Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihab Enes b. Malik'in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: "Pazartesi günü Müslümanlar Ebu Bekir'in imamlığıyla sabah namazını kılıyorlardı. Birden Rasulullah (sav), Aişe'nin (r.anha) odasının (kapısı niyetine kullanılan) perdeyi açtı ve onlara baktı. Cemaat o sırada saf tutmuş namaz kılıyordu. Rasulullah (sav) (bu manzarayı görünce çok sevindi), önce tebessüm etti, sonra da sesi duyulacak derecede güldü. Ebu Bekir, Rasulullah'ın namaza gelmek istediğini zannettiğinden, geriye doğru çekilip safa girmeye davrandı." Enes devamla dedi ki: "Müslümanlar Rasulullah'ı (sav) görmekten dolayı o kadar çok sevindiler ki az kalsın namazdan çıkacaklardı. Rasulullah (sav) onlara eliyle "Namazınızı tamamlayınız!” diye işaret etti. Sonra tekrar odasına girdi ve (kapı) perdesini indirdi.


Açıklama: Bu, ashâbın topluca Hz. Peygamber'i (sav) gördükleri son sahnedir.

    Öneri Formu
34612 B004448 Buhari, Megâzî, 83

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da Ömer (ra) Ya Rasulullah! demiştir; (T) Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle demiştir: "Huneyn'den geri döndüğümüz zaman Ömer, cahiliye devrinde adamış olduğu bir itikaf adağını (yerine getirip getirmeme hususunda) Hz. Peygamber'e (sav) sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti." Bu hadisin bazı ravileri; Eyyüb'ün, Nafi'den, onun da İbn Ömer'den bu hadisi rivayet ettiğini söylemişlerdir. Yine bu hadisi Cerir b. Hâzim ve Hammad b. Seleme, Eyyüb'den, o Nafi'den, o da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ba'duhum (mübhem râvi) arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
281742 B004320-3 Buhari, Megâzî, 54

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da Ömer (ra) Ya Rasulullah! demiştir; (T) Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle demiştir: "Huneyn'den geri döndüğümüz zaman Ömer, cahiliye devrinde adamış olduğu bir itikaf adağını (yerine getirip getirmeme hususunda) Hz. Peygamber'e (sav) sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti." Bu hadisin bazı ravileri; Eyyüb'ün, Nafi'den, onun da İbn Ömer'den bu hadisi rivayet ettiğini söylemişlerdir. Yine bu hadisi Cerir b. Hâzim ve Hammad b. Seleme, Eyyüb'den, o Nafi'den, o da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Cerîr b. Hâzim arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
281743 B004320-4 Buhari, Megâzî, 54

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da Ömer (ra) Ya Rasulullah! demiştir; (T) Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle demiştir: "Huneyn'den geri döndüğümüz zaman Ömer, cahiliye devrinde adamış olduğu bir itikaf adağını (yerine getirip getirmeme hususunda) Hz. Peygamber'e (sav) sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti." Bu hadisin bazı ravileri; Eyyüb'ün, Nafi'den, onun da İbn Ömer'den bu hadisi rivayet ettiğini söylemişlerdir. Yine bu hadisi Cerir b. Hâzim ve Hammad b. Seleme, Eyyüb'den, o Nafi'den, o da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammâd b. Seleme arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
281744 B004320-5 Buhari, Megâzî, 54

Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona Ubeydullah b. Abdullah ve Salim b. Abdullah, onlara Abdullah b. Ömer (T) Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona da Nafi, ona Abdullah'ın oğullarından biri babaları Abdullah b. Ömer'e şöyle söylemiştir: 'Bu sene kalsan, zira ben senin Beytullah'a varamayacağından endişe ederim' dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer şöyle dedi: 'Biz Hz. Peygamber (sav) ile yola çıktık. Bunun üzerine Kureyş kafirleri bizim Beytullah'a ulaşmamıza engel oldular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kurbanlarını kesti. Ashabından da kimi saçını kazıttı kimi de saçını kesti (ve ihramdan çıktı). Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şahit olun, kendime bir umre yapmayı vacip kıldım." (İbn Ömer şöyle devam etti): Beytullah'a girmeme engel olunmazsa tavaf ederim. Beytullah'a girmeme engel olunursa Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yaparım. Bir saat geçtikten sonra Abdullah b. Ömer şöyle dedi: '(Tamamlayamadığım takdirde) ben umre ile haccı bir görüyorum. Şahit olun! Umreme ilaveten bir haccı da kendime vacip kıldım.' Mekke'ye vardığında bir tavaf ve bir sa'y yaptı. (Orada ikamet edip, kurban gününde kurbanını kestikten sonra) hem hac hem de umre ihramının hepsinden birden çıktı.


    Öneri Formu
32084 B004185 Buhari, Megâzî, 35

Bana İbrahim b. Musa, ona İbn Ebu Zâide, ona Asım, ona Âmir, ona da Berâ b. Âzib (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber (sav), Hayber gazve­sinde bizlere çiğ ya da pişmiş tüm evcil eşek etlerini atmamızı emretti. Sonra bir daha bize onları yeme izni vermedi.


    Öneri Formu
32191 B004226 Buhari, Megâzî, 38

Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb (b. Halid), ona Amr b. Yahya, ona Abbad b. Temim, ona da Abdullah b. Zeyd b. Asım şöyle demiştir: Huneyn günü Rasulullah (sav), Allah'ın kendisine verdiği ganimet mallarını kalpleri İslam'a ısındırılacak kimselere dağıttı, Ensar'a hiçbir şey vermedi. Ensar, diğer insanlara verildiği halde kendilerine bir şey verilmemesinden dolayı üzüldüler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onlara hitaben, "Ey Ensar cemaati! Ben sizi yolunu şaşırmış kimseler olarak buldum da, Allah benim vasıtamla size hidayet nasip etmedi mi? Siz fırkalara bölünmüşken, Allah sizi benim vasıtamla birleştirmedi mi? Fakir buldum da, Allah sizi benim sayemde zenginleştirmedi mi?" diye sordu. Rasulullah (sav) soru sordukça, Ensar da her bir soruya, "Allah ve O'nun Elçisi en çok lütuf ve ihsanda bulunandır” diye cevap verdiler. Rasulullah (sav), "Allah'ın Elçisi'ne (sav) karşılık vermenizi engelleyen nedir?" diye sordu. Rasulullah soru sordukça, Ensar da her bir soruya, “Allah ve O'nun Elçisi en çok lütuf ve ihsanda bulunandır” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu "Eğer isteseydiniz, siz de bana “şöyle şöyle gelmiştin” diyebilirdiniz. Diğer insanlar koyun ve develeri götürürlerken, siz evinize Peygamber'le (sav) dönmeye razı olur musunuz? Şayet hicret olmasaydı ben de Ensar'dan biri olurdum. İnsanlar bir vadide patika bir yola girseler, ben Ensar'ın gittiği vadiye ve patika yola girerdim. Ensar doğrudan vücuda giyilen iç elbise, diğer insanlar ise onun üzerine giyilen elbisedir. Şunu iyi bilin ki siz, benden sonra başkalarının size tercih edildiği durumlarla karşılaşacaksınız. O zaman havuz başında benimle buluşuncaya kadar sabredin."


    Öneri Formu
34457 B004333 Buhari, Megâzî, 57

Bize Ali b. Abdullah (b. Cafer b. Necî), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr (b. Dinar), ona da Ebu Abbas (Saib b. Ferruh el-Mekkî) eş-Şair el-A'mâ, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) Taif şehrini muhasara edip de fethetmeye muvaffak olamayınca, ashâbına “İnşallah (yarın Medine’ye) döneceğiz” dedi. Bu durum ashâbın ağırına gitti. “Nasıl yani, Taif'i fethetmeden mi gideceğiz?” dediler. –Ravi Süfyan bir rivayette burayı "fethetmeden mi döneceğiz? dediler", şeklinde aktarmıştır.- Bunun üzerine Peygamber (sav) “Öyleyse yarın sabah harbe hazır olun!” buyurdu. Ertesi sabah savaşa giriştiler ama birçoğu yaralandılar. Bu gelişme üzerine Peygamber (sav) yeniden "İnşallah yarın döneceğiz" buyurdu. (Bu sefer) Peygamber’in (sav) kararı hepsinin hoşuna gitti. Rasulullah (sav) da (böyle hızlı fikir değiştirmelerine) güldü. Ravi Süfyan bir rivayette "güldü" yerine "gülümsedi" ifadesini kullanmıştır. Buharî’nin nakline göre Humeydî şöyle demiştir: Bize Süfyan bu rivayetin tamamını ihbâr tabirleri kullanarak (yani "an" terimini kullanmaksızın) rivayet etti.


    Öneri Formu
276925 B004325-2 Buhari, Megâzî, 57

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da Ömer (ra) Ya Rasulullah! demiştir; (T) Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle demiştir: "Huneyn'den geri döndüğümüz zaman Ömer, cahiliye devrinde adamış olduğu bir itikaf adağını (yerine getirip getirmeme hususunda) Hz. Peygamber'e (sav) sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti." Bu hadisin bazı ravileri; Eyyüb'ün, Nafi'den, onun da İbn Ömer'den bu hadisi rivayet ettiğini söylemişlerdir. Yine bu hadisi Cerir b. Hâzim ve Hammad b. Seleme, Eyyüb'den, o Nafi'den, o da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
281741 B004320-2 Buhari, Megâzî, 54