Giriş

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ali b. Muhammed, onlara Vekî’, ona Yahya b. Ebî Hayye Ebû Cenâb el-Kelbî, ona babası, ona da İbn Ömer (ra.), Rasûlullah’ın (sav.) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Ne hastalığın kendiliğinden sirâyeti, ne kuşlarda uğursuzluk ve ne de ne baykuş sesinde uğursuzluk vardır!” Bir bedevî kalkıp kendisine; “- Ey Allah’ın rasûlü, uyuz olan bir devenin sürünün tümünü uyuz ettiğine ne dersin?” Hz. Peygamber cevaben; “- O kaderdir. Peki, ilk deveye uyuz hastalığını kim bulaştırdı?” buyurdu.


Açıklama: Elbani ذَلِكُمُ الْقَدَرُ ifadesi dışındaki kısmın sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
7847 İM000086 İbn Mâce, Sunne, 10

Bize Ali b. Muhammed, ona Ebû Muâviye, ona Davud b. Ebî Hind, ona Amr b. şuayb, ona da babası vasıtasıyla dedesi şöyle dedi: Şuayb (ra)’den, babası Muhammed b. Abdillah (ra)’ın şöyle “Ashâb-ı kirâm kader meselesini tartışırlarken Rasûlullah (sav.) onların yanına geldi. Tartıştıklarını anlayınca öfkesinden yüzü sanki yarılmış nar tanesi gibi kıpkırmızı oldu. Sonra şöyle dedi: “Siz, bununla mı emrolundunuz? Yahut bunun için mi yaratıldınız? Kur’ân âyetlerini birbirleriyle vuruşturuyorsunuz. Sizden önceki ümmetler bu türlü tartışmalar yüzünden helâk oldular.” Râvî dedi ki: (Babam) Abdullah b. Amr şöyle söyledi: “Nefsimin beni Rasûlullah’ın (sav.) meclslerinden geride bırakmış olduğu hiçbir meclis için, bu meclisten geri bıraktığı kadar mutlu olmadım.”


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen-sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
7846 İM000085 İbn Mâce, Sunne, 10

Bize Ali b. Muhammed, ona İshak b. Süleyman, ona Ebu Sinan, ona Vehb b. Halid el-Hımsî, ona da ed-Deylemî şöyle demiştir: "Bu kader konusuyla ilgili olarak kalbime, beni huzursuz edecek bir şeyler düştü. Dinim ve amelim ilgili beni bozmasından korktum. Hemen Übey b. Ka'b'ın yanına geldim ve ona 'Ey Ebu Münzir! Bu kader konusuyla ilgili olarak kalbime, beni huzursuz edecek bir şeyler düştü. Dinim ve amelimle ilgili olarak beni bozmasından korktum. Bu konuyla ilgili olarak bana bir şeyler anlatabilir misin? Umulur ki Allah bu anlatacaklarınla bana bir fayda nasip eder' dedim. Şöyle dedi: Eğer Allah gökler ve yeryüzü ehline azap edecek olsaydı onlara azap ederdi ve bu durumda Allah, onlara zulmetmiş olmazdı. Eğer onlara merhamet etseydi bu rahmeti de yaptıkları amellere nazaran onlar için daha hayırlı olurdu. Allah yolunda infak edeceğin Uhud Dağı kadar altının ya da Uhud dağı kadar (malın) olsaydı, kadere iman etmedikçe ve karşılaşıp yaşadığın durumların seni ıskalamayacak olduğunu, seni ıskalayan durumların da zaten başına gelmeyecek olduğunu bilmedikçe bu hayrın kabul edilmezdi. Kuşkusuz sen, eğer bundan başka bir inanç ve düşünce ile ölecek olursan Cehenneme girdin demektir. Sen yine de kardeşim Abdullah b. Mesud'a gidip bu konuyu bir de ona sormanda seninle ilgili olarak herhangi bir sıkıntı söz konusu olamaz.' Bunun üzerine Abdullah'ın yanına geldim ve konuyu bir de ona sordum. Übey'in söylediği şeylerin aynısını söyledi ve ' Kardeşim Huzeyfe'ye gidip bu konuyu bir de ona sormanda seninle ilgili olarak herhangi bir sıkıntı söz konusu olamaz' dedi. Hemen Huzeyfe'nin yanına geldim ve konuyu ona da sordum. Abdullah'ın söylediği şeylerin aynısını söyledi ve 'Zeyd b. Sabit'in yanına gidip ona da sorabilirsin' dedi. Hemen Zeyd b. Sabit'in yanına geldim ve konuyu kendisine sordum. Dedi ki: 'Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum:" "Eğer Allah gökler ve yeryüzü ehline azap edecek olsaydı onlara azap ederdi ve bu durumda Allah, onlara zulmetmiş olmazdı. Eğer onlara merhamet etseydi bu rahmeti de yaptıkları amellere nazaran onlar için daha hayırlı olurdu. Allah yolunda infak edeceğin Uhud Dağı kadar altının ya da Uhud dağı kadar (malın) olsa, kadere iman etmedikçe ve karşılaşıp yaşadığın durumların seni ıskalamayacak olduğunu, seni ıskalayan durumların da zaten başına gelmeyecek olduğunu bilmedikçe bu hayrın kabul edilmez. Kuşkusuz sen, eğer bundan başka bir inanç ve düşünce ile ölecek olursan Cehennem'e girdin demektir."


    Öneri Formu
7825 İM000077 İbn Mâce, Sunne, 10

Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî', ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona da Hâni b. Hâni, Ali b. Ebu Talib'in şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber'in (sav) yanında oturuyordum. Ammar b. Yasir, huzuruna girmek için izin istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ona izin verin. Temiz, tertemiz olan Ammar hoş gelmiş' dedi."


    Öneri Formu
8395 İM000146 İbn Mâce, Sunne, 11

Bize Ebû Bekir b. Şeybe ile Ali b. Muhammed, onlara Vekî’, ona Süfyân es-Sevrî, ona Ziyâd b. İsmail el-Mahzûmî, ona Muhammed b. Abbâd b. Cafer, ona da Ebû Hureyre (ra.) şöyle dedi: “Kureyş müşrikleri gelip Rasûlullah (sav.) ile kader konusunda tartışmaya giriştiler. Bunun üzerine şu âyetler geldi: “O gün yüzüstü ateşe sürüklenirler: Tadın bakalım cehennemin dokunuşunu! denilir. Şüphesiz biz her şeyi bir kaderle (bir ölçüye göre) yarattık.” (el-Kamer, 54/48-49).


    Öneri Formu
279305 İM000083-2 İbn Mâce, Sunne, 10


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen-sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
7832 İM000079 İbn Mâce, Sunne, 10


    Öneri Formu
8588 İM000244 İbn Mâce, Sunne, 21


    Öneri Formu
278906 İM000015-2 İbn Mâce, Sunne, 2

Bize Ebû Ubeyd Muhammed b. Ubeyd b. Meymûn el-Medenî, ona babası, ona Muhammed b. Cafer b. Ebî Kesîr, ona Musa b. Ukbe, ona Ebû İshâk, ona Ebû'l-Ahvas, ona da Abdullah b. Mes’ûd’un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Uyulması gereken şeyler, ancak şu ikisidir: Söz ve hidâyet… Sözlerin en güzeli Allah'ın kelamıdır. Yolların en güzeli de Hz. Muhammed'in yoludur. Dinde sonradan ihdas edilen şeylerden sakının! Çünkü din konusunda en kötü işler sonradan icat edilenlerdir. Sonradan icat edilen her türlü uygulama bid’attır. Her bid’at da sapkınlıktır. Dikkat edin! Boş emellere, uzun hayallere kapılmayın. Yoksa kalpleriniz katılaşır. İyi bilin ki ecel yakındır. Hakikaten gelmeyecek olan şeyler ise uzaktır. Dikkat ediniz! Bedbaht olan annesinin karnında iken böyle olur. Mutluluğa erişen ise başkasından ders çıkarandır. Dikkat ediniz! Mü’minlerin adam öldürmeleri küfürdür, onların birbirlerine sövmeleri fasıklıktır. Müslümanın kardeşine üç günden fazla dargın kalması helal değildir. Yalandan sakınınız, çünkü ne ciddi ne de şaka yollu yalan helal değildir. Kişi çocuğunu avutmak için bir şeyi yapacağını söyler de onu yapmazsa bu da bir yalandır. Şüphesiz ki yalan kişiyi günaha, günah da cehenneme sürükler. Doğruluk ise insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Doğru sözlü kişi için ‘doğru söyledi ve iyi yaptı’, yalancı için ise ‘yalan söyledi ve günaha girdi’ denilir. Dikkat ediniz! Kul yalan söylemeye devam ederse, Allah katında yalancılardan biri olarak kaydedilir."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَإِنَّ الْكَذِبَ يَهْدِى إِلَى الْفُجُورِ وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثٍ

    Öneri Formu
7761 İM000046 İbn Mâce, Sunne, 7


    Öneri Formu