Giriş

Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Ebu Ömer hafs b. Ömer el-Havdî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb ve Haccâc b. Savvâf, onlara da Ebu Kılâbe'nin, kendisi ile birlikte Şam'da bulunan azatlısı Ebu Recâ şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdulaziz bir gün insanlarla istişare etti ve "şu kasâme hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Oradakiler "Kasâme haktır, Allah Rasulü onunla hükmetmiş, sen­den önceki halifeler de bununla hükmetmiştir" dediler. Ebû Recâ der ki: Bu sırada Ebu Kılâbe, Ömer'in koltuğunun arkasında idi. Anbese b. Saîd "O zaman Enes'in Uranîler hakkındaki hadîsi nerede kaldı?" diye sordu. Ebû Kılâbe:"O hadîsi bana bizzat Enes b. Mâlik rivayet etti" dedi. Ravi Abdulaziz b. Suheyb, "Enes, Ureyne (kabilesi) hakkında..." ifadesini, Ebû Kılâbe ise "Enes, Ukl (kabilesi) hakkında" ifadesini kullanmış ardından olayı aktarmıştır.


Açıklama: Bu rivayetle ilgili olarak ayrıca B006899 numaralı hadise bakınız. KASAME İslâm hukukunda, fâilin kesin delille belirlenemediği bir cinayet işlendiğinde suç mahallinden sınırlı sayıda bir topluluğun haklarındaki suç isnadını defetmek veya maktulün yakınlarının suç isnadında bulunmak amacıyla mahkeme huzurunda yaptığı özel yeminlerin adıdır. (bkz. Bardakoğlu,"Kasâme", DİA, 24:528-530).

    Öneri Formu
287210 B004193-2 Buhari, Megâzî, 36

Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Ebu Ömer hafs b. Ömer el-Havdî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb ve Haccâc b. Savvâf, onlara da Ebu Kılâbe'nin, kendisi ile birlikte Şam'da bulunan azatlısı Ebu Recâ şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdulaziz bir gün insanlarla istişare etti ve "şu kasâme hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Oradakiler "Kasâme haktır, Allah Rasulü onunla hükmetmiş, sen­den önceki halifeler de bununla hükmetmiştir" dediler. Ebû Recâ der ki: Bu sırada Ebu Kılâbe, Ömer'in koltuğunun arkasında idi. Anbese b. Saîd "O zaman Enes'in Uranîler hakkındaki hadîsi nerede kaldı?" diye sordu. Ebû Kılâbe:"O hadîsi bana bizzat Enes b. Mâlik rivayet etti" dedi. Ravi Abdulaziz b. Suheyb, "Enes, Ureyne (kabilesi) hakkında..." ifadesini, Ebû Kılâbe ise "Enes, Ukl (kabilesi) hakkında" ifadesini kullanmış ardından olayı aktarmıştır.


Açıklama: Bu rivayetle ilgili olarak ayrıca B006899 numaralı hadise bakınız. KASAME İslâm hukukunda, fâilin kesin delille belirlenemediği bir cinayet işlendiğinde suç mahallinden sınırlı sayıda bir topluluğun haklarındaki suç isnadını defetmek veya maktulün yakınlarının suç isnadında bulunmak amacıyla mahkeme huzurunda yaptığı özel yeminlerin adıdır. (bkz. Bardakoğlu,"Kasâme", DİA, 24:528-530).

    Öneri Formu
287211 B00419-3 Buhari, Megâzî, 36

Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söy­lediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara devele­rin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti. Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka ver­meyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır. Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
32096 B004192 Buhari, Megâzî, 36

Bize İsmail, ona Malik, ona Abdülhamid b. Süheyl, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hay­ber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. peygamber (sav) ona "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O sahâbî "Hayır ey Allah'ın Rasulü, vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu.


    Öneri Formu
32220 B004244 Buhari, Megâzî, 39

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona Sıla b. Züfer, ona da Huzeyfe (ra) şöyle demiştir: Necrân Heyeti Hz. Peygamber'e gelip “bize emin bir adam gönder” dediler. Peygamber (sav) de "Size elbette hakkıyla emin olan birisini göndereceğim" bu­yurdu. Bu esnada insanlar, kendisinin gönderilmesini arzu edip beklerken Hz. Pey­gamber (sav) Ebu Ubeyde b. Cerrâh'ı gönderdi.


    Öneri Formu
239785 B004381 Buhârî, Meğâzî, 72

Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söy­lediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara devele­rin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti. Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka ver­meyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır. Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287208 B004192-6 Buhari, Megâzî, 36

Bana Abdula'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar Medine'ye Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip Müslüman olduklarını söy­lediler, ardından "Ey Allah'ın Peygamberi, biz deve sütüne alışık insanlarız şehir yemeklerine alışık değiliz." diyerek Medine havasının sağlıklarını bozduğunu ifade ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) onlara devele­rin ve çobanının bulunduğu yere giderek, develerin sütünden ve idrarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da gidip içtiler (ve iyileştiler). Daha sonra Harre civarına vardıklarında İslam'dan sonra tekrar gerisin geriye küfre döndüler, sonra Hz. Peygamber'in çobanını (işkence ile) öldürüp develeri önlerine katarak götürdüler. Bu olay kendisine ulaşınca Hz. Peygamber (sav) onların ardından yakalanmaları için adam gönderdi ve onlara bu canilerin gözlerini oymalarını, ellerini kesmelerini ve harre'de hâlleri üzere ölüme terk etmelerini emretti. Katâde der ki: Bize ulaşan bilgiye göre bu olaydan sonra Hz. Peygamber (sav) her daim sadaka ver­meyi teşvik etmiş, ölünün bedenine işkence etmeyi yasaklamıştır. Buhârî der ki: Şu'be, Ebân ve Hammâd, Katâde'den yaptıkları rivayette "Ureyne'den birtakım insanlar..." ifadesini kullanmış buna karşın, Yahya b. Ebu Kesîr ve Eyyûb, Ebu Kılâbe'den, o da Enes'ten "Ukl'den birtakım insanlar geldi..." diye rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287209 B004192-3 Buhari, Megâzî, 36

Bize Ebu Velîd, ona Şu'be; (T) Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb, ona Şu'be, ona Humeyd b. Hilal, ona da Abdullah b. Muğaffel (ra) şöyle söylemiştir: "Bizler Hayber kuşatmasındaydık. Bir insan, içinde yağ bulunan bir tulum attı. Ben onu almak için hemen ileri atıldım. Arkama döndüğümde birden Hz. Peygamber'i (sav) görünce utandım."


    Öneri Formu
287212 B004214-2 Buhari, Megâzî, 38

Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Übeydullah, ona Nâfi ve Salim, onlara da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Hayber günü sarımsak yemeyi ve evcil eşeklerin etlerini yasakladı. "Sarımsak yemeyi yasakladı" sözü, sadece Nâfi'den gelen rivayette, rivayet edilmiş, "evcil eşeklerin etini yasakladı" sözü de sadece Sâlim'den gelen rivayette yer almıştır.


    Öneri Formu
287213 B004215-2 Buhari, Megâzî, 38

Bize Yahya b. Kazaa, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Muhammed b. Ali'nin iki oğlu Abdullah ve Hasan o ikisine babaları (Muhammed b. Ali), ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hayber günü kadınların mut'a usulü ile nikahlanmasını ve evcil eşeklerin etinin yenmesini yasakladı.


    Öneri Formu
287214 B004216-2 Buhari, Megâzî, 38