Giriş

Bize Ali, ona da Yahya (Abdullah ibn Ebu Şeybe hadisini) rivayet etti ve şu eklemeyi yaptı: Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) yarı baygın bir şekilde hasta iken ona ilaç içirmeye yeltendik, O da bize kendisine ilaç vermememizi işaret buyurdu. Ancak biz, bunu hastanın ilâçtan hoşlanmaması şeklinde yorumladık. Hz. Peygamber ayılınca "bana ilaç içirmemenizi size emretmedim mi?" dedi. Biz yine bunu hastanın ilâçtan hoşlanmaması şeklinde yorumladık. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bana ilaç verirken burada olmayan Abbas hariç hane halkının hepsi benim gözümün önünde bu ilaçtan içecek" buyurdu. Bu hadisi İbn Ebu Zinâd, Hişâm'dan, o da babası Urve'den, o da Âişe'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
34622 B004458 Buhari, Megâzî, 83

Bize Ali, ona da Yahya (Abdullah ibn Ebu Şeybe hadisini) rivayet etti ve şu eklemeyi yaptı: Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) yarı baygın bir şekilde hasta iken ona ilaç içirmeye yeltendik, O da bize kendisine ilaç vermememizi işaret buyurdu. Ancak biz, bunu hastanın ilâçtan hoşlanmaması şeklinde yorumladık. Hz. Peygamber ayılınca "bana ilaç içirmemenizi size emretmedim mi?" dedi. Biz yine bunu hastanın ilâçtan hoşlanmaması şeklinde yorumladık. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bana ilaç verirken burada olmayan Abbas hariç hane halkının hepsi benim gözümün önünde bu ilaçtan içecek" buyurdu. Bu hadisi İbn Ebu Zinâd, Hişâm'dan, o da babası Urve'den, o da Âişe'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287267 B004458-2 Buhari, Megâzî, 83

Bize Kuteybe, ona Süfyân, ona Süleyman el-Ahvel, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Perşembe günü! Ah o perşembe günü! Rasulullah'ın (sav) ağrısı şiddetlendi ve "bana bir şey getirin de size bundan sonra asla sapmayacağınız bir şey yazayım" buyurdu. Hz. Peygamber'in huzurunda tartışmak yakışıksız olduğu halde, oradakiler aralarında tartışıp 'Rasulullah (sav) hastalığından dolayı ne dediğini bilecek halde değil' dediler ve o sözünü tekrar ettirmeye giriştiler. Rasulullah (sav) da "beni (rahat) bırakın! İçinde bulunduğum durum, beni çağırdığınızdan daha hayırlıdır" buyurdu. Hz. Peygamber (sav) üç şeyi tavsiye etti ve şöyle buyurdu: "Müşrikleri Arap yarımadasından çıkarın, heyetlere benim muamele ettiğim gibi muamele edin." Üçüncüsünde sükût etti yahut söyledi de ben unuttum.


    Öneri Formu
34595 B004431 Buhari, Megâzî, 83

Bize Muallâ b. Esed, ona Abdülaziz b. Muhtar, ona Hişâm b. Urve, ona Abbâd b. Abdullah b. Zübeyir, ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Vefatı öncesinde, kendisini pür dikkat dinlerken, Peygamber'in (sav), sırtını bana dayamış vaziyette şöyle dua ettiğini işittim: "Allâhumme'ğfırlî ve'rhamni ve'lhıknî bi'r-Refîk (Allahım, günahlarımı bağışla, bana merhamet eyle ve beni Refîk-i A'lâ'ya eriştir)"


    Öneri Formu
34604 B004440 Buhari, Megâzî, 83

Bize İsmail, ona Süleyman b. Bilal, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ölüm hastalığına yakalandığında, "Yarın nerede (kimin yanında) olacağım?" "Yarın nerede (kimin yanında) olacağım?" diye sorar Aişe'nin (yanında) gününün olmasını isterdi. Bunun üzerine diğer zevceleri istediği yerde olsun diye ona izin verdiler. Nihayetinde Rasulullah (sav) vefat edinceye kadar Hz. Aişe'nin evinde kaldı. Hz. Aişe dedi ki: 'Hz. Peygamber (sav) benim evimde benim nöbet günümde vefat etti. Allah onun ruhunu başı benim göğsüm ile gerdanım arasında iken ve tükürüğü tükürüğüme karışmış iken kabzedip aldı.' Sonra Hz. Aişe anlatmaya devam etti ve dedi ki: 'Abdurrahman b. Ebubekir, elinde dişlerini temizlediği bir misvakla içeri girdi. Rasulullah (sav) Abdurrahman'a baktı. Bunun üzerine ben: 'Şu misvakı bana ver Ey Abdurrahman' de­dim. O da misvakı bana verdi. Misvağın ucunu kırıp ayırdım, sonra çiğnedim ve Rasulullah'a (sav) verdim. O da göğsüme yaslanmış haldeyken dişlerini misvakla temizledi.


    Öneri Formu
34614 B004450 Buhari, Megâzî, 83

Zuhrî der ki: Bana Ebu Seleme, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir dışarıya çıktı ve o sırada insanlarla bir şeyler konuşan, Ömer'e "otur ey Ömer" dedi, ancak Ömer oturmaktan kaçındı. Bu arada insanlar Hz. Ömer'i bırakıp Ebu Bekir'e yöneldiler. Ebu Bekir de onlara hitap ederek şöyle dedi: Bundan sonra biliniz ki sizden her kim Muhammed'e tapıyorsa, Muhammed ölmüştür. Her kim de Allah'a tapıyorsa, bilsin ki, Allah hiç ölmeyecek olan diridir. Yüce Allah "Muhammed ancak bir rasuldür. Ondan evvel daha nice rasuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür, yahut öldürülürse ökçelerinizin üstünde geriye mi döneceksi­niz? Kim iki ökçesi üzerinde geriye dönerse, elbette Allah 'a hiçbir şeyle zarar vermiş olmaz. Allah şükredenlere mükâfat verecektir" buyurmuştur. (Âli İmran, 144) İbn Abbas der ki: Vallahi Ebu Bekir bu ayeti okuyana kadar, insanlar sanki Allah'ın bu ayeti indir­diğini bilmiyorlarmış gibi Ebu Bekir'den yeniden öğrenmişti. Artık işittiğim her bir insan bu ayeti oku­yordu. (Zuhrî der ki:) Bana Saîd b. Museyyeb'in verdiği habere göre Ömer o günkü halini şöyle anlatmıştır: Vallahi Ebu Bekir'in okuduğu bu ayeti duyuncaya kadar ben Hz. Peygamber'in (sav) öldüğüne kanaat getirmemiştim. Ebu Bekir Hz. Peygamber'in vefat ettiğini bildiren ayeti okuyunca bütün umutlarım tükendi, öyle ki ayaklarım beni taşımaz oldu, şaşkınlık içinde bir yere çöküverdim.


    Öneri Formu
34618 B004454 Buhari, Megâzî, 83

Bana Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve Abdullah b. Abbas(r.anhum) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine ol­sun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edin­diler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.


    Öneri Formu
287265 B004443-2 Buhari, Megâzî, 83

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ûd, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşıp ağrısı şiddet­lenince, benim odamda bakılmak üzere kadınlarından izin istedi. Onlar da izin verdiler. Bunun üzerine Abbas b. Abdulmuttalib ile başka bir adam arasında, takatsizlikten ayakları yerde sü­rünerek çıkıp benim odama geçti. Ubeydullah der ki: Ben Âişe'nin söylediğini Ab­dullah (b. Abbas)'a aktardım, o da bana "Âişe'nin ismini söylemediği diğer adamın kim olduğunu bili­yor musun?" diye sordu. Ben de "hayır, bilmiyorum" dedim. İbn Abbas "o, Ali'dir" dedi. Hz. Peygamber'in (sav) zevcesi Âişe şöyle şöyle derdi: Rasulullah be­nim evime girdiği ve ağrısı şiddetlendiği zaman "Benim üzerime ağız bağları çözülmemiş (kullanılmamış, temiz) ye­di kırba su dökün! belki (biraz rahatlarım da bu sayede) insanla­ra tavsiyede bulunabilirim" buyurdu. Biz Hz. Peygamber'i (sav), eşi Hafsa'ya ait bir leğenin içine oturttuk. Sonra o kırbaların suyundan üzerine dökmeye başladık. Nihayet Rasulullah (sav) eliyle bize 'yeter' diye işaret buyurdu. Aişe der ki: Bundan sonra Rasulullah (sav) mescide insanların yanı­na çıkıp, onlara namaz kıldırdı ve konuşma yaptı.


    Öneri Formu
287264 B004442-2 Buhari, Megâzî, 83

Zuhrî der ki: Bana Ebu Seleme, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir dışarıya çıktı ve o sırada insanlarla bir şeyler konuşan, Ömer'e "otur ey Ömer" dedi, ancak Ömer oturmaktan kaçındı. Bu arada insanlar Hz. Ömer'i bırakıp Ebu Bekir'e yöneldiler. Ebu Bekir de onlara hitap ederek şöyle dedi: Bundan sonra biliniz ki sizden her kim Muhammed'e tapıyorsa, Muhammed ölmüştür. Her kim de Allah'a tapıyorsa, bilsin ki, Allah hiç ölmeyecek olan diridir. Yüce Allah "Muhammed ancak bir rasuldür. Ondan evvel daha nice rasuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür, yahut öldürülürse ökçelerinizin üstünde geriye mi döneceksi­niz? Kim iki ökçesi üzerinde geriye dönerse, elbette Allah 'a hiçbir şeyle zarar vermiş olmaz. Allah şükredenlere mükâfat verecektir" buyurmuştur. (Âli İmran, 144) İbn Abbas der ki: Vallahi Ebu Bekir bu ayeti okuyana kadar, insanlar sanki Allah'ın bu ayeti indir­diğini bilmiyorlarmış gibi Ebu Bekir'den yeniden öğrenmişti. Artık işittiğim her bir insan bu ayeti oku­yordu. (Zuhrî der ki:) Bana Saîd b. Museyyeb'in verdiği habere göre Ömer o günkü halini şöyle anlatmıştır: Vallahi Ebu Bekir'in okuduğu bu ayeti duyuncaya kadar ben Hz. Peygamber'in (sav) öldüğüne kanaat getirmemiştim. Ebu Bekir Hz. Peygamber'in vefat ettiğini bildiren ayeti okuyunca bütün umutlarım tükendi, öyle ki ayaklarım beni taşımaz oldu, şaşkınlık içinde bir yere çöküverdim.


    Öneri Formu
287266 B004454-2 Buhari, Megâzî, 83


    Öneri Formu
34623 B004459 Buhari, Megâzî, 83