Giriş

Bize Adem, ona Şu'be, ona Sad b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Ali (ra) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir cenazeye katılmıştı. Eline bir şey aldı ve onunla yere bir şeyler çizmeye başladı ve şöyle buyurdu: "İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş) yazılmıştır." Sahabiler, 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse bizler amel etmeyi bırakıp da bu yazgımıza dayanıp güvenemez miyiz?' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizler amel etmeye devam edin. Çünkü herkes ne için yaratılmış ise o iş kendisine kolaylaştırılmıştır: Saadet ehlinden olan kimseye saa­det ehlinin ameli kolaylaştırılır. Bedbahtlardan olan kimse­ye geline, ona da bedbahtların işleri kolaylaştırılır." Rasulullah (sav) bundan sonra da şu ayetleri okudu: 'Sonra da kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz'(Leyl suresi, 92/ 5-7).


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ

    Öneri Formu
33456 B004949 Buhari, Tefsir, (Leyl) 7

Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali şöyle söylemiştir: Biz Hz. Peygamber'le (sav) Bakîu'l-garkad mezarlığında bir cenazeye katıldık. Hz. Peygamber (sav), "Sizden her birinizin cennetteki ve cehennemdeki yeri yazılmıştır." buyurdu. Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? yani (bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav): "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkes niçin yaratıldıysa, o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu ve el-Leyl suresinin beşinci ayetinden itibaren şu ayetlerini okudu: 'Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa; bunların güzel karşılığına da inanırsa; biz onu işin kolayına yönlendiririz. Ama kim cimrilik eder, kendisiyle yetinirse; güzel karşılığı da yalan sayarsa; biz onu zora sokarız.'Leyl suresi, 92/ 5-10. Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali, biz Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk dedi ve bu hadisi nakletti.


    Öneri Formu
33450 B004945 Buhari, Tefsir, (Leyl) 3

Bana Hassân b.Hassân, ona Hemmâm, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Ubeyy b. Ka'b'a "Allah, sana Kur'ân'ı okumamı bana emretti" buyurdu. Ubeyy “Allah benim adımı sana andı mı?” diye sordu. Peygamber (sav) "Allah senin adını andı" buyurunca Ubeyy b. Ka'b ağlamaya başladı. Katâde der ki: Bana gelen bilgiye göre Peygamber (sav), Ubeyy'e "Lem yekûnillezîne keferû min ehlil-kitâbi" Suresini okumuştur.


    Öneri Formu
33549 B004960 Buhari, Tefsir, (Beyyine) 2

Bize Bişr b. Halid, ona Muhamed b. Cafer, ona Şu'be, ona Süleyman ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali'nin anlattığına göre Hz Peygamber (sav) bir cenaze merasiminde iken eline bir çubuk aldı onunla yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu: "İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Buna dayanıp, güvenemez miyiz? (yani bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav): "Sizler amel edin ve gayret gösterin. Çünkü herkes için (takdir edilen) kolaylaştırılır" buyurdu. Sonra da Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz".(Leyl suresi, 92/ 5-7) ayetlerini okudu". [Şu'be, bunu bana Mansur, Süleyman'dan rivayet etti de ben onu reddetmedim, dedi.]


    Öneri Formu
33452 B004946 Buhari, Tefsir, (Leyl) 4

Bize Halid b. Yezîd el-Kâhilî, ona İsrâil, ona Ebu İshak, ona da Ubeyde, şöyle demiştir: Ben Âişe'ye (r.anha) Yüce Allah'ın "Biz hakikatte sana Kevser'i verdik" ayetini sordum, bana “Kevser Peygamberiniz'e (sav) bahşe­dilmiş muazzam bir ırmaktır. Onun sahilinin iki tarafı üzerinde içi boşaltılmış hâlis inci bulunmakta olup, bardakları da yıldızların sayısı kadardır” dedi. Zekeriya b. Ebu Zaide, Ebu Ahvas ve Mutarrıf da bu hadisi Ebu İshak'tan rivayet etmişlerdir.


    Öneri Formu
33557 B004965 Buhari, Tefsir, (Kevser) 1

Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Adiy, ona da Berâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) bir yolculukta, yatsı namazının iki rekatından birinde "Ve't-tîni ve'z-zeytûn" (Tin) suresini okudu." (Tin Suresinde geçen) " ( تَقْوِيمٍ ) Takvîm" yaratma demektir. Kuteybe der ki: Bize Hammâd, ona Yahya b. Atîk, ona da Hasan şöyle demiştir: Sadece Kur'an'ın başına besmele yaz ve iki sure arasına sadece bir çizgi çek. Mücahid der ki: "(نَادِيَهُ) Nadiyeh" onun aşiret ve akrabası, "(الزَّبَانِيَةَ) Zebâniyeh" de melekler demektir. Ma'mer der ki: "(الرُّجْعَى) er-rucâ" merci dönülecek yer, "(لَنَسْفَعَنْ)le-nesfean" biz mutlaka yakalayacağız, kesinlikle tutacağız demek olup sondaki nun harfi nun-u hafîfe yani şeddesiz sakin nundur. "سَفَعْتُ بِيَدِهِ sefeat bi-yedihi" elinden tuttu demektir.


    Öneri Formu
33469 B004952 Buhari, Tefsir, (Tîn) 1

Bize Hasan b. Rabî, ona Ebu Ahvas, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona Mesrûk, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) "İzâ câe nasrullâhi ve'l-feth" Suresi indikten sonra kıldığı her namazda muhak­kak "Subhâneke Rabbena ve bi-hamdike, Allâhummeğfir (Rabbimiz seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Bağışla Allah'ım)" derdi.


    Öneri Formu
33561 B004967 Buhari, Tefsir, (Nasr) 1

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Mesrûk, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) rükû ve secdesinde "Subhâneke Allâhumme Rabbena ve bi-hamdike, Allâhum­mağfir lî" duasını çokça okurdu. Böylece Kur'an'ın "Rabbini çokça tesbih et" (Nasr, 3) emrini yerine getirmiş oluyordu.


    Öneri Formu
33562 B004968 Buhari, Tefsir, (Kevser) 2

Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Hz. Ömer, Bedir savaşına katılmış yaşlı sahabilerle beraber beni de (istişare) meclisine dahil etti. Onlardan birisi bundan rahatsız olup; 'Bu çocuk neden bizimle beraber (istişareye) katılıyor? Oysa bizim onun yaşında oğullarımız var' dedi. Ömer de 'Bildiğiniz bir sebepten dolayı' dedi. Yine bir gün Ömer beni çağırdı ve onlarla birlikte meclise aldı. Bana öyle geliyor ki, o gün benim onlarla birlikte toplantılarda olmam gerektiğini onlara ispat etmek istiyordu. Sonra onlara: 'Allah'ın yardımı ve fethi gerçekleşince' (Nasr, 110/1) ayeti hakkında ne diyorsunuz?' diye sordu. Bir kısmı: 'Yardım görüp fetih gerçekleşince Allah'a hamd ve istiğfar etmekle emrolunduk' dedi. Bazısı da hiç bir şey demedi. Ömer de bana hitaben: 'Ey Abdullah b. Abbas! Sen de mi öyle düşünüyorsun?' diye sordu. Ben de: 'Hayır' dedim. Ömer ise: 'Öyleyse ne diyorsun?' deyince, ben de 'Bu sure, Rasulullah'ın (sav) ecelinin kendisine bildirildiğini ifade etmektedir. Allah'ın yardımı ve fethi gerçekleşince ki bu senin ecelinin geldiğinin alametidir. Rabbini hamd ile tesbih et ve bağışlanma dile. Çünkü, O tövbeleri çokça kabul edendir (Nasr, 110/3) buyruluyor, dedim. Bunun üzerine Ömer; 'Ben de bu ayetten aynen senin söylediklerini anlamıyorum' dedi.


    Öneri Formu
33565 B004970 Buhari, Tefsir, (Kevser) 4


    Öneri Formu
33555 B004963 Buhari, Tefsir, (Zilzâl) 2