حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ يُونُسَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَنُصَيْرُ بْنُ الْفَرَجِ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ زُرَيْعٍ عَنْ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ قَالَ
"كُنْتُ عِنْدَ أَبِى بَكْرٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَتَغَيَّظَ عَلَى رَجُلٍ فَاشْتَدَّ عَلَيْهِ فَقُلْتُ تَأْذَنُ لِى يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَضْرِبُ عُنُقَهُ قَالَ فَأَذْهَبَتْ كَلِمَتِى غَضَبَهُ فَقَامَ فَدَخَلَ فَأَرْسَلَ إِلَىَّ فَقَالَ مَا الَّذِى قُلْتَ آنِفًا قُلْتُ ائْذَنْ لِى أَضْرِبْ عُنُقَهُ. قَالَ أَكُنْتَ فَاعِلاً لَوْ أَمَرْتُكَ قُلْتُ نَعَمْ. قَالَ لاَ وَاللَّهِ مَا كَانَتْ لِبَشَرٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا لَفْظُ يَزِيدَ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ أَىْ لَمْ يَكُنْ لأَبِى بَكْرٍ أَنْ يَقْتُلَ رَجُلاً إِلاَّ بِإِحْدَى الثَّلاَثِ الَّتِى قَالَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كُفْرٌ بَعْدَ إِيمَانٍ أَوْ زِنًا بَعْدَ إِحْصَانٍ أَوْ قَتْلُ نَفْسٍ بِغَيْرِ نَفْسٍ وَكَانَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقْتُلَ.]
Açıklama: Bu hadis, bir kimsenin Hz. Peygamber'in dışında bir başkasına sövmesinin onu öldürmeyi gerektirmeyeceğine delil olmaktadır. Rasulullah'ın (sav) vefatından sonra bir kişinin katline sadece bu üç suçtan birini işleyen için hükmedilir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275596, D004363-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ يُونُسَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَنُصَيْرُ بْنُ الْفَرَجِ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ زُرَيْعٍ عَنْ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ قَالَ
"كُنْتُ عِنْدَ أَبِى بَكْرٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَتَغَيَّظَ عَلَى رَجُلٍ فَاشْتَدَّ عَلَيْهِ فَقُلْتُ تَأْذَنُ لِى يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَضْرِبُ عُنُقَهُ قَالَ فَأَذْهَبَتْ كَلِمَتِى غَضَبَهُ فَقَامَ فَدَخَلَ فَأَرْسَلَ إِلَىَّ فَقَالَ مَا الَّذِى قُلْتَ آنِفًا قُلْتُ ائْذَنْ لِى أَضْرِبْ عُنُقَهُ. قَالَ أَكُنْتَ فَاعِلاً لَوْ أَمَرْتُكَ قُلْتُ نَعَمْ. قَالَ لاَ وَاللَّهِ مَا كَانَتْ لِبَشَرٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا لَفْظُ يَزِيدَ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ أَىْ لَمْ يَكُنْ لأَبِى بَكْرٍ أَنْ يَقْتُلَ رَجُلاً إِلاَّ بِإِحْدَى الثَّلاَثِ الَّتِى قَالَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كُفْرٌ بَعْدَ إِيمَانٍ أَوْ زِنًا بَعْدَ إِحْصَانٍ أَوْ قَتْلُ نَفْسٍ بِغَيْرِ نَفْسٍ وَكَانَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقْتُلَ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Yunus, ona Humeyd b. Hilal, ona Nebi (sav); (T)
Bize Harun b. Abdullah ve Nusayr b. Ferec, o ikisine Ebu Üsame, ona Yezid b. Zürey', ona Yunus b. Ubeyd, ona Humeyd b. Hilal, ona Abdullah b. Mutarrif, ona da Ebu Berze (ra) dedi ki:
"Ebu Bekir'in (ra) yanında idim, bir adama öfkelendi ve ona sert davrandı. Ben kendisine, Ey Rasulullah'ın halifesi, izin verirsen boynunu vurayım, dedim. Benim bu sözüm Ebu Bekir'in öfkesini dindirdi. Kalkıp (odasına girdi). Sonra bana (birisini) gönderip az önce dediğin ne idi? dedi. Bana izin ver boynunu vurayım, dedim. Şayet emredersem yapar mısın? Evet. Hayır, vallahi Muhammed'den (sav) sonra buna kimsenin hakkı yok, dedi."
[Ebû Davud: Bu Yezid'in lafzıdır dedi. Ahmed b. Hanbel şöyle dedi: Yani Ebubekir'in Rasulullah'ın söylediği su üç şeyin haricinde hiç kimseyi öldürmeye hakkı yoktur. İmandan sonra küfür, ihsandan sonra zina veya birisini kıssasın dışında öldürmek. Rasulullah'ın bunlardan birisi olmadan da öldürmeye yetkisi vardı.]
Açıklama:
Bu hadis, bir kimsenin Hz. Peygamber'in dışında bir başkasına sövmesinin onu öldürmeyi gerektirmeyeceğine delil olmaktadır. Rasulullah'ın (sav) vefatından sonra bir kişinin katline sadece bu üç suçtan birini işleyen için hükmedilir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 2, /995
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ebu Berze Nadle b. Amr el-Eslemî (Nadle b. Ubeyd b. Hâris b. Hammâl)
3. Ebu Cez Abdullah b. Mutarrif (Abdullah b. Mutarrif b. Şıhhîr b. Avf b. Kays)
4. Ebu Nasr Humeyd b. Hilal el-Adevî (Humeyd b. Hilal b. Hubeyra)
5. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
6. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
7. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
8. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Hz. Peygamber, hakaret ve saygısızlık yapılması
Açıklama: Bu bilinmezlik sebebiyle "şüphe ile had düşer" kaidesince ceza da düşmüş oldu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275631, D004402-2
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ ح
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ - الْمَعْنَى - عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ عَنْ أَبِى ظَبْيَانَ - قَالَ هَنَّادٌ - الْجَنْبِىِّ قَالَ أُتِىَ عُمَرُ بِامْرَأَةٍ قَدْ فَجَرَتْ فَأَمَرَ بِرَجْمِهَا فَمَرَّ عَلِىٌّ رضى الله عنه فَأَخَذَهَا فَخَلَّى سَبِيلَهَا فَأُخْبِرَ عُمَرُ قَالَ ادْعُوا لِى عَلِيًّا. فَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ لَقَدْ عَلِمْتَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"رُفِعَ الْقَلَمُ عَنْ ثَلاَثَةٍ عَنِ الصَّبِىِّ حَتَّى يَبْلُغَ وَعَنِ النَّائِمِ حَتَّى يَسْتَيْقِظَ وَعَنِ الْمَعْتُوهِ حَتَّى يَبْرَأَ." وَإِنَّ هَذِهِ مَعْتُوهَةُ بَنِى فُلاَنٍ لَعَلَّ الَّذِى أَتَاهَا أَتَاهَا وَهِىَ فِى بَلاَئِهَا. قَالَ فَقَالَ عُمَرُ لاَ أَدْرِى. فَقَالَ عَلِىٌّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ وَأَنَا لاَ أَدْرِى.
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ebu Ahvas; (T)
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Ata b. Saib, ona da Ebu Zabyan Hennâd'ın dediğine göre el Cenbî- şöyle dedi: Ömer'e (ra) zina etmiş olan bir kadın getirildi. Ömer de recmedilmesini emretti. Ali (ra) (kadına) rastladı, onu alıp serbest bıraktı. Bu, Ömer'e haber verildi. Ömer (ra) Ali'yi bana çağırın dedi. Ali (ra) gelip, Ey Müminlerin emiri biliyorsun ki Rasulullah (sav); "üç gruptan kalem kaldırıldı; buluğa erinceye kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve iyileşinceye kadar bunaktan" buyurdu. Şüphesiz bu kadın falan oğullarının bunağıdır. Her halde ona tecavüz eden ona cinnet halinde iken tecavüz etmiş dedi. Ömer, bilmiyorum dedi. Ali, ben de bilmiyorum dedi.
Açıklama:
Bu bilinmezlik sebebiyle "şüphe ile had düşer" kaidesince ceza da düşmüş oldu.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 16, /1003
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Zabyan Husayn b. Cündüb el-Mezhicî (Husayn b. Cündüb b. Amr b. Haris)
3. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Recm, Hz. Ömer'in uygulaması
Sahabe, anlayış farklılıkları
Zaruret, sorumluluğu, düşüren mazeretler
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَنَّ هِشَامًا الدَّسْتَوَائِىَّ وَأَبَانَ بْنَ يَزِيدَ حَدَّثَاهُمُ - الْمَعْنَى - عَنْ يَحْيَى عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمُهَلَّبِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ أَنَّ امْرَأَةً - قَالَ فِى حَدِيثِ أَبَانَ مِنْ جُهَيْنَةَ - أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّهَا زَنَتْ وَهِىَ حُبْلَى. فَدَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَلِيًّا لَهَا فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَحْسِنْ إِلَيْهَا فَإِذَا وَضَعَتْ فَجِئْ بِهَا." فَلَمَّا أَنْ وَضَعَتْ جَاءَ بِهَا فَأَمَرَ بِهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَشُكَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُهَا ثُمَّ أَمَرَ بِهَا فَرُجِمَتْ ثُمَّ أَمَرَهُمْ فَصَلَّوْا عَلَيْهَا فَقَالَ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُصَلِّى عَلَيْهَا وَقَدْ زَنَتْ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَقَدْ تَابَتْ تَوْبَةً لَوْ قُسِّمَتْ بَيْنَ سَبْعِينَ مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ لَوَسِعَتْهُمْ وَهَلْ وَجَدْتَ أَفْضَلَ مِنْ أَنْ جَادَتْ بِنَفْسِهَا."
[لَمْ يَقُلْ عَنْ أَبَانَ فَشُكَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُهَا.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33222, D004440
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَنَّ هِشَامًا الدَّسْتَوَائِىَّ وَأَبَانَ بْنَ يَزِيدَ حَدَّثَاهُمُ - الْمَعْنَى - عَنْ يَحْيَى عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمُهَلَّبِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ أَنَّ امْرَأَةً - قَالَ فِى حَدِيثِ أَبَانَ مِنْ جُهَيْنَةَ - أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّهَا زَنَتْ وَهِىَ حُبْلَى. فَدَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَلِيًّا لَهَا فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَحْسِنْ إِلَيْهَا فَإِذَا وَضَعَتْ فَجِئْ بِهَا." فَلَمَّا أَنْ وَضَعَتْ جَاءَ بِهَا فَأَمَرَ بِهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَشُكَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُهَا ثُمَّ أَمَرَ بِهَا فَرُجِمَتْ ثُمَّ أَمَرَهُمْ فَصَلَّوْا عَلَيْهَا فَقَالَ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُصَلِّى عَلَيْهَا وَقَدْ زَنَتْ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَقَدْ تَابَتْ تَوْبَةً لَوْ قُسِّمَتْ بَيْنَ سَبْعِينَ مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ لَوَسِعَتْهُمْ وَهَلْ وَجَدْتَ أَفْضَلَ مِنْ أَنْ جَادَتْ بِنَفْسِهَا."
[لَمْ يَقُلْ عَنْ أَبَانَ فَشُكَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُهَا.]
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam (b. Senber) ed-Destevâî ve Ebân b. Yezîd, onlara Yahya (b. Ebu Kesir), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona Ebu Mühelleb (Muaviye b. Amr), ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: Cüheyne kabilesinden bir kadın Rasulullah'ın (sav) huzuruna çıkıp zina yaptığını itiraf etti ve ben hamile olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kadının yakınlarını çağırarak onlara; "bu kadına iyi davranınız. Doğum yapınca da bana getiriniz" buyurdu. Kadın doğurunca getirildi. Rasulullah da (sav) kadının elbisesinin (açılmaması için) güzelce üzerine bağlanmasını emretti. Sonra da kadın recm edildi. Ardından da cenaze namazı kılındı. Bu sırada Ömer (b. Hattab): Ey Allah'ın Rasulü! Zina yaptığı halde onun cenaze namazını mı kılıyorsun? dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, o kadın öyle bir tövbe etti ki onun tövbesi Medine halkından yetmiş kişiye dağıtılsa hepsine yeterdi. Sen bu kadının canını feda etmesinden daha üstün bir şey var mı sanıyorsun?" buyurdu.
[Müslim, Ebân'dan olan rivayette elbisesi üzerine bağlandı lafzını söylemedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 25, /1012
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Mühelleb Muaviye b. Amr el-Basri (Amr b. Muaviye b. Zeyd)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
6. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33223, D004441
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَزِيرِ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ قَالَ
"فَشُكَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُهَا. يَعْنِى فَشُدَّتْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Vezîr ed-Dımeşkî, ona Velid, ona da Evzaî şöyle demiştir:
"Fe şükket aleyhâ şiyabuhâ sözünün manası elbisesi üzerine bağlandı demektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 25, /1013
Senetler:
1. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
2. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Vezîr es-Sülemî (Muhammed b. Vezîr b. Hakem)
Konular:
Recm, cezası
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ رضى الله عنها أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"رُفِعَ الْقَلَمُ عَنْ ثَلاَثَةٍ عَنِ النَّائِمِ حَتَّى يَسْتَيْقِظَ وَعَنِ الْمُبْتَلَى حَتَّى يَبْرَأَ وَعَنِ الصَّبِىِّ حَتَّى يَكْبَرَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
120110, D004398
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ رضى الله عنها أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"رُفِعَ الْقَلَمُ عَنْ ثَلاَثَةٍ عَنِ النَّائِمِ حَتَّى يَسْتَيْقِظَ وَعَنِ الْمُبْتَلَى حَتَّى يَبْرَأَ وَعَنِ الصَّبِىِّ حَتَّى يَكْبَرَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona Hammad b. Seleme, ona Hammad, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe (r.anha) Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:
"Üç kişiden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, iyileşinceye kadar akıl hastasından ve büyüyünceye kadar çocuktan."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 16, /1003
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Ebu Süleyman el-Eş'arî (Hammad b. Müslim)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
7. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Çocuk, hak ve sorumlulukları
Çocuk, mükellef olma Yaşı
Çocuk, Temyiz yaşı
İnsan, Uyku, mahiyeti ve uyku halinde sorumluluk/sorumsuzluk
Sorumluluk bilinci, Sorumluluğun kaldırıldığı kimseler: Uyuyan, çocuk, deli
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"كَانَتِ امْرَأَةٌ مَخْزُومِيَّةٌ تَسْتَعِيرُ الْمَتَاعَ وَتَجْحَدُهُ فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِقَطْعِ يَدِهَا وَقَصَّ."
[نَحْوَ حَدِيثِ قُتَيْبَةَ عَنِ اللَّيْثِ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ زَادَ "فَقَطَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَدَهَا."]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275629, D004397-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"كَانَتِ امْرَأَةٌ مَخْزُومِيَّةٌ تَسْتَعِيرُ الْمَتَاعَ وَتَجْحَدُهُ فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِقَطْعِ يَدِهَا وَقَصَّ."
[نَحْوَ حَدِيثِ قُتَيْبَةَ عَنِ اللَّيْثِ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ زَادَ "فَقَطَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَدَهَا."]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim ve Muhammed b. Yahya, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Mahzum kabilesinden bir kadın eşya ariyet alır ve onu inkâr ederdi. Rasulullah (sav) elinin kesilmesini emretti."
[Ravi Abbas, Kuteybe'nin Leys kanalıyla İbn Şihab'dan rivayet ettiği (4373 numaradaki) hadisin aynısını rivayet edip: "Resulullah kadının elini kesti" sözünü ilave etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 15, /1003
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Hırsızlık, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275633, D004416-2
Hadis:
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ بْنِ سُفْيَانَ قَالاَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنِ الْحَسَنِ بِإِسْنَادِ يَحْيَى وَمَعْنَاهُ قَالاَ
"جَلْدُ مِائَةٍ وَالرَّجْمُ."
Tercemesi:
Bize Vehb b. Bakiyye ve Muhammed b. Sabbah b. Süfyan, o ikisine Hüşeym, ona Mansur, ona da Hasan'dan önceki hadisi, Yahya'nın isnâd ve manasıyla rivayet edip; "yüz sopa ve recm" dediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 23, /1006
Senetler:
1. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Mansur b. Zâzân el-Vasıtî (Mansur b. Zâzân)
5. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
6. Ebu Muhammed Vühban b. Bakiyye el-Vasıtî (Vehb b. Bakiyye b. Osman)
Konular:
Zina, cezası
حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَمُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ صُبَيْحٍ قَالَ عَبْدَةُ أَخْبَرَنَا حَرَمِىُّ بْنُ حَفْصٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُلاَثَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ أَنَّ خَالِدَ بْنَ اللَّجْلاَجِ حَدَّثَهُ أَنَّ اللَّجْلاَجَ أَبَاهُ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ كَانَ قَاعِدًا يَعْتَمِلُ فِى السُّوقِ فَمَرَّتِ امْرَأَةٌ تَحْمِلُ صَبِيًّا فَثَارَ النَّاسُ مَعَهَا وَثُرْتُ فِيمَنْ ثَارَ فَانْتَهَيْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَقُولُ
"مَنْ أَبُو هَذَا مَعَكِ." فَسَكَتَتْ فَقَالَ شَابٌّ حَذْوَهَا أَنَا أَبُوهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَأَقْبَلَ عَلَيْهَا فَقَالَ
"مَنْ أَبُو هَذَا مَعَكِ." قَالَ الْفَتَى أَنَا أَبُوهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَنَظَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى بَعْضِ مَنْ حَوْلَهُ يَسْأَلُهُمْ عَنْهُ فَقَالُوا مَا عَلِمْنَا إِلاَّ خَيْرًا. فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"أَحْصَنْتَ." قَالَ نَعَمْ. فَأَمَرَ بِهِ فَرُجِمَ. قَالَ فَخَرَجْنَا بِهِ فَحَفَرْنَا لَهُ حَتَّى أَمْكَنَّا ثُمَّ رَمَيْنَاهُ بِالْحِجَارَةِ حَتَّى هَدَأَ فَجَاءَ رَجُلٌ يَسْأَلُ عَنِ الْمَرْجُومِ فَانْطَلَقْنَا بِهِ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقُلْنَا هَذَا جَاءَ يَسْأَلُ عَنِ الْخَبِيثِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَهُوَ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ." فَإِذَا هُوَ أَبُوهُ فَأَعَنَّاهُ عَلَى غُسْلِهِ وَتَكْفِينِهِ وَدَفْنِهِ.
[وَمَا أَدْرِى قَالَ وَالصَّلاَةِ عَلَيْهِ أَمْ لاَ.]
[وَهَذَا حَدِيثُ عَبْدَةَ وَهُوَ أَتَمُّ.]
[قال ابو داود: الذي تفرد به في هذه الحديث غسل المرجوم و تكفينه.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275641, D004435-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَمُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ صُبَيْحٍ قَالَ عَبْدَةُ أَخْبَرَنَا حَرَمِىُّ بْنُ حَفْصٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُلاَثَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ أَنَّ خَالِدَ بْنَ اللَّجْلاَجِ حَدَّثَهُ أَنَّ اللَّجْلاَجَ أَبَاهُ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ كَانَ قَاعِدًا يَعْتَمِلُ فِى السُّوقِ فَمَرَّتِ امْرَأَةٌ تَحْمِلُ صَبِيًّا فَثَارَ النَّاسُ مَعَهَا وَثُرْتُ فِيمَنْ ثَارَ فَانْتَهَيْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَقُولُ
"مَنْ أَبُو هَذَا مَعَكِ." فَسَكَتَتْ فَقَالَ شَابٌّ حَذْوَهَا أَنَا أَبُوهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَأَقْبَلَ عَلَيْهَا فَقَالَ
"مَنْ أَبُو هَذَا مَعَكِ." قَالَ الْفَتَى أَنَا أَبُوهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَنَظَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى بَعْضِ مَنْ حَوْلَهُ يَسْأَلُهُمْ عَنْهُ فَقَالُوا مَا عَلِمْنَا إِلاَّ خَيْرًا. فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"أَحْصَنْتَ." قَالَ نَعَمْ. فَأَمَرَ بِهِ فَرُجِمَ. قَالَ فَخَرَجْنَا بِهِ فَحَفَرْنَا لَهُ حَتَّى أَمْكَنَّا ثُمَّ رَمَيْنَاهُ بِالْحِجَارَةِ حَتَّى هَدَأَ فَجَاءَ رَجُلٌ يَسْأَلُ عَنِ الْمَرْجُومِ فَانْطَلَقْنَا بِهِ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقُلْنَا هَذَا جَاءَ يَسْأَلُ عَنِ الْخَبِيثِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَهُوَ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ." فَإِذَا هُوَ أَبُوهُ فَأَعَنَّاهُ عَلَى غُسْلِهِ وَتَكْفِينِهِ وَدَفْنِهِ.
[وَمَا أَدْرِى قَالَ وَالصَّلاَةِ عَلَيْهِ أَمْ لاَ.]
[وَهَذَا حَدِيثُ عَبْدَةَ وَهُوَ أَتَمُّ.]
[قال ابو داود: الذي تفرد به في هذه الحديث غسل المرجوم و تكفينه.]
Tercemesi:
Bize Abde b. Abdullah ve Muhammed b. Davud b. Subeyh, ona Abde, ona Haramî b. Hafs, ona Muhammed b. Abdullah b. Ulâse, ona Abdulaziz b. Ömer b. Abdulaziz, ona da Halid b. Leclac, babası Leclac'ın şöyle haber verdiğini rivayet etmiştir: O (Leclac) çarşıda kendi kendine oturduğu yerde çalışıyordu. Kucağında bir çocuk taşıyan bir kadın geçti. (Leclac der ki): İnsanlar onunla koşuştular, ben de yürüdüm. Rasulullah'ın (sav) yanına vardım. Rasulullah (sav); "bunun babası kim?" buyurdu. Kadın sustu (karşılık vermedi). Kadının hizasında duran bir genç; onun babası benim Ya Rasulullah! dedi. Rasulullah, kadına dönüp; "yanındaki bu çocuğun babası kim?" buyurdu. Genç yine onun babası benim Ya Rasulullah! dedi. Rasulullah (sav) etrafında duran bazılarına baktı. Onlara gencin durumunu soruyordu. Onlar, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) gence; "muhsan mısın?" dedi. Genç, evet dedi. Rasulullah (sav) onun recmedilmesini emretti. Genci çıkardık; onun için bize recm imkânı verecek kadar bir çukur kazdık, sonra hareketsiz kalıncaya (ölünceye) kadar ona taş attık. Recmedilen genci soran bir adam geldi. Onu alıp Rasulullah'a götürdük ve "bu adam o habisi sormaya geldi" dedik. Rasulullah (sav); "şüphesiz o Allah katında misk kokusundan daha güzeldir" buyurdu. Bir de gördük ki o adam gencin babası imiş. Genci yıkamakta, kefenlemekte ve defnetmekte adama yardım ettik.
[Ravi diyor ki; Namazda dedi mi, demedi mi bilmiyorum.]
[Bu Abde'nin hadisidir ve bu daha tamdır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 24, /1011
Senetler:
1. Leclac b. Hakîm es-Sülemî (Leclac b. Hakîm)
2. Ebu İbrahim Halid b. Leclac el-Amirî (Halid b. Leclac)
3. Ebu Muhammed Abdulaziz b. Ömer el-Kuraşi (Abdulaziz b. Ömer b. Abdulaziz b. Mervan)
4. Ebu Yesir Muhammed b. Abdullah el-Ukayli (Muhammed b. Abdullah b. Ulâse b. Malik)
5. Haramî b. Hafs el-Kasâmilî (Haramî b. Hafs b. Ömer)
6. Ebu Sehl Abde b. Abdullah el-Huzâî (Abde b. Abdullah b. Abde)
Konular:
Recm, cezası
Zina, zinanın sübutu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275643, D004436-2
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ ح
وَحَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَاصِمٍ الأَنْطَاكِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ جَمِيعًا قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ - قَالَ هِشَامٌ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الشُّعَيْثِىُّ - عَنْ مَسْلَمَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْجُهَنِىِّ عَنْ خَالِدِ بْنِ اللَّجْلاَجِ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِبَعْضِ هَذَا الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar, ona Halid; (T)
Bize Nasr b. Asım el-Entâkî, ona Velid, onlara Muhammed -Hişam Muhammed b. Abdullah eş-Şa'bî dedi-, ona Mesleme b. Abdullah el-Cühenî, ona Halid b. Leclac'dan, o babası vasıtasıyla Rasulullah'tan (sav) bu (önceki) hadisin bir kısmını rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 24, /1012
Senetler:
1. Leclac b. Hakîm es-Sülemî (Leclac b. Hakîm)
2. Ebu İbrahim Halid b. Leclac el-Amirî (Halid b. Leclac)
3. Mesleme b. Abdullah el-Cühenî (Mesleme b. Abdullah b. Rib'î)
4. Ebu Yesir Muhammed b. Abdullah el-Ukayli (Muhammed b. Abdullah b. Ulâse b. Malik)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Nasr b. Asım el-Antâkî (Nasr b. Asım)
Konular:
Recm, cezası
Zina, zinanın sübutu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275779, D004438-4
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ - الْمَعْنَى - قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ
"أَنَّ رَجُلاً زَنَى بِامْرَأَةٍ فَأَمَرَ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَجُلِدَ الْحَدَّ ثُمَّ أُخْبِرَ أَنَّهُ مُحْصَنٌ فَأَمَرَ بِهِ فَرُجِمَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ الْبُرْسَانِىُّ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ مَوْقُوفًا عَلَى جَابِرٍ. وَرَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ بِنَحْوِ ابْنِ وَهْبٍ لَمْ يَذْكُرِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِنَّ رَجُلاً زَنَى فَلَمْ يَعْلَمْ بِإِحْصَانِهِ فَجُلِدَ ثُمَّ عَلِمَ بِإِحْصَانِهِ فَرُجِمَ.]
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said; (T)
Bize İbn Serh, ona Abdullah b. Vehb, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir'den (ra) rivayet edildi ki:
"Bir adam, bir kadınla zina etti. Rasulullah (sav) emretti ve adama celd haddi uygulandı. Sonra Efendimize onun muhsan olduğu haber verildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) recmedilmesini emretti."
[Ebû Davud der ki: Bu hadisi Muhammed b. Bekr el-Bursânî, ona İbn Cüreyc'ten Câbir' e mevkuf olarak rivayet etti. Ebu Âsım da İbn Cüreyc'ten Ibn Vehb'in hadisinin benzerini rivayet etti, Rasulullah'ı anmadan bir adam zina etti, muhsan olduğu bilinmedi ve celd uygulandı (sopa vuruldu). Sonra muhsan olduğu anlaşıldı ve recmedildi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 24, /1012
Senetler:
1. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
2. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Recm, cezası
Zina, zinanın sübutu