10631 Kayıt Bulundu.
Bize Yakub b. İbrahim, ona İbn Uleyye, ona Abdülaziz b. Suhayb, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Bize Fadîh olarak adlandırdığınız bu içki dışında başka haram yoktu. O gün ben ayakta Ebu Talha ile Falanca ve Filanca kişilere içki sunuyordum. O sırada hemen birisi geldi ve “haber size ulaştı mı?” dedi. Mecliste bulunanlar “ne haberi?” diye sordular. O da “içki haram kılındı” dedi. Meclistekiler bana “ey Enes, şarap testilerini dök” diye emrettiler. Enes der ki: Bir adamın sözü üzerine mecliste bulunanlar şarabın nasıl ve ne zaman haram kılındığını araştırıp soruşturmadılar bile. Adamın haberinden sonra bir daha dönüp şarap içmediler.
Bize Muhammed ziyadesi ile birlikte Ebu Numan'ndan (T); Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Sabit, ona da Enes (ra.) şöyle rivayet etmiştir: "Fadîh" denilen şu hurma şarâbının döküldüğü gün ben Ebu Talha'nın evinde insanlara içki dağıtmaktaydım. O sırada şarabın haram kılındığı (hükmü) indi ve Hz. Peygamber (sav) emretti, bir münadi bu hükmü Müminlere ilan etti. Sesi duyan Ebu Talha “dışarı çık da bak, nedir bu?” dedi. Ben de çıktım, sonra dönüp içeri girdim ve “bir münadi 'haberiniz olsun, içki haram kılınmıştır' diye duyuru yapıyor” dedim. Bunun üzerine Ebu Talha hemen bana “git, onları dök” dedi. Enes der ki: Bu emir üzerine Medine sokaklarında şarap akmıştı. O gün onların şarabı fadîh denilen bir içki idi. Sonra halktan bazıları “bir kısım insanlar içtikleri bu şarap karınlarında olduğu halde öldürüldüler” dediler. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah "İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara, günahlardan sakındıkları ve imanlarını koruyup iyi işler yapmayı sürdürdükleri, sakınmaya devam edip imanlarına bağlı kaldıkları, hem günahlardan sakınıp hem en iyiyi yapmaya çalıştıkları takdirde daha önce yiyip içtiklerinden ötürü bir günah yoktur." (Mâide, 5/93) ayetini indirdi.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize öğüt vermek üzere "Ey insanlar! Sizler Allah’ın huzurunda yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak toplanacaksınız" buyurdu. Ardından "Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız." (Enbiyâ, 104) ayetini okudu. Sonra da şöyle devam etti: "Şunu bilin ki, kıyamet günü mahlûkatın ilk giydirilecek olanı, Hz. İbrahim’dir. Şunu da bilin ki, o gün ümmetimden bazı kişiler getirilip sol tarafa alınırlar. Ben “ey Rabbim, onlar benim ashabımdır” diyeceğim. Bana “Sen bunların senden sonra neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun” denir. Bunun üzerine ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) söylediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın.” (Mâide, 117-118). O zaman bana “Sen onlardan ayrıldığın zamandan beri onlar gerisin geriye dönmeye devam ettiler” denilir."