حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ بْنِ مَزْيَدٍ أَخْبَرَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى يَحْيَى ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنِى أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا حَرْبُ بْنُ شَدَّادٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"مَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ فَهُوَ بِخَيْرِ النَّظَرَيْنِ إِمَّا أَنْ يُودَى أَوْ يُقَادَ." فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ يُقَالُ لَهُ أَبُو شَاهٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اكْتُبْ لِى - قَالَ الْعَبَّاسُ اكْتُبُوا لِى - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اكْتُبُوا لأَبِى شَاهٍ."
[وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ أَحْمَدَ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ اكْتُبُوا لِى يَعْنِى خُطْبَةَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271757, D004505-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ بْنِ مَزْيَدٍ أَخْبَرَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى يَحْيَى ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنِى أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا حَرْبُ بْنُ شَدَّادٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"مَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ فَهُوَ بِخَيْرِ النَّظَرَيْنِ إِمَّا أَنْ يُودَى أَوْ يُقَادَ." فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ يُقَالُ لَهُ أَبُو شَاهٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اكْتُبْ لِى - قَالَ الْعَبَّاسُ اكْتُبُوا لِى - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اكْتُبُوا لأَبِى شَاهٍ."
[وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ أَحْمَدَ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ اكْتُبُوا لِى يَعْنِى خُطْبَةَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Velid b. Mezyed, ona babası, ona Evzaî, ona Yahya; (T)
Bize Ahmed b. İbrahim, ona Ebu Davud, ona Harb b. Şeddâd, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Mekke fethedilince Rasulullah (sav) ayağa kalkıp; "kimin bir adamı öldürülürse o iki şey arasında muhayyerdir: ya diyet ödenmesi ya da kısas yapılması" buyurdu. Yemenlilerden, Ebu Şât denilen bir adam kalktı ve Ya Rasulallah! Benim için yaz. Abbas, benim için yazın dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Ebû Şât için yazınız" buyurdu.
[Bu (ravilerden) Ahmed'in hadisinin lâfzıdır.]
[Ebû Davud dedi ki: Benim için yazın; Rasulullah'ın hutbesini benim için yazın demektir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 4, /1030
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Hattab Harb b. Şeddâd el-Yeşkürî (Harb b. Şeddâd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî (Ahmed b. İbrahim b. Kesir)
Konular:
Yargı, adam öldürmek
Yargı, Ceza Hukuku
Bize Müsedded, ona Mu'temir, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir:
"Enes b. Nadr'ın kız kardeşi Rubeyy, bir kadının ön dişini kırdı. Hep birlikte Rasulullah'a (sav) geldiler. O da Allah'ın kitabı ile kısasa hükmetti. Enes b. Nadr, 'seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, bugün onun (kardeşimin) dişi kırılmaz' dedi. Rasulullah (sav) 'ey Enes! Allah'ın kitabı (hükmü) kısastır' buyurdu. Bilahare dişi kırılan kadının tarafı diyete razı olup, aldılar. Rasulullah (sav) buna şaştı ve şöyle buyurdu:"
"Allah’ın kulları arasında öyleleri vardır ki, Allah adına yemin edecek olsa Allah da onların yeminini boşa çıkarmaz."
[Ebu Davud der ki: Ahmed b. Hanbel'e, dişin kısasının nasıl olacağı soruldu, o da “törpülenir” cevabını verdi.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33499, D004595
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كَسَرَتِ الرُّبَيِّعُ أُخْتُ أَنَسِ بْنِ النَّضْرِ ثَنِيَّةَ امْرَأَةٍ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَضَى بِكِتَابِ اللَّهِ الْقِصَاصَ فَقَالَ أَنَسُ بْنُ النَّضْرِ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ تُكْسَرُ ثَنِيَّتُهَا الْيَوْمَ. قَالَ "يَا أَنَسُ كِتَابُ اللَّهِ الْقِصَاصُ." فَرَضُوا بِأَرْشٍ أَخَذُوهُ فَعَجِبَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ "إِنَّ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ مَنْ لَوْ أَقْسَمَ عَلَى اللَّهِ لأَبَرَّهُ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَلٍ قِيلَ لَهُ كَيْفَ يُقْتَصُّ مِنَ السِّنِّ قَالَ تُبْرَدُ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Mu'temir, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir:
"Enes b. Nadr'ın kız kardeşi Rubeyy, bir kadının ön dişini kırdı. Hep birlikte Rasulullah'a (sav) geldiler. O da Allah'ın kitabı ile kısasa hükmetti. Enes b. Nadr, 'seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, bugün onun (kardeşimin) dişi kırılmaz' dedi. Rasulullah (sav) 'ey Enes! Allah'ın kitabı (hükmü) kısastır' buyurdu. Bilahare dişi kırılan kadının tarafı diyete razı olup, aldılar. Rasulullah (sav) buna şaştı ve şöyle buyurdu:"
"Allah’ın kulları arasında öyleleri vardır ki, Allah adına yemin edecek olsa Allah da onların yeminini boşa çıkarmaz."
[Ebu Davud der ki: Ahmed b. Hanbel'e, dişin kısasının nasıl olacağı soruldu, o da “törpülenir” cevabını verdi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 32, /1050
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
4. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Yargı, diyet, azaların
Yargı, Kısas
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الرِّجْلُ جُبَارٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ الدَّابَّةُ تَضْرِبُ بِرِجْلِهَا وَهُوَ رَاكِبٌ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33496, D004592
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الرِّجْلُ جُبَارٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ الدَّابَّةُ تَضْرِبُ بِرِجْلِهَا وَهُوَ رَاكِبٌ.]
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Yezid, ona Süfyan b. Hüseyin, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'den (ra) Rasulullah (sav):
"Ayak (ın tepip vurduğu) hederdir" buyurdu.
[Ebû Davud: Adam üzerinde binili iken hayvanın ayağı ile vurması dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 29, /1049
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Said Muhammed b. Yezid el-Kelaî (Muhammed b. Yezid)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Yargı, diyet, hayvan yaralamasının/maden ocağında uğranılan zararın/kuyuya düşenin/ateşin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33497, D004593
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ سَمِعَا أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الْعَجْمَاءُ جَرْحُهَا جُبَارٌ وَالْمَعْدِنُ جُبَارٌ وَالْبِئْرُ جُبَارٌ وَفِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ الْعَجْمَاءُ الْمُنْفَلِتَةُ الَّتِى لاَ يَكُونُ مَعَهَا أَحَدٌ وَتَكُونُ بِالنَّهَارِ وَلاَ تَكُونُ بِاللَّيْلِ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme'den işitti. Ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'tan (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Hayvanın yaralaması hederdir. Mâden (de uğranılan zarar) hederdir. Kuyu (da uğranılan zarar) hederdir, Rikâz da beşte bir vardır."
[Ebû Davud: Açma (hayvan); yanında kimse bulunmayan salıverilmiş başıboş hayvandır. Bu da gündüz olur, gece olmaz, demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 30, /1050
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Yargı, diyet, hayvan yaralamasının/maden ocağında uğranılan zararın/kuyuya düşenin/ateşin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33498, D004594
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلاَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ح
وَحَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُسَافِرٍ التِّنِّيسِىُّ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ الصَّنْعَانِىُّ كِلاَهُمَا عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"النَّارُ جُبَارٌ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mütevekkil Askalani, ona Abdürrezzak; (T)
Bize Cafer b. Müsafir Tinnîsî, ona Zeyd b. Mübarek, ona Abdülmelik es-Sanâni, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre'den (ra) Rasulullah (sav); "ateş hederdir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 31, /1050
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ukbe Hemmâm b. Münebbih el-Yemânî (Hemmâm b. Münebbih b. Kamil b. Sîc)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. ibn Ebu Seriy Ebu Abdullah Muhammed b. Mütevekkil el-Kuraşi (Muhammed b. Mütevekkil b. Abdurrahman b. Hassan)
Konular:
Yargı, diyet, hayvan yaralamasının/maden ocağında uğranılan zararın/kuyuya düşenin/ateşin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271656, D004503-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ فَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَمِعْتُ زِيَادَ بْنَ ضُمَيْرَةَ الضَّمْرِىَّ ح
وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَيَانٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْهَمْدَانِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جَعْفَرٍ أَنَّهُ سَمِعَ زِيَادَ بْنَ سَعْدِ بْنِ ضُمَيْرَةَ السُّلَمِىَّ - وَهَذَا حَدِيثُ وَهْبٍ وَهُوَ أَتَمُّ - يُحَدِّثُ عُرْوَةَ بْنَ الزُّبَيْرِ عَنْ أَبِيهِ - قَالَ مُوسَى - وَجَدِّهِ وَكَانَا شَهِدَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حُنَيْنًا - ثُمَّ رَجَعْنَا إِلَى حَدِيثِ وَهْبٍ - أَنَّ مُحَلِّمَ بْنَ جَثَّامَةَ اللَّيْثِىَّ قَتَلَ رَجُلاً مِنْ أَشْجَعَ فِى الإِسْلاَمِ وَذَلِكَ أَوَّلُ غِيَرٍ قَضَى بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عُيَيْنَةُ فِى قَتْلِ الأَشْجَعِىِّ لأَنَّهُ مِنْ غَطَفَانَ وَتَكَلَّمَ الأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ دُونَ مُحَلِّمٍ لأَنَّهُ مِنْ خِنْدِفَ فَارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ وَكَثُرَتِ الْخُصُومَةُ وَاللَّغَطُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا عُيَيْنَةُ أَلاَ تَقْبَلُ الْغِيَرَ." فَقَالَ عُيَيْنَةُ لاَ وَاللَّهِ حَتَّى أُدْخِلَ عَلَى نِسَائِهِ مِنَ الْحَرْبِ وَالْحَزَنِ مَا أَدْخَلَ عَلَى نِسَائِى. قَالَ ثُمَّ ارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ وَكَثُرَتِ الْخُصُومَةُ وَاللَّغَطُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا عُيَيْنَةُ أَلاَ تَقْبَلُ الْغِيَرَ." فَقَالَ عُيَيْنَةُ مِثْلَ ذَلِكَ أَيْضًا إِلَى أَنْ قَامَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى لَيْثٍ يُقَالُ لَهُ مُكَيْتِلٌ عَلَيْهِ شِكَّةٌ وَفِى يَدِهِ دَرَقَةٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَمْ أَجِدْ لِمَا فَعَلَ هَذَا فِى غُرَّةِ الإِسْلاَمِ مَثَلاً إِلاَّ غَنَمًا وَرَدَتْ فَرُمِىَ أَوَّلُهَا فَنَفَرَ آخِرُهَا اسْنُنِ الْيَوْمَ وَغَيِّرْ غَدًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"خَمْسُونَ فِى فَوْرِنَا هَذَا وَخَمْسُونَ إِذَا رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ." وَذَلِكَ فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ وَمُحَلِّمٌ رَجُلٌ طَوِيلٌ آدَمُ وَهُوَ فِى طَرَفِ النَّاسِ فَلَمْ يَزَالُوا حَتَّى تَخَلَّصَ فَجَلَسَ بَيْنَ يَدَىْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعَيْنَاهُ تَدْمَعَانِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى قَدْ فَعَلْتُ الَّذِى بَلَغَكَ وَإِنِّى أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَاسْتَغْفِرِ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لِى يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَقَتَلْتَهُ بِسِلاَحِكَ فِى غُرَّةِ الإِسْلاَمِ اللَّهُمَّ لاَ تَغْفِرْ لِمُحَلِّمٍ ." بِصَوْتٍ عَالٍ زَادَ أَبُو سَلَمَةَ فَقَامَ وَإِنَّهُ لَيَتَلَقَّى دُمُوعَهُ بِطَرَفِ رِدَائِهِ قَالَ ابْنُ إِسْحَاقَ فَزَعَمَ قَوْمُهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَغْفَرَ لَهُ بَعْدَ ذَلِكَ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ الْغِيَرُ الدِّيَةُ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyir, ona Ziyad b. Dumeyra Damri; (T)
Bize Vehb b. Beyan ve Ahmed b. Said Hemdani, onlara İbn Vehb haber verdi. Bana Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona Abdurrahman b. Hars, ona Muhammed b. Cafer, o Ziyad b. Sad b. Dumeyra Selemi'den işitti. Ve bu, Vehb'in hadisidir ve daha eksiksizdir. Ona da Urve b. Zübeyr babasından; Musa ve dedesinden de ikisi de Rasulullah (sav) ile Huneyn gazvesine iştirak ettiler dedi. Şimdi tekrar Vehb rivayetine dönüyoruz: şöyle rivayet etmiştir: Muhallim b. Cessâme el-Leysî, İslâm döneminde, Eşca' boyundan bir adamı öldürdü. -Bu, Rasulullah'ın (sav) hükmettiği ilk diyettir- -Uyeyne, el-Eşcaî'nin katli konusunda konuştu. Çünkü o, (öldürülen Eşcaî gibi) Gatafan kabilesindendi. Ekra' b. Habis de Muhallim'in tarafından konuştu. Çünkü o da (Muhallim gibi) Hındef kabilesindendi. Bu esnada sesler yükseldi, husumet ve gürültü çoğaldı. Rasulullah (sav); "ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" dedi. Uyeyne; onun kadınları benim kadınlarımın düştüğü keder ve sıkıntıya düşünceye kadar hayır (kabul etmem) vallahi dedi. Sonra sesler (yine) yükseldi, husumet ve gürültü çoğaldı. Rasulullah (sav) tekrar; "ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" buyurdu. Uyeyne yine önceki söylediğini tekrarladı. Nihayet Beni Leys kabilesinden, üzerinde zırh ve elinde silah olan Mükeytil adındaki adam ayağa kalkıp Ya Rasulullah! Ben bunun İslâm'ın şu ilk günlerinde yaptığı şeye bir koyun sürüsünden başka bir mesel bulamıyorum. Şöyle ki: Sürü suya vardığında öndekiler taşlanırsa arkadakiler kaçar. Bugün (kısas konusundaki) sünnetini işle. İstersen yarın değiştir, dedi. Rasulullah (sav); "şimdi hemen elli (deve). Medine'ye döndüğümüz zaman elli (deve)" buyurdu. Bu olay Rasulullah'ın seferlerinden birisinde oldu. Muhallim (katil) uzun boylu esmer bir adamdı. O insanlar tarafından sevilirdi. İnsanlar, o kurtuluncaya kadar (yardım etmeye) devam ettiler. Rasulullah'ın huzurunda Muhallim'in gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Ya Rasulallah! Ben sana gelen bu işi işledim, Allah'a tövbe ediyorum. Ya Rasulullah! Benim için Allah'tan af dile dedi. Rasulullah (sav); "sen onu İslâm'ın daha ilk günlerinde silahınla öldürdün demek!" Yüksek sesle "Allah'ım, Muhallim'i bağışlama" dedi. Ebu Seleme şunu da ilâve etti: Muhallim, elbisesinin ucu ile gözyaşlarını silerek kalktı. İbn İshak şöyle dedi: Onun kavmi, bundan sonra Rasulullah'ın onun için bağışlanma dilediğini iddia ettiler.
[Ebû Davud şöyle der: Nadr b. Şümeyl: el-ğıyer; diyettir dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 3, /1029
Senetler:
1. Dumeyra Sa'd ed-Damrî (Sa'd b. Dumeyra)
2. Ziyad b. Sa'd es-Sülemî (Ziyad b. Sa'd b. Dumeyra)
3. Muhammed b. Cafer el-Esedi (Muhammed b. Cafer b. Zübeyir b. Avvam)
4. Ebu Haris Abdurrahman b. Ayyaş el-Mahzumî (Abdurrahman b. Haris b. Abdullah b. Ayyaş b. Amr)
5. İbn Ebü'z-Zinad Abdurrahman b. Ebu Zinad el-Kuraşi (Abdurrahman b. Abdullah b. Zekvan)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Vehb b. Beyan el-Vasıti (Vehb b. Beyan b. Hayyan)
Konular:
Yargı, Hz. Peygamber'in ilk hükmettiği Diyet,
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبَّاُدُ بْنُ الْعَوَّامِ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَأَبِى سَلَمَةَ - قَالَ هَارُونُ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَاةً مَسْمُومَةً - قَالَ - فَمَا عَرَضَ لَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذِهِ أُخْتُ مَرْحَبٍ الْيَهُودِيَّةُ الَّتِى سَمَّتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271758, D004509-4
Hadis:
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبَّاُدُ بْنُ الْعَوَّامِ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَأَبِى سَلَمَةَ - قَالَ هَارُونُ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَاةً مَسْمُومَةً - قَالَ - فَمَا عَرَضَ لَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذِهِ أُخْتُ مَرْحَبٍ الْيَهُودِيَّةُ الَّتِى سَمَّتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Davud b. Rüşeyd, ona Abbad b. Avvam; (T)
Bize Harun b. Abdullah, ona Said b. Süleyman, ona Abbad, ona Süfyan b. Hüseyin, ona ez-Zührî, ona Said ve Ebu Seleme (Harun dedi), ona da Ebu Hureyre'den (ra) şöyle de (diği rivayet edil) miştir:
"Yahudilerden bir kadın, Rasulullah'a (sav) zehirli koyun hediye etti. Rasulullah, (sav) kadına hiçbir ceza vermedi."
[Ebû Davud dedi ki; Rasulullah'ı (sav) zehirle (mek iste) yen bu yahûdi kadın, Merhab'ın kız kardeşidir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 6, /1031
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Sehl Abbad b. Avvam el-Kilabî (Abbad b. Avvam b. Ömer)
6. Ebu Osman Said b. Süleyman ed-Dabbî (Said b. Süleyman b. Kinane)
7. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Suikast, Hz. Peygamber, zehirli yemek verilmesi
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبَّاُدُ بْنُ الْعَوَّامِ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَأَبِى سَلَمَةَ - قَالَ هَارُونُ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَاةً مَسْمُومَةً - قَالَ - فَمَا عَرَضَ لَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذِهِ أُخْتُ مَرْحَبٍ الْيَهُودِيَّةُ الَّتِى سَمَّتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271759, D004509-3
Hadis:
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبَّاُدُ بْنُ الْعَوَّامِ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَأَبِى سَلَمَةَ - قَالَ هَارُونُ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَاةً مَسْمُومَةً - قَالَ - فَمَا عَرَضَ لَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذِهِ أُخْتُ مَرْحَبٍ الْيَهُودِيَّةُ الَّتِى سَمَّتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Davud b. Rüşeyd, ona Abbad b. Avvam; (T)
Bize Harun b. Abdullah, ona Said b. Süleyman, ona Abbad, ona Süfyan b. Hüseyin, ona ez-Zührî, ona Said ve Ebu Seleme (Harun dedi), ona da Ebu Hureyre'den (ra) şöyle de (diği rivayet edil) miştir:
"Yahudilerden bir kadın, Rasulullah'a (sav) zehirli koyun hediye etti. Rasulullah, (sav) kadına hiçbir ceza vermedi."
[Ebû Davud dedi ki; Rasulullah'ı (sav) zehirle (mek iste) yen bu yahûdi kadın, Merhab'ın kız kardeşidir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 6, /1031
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Sehl Abbad b. Avvam el-Kilabî (Abbad b. Avvam b. Ömer)
6. Ebu Osman Said b. Süleyman ed-Dabbî (Said b. Süleyman b. Kinane)
7. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Suikast, Hz. Peygamber, zehirli yemek verilmesi
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبَّاُدُ بْنُ الْعَوَّامِ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَأَبِى سَلَمَةَ - قَالَ هَارُونُ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَاةً مَسْمُومَةً - قَالَ - فَمَا عَرَضَ لَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذِهِ أُخْتُ مَرْحَبٍ الْيَهُودِيَّةُ الَّتِى سَمَّتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271760, D004509-2
Hadis:
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبَّاُدُ بْنُ الْعَوَّامِ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ وَأَبِى سَلَمَةَ - قَالَ هَارُونُ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَاةً مَسْمُومَةً - قَالَ - فَمَا عَرَضَ لَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذِهِ أُخْتُ مَرْحَبٍ الْيَهُودِيَّةُ الَّتِى سَمَّتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Davud b. Rüşeyd, ona Abbad b. Avvam; (T)
Bize Harun b. Abdullah, ona Said b. Süleyman, ona Abbad, ona Süfyan b. Hüseyin, ona ez-Zührî, ona Said ve Ebu Seleme (Harun dedi), ona da Ebu Hureyre'den (ra) şöyle de (diği rivayet edil) miştir:
"Yahudilerden bir kadın, Rasulullah'a (sav) zehirli koyun hediye etti. Rasulullah, (sav) kadına hiçbir ceza vermedi."
[Ebû Davud dedi ki; Rasulullah'ı (sav) zehirle (mek iste) yen bu yahûdi kadın, Merhab'ın kız kardeşidir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 6, /1031
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Sehl Abbad b. Avvam el-Kilabî (Abbad b. Avvam b. Ömer)
6. Davud b. Rüşeyd el-Haşimî (Davud b. Rüşeyd)
Konular:
Suikast, Hz. Peygamber, zehirli yemek verilmesi
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ عَنْ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْبَلُ الْهَدِيَّةَ وَلاَ يَأْكُلُ الصَّدَقَةَ. وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ فِى مَوْضِعٍ آخَرَ عَنْ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْبَلُ الْهَدِيَّةَ وَلاَ يَأْكُلُ الصَّدَقَةَ. زَادَ فَأَهْدَتْ لَهُ يَهُودِيَّةٌ بِخَيْبَرَ شَاةً مَصْلِيَّةً سَمَّتْهَا فَأَكَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْهَا وَأَكَلَ الْقَوْمُ فَقَالَ
"ارْفَعُوا أَيْدِيَكُمْ فَإِنَّهَا أَخْبَرَتْنِى أَنَّهَا مَسْمُومَةٌ." فَمَاتَ بِشْرُ بْنُ الْبَرَاءِ بْنِ مَعْرُورٍ الأَنْصَارِىُّ فَأَرْسَلَ إِلَى الْيَهُودِيَّةِ
"مَا حَمَلَكِ عَلَى الَّذِى صَنَعْتِ." قَالَتْ إِنْ كُنْتَ نَبِيًّا لَمْ يَضُرَّكَ الَّذِى صَنَعْتُ وَإِنْ كُنْتَ مَلِكًا أَرَحْتُ النَّاسَ مِنْكَ. فَأَمَرَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُتِلَتْ ثُمَّ قَالَ فِى وَجَعِهِ الَّذِى مَاتَ فِيهِ
"مَا زِلْتُ أَجِدُ مِنَ الأَكْلَةِ الَّتِى أَكَلْتُ بِخَيْبَرَ فَهَذَا أَوَانُ قَطَعَتْ أَبْهَرِى."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271791, D004512-2
Hadis:
حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ عَنْ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْبَلُ الْهَدِيَّةَ وَلاَ يَأْكُلُ الصَّدَقَةَ. وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ فِى مَوْضِعٍ آخَرَ عَنْ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْبَلُ الْهَدِيَّةَ وَلاَ يَأْكُلُ الصَّدَقَةَ. زَادَ فَأَهْدَتْ لَهُ يَهُودِيَّةٌ بِخَيْبَرَ شَاةً مَصْلِيَّةً سَمَّتْهَا فَأَكَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْهَا وَأَكَلَ الْقَوْمُ فَقَالَ
"ارْفَعُوا أَيْدِيَكُمْ فَإِنَّهَا أَخْبَرَتْنِى أَنَّهَا مَسْمُومَةٌ." فَمَاتَ بِشْرُ بْنُ الْبَرَاءِ بْنِ مَعْرُورٍ الأَنْصَارِىُّ فَأَرْسَلَ إِلَى الْيَهُودِيَّةِ
"مَا حَمَلَكِ عَلَى الَّذِى صَنَعْتِ." قَالَتْ إِنْ كُنْتَ نَبِيًّا لَمْ يَضُرَّكَ الَّذِى صَنَعْتُ وَإِنْ كُنْتَ مَلِكًا أَرَحْتُ النَّاسَ مِنْكَ. فَأَمَرَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُتِلَتْ ثُمَّ قَالَ فِى وَجَعِهِ الَّذِى مَاتَ فِيهِ
"مَا زِلْتُ أَجِدُ مِنَ الأَكْلَةِ الَّتِى أَكَلْتُ بِخَيْبَرَ فَهَذَا أَوَانُ قَطَعَتْ أَبْهَرِى."
Tercemesi:
Bize Vehb b. Bakiyye el-Vasıtî, ona Halid (b. Abdullah), ona Muhammed b. Amr, ona da Ebu Seleme (b. Abdurrahman), ona da Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) hediyeyi kabul eder, sadaka yemezdi. Bize Vehb b. Bakiyye -başka bir isnadla-, ona Halid (b. Abdullah), ona Muhammed b. Amr , ona da Ebu Seleme'nin (b. Abdurrahman) -Ebu Hureyre'nin (ra) ismini vermeden- şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) hediyeyi kabul eder, sadaka yemezdi. -Ravi (Ebu Seleme) şunları da ilave etti: -Yahudi bir kadın, Hayber'-de ona ateşte kızartılmış içine zehir koyduğu bir koyun hediye etti. Rasulullah (sav) ve ashabı ondan yediler. Rasulullah (sav); "ellerinizi çekiniz! O, bana zehirli olduğunu haber verdi" buyurdu. Bişr b. Bera b. Marur el-Ensari (bu yüzden) vefat etti. Rasulullah (sav) kadına haber gönderdi (getirtti ve ona); "niçin böyle bir şey yaptın?" dedi. Kadın, eğer sen peygambersen yaptığım şey sana zarar vermez. Eğer kralsan insanları senden kurtarırım (diye düşündüm) dedi. Bunun üzerine Rasulullah'ın (sav) emri ile kadın öldürüldü. Hz. Peygamber (sav) vefat ettiği hastalığı esnasında şöyle buyurdu:
"Hayber'de yediğim lokmanın tesirini devamlı hissedip durdum. Şu an, damarlarımı kestiği andır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 6, /1032
Senetler:
1. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
3. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
4. Ebu Muhammed Vühban b. Bakiyye el-Vasıtî (Vehb b. Bakiyye b. Osman)
Konular:
Hediye, Hz. Peygamber'in hediye alması
KTB, HEDİYELEŞMEK
Suikast, Hz. Peygamber, zehirli yemek verilmesi