10631 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer Gunder, ona Şube, ona Esved b. Kays, ona Cündeb el-Becelî şöyle demiştir: "Bir kadın Hz. Peygamber'e 'Ya Rasulullah! Arkadaşının sana gelmede yavaş davrandığını görüyorum.' dedi. Bunun üzerine 'Rabbin seni terketmedi ve sana darılmadı.' (Duhâ 93/3) ayeti indi."
Açıklama: Kirmani rivayette bahsedilen kadının kafir olduğunu, nasıl olur da Hz. Peygamberʼe Allahʼın Rasulü şeklinde hitap ettiğini ele alır ve iki ihtimalden bahseder. Bunlardan birincisi inandığı için değil, Hz. Peygamberle alay etmek için Allahʼın Rasulü ifadesini kullanmıştır. İkinci ihtimal ise hadisi nakleden raviler tasarrufta bulunmuş ve kadının ifadelerini Allahʼın Rasulü şeklinde düzelterek aktarmışlardır (Şemsu'd-Dīn el-Kirmānī, el-Kevākibu'd-Derārī, XVIII, 196).
Muhammed b. Şihab şöyle dedi: Bize Ebu Seleme, ona Cabir b. Abdullah el-Ensarî, Hz. Peygamber'in vahyin kesilmesinden bahsederken şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir gün yürürken gökyüzünden aniden bir ses işittim. Gözümü kaldırdım ve baktım ki, Hira'da bana gelen melek gök ile yer arasında bir kürsü üzerinde oturmuş. Bundan çok korktum ve hemen (eve) dönüp 'Beni örtün, beni örtün.' dedim." Hz. Peygamber'i örttüler. Bunun üzerine Allah, 'Ey bürünüp sarınan! Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Elbiselerini temizle. Her türlü kötülüğü terket..." (Müddessir suresinin) ayetlerini indirdi." Ebu Seleme, (ayette geçen ve 'Her türlü kötülüğü terket' şeklinde meali verilen bölümde yer alan (Ricz), Câhiliye ehlinin ibadet ettikleri putları ifade etmektedir.' demiştir. (Hadisi rivayet eden Câbir b. Abdullah) 'Bundan sonra vahiy (kesilmeksizin) devam edegeldi.' dedi.
Açıklama: Rivayet Buhârî'nin muallak olarak kaydettiği hadislerdendir. Çünkü Buhârî ile Muhammed b. Şihâb arasında genellikle iki ravi yer almaktadır.
Muhammed b. Şihab şöyle dedi: Bize Ebu Seleme, ona Cabir b. Abdullah el-Ensarî, Hz. Peygamber'in vahyin kesilmesinden bahsederken şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir gün yürürken gökyüzünden aniden bir ses işittim. Gözümü kaldırdım ve baktım ki, Hira'da bana gelen melek gök ile yer arasında bir kürsü üzerinde oturmuş. Bundan çok korktum ve hemen (eve) dönüp 'Beni örtün, beni örtün.' dedim." Hz. Peygamber'i örttüler. Bunun üzerine Allah, 'Ey bürünüp sarınan! Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Elbiselerini temizle. Her türlü kötülüğü terket..." (Müddessir suresinin) ayetlerini indirdi." Ebu Seleme, (ayette geçen ve 'Her türlü kötülüğü terket' şeklinde meali verilen bölümde yer alan (Ricz), Câhiliye ehlinin ibadet ettikleri putları ifade etmektedir.' demiştir. (Hadisi rivayet eden Câbir b. Abdullah) 'Bundan sonra vahiy (kesilmeksizin) devam edegeldi.' dedi.
Açıklama: Hadis bu isnadı ile Buhârî'nin muallak rivayetlerindendir. Çünkü senedin başında yer alması gereken Muhammed b. Şihâb ez-Zührî'ye kadarki raviler zikredilmemiştir.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Esved b. Kays, ona Cündüb b. Süfyan (ra) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber rahatsızlandı ve iki veya üç gün kalkamadı. Bir kadın geldi ve 'Ey Muhammed! Umarım şeytanın seni terk etmiştir. İki veya üç gündür sana yaklaştığını görmedim.' dedi. Bunun üzerine Allah, 'Kuşluk vaktine ve karanlığı çöktüğü vakit geceye and olsun ki Rabbin seni terketmedi ve darılmadı.[Duha, 93/1-3]' ayetlerini indirdi.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile Hafs b. Ğıyas arasında inkıta' vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile Ebu Muaviye arasında inkıta' vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile Süleyman b. Karm arasında inkta' vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile İbn İshak arasında inkıta' vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."