10631 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Ayyâş, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim ezanı dinler (ardından), 'Allâhumme rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme, ve's-salâti'l-kâime, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fazîle, veb'ashü makâmen mahmûdenillezî vaadteh' (Allahım, Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabbi! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ihsan et. Ve O'nu, kendisine vadettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır) diye dua ederse, o kişiye kıyamet günü şefaatim ulaşır." (Bu hadisi) Hamza b. Abdullah, babası (Abdullah b. Ömer) vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hamza b. Abdullah arasında inkıta' vardır.
Bize Musa, ona Ebu Avane, ona Husayn, ona Ebu Vâil, ona Mesruk b. Ecda, ona da Aişe'nin de annesi olan Ümmü Ruman şöyle demiştir: Ateşli bir hastalığa yakalanan Aişe'nin yanında bulunduğum sırada Hz. Peygamber (sav) (içeri girdi ve) "belki de Aişe, hakkında çıkan söylentiden dolayı ateşlenmiştir" buyurdu. Ümmü Ruman, “Evet” dedi. Bunun üzerine Aişe yatağından doğrulup oturdu ve şöyle dedi: Benimle sizin durumunuz, tıpkı Yakup'la oğullarının durumuna benziyor. "Bu söyledikleriniz karşısında bana yardım edecek olan, sadece Allah'tır" (Yûsuf, 18).
Açıklama: Bu hadîs her şeyden önce kaderin varlığını ve ona iman etmenin gereğini ifade etmektedir. Kaydetmek gerekir ki kader, kulun yazılanı yapmaya mecbur olduğunu değil, yapacağı fiillerin Allah’ın ilminde malum olduğunu gösterir. Bir anlamda kader, Kadir’in kudretinin ve ilminin delilidir.
Bize Hibban b. Musâ, Abdullah, Ma'mer b. Raşid, Zuhrî, ona Salim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırıp “Semiallâhu li-men hamideh. Rabbena leke'l-hamd” dedikten sonra “Allah'ım, Falancaya, Falâncaya ve Filâncaya et lanet et” diye beddua etti. Bunun üzerine Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi"
Açıklama: Hadiste atfedilen ayet için bkz. En'am 6/158.