10631 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeydullah b. Saîd, ona Ebu Âmir el-Akadî, ona Abbâd b. Râşid, ona Hasan, ona da Ma'kıl b. Yesar şöyle demiştir: Benim bir kız kardeşim vardı. Evlenmek üzere onu benden istemeye gelen olmuştu. Aynı hadis Bize İbrahim, Yunus'tan, o Hasan'dan, o da Makıl b. Yesâr'dan aktarmıştır. Bize Ebu Ma'mer, ona Abdulvaris, ona Yunus, ona da Hasan şöyle demiştir: Makıl b. Yesâr'ın kız kardeşinin eşi, onu boşadı ve iddet müddeti bitinceye kadar da ona dönmedi. Daha sonra tekrar onu velisinden (Ma'kil b. Yesâr'dan) istedi ama Ma'kil bu talebi reddetti. Bunun üzerine "iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru şekilde anlaşacak olurlarsa (kadınların) kocalarına dönmelerine engel olmayın" ayeti indi.(Bakara, 2/232)
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile İbrahim b. Tahman arasında inkıta' vardır.
Bize Ubeydullah b. Saîd, ona Ebu Âmir el-Akadî, ona Abbâd b. Râşid, ona Hasan, ona da Ma'kıl b. Yesar şöyle demiştir: Benim bir kız kardeşim vardı. Evlenmek üzere onu benden istemeye gelen olmuştu. Aynı hadis Bize İbrahim, Yunus'tan, o Hasan'dan, o da Makıl b. Yesâr'dan aktarmıştır. Bize Ebu Ma'mer, ona Abdulvaris, ona Yunus, ona da Hasan şöyle demiştir: Makıl b. Yesâr'ın kız kardeşinin eşi, onu boşadı ve iddet müddeti bitinceye kadar da ona dönmedi. Daha sonra tekrar onu velisinden (Ma'kil b. Yesâr'dan) istedi ama Ma'kil bu talebi reddetti. Bunun üzerine "iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru şekilde anlaşacak olurlarsa (kadınların) kocalarına dönmelerine engel olmayın" ayeti indi.(Bakara, 2/232)
Bize Ali, ona Süfyan, ona Amr, ona da Câbir b. Abdullah’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Biz bir gazada idik –Süfyan bir diğer rivayetinde: Bir ordu ile birlikte idik, dedi.- Muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu. Bunun üzerine Ensar’dan olan o kişi “ey Ensar, imdada yetişin” dedi. Muhacirlerden olan diğeri de “ey muhacirler, imdada yetişin” dedi. Rasulullah (sav) bunu işitince: "Bu cahiliye davası da ne oluyor?" buyurdu. Ashab “ey Allah’ın Rasulü, muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu” dedi. Rasulullah (sav) "bu kokuşmuş cahiliye adetlerini bırakın" buyurdu. Bu olayı Abdullah b. Ubey işitti ve “bunu da yaptılar ha, ama Allah’a yemin olsun, eğer Medine’ye dönecek olursak muhakkak daha aziz olan, oradan daha zelil olanı çıkartacaktır” dedi. Bu sözleri Nebi’ye (sav) ulaştı. Ömer ayağa kalkarak “ey Allah’ın Rasulü, bana izin ver de şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Nebi (sav) "onu bırak, insanlar Muhammed ashabını öldürüyor demesinler" buyurdu. Muhacirler Medine’ye geldikleri zaman, Ensar sayıca onlardan çoktu. Daha sonra ise muhacirler çoğaldılar. Süfyan der ki: Ben bu hadisi Amr’dan alıp belledim. Amr der ki: Ben Câbir’i “biz Nebi (sav) ile birlikte iken...” derken işittim.
Bize Humeydî, ona Süfyan, ona Amr b. Dinar, ona da Câbir b. Abdullah şöyle demiştir: Biz bir gazada idik. Muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu. Bunun üzerine Ensar’dan olan o kişi “ey Ensar, imdada yetişin” dedi. Muhacirlerden olan diğeri de “ey muhacirler, imdada yetişin” dedi. Rasulullah (sav) bunu işitince: "Bu cahiliye davası da ne oluyor?" buyurdu. Ashab “ey Allah’ın Rasulü, muhacirlerden bir adam Ensar’dan bir adamın kıçına vurdu, Ensar'dan olan kimse 'ey Ensar, imdada yetişin' Muhacir de 'ey muhacirler, imdada yetişin' diye bağırdı” dediler. Rasulullah (sav) "bu kokuşmuş cahiliye adetlerini bırakın" buyurdu. Câbir der ki: Nebi (sav) Medine’ye geldiği zaman Ensar sayıca daha çoktu. Bundan bir süre sonra muhacirler çoğaldı. Abdullah b. Ubey (bu olayı işitti ve) “bunu da yaptılar ha, ama Allah’a yemin olsun, eğer Medine’ye dönecek olursak muhakkak daha aziz olan, oradan daha zelil olanı çıkartacaktır” dedi. Bu sözleri Nebi’ye (sav) ulaştı. Ömer ayağa kalkarak “ey Allah’ın Rasulü, bana izin ver de şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Nebi (sav) "onu bırak, insanlar Muhammed ashabını öldürüyor demesinler" buyurdu.
Bize Ubeydullah b. Saîd, ona Ebu Âmir el-Akadî, ona Abbâd b. Râşid, ona Hasan, ona da Ma'kıl b. Yesar şöyle demiştir: Benim bir kız kardeşim vardı. Evlenmek üzere onu benden istemeye gelen olmuştu. Aynı hadis Bize İbrahim, Yunus'tan, o Hasan'dan, o da Makıl b. Yesâr'dan aktarmıştır. Bize Ebu Ma'mer, ona Abdulvaris, ona Yunus, ona da Hasan şöyle demiştir: Makıl b. Yesâr'ın kız kardeşinin eşi, onu boşadı ve iddet müddeti bitinceye kadar da ona dönmedi. Daha sonra tekrar onu velisinden (Ma'kil b. Yesâr'dan) istedi ama Ma'kil bu talebi reddetti. Bunun üzerine "iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru şekilde anlaşacak olurlarsa (kadınların) kocalarına dönmelerine engel olmayın" ayeti indi.(Bakara, 2/232)
Bize İbrahim, ona Hişâm, ona İbn Cüreyc, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da İbn Abbas; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Müleyke, ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ömer (ra) bir gün sahabeye "-Sizden biri kendisine ait bir bahçenin olmasını arzu eder mi?- ayeti hakkında görüşünüz nedir?" diye sordu. Onlar, "Allah daha iyi bilir" dediler. Ömer kızıp "biliyoruz ya da bilmiyoruz diye cevap verin" dedi. İbn Abbâs "Ey müminlerin emiri! Bu konuda benim bir düşüncem var" dedi. Ömer "Ey kardeşimin oğlu! Söyle, kendini küçük görme" dedi. İbn Abbas, "Bu ayette bir amele örnek verilmiştir" dedi. Ömer "hangi amele?" dedi. İbn Abbas tekrar "Bir amel için" dedi. Ömer "Bu ayet Allah'a (ac) itaat eden zengin bir adam hakkında örnektir! Daha sonra Allah ona şeytanı gönderdi, o da bir çok günah işledi ve sonunda (salih) amelleri boşa gitti." Ayetteki (فَصُرْهُنَّ) kelimesi, amellerini boşa çıkardı anlamına gelmektedir.