Bize Yakub b. İbrahim ve Humeyd b. Mesade, ona İsmail b. İbrahim, onlara Yunus, ona da Hasan şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Aişe (cehennem) ateşini hatırlayıp da ağladı. Rasulullah (sav) 'seni ağlatan nedir?' diye sorunca '(cehennem) ateşini hatırladım, bu yüzden ağlıyorum. Siz kıyamet gününde hane halkınızı hatırlayacak mısınız?' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Üç yer vardır ki orada kimse kimseyi hatırlamaz: Mizanda, ameller tartılırken terazisinin hafif mi yoksa ağır mı geldiğini öğreninceye kadar; amel defteri verilirken 'alın kitabımı okuyun' [Hakka, 69/19] sözü söylendiği sırada, kitabını sağından mı, solundan mı yoksa arkasından mı alacağını öğreninceye kadar; Sırat köprüsü cehennemin üstüne kurulduğunda, sırat köprüsünden geçerken."
[Yakub'un Yunus'tan (عَنِ sığasıyla) rivayet ettiği hadisin metni de budur.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33743, D004755
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَحُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ أَنَّ إِسْمَاعِيلَ بْنَ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَهُمْ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عَائِشَةَ: أَنَّهَا ذَكَرَتِ النَّارَ فَبَكَتْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَا يُبْكِيكِ." قَالَتْ: ذَكَرْتُ النَّارَ فَبَكَيْتُ، فَهَلْ تَذْكُرُونَ أَهْلِيكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"أَمَّا فِى ثَلاَثَةِ مَوَاطِنَ فَلاَ يَذْكُرُ أَحَدٌ أَحَدًا: عِنْدَ الْمِيزَانِ حَتَّى يَعْلَمَ أَيَخِفُّ مِيزَانُهُ أَوْ يَثْقُلُ، وَعِنْدَ الْكِتَابِ حِينَ يُقَالُ "(هَاؤُمُ اقْرَءُوا كِتَابِيَهْ)" حَتَّى يَعْلَمَ أَيْنَ يَقَعُ كِتَابُهُ أَفِى يَمِينِهِ أَمْ فِى شِمَالِهِ أَمْ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِهِ، وَعِنْدَ الصِّرَاطِ إِذَا وُضِعَ بَيْنَ ظَهْرَىْ جَهَنَّمَ."
[قَالَ يَعْقُوبُ: عَنْ يُونُسَ وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِهِ.]
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim ve Humeyd b. Mesade, ona İsmail b. İbrahim, onlara Yunus, ona da Hasan şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Aişe (cehennem) ateşini hatırlayıp da ağladı. Rasulullah (sav) 'seni ağlatan nedir?' diye sorunca '(cehennem) ateşini hatırladım, bu yüzden ağlıyorum. Siz kıyamet gününde hane halkınızı hatırlayacak mısınız?' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Üç yer vardır ki orada kimse kimseyi hatırlamaz: Mizanda, ameller tartılırken terazisinin hafif mi yoksa ağır mı geldiğini öğreninceye kadar; amel defteri verilirken 'alın kitabımı okuyun' [Hakka, 69/19] sözü söylendiği sırada, kitabını sağından mı, solundan mı yoksa arkasından mı alacağını öğreninceye kadar; Sırat köprüsü cehennemin üstüne kurulduğunda, sırat köprüsünden geçerken."
[Yakub'un Yunus'tan (عَنِ sığasıyla) rivayet ettiği hadisin metni de budur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 28, /1084
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Abdî (Yakub b. İbrahim b. Kesir b. Zeyd b. Eflah)
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا الْمِنْهَالُ عَنْ أَبِى عُمَرَ: زَاذَانَ قَالَ سَمِعْتُ الْبَرَاءَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ فَذَكَرَ نَحْوَهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33742, D004754
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا الْمِنْهَالُ عَنْ أَبِى عُمَرَ: زَاذَانَ قَالَ سَمِعْتُ الْبَرَاءَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ فَذَكَرَ نَحْوَهُ.
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Abdullah b. Nümeyr, ona el-A'meş, ona Minhal, ona İbn Ömer, ona da (bir önceki) hadisin bir benzeri Ebu Ömer Zazan'dan rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 27, /1084
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Minhal b. Amr el-Esedî (Minhal b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Mübarek zamanlar, Cuma gününün önemi/özelliği/ fazileti
Tarih algısı, Ümmetin dünyada sonra gelen, ahirette öne geçen olması
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَقِيقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سُرَاقَةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ الْجَرَّاحِ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"إِنَّهُ لَمْ يَكُنْ نَبِىٌّ بَعْدَ نُوحٍ إِلاَّ وَقَدْ أَنْذَرَ الدَّجَّالَ قَوْمَهُ، وَإِنِّى أُنْذِرُكُمُوهُ." فَوَصَفَهُ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ:
"لَعَلَّهُ سَيُدْرِكُهُ مَنْ قَدْ رَآنِى وَسَمِعَ كَلاَمِى." قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ قُلُوبُنَا يَوْمَئِذٍ أَمِثْلُهَا الْيَوْمَ قَالَ:
"أَوْ خَيْرٌ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33744, D004756
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَقِيقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سُرَاقَةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ الْجَرَّاحِ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"إِنَّهُ لَمْ يَكُنْ نَبِىٌّ بَعْدَ نُوحٍ إِلاَّ وَقَدْ أَنْذَرَ الدَّجَّالَ قَوْمَهُ، وَإِنِّى أُنْذِرُكُمُوهُ." فَوَصَفَهُ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ:
"لَعَلَّهُ سَيُدْرِكُهُ مَنْ قَدْ رَآنِى وَسَمِعَ كَلاَمِى." قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ قُلُوبُنَا يَوْمَئِذٍ أَمِثْلُهَا الْيَوْمَ قَالَ:
"أَوْ خَيْرٌ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Halid el-Hazzâ, ona Abdullah b. Şakik, ona Abdullah b. Süreka, ona da Ebu Ubeyde b. Cerrah'tan demiştir ki: Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Nuh'tan(as) sonra ümmetine Deccal'in tehlikesini haber vermeyen bir peygamber yoktur. Ben size onun tehlikesini haber veriyorum." Sonra Rasulullah (sav) bize Deccal'in niteliklerini anlattı ve "belki beni görüp dinleyen (bazı) kimse (ler) de ona yetişebilir" buyurdu. (Bunun üzerine orada bulunanlar) Ey Allah'ın Rasulü, o gün kalplerimiz nasıl olacak, bugünkü gibi mi (olacak)? dediler. (Hz. Peygamber de) "yahut da daha hayırlı (olacak)" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 29, /1085
Senetler:
1. Ebu Ubeyde b. Cerrah (Amir b. Abdullah b. Cerrah b. Hilal b. Üheyb)
2. Abdullah b. Süreka b. Mu'temir (Abdulah b. Süreka b. Mu'temir)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Şakik el-Ukayli (Abdullah b. Şakik)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Deccal
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33745, D004757
Hadis:
حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: قَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى النَّاسِ فَأَثْنَى عَلَى اللَّهِ بِمَا هُوَ أَهْلُهُ، فَذَكَرَ الدَّجَّالَ فَقَالَ:
"إِنِّى لأُنْذِرُكُمُوهُ، وَمَا مِنْ نَبِىٍّ إِلاَّ قَدْ أَنْذَرَهُ قَوْمَهُ، لَقَدْ أَنْذَرَهُ نُوحٌ قَوْمَهُ، وَلَكِنِّى سَأَقُولُ لَكُمْ فِيهِ قَوْلاً لَمْ يَقُلْهُ نَبِىٌّ لِقَوْمِهِ: إِنَّهُ أَعْوَرُ وَإِنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِأَعْوَرَ."
Tercemesi:
Bize Mahled b. Halid, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona da Salim'den (İbn Abdullah b. Ömer) demiştir ki: Peygamber (sav) bir gün halkın arasında ayağa kalkıp Allah'a layık olduğu şekilde hamdü senada bulunduktan sonra Deccal'den bahsetti de (şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki ben sizi on (un şerrin) den sakındırıyorum, on (un şerrin)den ümmetini sakındırmamış bir peygamber de yoktur. Hz. Nuh da kavmini on (un şenin) den sakındırmıştır. Fakat ben size (şimdi) Deccal hakkında hiçbir peygamberin ümmetine söylemediği bir söz söyleyeceğim: Bilesiniz ki Deccal (in bir gözü) kördür. Allah tek gözlü değildir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 29, /1085
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Mahled b. Halid eş-Şa'îri (Mahled b. Halid b. Yezid)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Deccal
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33736, D004753
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح
وَحَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ - وَهَذَا لَفْظُ هَنَّادٍ - عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمِنْهَالِ عَنْ زَاذَانَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ: خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى جَنَازَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ، فَانْتَهَيْنَا إِلَى الْقَبْرِ وَلَمَّا يُلْحَدْ، فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ كَأَنَّمَا عَلَى رُءُوسِنَا الطَّيْرُ، وَفِى يَدِهِ عُودٌ يَنْكُتُ بِهِ فِى الأَرْضِ، فَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ:
"اسْتَعِيذُوا بِاللَّهِ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ." مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا - زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ هَا هُنَا - وَقَالَ:
"وَإِنَّهُ لَيَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِهِمْ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ حِينَ يُقَالُ لَهُ: يَا هَذَا مَنْ رَبُّكَ وَمَا دِينُكَ وَمَنْ نَبِيُّكَ."
قَالَ هَنَّادٌ قَالَ: "وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: رَبِّىَ اللَّهُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: دِينِى الإِسْلاَمُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ قَالَ فَيَقُولُ: هُوَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَيَقُولاَنِ: وَمَا يُدْرِيكَ فَيَقُولُ: قَرَأْتُ كِتَابَ اللَّهِ فَآمَنْتُ بِهِ وَصَدَّقْتُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ: فَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا)." الآيَةَ. ثُمَّ اتَّفَقَا قَالَ: "فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ قَدْ صَدَقَ عَبْدِى فَأَفْرِشُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى الْجَنَّةِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ رَوْحِهَا وَطِيبِهَا. قَالَ: وَيُفْتَحُ لَهُ فِيهَا مَدَّ بَصَرِهِ. قَالَ: وَإِنَّ الْكَافِرَ. فَذَكَرَ مَوْتَهُ قَالَ: وَتُعَادُ رُوحُهُ فِى جَسَدِهِ وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ كَذَبَ فَأَفْرِشُوهُ مِنَ النَّارِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ النَّارِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى النَّارِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ حَرِّهَا وَسَمُومِهَا. قَالَ: وَيُضَيَّقُ عَلَيْهِ قَبْرُهُ حَتَّى تَخْتَلِفَ فِيهِ أَضْلاَعُهُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ قَالَ: "ثُمَّ يُقَيَّضُ لَهُ أَعْمَى أَبْكَمُ مَعَهُ مِرْزَبَّةٌ مِنْ حَدِيدٍ، لَوْ ضُرِبَ بِهَا جَبَلٌ لَصَارَ تُرَابًا. قَالَ: فَيَضْرِبُهُ بِهَا ضَرْبَةً يَسْمَعُهَا مَا بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ إِلاَّ الثَّقَلَيْنِ فَيَصِيرُ تُرَابًا. قَالَ: ثُمَّ تُعَادُ فِيهِ الرُّوحُ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T)
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Bu Hennâd'ın sözü), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazan, ona da Bera b. Azib'den demiştir ki: Rasulullah (sav) ile ensardan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. (Hz. Peygamber) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa "kabir azabından Allah'a sığınınız" buyurdu. Cerir'in rivayetinde burada (şu) ilave vardır: Ve (Hz. Peygamber şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki (ölü kendisini defnedenler) dönüp giderlerken (soru meleği tarafından) kendisine: Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir? diye sorulduğu sırada (onların) ayak seslerini duyar."
Hennâd (da hadisin bundan sonraki kısmını şöyle) rivayet etti: (Hz. Peygamber sözlerine devam ederek şöyle) dedi:
"Ve ona iki melek gelir. Onu oturtarak ona Rabbin kimdir? derler: Rabbim Allah'tır, der sonra ona cinin nedir? derler. Dinim İslam'dır, der. Sonra şu size gönderilen adam da kimdir? diye sorarlar."
"Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür, cevabını verir. Sonra bunu sana öğreten nedir? derler; (o da) ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve (onu) tasdik ettim der."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardı: "Bu (nu bana öğreten şey) Aziz ve Celil olan Allah'ın (şu) sözüdür: Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder." (İbrahim (14) 27)
(Bu hadisin bundan) sonra (ki kısmında hadisin ravileri olan Cerir ile Ebu Muaviye rivayetlerinde) birleşerek hadisin kalan kısmını şöyle rivayet ettiler: (Hz. Peygamber sözlerine devamla şöyle) buyurdu:
"Bunun üzerine gökten bir münadi kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete (açılan) bir kapı açınız. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku gözünün alabildiği kadarınca açılıp genişler. Kafire gelince..." (Hz. Peygamber hadisin bu kısmında) kafirin ölümünü anlattı. (Onun ölümün nasıl zor ve şiddetli olduğunu açıkladıktan sonra şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine Rabbin kimdir? derler O (korkusundan): hık-mık edip bilmiyorum, cevabını verir. Bunun üzerine dinin nedir? derler (yine) hık-mık ederek bilmiyorum der. Sonra size gönderilen adam da ne oluyor? derler, (yine) hık-mık edip bilmiyorum cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir bir münadi; yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme (açılan kapılardan) bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine (öyle bir) daraltılır (ki) kaburga kemikleri birbirine girer."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardır: "Sonra ona yanında demirden bir tokmak olan kör ve dilsiz (bir zebani) musallat edilir. Eğer o (tokmak) dağa vurulsa (dağ) toz haline gelir. (Zebanı) o tokmağı o kafire öyle bir vurur ki, o vuruşu (n sesini) insanla cinden başka şark ve garb arası (nda bulunan tüm varlıklar) işitir. (O kafir de yediği bu darbe ile) toz haline gelir, sonra (azabın devam etmesi için o kafirin) ruh(u tekrar) kendisine iade edilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 27, /1084
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Minhal b. Amr el-Esedî (Minhal b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Kabir, soruları ve suali
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33746, D004758
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ وَمَنْدَلٌ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى جَهْمٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ وَهْبَانَ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ فَارَقَ الْجَمَاعَةَ شِبْرًا فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الإِسْلاَمِ مِنْ عُنُقِهِ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr , Ebu Bekir b. Ayyaş ve Mendel, ona Mutarrif, ona Ebu Cehm, ona Halid b. Vehban, ona da Ebu Zer'den (ra) (rivayet edildiğine göre) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim (İslam) cemaati (nden) bir karış kadar uzaklaşırsa (o kimse) boynundan İslam boyunduruğunu çıkarmış olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1085
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. halid b. vuhyan ()
3. Ebu Cehm Süleyman b. Cehm el-Ensarî (Süleyman b. Cehm b. Ebu Cehm)
4. Ebu Bekir Mutarrif b. Tarif el-Harisi (Mutarrif b. Tarif)
5. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Cemaat, birlik olma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33747, D004759
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا مُطَرِّفُ بْنُ طَرِيفٍ عَنْ أَبِى الْجَهْمِ عَنْ خَالِدِ بْنِ وَهْبَانَ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"كَيْفَ أَنْتُمْ وَأَئِمَّةٌ مِنْ بَعْدِى يَسْتَأْثِرُونَ بِهَذَا الْفَىْءِ." قُلْتُ: إِذًا وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ أَضَعُ سَيْفِى عَلَى عَاتِقِى، ثُمَّ أَضْرِبُ بِهِ حَتَّى أَلْقَاكَ أَوْ أَلْحَقَكَ. قَالَ:
"أَوَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى خَيْرٍ مِنْ ذَلِكَ تَصْبِرُ حَتَّى تَلْقَانِى."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed Nüfeyl, ona Züheyr, ona Mutarrif b. Tarif, ona Ebu Cehm, ona Halid b. Vehban, ona da Hz. Ebu Zer'den (ra) demiştir ki: Rasulullah (sav):
"Benden sonra gelip de şu ganimet (ler) i (n dağıtımında haktan ayrılıp kendi menfaatlerini) tercih eden devlet başkanlarıyla haliniz nice olacaktır?" buyurdu. Ben de seni hak (peygamber) olarak gönderen zata yemin ederim ki, o zaman ben de kılıcımı boynuma koyar (ve imamın adaletle muamele etmesi için ya o) sana kavuşuncaya ya da ben sana kavuşuncaya kadar onunla çarpışırım dedim.
"Sana bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? Bana kavuşuncaya kadar sabredersin" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1085
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. halid b. vuhyan ()
3. Ebu Cehm Süleyman b. Cehm el-Ensarî (Süleyman b. Cehm b. Ebu Cehm)
4. Ebu Bekir Mutarrif b. Tarif el-Harisi (Mutarrif b. Tarif)
5. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Yönetim, yöneticinin fiillerine sabretmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33749, D004761
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ قَالَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ عَنْ ضَبَّةَ بْنِ مِحْصَنٍ الْعَنَزِىِّ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ قَالَ:
"فَمَنْ كَرِهَ فَقَدْ بَرِئَ، وَمَنْ أَنْكَرَ فَقَدْ سَلِمَ."
[قَالَ قَتَادَةُ: يَعْنِى مَنْ أَنْكَرَ بِقَلْبِهِ، وَمَنْ كَرِهَ بِقَلْبِهِ.]
Tercemesi:
Bize İbn Beşşâr, ona Muaz b. Hişam, bana babam, ona Katade, ona Hasan, ona Dabbe b. Mihsan el-Anezî, ona da Ümmü Selem'den (r.anha) (bir önceki hadisin bir de) manası (rivayet edilmiştir. Bu rivayete göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"(O başkanın dine uymayan işlerini) çirkin gören (sorumluluktan ve nifaktan) uzak kalır. Reddeden de (onun günahına iştirak etmiş olmaktan) kurtulur."
[Katade (bu cümleyi açıklarken şöyle) dedi: Yani kalbiyle reddeden ve çirkin gören.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1086
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Dabbe b. Mihsan el-Anezî (Dabbe b. Mihsan)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33748, D004760
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَسُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنِ الْمُعَلَّى بْنِ زِيَادٍ وَهِشَامِ بْنِ حَسَّانَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ ضَبَّةَ بْنِ مِحْصَنٍ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"سَتَكُونُ عَلَيْكُمْ أَئِمَّةٌ تَعْرِفُونَ مِنْهُمْ وَتُنْكِرُونَ فَمَنْ أَنْكَرَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ هِشَامٌ: "بِلِسَانِهِ فَقَدْ بَرِئَ، وَمَنْ كَرِهَ بِقَلْبِهِ فَقَدْ سَلِمَ وَلَكِنْ مَنْ رَضِىَ وَتَابَعَ." فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ نَقْتُلُهُمْ قَالَ ابْنُ دَاوُدَ: "أَفَلاَ نُقَاتِلُهُمْ." قَالَ: "لاَ مَا صَلَّوْا."]
Tercemesi:
Bize Müsedded ve Süleyman b. Davud, o ikisine Hammad b. Zeyd, ona Mualla b. Ziyad ve Hişam b. Hassan, ona Dabbe b. Mihsan, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Ümmü Seleme'den (rivayet edildiğine göre) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"İleride sizin başınıza bir takım devlet başkanları gelecektir. Bunlardan (göreceğiniz) bazı işleri (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine uygun olduğu için) iyi karşılayacaksınız; Bazı işlerini de (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine aykırı olduğu için) reddedeceksiniz. (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine aykırı olan bu davranışları) reddeden kimse (nin durumu ise, aşağıda açıklandığı gibidir:)"
[Ebû Davud der ki: Hişam (bu cümleyi) "dili ile reddeden kimse (bu mevzuda üzerine düşen sorumluluklardan ve nifaktan) kurtulmuştur. Kalbiyle reddeden kimse (o başkanın günahına iştirak etmekten) kurtulmuştur. Fakat (o başkandan) razı olan ve (kendisine) uyan kimse ise (onun günahına ortak olmuştur", şeklinde) rivayet etti. (Lakin el-Mualla b. Ziyad bu cümleyi naklederken "dili ile reddeden kimse" sözünü rivayet etmedi). Bunun üzerine (orada bulunanlar tarafından) Ey Allah'ın Rasulü onlarla savaşmayalım mı? diye soruldu da (Hz. Peygamber); "hayır, namaz kıldıkları sürece (Onlarla savaşmayınız)" buyurdu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1086
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Dabbe b. Mihsan el-Anezî (Dabbe b. Mihsan)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Hasan Mualla b. Ziyad el-Kurdüsi (Mualla b. Ziyad)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ عَنْ زِيَادِ بْنِ عَلاَقَةَ عَنْ عَرْفَجَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"سَتَكُونُ فِى أُمَّتِى هَنَاتٌ وَهَنَاتٌ وَهَنَاتٌ، فَمَنْ أَرَادَ أَنْ يُفَرِّقَ أَمْرَ الْمُسْلِمِينَ وَهُمْ جَمِيعٌ فَاضْرِبُوهُ بِالسَّيْفِ كَائِنًا مَنْ كَانَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33750, D004762
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ عَنْ زِيَادِ بْنِ عَلاَقَةَ عَنْ عَرْفَجَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"سَتَكُونُ فِى أُمَّتِى هَنَاتٌ وَهَنَاتٌ وَهَنَاتٌ، فَمَنْ أَرَادَ أَنْ يُفَرِّقَ أَمْرَ الْمُسْلِمِينَ وَهُمْ جَمِيعٌ فَاضْرِبُوهُ بِالسَّيْفِ كَائِنًا مَنْ كَانَ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Ziyad b. İlâka, ona da Arfece'den (ra) demiştir ki: Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken dinledim:
"Hiç şüphesiz ki ileride birtakım fitneler olacaktır. Her kim Müslümanlar derli toplu bir halde iken onların işlerini dağıtmak isterse kim olursa olsun o kimseye kılıçla vurunuz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1086
Senetler:
1. Arfece b. Şurayh el-Eşcai (Arfece b. Şurayh)
2. Ebu Malik Ziyad b. İlâka Sa'lebi (Ziyad b. İlâka b. Malik)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Toplumsal Düzen, Cemaatten ayrılmak