10631 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi ve başkası, onlara Harb b. Şeddâd, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona Cabir b. Abdullah'ın (ra.) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Hira mağarasında inzivaya çekilmiştim..." Hadisin devamı Osman b. Ömerʼin Ali b. Mübarek'ten rivayet ettiği hadisin benzeridir.
Açıklama: Buhari'de geçen rivayet farklı bir senedle burada tekrarlanmaktadır. Buhari bu farklı senedi tam olarak verip metin aynı olduğu için sadece 'etraf'ı diye ifade edilen, hatırlatıcı bir cümlesine değinmekle yetinmiştir. Rivayetin tam metni için bakınız: B004922.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi ve başkası, onlara Harb b. Şeddâd, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona Cabir b. Abdullah'ın (ra.) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Hira mağarasında inzivaya çekilmiştim..." Hadisin devamı Osman b. Ömerʼin Ali b. Mübarek'ten rivayet ettiği hadisin benzeridir.
Açıklama: Buhari'de geçen rivayet farklı bir senedle burada tekrarlanmaktadır. Buhari bu farklı senedi tam olarak verip metin aynı olduğu için sadece 'etraf'ı diye ifade edilen, hatırlatıcı bir cümlesine değinmekle yetinmiştir. Rivayetin tam metni için bakınız: B004922.
Bize İshâk b. Mansûr, ona Abdullah b. Bekir es-Sehmî, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) Zeyneb bt. Cahş ile evlendiği zaman insanlara düğün ziyafeti verip ekmek ve et yedirdi. Sonra zifaf gecesinin sabahında yapageldiği gibi, müminlerin annelerinin hücrelerine doğru çıkıp onlara selam veriyor, dua ediyor, onlar da kendisine selam veriyor ve dua ediyorlardı. Peygamber (sav), bu dolaşmadan kendi evine döndüğü zaman sohbete dalmış iki kişi gördü. Efendimiz (sav), onların [lafa daldıklarını] görünce tekrar evinden geriye döndü. Bu sırada o iki kişi de Rasulullah’ın (sav) kendi evinden çıktığını görünce derhal yerlerinden fırladılar. Bu iki kişinin çıkışlarını Ona (sav) ben mi haber verdim, yoksa başkası tarafından mı haber verildi bilmiyorum. Akabinde [Efendimiz (sav)] döndü ve eve girdi ve benimle kendisi arasına kapının perdesini sarkıtıp indirdi. Ve (bu sırada) Hicâb ayeti indirildi. Ve İbn Ebu Meryem şöyle dedi: Bize Yahya b. Eyyub, ona da Humeyd et-Tavîl, Enes’ten Rasul-i Ekrem’e (sav) dair şunları işittiğini haber verdi.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus; (T) Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) İsrâ gecesi, İliyâ'da (Kudüs), birinde şarap, diğerinde süt olan iki kadeh getirildi. Rasulullah (sav) ikisine de baktı ve sütü aldı. Cebrail, Rasulullah'a “Seni fıtrata yönlendiren Allah'a hamd olsun, şayet şarabı alsaydın, ümmetin azacaktı” dedi."
Bize İshak b. İbrahim, ona Ravh b. Ubâde, ona Avf, ona Hasan ve Muhammed ve Hilâs, onlara Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini nakletmiştir: "Musa (as) çok haya sahibi bir kişi idi." Yüce Allah'ın şu buyruğu bunu göstermektedir. "Ey iman edenler! Musa'yı incitenler gibi olmayın. Allah onun, hakkında söylediklerinden uzak, tertemiz biri olduğunu ortaya koymuştu. Gerçekten o, Allah katında itibarlı idi." (Ahzâb 33/69)
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus; (T) Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) gece yürütüldüğünde (İsrâ hadisesi olduğunda) İliyâ'da (Kudüs) kendisine birinde şarap, diğerinde süt olan iki kadeh getirildi. Rasulullah ikisine de baktı ve sütü aldı. Cebrail, Rasulullah'a: 'Seni fıtrata hidayet eden Allah'a hamd olsun, şayet şarabı alsaydın, ümmetin azacaktı' dedi."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah tebâreke teâla 'Ben iyi kullarım için hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın aklına, hayaline gelmeyecek birtakım nimetler hazırladım' buyurmuştur." Ardın dan Ebu Hureyre şöyle dedi: İsterseniz şu âyeti okuyun "Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez." Bize Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre aynı hadisin benzerini rivayet etmiştir. Süfyân'a "(bu hadisi) Peygamber'den mi rivayet ettin yoksa içtihadınla mı söylüyorsun?" diye soruldu. O da "rivayet olmasaydı Ebu Muâviye, A'meş'ten o da Ebu Salih ne aktaracaktı ki?" Ebu Hureyre ayette geçen (قُرَّةِ) kelimesini çoğul olarak (قُرَّاتِ) şeklinde okudu.
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah ona İbn Ebu Bekir, ona Abdullah b. Ömer, ona da Hz. Peygamber'in eşi Âişe (r.anhum) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) "baksana, senin kavmin Kâbe'yi yeniden yaptı ama İbrahim'in temellerinden geri çekti" buyurdu. Ben de "Ey Allah'ın Rasulü, Kâbe'yi tekrar İbrahim'in temelleri üzerine oturtmaz mısın?" dedim. O'da "senin kavmin küfürden yeni çıkmış olmasaydı (yapardım)" buyurdu. Abdullah b. Ömer der ki: Şayet Âişe bu hadisi Rasulullah'tan işitmiş ise, o zaman, Rasulullah'ın Hıcr'i takip eden iki rüknü istilam etmemesi, Kâbe'nin İbrahim'in temelleri üzerine oturmamasından dolayıdır diye düşünüyorum.