Öneri Formu
Hadis Id, No:
273080, D004712-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ نَجْدَةَ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ ح
وَحَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ مَرْوَانَ الرَّقِّىُّ وَكَثِيرُ بْنُ عُبَيْدٍ الْمَذْحِجِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ - الْمَعْنَى - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى قَيْسٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَرَارِىُّ الْمُؤْمِنِينَ فَقَالَ
"هُمْ مِنْ آبَائِهِمْ." فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِلاَ عَمَلٍ قَالَ
"اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَذَرَارِىُّ الْمُشْرِكِينَ قَالَ
"مِنْ آبَائِهِمْ." قُلْتُ بِلاَ عَمَلٍ قَالَ
"اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ."
Tercemesi:
Bize Abdulvehhab b. Necde, ona Bakiyye; (T)
Bize Musa b. Mervan Rakkı ve Kesir b. Ubeyd el-Mezhicî, o ikisine Muhammed b. Harb, ona Muhammed b. Ziyad, ona Abdullah b. Ebu Kays, ona da Aişe'den (r.anha) (rivayet edilmiştir): Dedi ki: Beni (Hz. Peygambere) Ey Allah'ın Rasulü müminlerin çocukları (nın ahiretteki durumu nedir? Onlar cennetlik midirler yoksa cehennemlik midirler)? diye sordum da "onlar babalarındandır" buyurdu. Ey Allah'ın Rasulü amelsiz olarak mı (babalarıyla birlikte cennete ya da cehenneme gidecekler)? dedim.
"Allah onların (dünyada yaşadıkları takdirde) nasıl amel edeceklerini en iyi bilendir" buyurdu. Bunun üzerine Ey Allah'ın Rasulü, müşrik çocuklarının ahiretteki durumu nedir)? dedim.
"Onlar babalarındandır" cevabını verdi. Amelsiz oldukları halde mi? dedim.
"Allah onların (dünyada yaşadıkları takdirde) nasıl amel edeceklerini en iyi bilendir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 18, /1075
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Afif en-Nasri (Abdullah b. Afif)
3. Ebu Süfyan Muhammed b. Ziyad el-Elhânî (Muhammed b. Ziyad)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb el-Havlani (Muhammed b. Harb b. Ebreş)
5. Musa b. Mervan et-Temmâr (Musa b. Mervan)
Konular:
Çocuk, müşrik olanın ahiretteki durumu
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273081, D004712-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ نَجْدَةَ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ ح
وَحَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ مَرْوَانَ الرَّقِّىُّ وَكَثِيرُ بْنُ عُبَيْدٍ الْمَذْحِجِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ - الْمَعْنَى - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى قَيْسٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَرَارِىُّ الْمُؤْمِنِينَ فَقَالَ
"هُمْ مِنْ آبَائِهِمْ." فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِلاَ عَمَلٍ قَالَ
"اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَذَرَارِىُّ الْمُشْرِكِينَ قَالَ
"مِنْ آبَائِهِمْ." قُلْتُ بِلاَ عَمَلٍ قَالَ
"اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ."
Tercemesi:
Bize Abdulvehhab b. Necde, ona Bakiyye; (T)
Bize Musa b. Mervan Rakkı ve Kesir b. Ubeyd el-Mezhicî, o ikisine Muhammed b. Harb, ona Muhammed b. Ziyad, ona Abdullah b. Ebu Kays, ona da Aişe'den (r.anha) (rivayet edilmiştir): Dedi ki: Beni (Hz. Peygambere) Ey Allah'ın Rasulü müminlerin çocukları (nın ahiretteki durumu nedir? Onlar cennetlik midirler yoksa cehennemlik midirler)? diye sordum da "onlar babalarındandır" buyurdu. Ey Allah'ın Rasulü amelsiz olarak mı (babalarıyla birlikte cennete ya da cehenneme gidecekler)? dedim.
"Allah onların (dünyada yaşadıkları takdirde) nasıl amel edeceklerini en iyi bilendir" buyurdu. Bunun üzerine Ey Allah'ın Rasulü, müşrik çocuklarının ahiretteki durumu nedir)? dedim.
"Onlar babalarındandır" cevabını verdi. Amelsiz oldukları halde mi? dedim.
"Allah onların (dünyada yaşadıkları takdirde) nasıl amel edeceklerini en iyi bilendir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 18, /1075
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Afif en-Nasri (Abdullah b. Afif)
3. Ebu Süfyan Muhammed b. Ziyad el-Elhânî (Muhammed b. Ziyad)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb el-Havlani (Muhammed b. Harb b. Ebreş)
5. Ebu Hasan Kesir b. Ubeyd el-Mezhicî (Kesir b. Ubeyd b. Nümeyr)
Konular:
Çocuk, müşrik olanın ahiretteki durumu
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, KADER
Bize Müsedded, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Salih (aynı mana ile), ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söyledi:
"Adem (as) ile Musa (as) aralarında tartıştılar. Musa, “ey Adem, sen, bizim babamızsın, ama bizi hüsrana uğrattın ve cennetten çıkardın” dedi. Adem de ona “sen Musa'sın. Allah, seninle konuşmak suretiyle seni seçkin kıldı ve senin için eliyle Tevrat'ı yazdı. Böyleyken beni yaratmadan kırk yıl önce takdir ettiği bir hükmünden dolayı mı beni kınıyorsun?” dedi. Böylece Adem, Musa'ya galip geldi."
Ahmed b. Salih der ki: Bu hadisi bize Amr, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273078, D004701-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ح وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ - الْمَعْنَى - قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ سَمِعَ طَاوُسًا يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يُخْبِرُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: "احْتَجَّ آدَمُ وَمُوسَى فَقَالَ مُوسَى يَا آدَمُ أَنْتَ أَبُونَا خَيَّبْتَنَا وَأَخْرَجْتَنَا مِنَ الْجَنَّةِ. فَقَالَ آدَمُ أَنْتَ مُوسَى اصْطَفَاكَ اللَّهُ بِكَلاَمِهِ وَخَطَّ لَكَ التَّوْرَاةَ بِيَدِهِ تَلُومُنِى عَلَى أَمْرٍ قَدَّرَهُ عَلَىَّ قَبْلَ أَنْ يَخْلُقَنِى بِأَرْبَعِينَ سَنَةً فَحَجَّ آدَمُ مُوسَى." قَالَ أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ عَنْ عَمْرٍو عَنْ طَاوُسٍ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ.
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Salih (aynı mana ile), ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söyledi:
"Adem (as) ile Musa (as) aralarında tartıştılar. Musa, “ey Adem, sen, bizim babamızsın, ama bizi hüsrana uğrattın ve cennetten çıkardın” dedi. Adem de ona “sen Musa'sın. Allah, seninle konuşmak suretiyle seni seçkin kıldı ve senin için eliyle Tevrat'ı yazdı. Böyleyken beni yaratmadan kırk yıl önce takdir ettiği bir hükmünden dolayı mı beni kınıyorsun?” dedi. Böylece Adem, Musa'ya galip geldi."
Ahmed b. Salih der ki: Bu hadisi bize Amr, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 17, /1073
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Peygamberler, Hz. Adem, Hz. Musa ile tartışması
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ أَبِى فَرْوَةَ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ وَأَبِى هُرَيْرَةَ قَالاَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَجْلِسُ بَيْنَ ظَهْرَىْ أَصْحَابِهِ فَيَجِىءُ الْغَرِيبُ فَلاَ يَدْرِى أَيُّهُمْ هُوَ حَتَّى يَسْأَلَ فَطَلَبْنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَجْعَلَ لَهُ مَجْلِسًا يَعْرِفُهُ الْغَرِيبُ إِذَا أَتَاهُ - قَالَ - فَبَنَيْنَا لَهُ دُكَّانًا مِنْ طِينٍ فَجَلَسَ عَلَيْهِ وَكُنَّا نَجْلِسُ بِجَنْبَتَيْهِ وَذَكَرَ نَحْوَ هَذَا الْخَبَرِ فَأَقْبَلَ رَجُلٌ فَذَكَرَ هَيْئَتَهُ حَتَّى سَلَّمَ مِنْ طَرْفِ السِّمَاطِ فَقَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا مُحَمَّدُ. قَالَ فَرَدَّ عَلَيْهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
Açıklama: Ebu Zür'a b. Amr ile Ebu Hureyre arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272959, D004698-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ أَبِى فَرْوَةَ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ وَأَبِى هُرَيْرَةَ قَالاَ
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَجْلِسُ بَيْنَ ظَهْرَىْ أَصْحَابِهِ فَيَجِىءُ الْغَرِيبُ فَلاَ يَدْرِى أَيُّهُمْ هُوَ حَتَّى يَسْأَلَ فَطَلَبْنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَجْعَلَ لَهُ مَجْلِسًا يَعْرِفُهُ الْغَرِيبُ إِذَا أَتَاهُ - قَالَ - فَبَنَيْنَا لَهُ دُكَّانًا مِنْ طِينٍ فَجَلَسَ عَلَيْهِ وَكُنَّا نَجْلِسُ بِجَنْبَتَيْهِ وَذَكَرَ نَحْوَ هَذَا الْخَبَرِ فَأَقْبَلَ رَجُلٌ فَذَكَرَ هَيْئَتَهُ حَتَّى سَلَّمَ مِنْ طَرْفِ السِّمَاطِ فَقَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا مُحَمَّدُ. قَالَ فَرَدَّ عَلَيْهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Ebu Fevre el-Hemdani, ona Zür'a b. Amr b. Cerir, ona da Ebu Zer (ra) ve Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edilmiştir, dediler ki:
"(Bir gün) Rasulullah (sav), sahabeleri arasında otururken ansızın yabancı bir adam çıkageldi. (Hz. Peygamberin kim olduğunu orada bulunanlara) soruncaya kadar Hz. Peygamberin (orada bulunanların) hangisi olduğunu bilmiyordu. Bu olaydan sonra biz Rasulullah'tan (sav) kendisine bir yabancının geldiği zaman, kolayca tanıyabileceği (özel) bir oturma yeri tahsis etmesini istedik. (Bu isteğimizi kabul etti). Bunun üzerine kendisine çamurdan bir oturacak yer yaptık da (toplantılarda) oraya oturur, biz de onun etrafına otururduk. (Hadisin ravisi), hadisin bundan sonraki kısmında bir adam çıka geldi (diyerek sözlerine devam edip) şu (bir önceki hadisin) bir benzerini rivayet etti ve (gelen adamın) halini anlattı. (Daha sonra rivayetine şöyle devam etti. Adam:) ... Cemaatin (en alt) tarafından Esselamü aleyküm ya Muhammed, diyerek selam verdi. Peygamber (sav) onun selamını adı... "
Açıklama:
Ebu Zür'a b. Amr ile Ebu Hureyre arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 17, /1072
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Ferve Urve b. Haris el-Hemdani (Urve b. Haris)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
İnanç, Cibril Hadisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273087, D004724-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِى سُرَيْجٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعْدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ قَالاَ أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ أَبِى قَيْسٍ عَنْ سِمَاكٍ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ.
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Ebu Süreyc, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Sa'd ve Muhammed b. Said, onlara Amr b. Ebu Kays, ona da (bir önceki hadisin) manası (yine) oradaki isnadla (başka bir rivayet zinciriyle) Simak'tan (da rivayet edilmiştir).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Fadl Abbas b. Abdulmuttalib el-Haşimî (Abbas b. Abdulmuttalib b. Hişam b. Abdu Menaf)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Abdullah b. Umeyra el-Kufi (Abdullah b. Umeyra)
4. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
5. Amr b. Ebu Kays er-Razi (Amr b. Ebu Kays)
6. Ebu Said Muhammed b. Said er-Razî (Muhammed b. Said b. Sâbik)
7. Ebu Cafer Ahmed b. Ebu Süreyc en-Nehşeli (Ahmed b. Sabbah b. Ebu Süreyc)
Konular:
Dünya, Alem, Gökler, mahiyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273090, D004726-6
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Cübeyr b. Muhammed el-Kuraşî (Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273091, D004726-4
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Cübeyr b. Muhammed el-Kuraşî (Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
4. Yakub b. Utbe es-Sekafî (Yakub b. Utbe b. Muğira b. Ahnes)
5. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
7. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
8. Ebu Abdullah Ahmed b. Said er-Ribatî (Ahmed b. Said b. İbrahim)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273092, D004726-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Yakub b. Utbe es-Sekafî (Yakub b. Utbe b. Muğira b. Ahnes)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273093, D004726-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Yakub b. Utbe es-Sekafî (Yakub b. Utbe b. Muğira b. Ahnes)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273094, D004726-5
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ - قَالَ أَحْمَدُ كَتَبْنَاهُ مِنْ نُسْخَتِهِ وَهَذَا لَفْظُهُ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ جُهِدَتِ الأَنْفُسُ وَضَاعَتِ الْعِيَالُ وَنُهِكَتِ الأَمْوَالُ وَهَلَكَتِ الأَنْعَامُ فَاسْتَسْقِ اللَّهَ لَنَا فَإِنَّا نَسْتَشْفِعُ بِكَ عَلَى اللَّهِ وَنَسْتَشْفِعُ بِاللَّهِ عَلَيْكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا تَقُولُ" وَسَبَّحَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَا زَالَ يُسَبِّحُ حَتَّى عُرِفَ ذَلِكَ فِى وُجُوهِ أَصْحَابِهِ ثُمَّ قَالَ
"وَيْحَكَ إِنَّهُ لاَ يُسْتَشْفَعُ بِاللَّهِ عَلَى أَحَدٍ مِنْ خَلْقِهِ شَأْنُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ ذَلِكَ وَيْحَكَ أَتَدْرِى مَا اللَّهُ إِنَّ عَرْشَهُ عَلَى سَمَوَاتِهِ لَهَكَذَا." وَقَالَ بِأَصَابِعِهِ مِثْلَ الْقُبَّةِ عَلَيْهِ
"وَإِنَّهُ لَيَئِطُّ بِهِ أَطِيطَ الرَّحْلِ بِالرَّاكِبِ."
[قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ فِى حَدِيثِهِ "إِنَّ اللَّهَ فَوْقَ عَرْشِهِ وَعَرْشُهُ فَوْقَ سَمَوَاتِهِ." وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ عَبْدُ الأَعْلَى وَابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عُتْبَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَالْحَدِيثُ بِإِسْنَادِ أَحْمَدَ بْنِ سَعِيدٍ هُوَ الصَّحِيحُ وَافَقَهُ عَلَيْهِ جَمَاعَةٌ مِنْهُمْ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَرَوَاهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ كَمَا قَالَ أَحْمَدُ أَيْضًا وَكَانَ سَمَاعُ عَبْدِ الأَعْلَى وَابْنِ الْمُثَنَّى وَابْنِ بَشَّارٍ مِنْ نُسْخَةٍ وَاحِدَةٍ فِيمَا بَلَغَنِى.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar ve Ahmed b. Said er-Ribatî, onlara Vehb b. Cerir, rivayet etti –Ahmed dedi ki: Biz onu onun (Vehb'in) nüshasından yazdık, lafzı da şöyledir: - dedi ki: Bana babam rivayetle dedi ki: Muhammed b. İshak'ı dinledim: Yakub b. Utbe, ona Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi Rasulullah'a gelerek Ey Allah'ın Rasulü; insanlar çok yoruldu, çoluk çocuk telef oldu, mallar tükendi, davarlar helak oldu. Artık bizim için Allah'tan yağmur dile, biz senin Allah nezdinde (bize) şefaatçi olmanı, Allah'ın da senin nezdinde bize şefaat etmeni istiyoruz, dedi. Rasulullah (sav); "ne oluyor sana, sen ne söylediğini biliyor musun?" buyurdu. Rasulullah (sav) tesbih getirmeye başladı. Bu halin belirtileri ashabının yüzlerinde görülüp anlaşılıncaya kadar tesbih etmeye devam etti, sonra da şöyle buyurdu:
"Sen ne diyorsun, şunu bil ki, Allah'ın, yarattıklarından herhangi bir kimse nezdinde şefaatçi olması istenemez. Allah'ın şanı bundan çok daha yücedir. Ne oluyor sana, sen Allah'ın ne olduğunu biliyor musun? Şüphesiz onun Arşı semavâtı üzerinde işte böyledir" buyurdu ve parmaklarıyla onun üzerinde bir kubbe gibi gösterdi.
"Şüphesiz ki o (Arş), ondan dolayı deve üzerindeki semerin, üzerindeki biniciden dolayı ses çıkardığı gibi ses çıkarmaktadır."
[İbn Beşşar hadisi rivayetinde dedi ki: "Şüphesiz Allah, Arşının üstündedir, Arşı da semavâtının üstündedir" sonra da hadisin geri kalan kısmını rivayet etti. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar: Yakub b. Utbe'den diye rivayet ettiler. Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr ise babasından, ona da dedesinin rivayeti olarak zikretti.]
[Ebû Davud dedi ki: Hadisin Ahmed b. Said'in zikrettiği sened ile rivayeti sahih olan rivayettir. Aralarında Yahya b. Main ve Ali İbnü'l-Medinî’nin de bulunduğu bir topluluk bu şekilde ona muvafakat etmişlerdir, bir diğer topluluk da bu hadisi İbn İshak’tan yine Ahmed'in dediği gibi rivayet etmişlerdir. Abdula'la, İbnü'l-Müsenna ve İbn Beşşar'ın ise hadis dinlemeleri (sema') bana ulaştığına göre aynı nüshadan olmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Muhammed Cübeyr b. Mut'im el-Kuraşî (Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel b. Abdümenaf)
2. Ebu Said Muhammed b. Cübeyr el-Kuraşi (Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
3. Cübeyr b. Muhammed el-Kuraşî (Cübeyr b. Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im b. Adiy b. Nevfel)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
6. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
7. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ı tenzih
Dünya, Alem, Arş