Açıklama: Katâde ile Ebu Said el-Hudri arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273332, D004765-2
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَاصِمٍ الأَنْطَاكِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَمُبَشِّرٌ - يَعْنِى ابْنَ إِسْمَاعِيلَ الْحَلَبِىَّ عَنْ أَبِى عَمْرٍو قَالَ - يَعْنِى الْوَلِيدَ - حَدَّثَنَا أَبُو عَمْرٍو قَالَ حَدَّثَنِى قَتَادَةُ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"سَيَكُونُ فِى أُمَّتِى اخْتِلاَفٌ وَفُرْقَةٌ، قَوْمٌ يُحْسِنُونَ الْقِيلَ وَيُسِيئُونَ الْفِعْلَ وَيَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ ، يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ مُرُوقَ السَّهْمِ مِنَ الرَّمِيَّةِ لاَ يَرْجِعُونَ حَتَّى يَرْتَدَّ عَلَى فُوقِهِ هُمْ شَرُّ الْخَلْقِ وَالْخَلِيقَةِ طُوبَى لِمَنْ قَتَلَهُمْ وَقَتَلُوهُ، يَدْعُونَ إِلَى كِتَابِ اللَّهِ وَلَيْسُوا مِنْهُ فِى شَىْءٍ، مَنْ قَاتَلَهُمْ كَانَ أَوْلَى بِاللَّهِ مِنْهُمْ." قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا سِيمَاهُمْ قَالَ
"التَّحْلِيقُ."
Tercemesi:
Bize Nasr b. Asım el-Antâkî, ona Velid ve Mübeşşir –yani b. İsmail el-Halebî-, ona Ebu Amr rivayet etti, o –yani el-Velid- dedi ki: Bize Ebu Amr rivayetle dedi ki: Bana Katade, ona Ebu Said el-Hudrî ve Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ettiler:
"Ümmetim arasında pek çok anlaşmazlıklar ve ayrılıklar olacaktır. Bir topluluk güzelce konuşmayı becermekle birlikte işleri kötü olacaktır. Kur'an'ı okuyacaklar ama gırtlaklarından aşağı inmeyecektir. Okun hedefini delip çıktığı gibi dinden öylece çıkarlar. Ok yaydan atıldığı yere geri dönmedikçe de geri dönmezler. Onlar yaratılmışların ve yaratıkların en şerlileridirler, onları öldürene ve onlar tarafından öldürülene ne mutlu! Allah'ın Kitabı'na çağırdıkları halde onunla hiçbir ilgileri yoktur, onlarla savaşan kimse Allah'a onlardan daha yakın olur." Ashab, Ey Allah'ın Rasulü! Bunların alametleri nedir dedi. O; "saçlarını kökten tıraş etmeleridir" buyurdu.
Açıklama:
Katâde ile Ebu Said el-Hudri arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 31, /1087
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
4. Ebu İsmail Mübeşşir b. İsmail el-Halebi (Mübeşşir b. İsmail)
5. Nasr b. Asım el-Antâkî (Nasr b. Asım)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273333, D004765-3
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَاصِمٍ الأَنْطَاكِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَمُبَشِّرٌ - يَعْنِى ابْنَ إِسْمَاعِيلَ الْحَلَبِىَّ عَنْ أَبِى عَمْرٍو قَالَ - يَعْنِى الْوَلِيدَ - حَدَّثَنَا أَبُو عَمْرٍو قَالَ حَدَّثَنِى قَتَادَةُ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"سَيَكُونُ فِى أُمَّتِى اخْتِلاَفٌ وَفُرْقَةٌ، قَوْمٌ يُحْسِنُونَ الْقِيلَ وَيُسِيئُونَ الْفِعْلَ وَيَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ ، يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ مُرُوقَ السَّهْمِ مِنَ الرَّمِيَّةِ لاَ يَرْجِعُونَ حَتَّى يَرْتَدَّ عَلَى فُوقِهِ هُمْ شَرُّ الْخَلْقِ وَالْخَلِيقَةِ طُوبَى لِمَنْ قَتَلَهُمْ وَقَتَلُوهُ، يَدْعُونَ إِلَى كِتَابِ اللَّهِ وَلَيْسُوا مِنْهُ فِى شَىْءٍ، مَنْ قَاتَلَهُمْ كَانَ أَوْلَى بِاللَّهِ مِنْهُمْ." قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا سِيمَاهُمْ قَالَ
"التَّحْلِيقُ."
Tercemesi:
Bize Nasr b. Asım el-Antâkî, ona Velid ve Mübeşşir –yani b. İsmail el-Halebî-, ona Ebu Amr rivayet etti, o –yani el-Velid- dedi ki: Bize Ebu Amr rivayetle dedi ki: Bana Katade, ona Ebu Said el-Hudrî ve Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ettiler:
"Ümmetim arasında pek çok anlaşmazlıklar ve ayrılıklar olacaktır. Bir topluluk güzelce konuşmayı becermekle birlikte işleri kötü olacaktır. Kur'an'ı okuyacaklar ama gırtlaklarından aşağı inmeyecektir. Okun hedefini delip çıktığı gibi dinden öylece çıkarlar. Ok yaydan atıldığı yere geri dönmedikçe de geri dönmezler. Onlar yaratılmışların ve yaratıkların en şerlileridirler, onları öldürene ve onlar tarafından öldürülene ne mutlu! Allah'ın Kitabı'na çağırdıkları halde onunla hiçbir ilgileri yoktur, onlarla savaşan kimse Allah'a onlardan daha yakın olur." Ashab, Ey Allah'ın Rasulü! Bunların alametleri nedir dedi. O; "saçlarını kökten tıraş etmeleridir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 31, /1087
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
4. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
5. Nasr b. Asım el-Antâkî (Nasr b. Asım)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273334, D004765-4
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَاصِمٍ الأَنْطَاكِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَمُبَشِّرٌ - يَعْنِى ابْنَ إِسْمَاعِيلَ الْحَلَبِىَّ عَنْ أَبِى عَمْرٍو قَالَ - يَعْنِى الْوَلِيدَ - حَدَّثَنَا أَبُو عَمْرٍو قَالَ حَدَّثَنِى قَتَادَةُ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"سَيَكُونُ فِى أُمَّتِى اخْتِلاَفٌ وَفُرْقَةٌ، قَوْمٌ يُحْسِنُونَ الْقِيلَ وَيُسِيئُونَ الْفِعْلَ وَيَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ ، يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ مُرُوقَ السَّهْمِ مِنَ الرَّمِيَّةِ لاَ يَرْجِعُونَ حَتَّى يَرْتَدَّ عَلَى فُوقِهِ هُمْ شَرُّ الْخَلْقِ وَالْخَلِيقَةِ طُوبَى لِمَنْ قَتَلَهُمْ وَقَتَلُوهُ، يَدْعُونَ إِلَى كِتَابِ اللَّهِ وَلَيْسُوا مِنْهُ فِى شَىْءٍ، مَنْ قَاتَلَهُمْ كَانَ أَوْلَى بِاللَّهِ مِنْهُمْ." قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا سِيمَاهُمْ قَالَ
"التَّحْلِيقُ."
Tercemesi:
Bize Nasr b. Asım el-Antâkî, ona Velid ve Mübeşşir –yani b. İsmail el-Halebî-, ona Ebu Amr rivayet etti, o –yani el-Velid- dedi ki: Bize Ebu Amr rivayetle dedi ki: Bana Katade, ona Ebu Said el-Hudrî ve Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ettiler:
"Ümmetim arasında pek çok anlaşmazlıklar ve ayrılıklar olacaktır. Bir topluluk güzelce konuşmayı becermekle birlikte işleri kötü olacaktır. Kur'an'ı okuyacaklar ama gırtlaklarından aşağı inmeyecektir. Okun hedefini delip çıktığı gibi dinden öylece çıkarlar. Ok yaydan atıldığı yere geri dönmedikçe de geri dönmezler. Onlar yaratılmışların ve yaratıkların en şerlileridirler, onları öldürene ve onlar tarafından öldürülene ne mutlu! Allah'ın Kitabı'na çağırdıkları halde onunla hiçbir ilgileri yoktur, onlarla savaşan kimse Allah'a onlardan daha yakın olur." Ashab, Ey Allah'ın Rasulü! Bunların alametleri nedir dedi. O; "saçlarını kökten tıraş etmeleridir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 31, /1087
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
4. Ebu İsmail Mübeşşir b. İsmail el-Halebi (Mübeşşir b. İsmail)
5. Nasr b. Asım el-Antâkî (Nasr b. Asım)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Bize Abdulvehhab b. Necde, ona Ebu Amr b. Kesir b. Dinar, ona Harîz b. Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Avf, ona da Mikdam b. Ma'dikerib Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:
"Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile (onun bir) benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun! Koltuğuna kurulan tok bir adamın size (sadece) şu Kur'an lazımdır. Onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz (yeter) diyeceği (günler) yakındır. Şunu iyi biliniz ki ehli eşek eti, yırtıcı (hayvanlar)dan köpek dişli olanlar ve (İslam topraklarına müsaade ile giren) gayri müslimlerin kaybettiği mallar size helal değildir. Ancak sahibinin kendisine ihtiyaç duymadığı [için almadığı] yitik mallar, bu hükmün dışındadır. Kim bir kavme misafir olursa o kavmin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, o misafir ağırlama hakkını (kendisi) alarak onları cezalandırabilir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33508, D004604
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ نَجْدَةَ حَدَّثَنَا أَبُو عَمْرِو بْنُ كَثِيرِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ حَرِيزِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَوْفٍ عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِيكَرِبَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ
"أَلاَ إِنِّى أُوتِيتُ الْكِتَابَ وَمِثْلَهُ مَعَهُ أَلاَ يُوشِكُ رَجُلٌ شَبْعَانُ عَلَى أَرِيكَتِهِ يَقُولُ عَلَيْكُمْ بِهَذَا الْقُرْآنِ فَمَا وَجَدْتُمْ فِيهِ مِنْ حَلاَلٍ فَأَحِلُّوهُ وَمَا وَجَدْتُمْ فِيهِ مِنْ حَرَامٍ فَحَرِّمُوهُ أَلاَ لاَ يَحِلُّ لَكُمْ لَحْمُ الْحِمَارِ الأَهْلِىِّ وَلاَ كُلُّ ذِى نَابٍ مِنَ السَّبُعِ وَلاَ لُقَطَةُ مُعَاهِدٍ إِلاَّ أَنْ يَسْتَغْنِىَ عَنْهَا صَاحِبُهَا وَمَنْ نَزَلَ بِقَوْمٍ فَعَلَيْهِمْ أَنْ يَقْرُوهُ فَإِنْ لَمْ يَقْرُوهُ فَلَهُ أَنْ يُعْقِبَهُمْ بِمِثْلِ قِرَاهُ."
Tercemesi:
Bize Abdulvehhab b. Necde, ona Ebu Amr b. Kesir b. Dinar, ona Harîz b. Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Avf, ona da Mikdam b. Ma'dikerib Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:
"Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile (onun bir) benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun! Koltuğuna kurulan tok bir adamın size (sadece) şu Kur'an lazımdır. Onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz (yeter) diyeceği (günler) yakındır. Şunu iyi biliniz ki ehli eşek eti, yırtıcı (hayvanlar)dan köpek dişli olanlar ve (İslam topraklarına müsaade ile giren) gayri müslimlerin kaybettiği mallar size helal değildir. Ancak sahibinin kendisine ihtiyaç duymadığı [için almadığı] yitik mallar, bu hükmün dışındadır. Kim bir kavme misafir olursa o kavmin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, o misafir ağırlama hakkını (kendisi) alarak onları cezalandırabilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 6, /1052
Senetler:
1. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
2. Abdurrahman b. Ebu Avf el-Kadı (Abdurrahman b. Ebu Avf)
3. Harîz b. Osman er-Rahabi (Harîz b. Osman b. Cebr b. Ahmed b. Es'ad)
4. Ebu Amr Osman b. Kesir el-Kuraşî (Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Abdulvehhab b. Necde el-Hûtî (Abdulvehhab b. Necde)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
Hz. Peygamber, uyarıları
KTB, ADAB
Siyer, Hayber günü
Sünnet, sünnete uymak
Yiyecekler, Azı dişi olan yırtıcı hayvanların etinin yasaklanması
Yiyecekler, Ehlî eşek eti
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Yiyecekler, eti yenmeyen hayvanlar
Bize Yakub b. İbrahim ve Humeyd b. Mesade, ona İsmail b. İbrahim, onlara Yunus, ona da Hasan şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Aişe (cehennem) ateşini hatırlayıp da ağladı. Rasulullah (sav) 'seni ağlatan nedir?' diye sorunca '(cehennem) ateşini hatırladım, bu yüzden ağlıyorum. Siz kıyamet gününde hane halkınızı hatırlayacak mısınız?' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Üç yer vardır ki orada kimse kimseyi hatırlamaz: Mizanda, ameller tartılırken terazisinin hafif mi yoksa ağır mı geldiğini öğreninceye kadar; amel defteri verilirken 'alın kitabımı okuyun' [Hakka, 69/19] sözü söylendiği sırada, kitabını sağından mı, solundan mı yoksa arkasından mı alacağını öğreninceye kadar; Sırat köprüsü cehennemin üstüne kurulduğunda, sırat köprüsünden geçerken."
[Yakub'un Yunus'tan (عَنِ sığasıyla) rivayet ettiği hadisin metni de budur.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273325, D004755-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَحُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ أَنَّ إِسْمَاعِيلَ بْنَ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَهُمْ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عَائِشَةَ: أَنَّهَا ذَكَرَتِ النَّارَ فَبَكَتْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: "مَا يُبْكِيكِ." قَالَتْ: ذَكَرْتُ النَّارَ فَبَكَيْتُ، فَهَلْ تَذْكُرُونَ أَهْلِيكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"أَمَّا فِى ثَلاَثَةِ مَوَاطِنَ فَلاَ يَذْكُرُ أَحَدٌ أَحَدًا: عِنْدَ الْمِيزَانِ حَتَّى يَعْلَمَ أَيَخِفُّ مِيزَانُهُ أَوْ يَثْقُلُ، وَعِنْدَ الْكِتَابِ حِينَ يُقَالُ "(هَاؤُمُ اقْرَءُوا كِتَابِيَهْ)" حَتَّى يَعْلَمَ أَيْنَ يَقَعُ كِتَابُهُ أَفِى يَمِينِهِ أَمْ فِى شِمَالِهِ أَمْ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِهِ، وَعِنْدَ الصِّرَاطِ إِذَا وُضِعَ بَيْنَ ظَهْرَىْ جَهَنَّمَ."
[قَالَ يَعْقُوبُ: عَنْ يُونُسَ وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِهِ.]
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim ve Humeyd b. Mesade, ona İsmail b. İbrahim, onlara Yunus, ona da Hasan şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Aişe (cehennem) ateşini hatırlayıp da ağladı. Rasulullah (sav) 'seni ağlatan nedir?' diye sorunca '(cehennem) ateşini hatırladım, bu yüzden ağlıyorum. Siz kıyamet gününde hane halkınızı hatırlayacak mısınız?' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Üç yer vardır ki orada kimse kimseyi hatırlamaz: Mizanda, ameller tartılırken terazisinin hafif mi yoksa ağır mı geldiğini öğreninceye kadar; amel defteri verilirken 'alın kitabımı okuyun' [Hakka, 69/19] sözü söylendiği sırada, kitabını sağından mı, solundan mı yoksa arkasından mı alacağını öğreninceye kadar; Sırat köprüsü cehennemin üstüne kurulduğunda, sırat köprüsünden geçerken."
[Yakub'un Yunus'tan (عَنِ sığasıyla) rivayet ettiği hadisin metni de budur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 28, /1084
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Humeyd b. Mes'ade es-Sami (Humeyd b. Mes'ade b. Mübarek)
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273324, D004753-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح
وَحَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ - وَهَذَا لَفْظُ هَنَّادٍ - عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمِنْهَالِ عَنْ زَاذَانَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ: خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى جَنَازَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ، فَانْتَهَيْنَا إِلَى الْقَبْرِ وَلَمَّا يُلْحَدْ، فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ كَأَنَّمَا عَلَى رُءُوسِنَا الطَّيْرُ، وَفِى يَدِهِ عُودٌ يَنْكُتُ بِهِ فِى الأَرْضِ، فَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ:
"اسْتَعِيذُوا بِاللَّهِ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ." مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا - زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ هَا هُنَا - وَقَالَ:
"وَإِنَّهُ لَيَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِهِمْ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ حِينَ يُقَالُ لَهُ: يَا هَذَا مَنْ رَبُّكَ وَمَا دِينُكَ وَمَنْ نَبِيُّكَ."
قَالَ هَنَّادٌ قَالَ: "وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: رَبِّىَ اللَّهُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: دِينِى الإِسْلاَمُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ قَالَ فَيَقُولُ: هُوَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَيَقُولاَنِ: وَمَا يُدْرِيكَ فَيَقُولُ: قَرَأْتُ كِتَابَ اللَّهِ فَآمَنْتُ بِهِ وَصَدَّقْتُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ: فَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا)." الآيَةَ. ثُمَّ اتَّفَقَا قَالَ: "فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ قَدْ صَدَقَ عَبْدِى فَأَفْرِشُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى الْجَنَّةِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ رَوْحِهَا وَطِيبِهَا. قَالَ: وَيُفْتَحُ لَهُ فِيهَا مَدَّ بَصَرِهِ. قَالَ: وَإِنَّ الْكَافِرَ. فَذَكَرَ مَوْتَهُ قَالَ: وَتُعَادُ رُوحُهُ فِى جَسَدِهِ وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ كَذَبَ فَأَفْرِشُوهُ مِنَ النَّارِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ النَّارِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى النَّارِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ حَرِّهَا وَسَمُومِهَا. قَالَ: وَيُضَيَّقُ عَلَيْهِ قَبْرُهُ حَتَّى تَخْتَلِفَ فِيهِ أَضْلاَعُهُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ قَالَ: "ثُمَّ يُقَيَّضُ لَهُ أَعْمَى أَبْكَمُ مَعَهُ مِرْزَبَّةٌ مِنْ حَدِيدٍ، لَوْ ضُرِبَ بِهَا جَبَلٌ لَصَارَ تُرَابًا. قَالَ: فَيَضْرِبُهُ بِهَا ضَرْبَةً يَسْمَعُهَا مَا بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ إِلاَّ الثَّقَلَيْنِ فَيَصِيرُ تُرَابًا. قَالَ: ثُمَّ تُعَادُ فِيهِ الرُّوحُ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T)
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Bu Hennâd'ın sözü), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazan, ona da Bera b. Azib'den demiştir ki: Rasulullah (sav) ile ensardan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. (Hz. Peygamber) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa "kabir azabından Allah'a sığınınız" buyurdu. Cerir'in rivayetinde burada (şu) ilave vardır: Ve (Hz. Peygamber şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki (ölü kendisini defnedenler) dönüp giderlerken (soru meleği tarafından) kendisine: Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir? diye sorulduğu sırada (onların) ayak seslerini duyar."
Hennâd (da hadisin bundan sonraki kısmını şöyle) rivayet etti: (Hz. Peygamber sözlerine devam ederek şöyle) dedi:
"Ve ona iki melek gelir. Onu oturtarak ona Rabbin kimdir? derler: Rabbim Allah'tır, der sonra ona cinin nedir? derler. Dinim İslam'dır, der. Sonra şu size gönderilen adam da kimdir? diye sorarlar."
"Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür, cevabını verir. Sonra bunu sana öğreten nedir? derler; (o da) ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve (onu) tasdik ettim der."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardı: "Bu (nu bana öğreten şey) Aziz ve Celil olan Allah'ın (şu) sözüdür: Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder." (İbrahim (14) 27)
(Bu hadisin bundan) sonra (ki kısmında hadisin ravileri olan Cerir ile Ebu Muaviye rivayetlerinde) birleşerek hadisin kalan kısmını şöyle rivayet ettiler: (Hz. Peygamber sözlerine devamla şöyle) buyurdu:
"Bunun üzerine gökten bir münadi kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete (açılan) bir kapı açınız. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku gözünün alabildiği kadarınca açılıp genişler. Kafire gelince..." (Hz. Peygamber hadisin bu kısmında) kafirin ölümünü anlattı. (Onun ölümün nasıl zor ve şiddetli olduğunu açıkladıktan sonra şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine Rabbin kimdir? derler O (korkusundan): hık-mık edip bilmiyorum, cevabını verir. Bunun üzerine dinin nedir? derler (yine) hık-mık ederek bilmiyorum der. Sonra size gönderilen adam da ne oluyor? derler, (yine) hık-mık edip bilmiyorum cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir bir münadi; yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme (açılan kapılardan) bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine (öyle bir) daraltılır (ki) kaburga kemikleri birbirine girer."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardır: "Sonra ona yanında demirden bir tokmak olan kör ve dilsiz (bir zebani) musallat edilir. Eğer o (tokmak) dağa vurulsa (dağ) toz haline gelir. (Zebanı) o tokmağı o kafire öyle bir vurur ki, o vuruşu (n sesini) insanla cinden başka şark ve garb arası (nda bulunan tüm varlıklar) işitir. (O kafir de yediği bu darbe ile) toz haline gelir, sonra (azabın devam etmesi için o kafirin) ruh(u tekrar) kendisine iade edilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 27, /1084
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Minhal b. Amr el-Esedî (Minhal b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Kabir, soruları ve suali
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273327, D004758-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ وَمَنْدَلٌ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى جَهْمٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ وَهْبَانَ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ فَارَقَ الْجَمَاعَةَ شِبْرًا فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الإِسْلاَمِ مِنْ عُنُقِهِ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr , Ebu Bekir b. Ayyaş ve Mendel, ona Mutarrif, ona Ebu Cehm, ona Halid b. Vehban, ona da Ebu Zer'den (ra) (rivayet edildiğine göre) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim (İslam) cemaati (nden) bir karış kadar uzaklaşırsa (o kimse) boynundan İslam boyunduruğunu çıkarmış olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1085
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. halid b. vuhyan ()
3. Ebu Cehm Süleyman b. Cehm el-Ensarî (Süleyman b. Cehm b. Ebu Cehm)
4. Ebu Bekir Mutarrif b. Tarif el-Harisi (Mutarrif b. Tarif)
5. Ebu Abdullah Mendel b. Ali (Amr b. Ali)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Cemaat, birlik olma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273331, D004763-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ عَبِيدَةَ: أَنَّ عَلِيًّا ذَكَرَ أَهْلَ النَّهْرَوَانِ فَقَالَ:
"فِيهِمْ رَجُلٌ مُودَنُ الْيَدِ أَوْ مُخْدَجُ الْيَدِ، أَوْ مَثْدُونُ الْيَدِ لَوْلاَ أَنْ تَبْطَرُوا لَنَبَّأْتُكُمْ مَا وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ يَقْتُلُونَهُمْ عَلَى لِسَانِ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم. قَالَ قُلْتُ: أَنْتَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْهُ قَالَ: إِى وَرَبِّ الْكَعْبَةِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd ve Muhammed b. İsa, o ikisine Hammad, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Abide'den (es-Selmani) (rivayet edildiğine göre) Ali (ra) Nehravan (da karargâh kuran Harici) cemaatinden bahsetmiş de (şöyle) demiş:
"Onların arasında kolları doğuştan çok kısa olan bir adam vardır. Eğer şımarmayacağınızı bilseydim Allah'ın onlara karşı savaşanlar için Muhammed'in (sav) diliyle yaptığı vaadi size haber verirdim. (Abide rivayetine devam ederek) dedi ki: (Bunun üzerine) ben (Hz. Ali'ye): Sen (gerçekten Allah'ın verdiği) bu vaadi Hz. Peygamberden (kulağınla) işittin mi? dedim de Kâbe'nin Rabbine yemin olsun ki evet (işittim) cevabını verdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 31, /1086
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abide b. Amr el-A'ver (Abide b. Amr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Muhammed b. İsa en-Nakkaş (Muhammed b. İsa)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali, Nehrevan ehli
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273329, D004760-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَسُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنِ الْمُعَلَّى بْنِ زِيَادٍ وَهِشَامِ بْنِ حَسَّانَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ ضَبَّةَ بْنِ مِحْصَنٍ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"سَتَكُونُ عَلَيْكُمْ أَئِمَّةٌ تَعْرِفُونَ مِنْهُمْ وَتُنْكِرُونَ فَمَنْ أَنْكَرَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ هِشَامٌ: "بِلِسَانِهِ فَقَدْ بَرِئَ، وَمَنْ كَرِهَ بِقَلْبِهِ فَقَدْ سَلِمَ وَلَكِنْ مَنْ رَضِىَ وَتَابَعَ." فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ نَقْتُلُهُمْ قَالَ ابْنُ دَاوُدَ: "أَفَلاَ نُقَاتِلُهُمْ." قَالَ: "لاَ مَا صَلَّوْا."]
Tercemesi:
Bize Müsedded ve Süleyman b. Davud, o ikisine Hammad b. Zeyd, ona Mualla b. Ziyad ve Hişam b. Hassan, ona Dabbe b. Mihsan, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Ümmü Seleme'den (rivayet edildiğine göre) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"İleride sizin başınıza bir takım devlet başkanları gelecektir. Bunlardan (göreceğiniz) bazı işleri (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine uygun olduğu için) iyi karşılayacaksınız; Bazı işlerini de (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine aykırı olduğu için) reddedeceksiniz. (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine aykırı olan bu davranışları) reddeden kimse (nin durumu ise, aşağıda açıklandığı gibidir:)"
[Ebû Davud der ki: Hişam (bu cümleyi) "dili ile reddeden kimse (bu mevzuda üzerine düşen sorumluluklardan ve nifaktan) kurtulmuştur. Kalbiyle reddeden kimse (o başkanın günahına iştirak etmekten) kurtulmuştur. Fakat (o başkandan) razı olan ve (kendisine) uyan kimse ise (onun günahına ortak olmuştur", şeklinde) rivayet etti. (Lakin el-Mualla b. Ziyad bu cümleyi naklederken "dili ile reddeden kimse" sözünü rivayet etmedi). Bunun üzerine (orada bulunanlar tarafından) Ey Allah'ın Rasulü onlarla savaşmayalım mı? diye soruldu da (Hz. Peygamber); "hayır, namaz kıldıkları sürece (Onlarla savaşmayınız)" buyurdu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1086
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Dabbe b. Mihsan el-Anezî (Dabbe b. Mihsan)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273330, D004760-4
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَسُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنِ الْمُعَلَّى بْنِ زِيَادٍ وَهِشَامِ بْنِ حَسَّانَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ ضَبَّةَ بْنِ مِحْصَنٍ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"سَتَكُونُ عَلَيْكُمْ أَئِمَّةٌ تَعْرِفُونَ مِنْهُمْ وَتُنْكِرُونَ فَمَنْ أَنْكَرَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ هِشَامٌ: "بِلِسَانِهِ فَقَدْ بَرِئَ، وَمَنْ كَرِهَ بِقَلْبِهِ فَقَدْ سَلِمَ وَلَكِنْ مَنْ رَضِىَ وَتَابَعَ." فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ نَقْتُلُهُمْ قَالَ ابْنُ دَاوُدَ: "أَفَلاَ نُقَاتِلُهُمْ." قَالَ: "لاَ مَا صَلَّوْا."]
Tercemesi:
Bize Müsedded ve Süleyman b. Davud, o ikisine Hammad b. Zeyd, ona Mualla b. Ziyad ve Hişam b. Hassan, ona Dabbe b. Mihsan, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Ümmü Seleme'den (rivayet edildiğine göre) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"İleride sizin başınıza bir takım devlet başkanları gelecektir. Bunlardan (göreceğiniz) bazı işleri (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine uygun olduğu için) iyi karşılayacaksınız; Bazı işlerini de (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine aykırı olduğu için) reddedeceksiniz. (Allah'ın ve Rasulü'nün emirlerine aykırı olan bu davranışları) reddeden kimse (nin durumu ise, aşağıda açıklandığı gibidir:)"
[Ebû Davud der ki: Hişam (bu cümleyi) "dili ile reddeden kimse (bu mevzuda üzerine düşen sorumluluklardan ve nifaktan) kurtulmuştur. Kalbiyle reddeden kimse (o başkanın günahına iştirak etmekten) kurtulmuştur. Fakat (o başkandan) razı olan ve (kendisine) uyan kimse ise (onun günahına ortak olmuştur", şeklinde) rivayet etti. (Lakin el-Mualla b. Ziyad bu cümleyi naklederken "dili ile reddeden kimse" sözünü rivayet etmedi). Bunun üzerine (orada bulunanlar tarafından) Ey Allah'ın Rasulü onlarla savaşmayalım mı? diye soruldu da (Hz. Peygamber); "hayır, namaz kıldıkları sürece (Onlarla savaşmayınız)" buyurdu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 30, /1086
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Dabbe b. Mihsan el-Anezî (Dabbe b. Mihsan)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Rabi' Süleyman b. Davud el-Atekî (Süleyman b. Davud)
Konular:
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı