10631 Kayıt Bulundu.
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder ve Abdurrahman, onlara Şu‘be, ona Adiy, ona da Abdullah b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Zeyd b. Sabit (rav) “Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki fırkaya ayrılıyorsunuz” (Nisa, 4/88) âyeti hakkında şöyle demiştir: Nebi’nin (sav) ashabından bazı kimseler Uhud Savaşından geri döndüler. İnsanlar da onlar hakkında iki gruba ayrıldı. Bir grup (Hz. Peygamber'e) “bunları öldür” diyor, diğer grup ise karşı çıkıyordu. Bunun üzerine “Size ne oluyor ki, o münafıklar hakkında iki fırkaya ayrıldınız” [Nisa, 4/88] ayeti indi ve Rasulullah (sav) “Burası (Medine), Taybe’dir. Burası, ateşin, gümüşün pisliğini gidermesi gibi pis insanları giderir (dışarı atar)” buyurdu."
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona İbn Cüreyc; (T) bana İshak, ona Abdurrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona Abdülkerim, ona Abdullah b. Hâris'in azatlısı Miksem, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Müminlerden oturanlar (الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ)", Bedir harbine çıkmayanlar, "Savaşanlar (الْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ)" ise Bedir harbine çıkanlardır, demiştir
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona İsmail, ona eş-Şa'bî, ona Mesruk'un rivayet ettiğine göre Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir: "Her kim sana, Muhammed'in (sav), kendisine indirilenden herhangi bir şeyi sakladığını söylerse, yalan söylemiştir. Çünkü Allah 'Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et.' (Mâide, 5/67) buyurmuştur."
Bize İshak b. İbrahim, ona Muhammed b. Bişr, ona Abdülaziz b. Ömer b: Abdülaziz, ona Nâfî, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Hamrın (şarabın) haramlık hükmü indiğinde Medine'de beş çeşit şarap vardı. Bunlar arasında üzüm şarabı yoktu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Muğîre b. Numan, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Siz Kıyamet günün toplanacaksınız ve birtakım insanlar yakalanıp sol tarafa götürülürler. Ben de, o Salih kulun (Hz. İsa’nın) dediği gibi derim: “Aralarında bulunduğum müddetçe onların hallerine, ne durumda olduklarına şâhit idim. Fakat beni vefat ettirip aralarından çıkardıktan sonra onları görüp gözetleyen sadece sen kaldın. Zaten sen her şeyi hakkıyla görensin. Onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen kudreti daima üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olansın.” (Mâide, 117-118)."
Bize Muhammed b. Selâm, ona el-Fezârî, ona da Humeyd'in rivayet ettiğine göre Enes (ra) şöyle demiştir: "Rubey -Enes b. Mâlik'in halası- Ensâr'dan bir cariyenin ön dişini kırmıştı. Cariyenin kavmi kısas talebi ile Hz. Peygamber'e (sav) geldiler. Peygamber (sav) de kısası emretti. Enes b. Mâlik'in amcası Enes b. Nadr 'hayır, ey Allah'ın Rasûlü vallahi Rubey'in ön dişi kırılmaz' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'ey Enes, Allah'ın (bu konudaki) hükmü kısastır' buyurdu. Akabinde davacılar Rubey'e kısas uygulanması talebinden vaz geçip diyeti kabul ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:" "Allah’ın kulları arasında öyleleri vardır ki, Allah adına yemin edecek olsa Allah da onların yeminini boşa çıkarmaz."
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona İbn Cüreyc; (T) bana İshak, ona Abdurrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona Abdülkerim, ona Abdullah b. Hâris'in azatlısı Miksem, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Müminlerden oturanlar (الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ)", Bedir harbine çıkmayanlar, "Savaşanlar (الْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ)" ise Bedir harbine çıkanlardır, demiştir