10609 Kayıt Bulundu.
Bize Nuaym, ona İbn Mübarek, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Lâ ilâhe illlellâh (Allah'tan başka ilah yoktur) deyinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Bunu söyledikleri, namazımızı kıldıkları, kıblemize yöneldikleri ve hayvanları bizim gibi kestikleri zaman, artık onların canları ve malları bize haram olur, ancak bunların hakları müstesnadır. Hesapları ise Allah'a aittir."
Açıklama: Lâ ilâhe illallâh sözü, devam eden savaşı bitirme gerekçesidir. Maksat herkese zorla da olsa bu sözü söyletmek değildir.
Bizeِ İsmail b. Ebu Üveys, ona Mâlik b. Enes, ona Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebu Nadr, ona Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib'in azatlısı Ebu Mürre, ona da Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib (r. anha) şöyle demiştir: Ben Mekke'nin fethedildiği yıl Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıma da O'nu perde ile örtüyordu. Selam verdim. Hz. Peygamber (sav) "Bu kim?" diye sordu. Ben “Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'yim” dedim. Rasulullah (sav) "hoşgeldin Ümmü Hâni" buyurdu. Yıkanmayı bitirince elbiseyi çapraz bir şekilde bağlamış olduğu halde tek bir elbise içinde sekiz rekat namaz kıldı. Namaz'dan sonra ben kendisine “ey Allah'ın Rasulü, kardeşim Ali, benim âmân verip güvence altına aldığım filancayı, Hubeyre'nin oğlu Falanca'yı öldüreceğini söylüyor” dedim. Rasulullah "ey Ümmü Hâni, senin âmân verdiğin kimseye biz de aman verdik" buyurdu. Bu olay kuşluk vaktinde idi.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Yezid, ona Ebu Hayr, ona Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Nebi'ye (sav) ensesinden yırtmaçlı ipek bir kaftan hediye edildi, onu giyindi ve üzerindeyken namaz kıldı, sonra namazı bitirip, onu giymekten hiç hoşlanmamış biri gibi çıkarıp attı ve: "Bu takva sahiplerine uygun düşmez" buyurdu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah, ona da Enes söyle demiştir: Hz. Peygamber'i (sav) bir kaç kişiyle birlikte mescitte buldum. Başında bekledim. Bana "seni Ebu Talha mı gönderdi?" dedi. Ben de 'Evet!' dedim. O (sav) "Yemek için mi?" buyurdu. Ben 'Evet' dedim. Bu sefer çevresindekilere "Haydi kalkın." deyip yola koyuldu. Ben de önlerinden gittim.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), tek bir elbise giyen kişinin (ellerini dahi çıkartacak bir boşluk bırakmayacak şekilde vücudunun tamamını örtmesi anlamına gelen) iştimâlu’s-sammâ adı verilen giyiniş şeklini ve avret yerinin örten bir şey olmaksızın, bir tek elbiseye bürünerek, bacaklarını dikip kaba etleri üzerine oturmasını (ihtibâ yapmayı) yasaklamıştır."
Açıklama: Hadiste hem İştimâlu's-sammâ adı verilen giyiniş şeklinin, hem de altında bir iç giysi olmaksızın tek örtü içinde ayakları dikerek oturma anlamına gelen ihtibanın yasaklanmasının sebebi, her iki giyim/örtünüş tarzının da avret yerinin görünme riskini barındırıyor olmalarıdır.
Bize Kabisa b. Ukbe, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) limâs/elbiseye dokunma ve nibâz/onu iyice incelemeden atma (işlemleri ile alışverişin tamamlandığı kabûlüne dayanan) iki alış veriş çeşidi ile kişinin (altında iç giysi olmaksızın) tek bir örtüye sımsıkı bürünmesini (iştimâlu's-sammâ tarzı giyinmesini) ve tek bir elbise içinde ihtibâ yapmasını yasakladı.
Açıklama: Hadiste temas edilen iki giyim şekli de iç giysi kültür ve imkânlarının gelişmediği İslam'ın ilk yıllarına ait giyim ve örtünme şekilleridir. Her ikisinde de avret yerinin görünme ihtimali söz konusudur. Limâs/mülâmese ve nibâz/münâbeze adı altında gerçekleşen alışveriş şekilleri câhiliyye döneminde yaygın olan alıveriş türlerinden olup, bu ve benzeri hadislerle yasaklanmıştır.