6725 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyüb, ona Abdurrahman b. Harmele, ona Ebu Ali el-Hemedânî, ona da Ukbe b. Âmir, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim insanlara namazda imam olup vakitte isabetli davranırsa ona ve cemaate bunun sevabı verilir. Kim (imam olup da) vakitte isabet edemezse bunun vebali kendisinedir; cemaate değil."
Bize Harun b. Abbad el-Ezdi, ona Mervan, ona Ümmü Ğurab Talha, ona Fezâre oğullarının mevlası olan Akile adında bir kadın, ona da Haraşe b. Hur'un kız kardeşi Selame bnt Hur, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kendilerine namaz kıldıracak bir imam bulamayarak mescitteki insanların (imamet için) birbirlerini öne itmeleri kıyamet alametlerindendir."
Bize İbn Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz), ona da Şu'be bu hadisi rivayet edip "kişi, bir başka kişinin otoritesinin bulunduğu yerde imam olmasın" bilgisini zikretmiştir. [Ebu Davud şöyle demiştir: Aynı şekilde Yahya (b. Said) el-Kattân, Şu'be'den rivayetle "kıraati en güzel olan" bilgisini kaydetmiştir.]
Bize Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Şube, ona İsmail b. Reca, ona Evs b. Dam'ac, ona da Ebu Mesud el-Bedrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cemaate, Allah'ın Kitab'ından en çok ezberi bulunan ve kıraati en güzel olan imam olur. Şayet kıraatte eşitseler onlara hicret bakımından önceliği bulunan imam olsun. Eğer hicrette de eşitseler, onlara en yaşlı olanları imam olsun. Kişi, ne (başkasının) evinde ne de (başkasının) otoritesinin bulunduğu yerde imam olsun. (Başkasının) izni olmadan özel koltuğunda da oturmasın." [Şube, İsmail'e hadisteki tekrime kelimesi ne anlama gelir demiş, İsmail de yatak demiştir.]
Bize Hasan b. Ali, ona Abdullah b. Nümeyr, ona el-A'meş, ona İsmail b. Recâ, ona Evs b. Dam'ac el-Hadramî, ona da Ebu Mesud, Hz. Peygamber'den (sav) yukarıdaki hadisi rivayet edip onun "eğer kıraatte eşitseler, sünneti en iyi bileni; sünnette de eşitseler, hicret bakımından önceliği bulunanı imam olsun" buyurduğunu aktarmıştır; ancak 'kıraati en güzel olanı' ifadesini zikretmemiştir. [Ebu Davud şöyle demiştir: Haccâc b. Ertât, İsmail'den rivayetle "(kişi, başkasının) yatağına sadece onun izni ile otursun" bilgisini aktarmıştır.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, ona da Amr b. Seleme şöyle rivayet etmiştir: Biz, insanlar Nebi'ye (sav) geldiklerinde uğradıkları bir bölgede oturmaktaydık. Onlar Hz. Peygamber'in (sav) huzurundan döndüklerinde bize uğrar, Rasulullah'ın (sav) şöyle şöyle buyurduğunu bize aktarırlardı. Ben de (insanların bize haber taşımalarından) dolayı, pek çok Kur'ân ezberi bulunan bir çocuk idim. (Bir keresinde) babam, kabilesinden bir grup insanla Rasulullah'a (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav) de onlara namazı öğretip 'ezberi en fazla olanınız size imam olsun' buyurdu. Ezber yapmamdan dolayı onların ezberi en fazla olanı bendim. (Bundan dolayı) beni öne geçirdiler, ben de onlara üzerimde sarı, küçük bir hırka varken imamlık yaptım. Secdeye gittiğimde hırka (gerilip) açılıverdi de kadınlardan biri 'imamınızın avret (mahallini) bizden gizleyin' dedi. Onlar da bana Umman işi bir gömlek aldılar. İslâm'dan sonra bu hırka kadar beni sevindiren bir şey olmadı. Ben, yedi ya da sekiz yaşında iken onlara imamlık yapmıştım."
Bize en-Nüfeylî, ona Züheyr, ona Asım el-Ahvel, ona da Amr b. Selime bu hadisi rivayet edip onlara, "üzerinde yırtık bulunup yamalanmış bir hırka içerisinde imamlık yapmıştım. Secdeye gittiğimde arkam gözükmüştü bilgisini nakletmiştir."
Bize Kuteybe, ona Veki', ona Mis'ar b. Habib el-Cürmî, ona Amr b. Seleme, ona da babası (Selime b. Kays) şöyle rivayet etmiştir: "Onlar Nebi'ye (sav) elçi olarak gitmişlerdi; ayrılmak istediklerinde 'ya Rasulullah, bize kim imam olsun' diye sordular. Hz. Peygamber de (sav), 'Kur'ân'ı en çok ezberleyeniniz' buyurdu. Ravi şüpheye düşerek 'Kur'ân'ı en çok elde eden' demiştir. (Selime anlatmaya devam ediyor): 'O topluluk içerisinde Kur'ân'ı benim gibi ezberleyen yoktu. Bundan dolayı ben, henüz küçük bir çocuk iken ve üzerimde bir elbise varken beni (imamlık için) öne geçirdiler. Cerm kabilesinden gördüğüm her topluluğa imamlık yaptım. Bugüne dek de, onların cenaze namazlarını kıldırdım." [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Yezid b. Harun, Misâr b. Habîb el-Cermî'den, o da Amr b. Selime'den rivayet edip ''kabilem Hz. Peygamber'e (sav) elçi olarak gittiği vakit şeklinde nakletmiş ve (senette) babasını zikretmemiştir.]
Bize el-Ka'nebî, ona Enes b. Iyaz; (T) Bize Heysem b. Halid el-Cühenî, -mana aynı olmak üzere- onlara İbn Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "İlk muhacirler, Hz. Peygamber'in (sav) gelişinden önce (Medine'ye) geldiklerinde Asbe (denilen yerde) konakladılar. Onlara Ebu Huzeyfe'nin mevlâsı Sâlim imamlık yapıyordu. (Zira) Sâlim, Kur'ân'dan en çok ezberi bulunan biriydi." [Heysem (b. Halid el-Cühenî), rivayetinde onların içerisinde Ömer b. Hattab ve Ebu Seleme b. Abdülesed vardı ilave bilgisiyle nakletmiştir.]
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona İsmail (b. Uleyye); (T) Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Mesleme b. Muhammed, ona Halid (b. Mihran), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona Malik b. Huveyris ona ve arkadaşına da Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Namaz vakti geldiğinde önce ezan okuyunuz sonra kamet getiriniz. Sonra da en büyüğünüz imam olsun." [Mesleme'nin rivayet ettiği hadiste Malik b. Huveyris şöyle demiştir: Biz o vakitler bilgi olarak birbirimize yakındık. Müsedded, İsmail'in rivayetinde Halid'in şöyle dediği rivayet etmiştir: Ebû Kilabe'ye onların (imam olmadaki tercihlerinde) Kur'an bilgileri, kıraatleri nerede kaldı? dedim. O da onlar, o vakitler birbirlerine yakındılar dedi.]