10631 Kayıt Bulundu.
Bize Abdân, ona babası (Osman b. Cebele), ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona Esved, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
-.......Bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; o da el-Esved'den; o da Abdullah'tan; o da Peygamber(S)'den olmak üzere, O'nun "Fe-hel min muddekir" şeklinde okuduğunu tahdîs etmiştir. Bize Muhammed, ona Gunder, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona Esved, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Yahya, ona Vekî', ona İsrâîl, ona Ebu İshâk, ona Esved b. Yezîd, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: "Ben Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müzzekir" şeklinde (zâl) ile okudum; fakat Hz. Peygamber (sav): "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Said b. Süleyman, ona Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona da Said b. Cübeyr şöyle demiştir: İbn Abbas'a Tevbe Suresi'ni sordum, bana “Tevbe mi? Hayır, o Fâdıha Suresi'dir. Çünkü devamlı "ve minhum", "ve minhum" (ve onlardan..., ve onlardan...) diye iniyordu. Öyle ki bu surede, onlardan (Müşriklerden), hakkında söz söylenmedik kimse kalmadığını sandılar. Said der ki: Enfâl Suresi'ni sordum, bana “Bedir savaşı hakkında indi” dedi. Said der ki: Haşr Suresi'ni sordum, “Nadîr Oğulları hakkında indi” dedi.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Nadîr oğullarının Buveyra bölgesindeki hurma ağaçlarını yaktırdı ve kestirdi. Bunun üzerine Yüce Allah "Onların hurma ağaçlarını kesmeniz de, kesmeden kökleri üzere dimdik bırakmanızda hep Allah’ın izniyle olmuştu ve yoldan büsbütün çıkmış o kimseleri perişan etmek içindi." (Haşr, 5) ayetini indirdi.
Bana Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhâb, ona Halid, ona İkrime, ona İbn Abbâs; (T) Bana Muhammed, ona Affân b. Müslim, ona Vuheyb, ona Halid, ona İkrime ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) Bedir günü, çadırında “Allah'ım bize söz verdiğin yardımı ve vadettiğin zaferi istiyorum. Allah'ım eğer (aksini) dilersen yeryüzünde bugünden sonra sana ibadet edilmez (ibadet eden kalmaz)” diye dua etti. Hz. Ebu Bekir, Peygamber'in elini tuttu “yeter ey Allah'ın Rasulü, Rabbine karşı duada çok ısrarcı oldun” dedi. Bunun üzerine, zırhını giyinmiş olarak ayaklanan Rasulullah (sav) “Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır” [Kamer, 54/45] ayetini okuyarak çadırından dışarı çıktı."