6745 Kayıt Bulundu.
Bize Nasr b. Asım el-Antâkî, ona Enes b. İyaz, ona Ebu Mevdûd, ona Muhammed b. Ka'b, ona Ebân b. Osman, ona da Hz. Osman, Hz. Peygamber'den (sav) önceki hadisin bir benzerini rivayet etmiş ancak felç olayından bahsetmemiştir.
Açıklama: Hadisin metni için D005088 numaralı rivayete bakınız.
Bize Abbas b. Abdulazim ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Abdülmelik b. Amr, ona Abdulcelil b. Atiyye, ona Cafer b. Meymun, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre şöyle söylemiştir: Ey babacığım her sabah "ey Allah'ım! Sen benim vücuduma, kulağıma, gözüme sağlık, afiyet ver. Senden başka ilah yoktur" diyerek dua ettiğini işitiyorum. Bu duayı sabah ve akşam üç kez tekrarlıyorsun. (Bunun hikmeti nedir?) Bunun üzerine babası dedi ki, ben bu duayı Rasulullah'ın (sav) yaptığını işittim ve ben onun sünnetiyle amel etmeyi çok seviyorum. Ebû Davud'un hocası Abbas bu hadise (şu sözleri de) ilave etmiştir. Sen sabahleyin ve akşamleyin üçer defa "Ey Allahım! Nankörlükten, fakirlikten ve kabir azabından sana sığınırım. Senden başka ilah yoktur" diye dua ediyorsun. (Bunun hikmeti nedir)? diye sordum. Ben onun sünnetiyle amel etmeyi çok seviyorum diyerek cevap verdi ve şöyle dedi: Rasulullah (sav) sıkıntıya düşenin duası şudur buyurdu: "Ey Allahım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar nefsimle baş başa bırakma. Durumumu düzelt. Senden başka ilah yoktur." [Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi bana nakledenlerden bazıları arkadaşlarının rivayetlerine ekleme yaptılar.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısımlar: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ فَلاَ تَكِلْنِى إِلَى نَفْسِى طَرْفَةَ عَيْنٍ
Bize Amr b. Osman el-Hımsî, Müemmel b. Fadl el-Harrânî, Ali b. Sehl er-Remlî ve Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, onlara Abdurrahman b. Hassan el-Kinânî, ona Müslim b. Haris b. Müslim et-Temimi, ona da babası (Haris b. Müslim), “Nebi'nin (sav) şöyle buyurdu” diyerek bir önceki hadisin bir benzerini "جِوَارٌ مِنْهَا" ifadesine kadar rivayet etmiş, ancak rivayetinde her iki cümleye de (akşam namazını bitirince ve sabah namazını bitirince cümlelerine) "hiçbir kimse ile konuşmadan" sözünü ilave etmiştir. Ravilerden Ali b. Sehl bu hadisi “Haris b. Müslim'in babası, Haris'e haber verdi ki...” sözleriyle rivayet ederken, Ali ve İbn Musaffa (Haris b. Müslim'in) şöyle rivayet etmişlerdir: "Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Baskın yapılacak yere yaklaşınca ben atımı koşturup arkadaşlarımı geçtim. (Baskını gören) düşman askerleri, beni feryat sesleri ile karşıladılar. Ben de onlara 'Lâ ilahe illallah' sözüyle korununuz dedim. Onlar da bu kelimeyi söyleyip (Müslüman oldular, böylece hem canlarını hem de mallarını kurtardılar). Bunun üzerine arkadaşlarım 'Bizi ganimetten mahrum ettin, diye beni kınadılar. Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelince de, benim yaptığımı anlattılar. Rasulullah (sav) beni çağırdı ve yaptığım işi beğenip 'Bil ki Allah, sana (Müslüman olan) o kimselerden her birine karşılık şu kadar sevap yazmıştır' dedi. [(Ravi) Abdurrahman rivayetinde, 'Hz. Peygamberin söylediği sevabın ne kadar olduğunu unuttum' demiştir.] Sonra Rasulullah (sav) bana 'bunu benden sonra da böyle davranman için sana bir vasiyet yazacağım' buyurdu ve dediği üzere bir vasiyet yazarak mühürleyip bana verdi, ardından bana şöyle dedi:..." Ravi hadisin devamını diğer raviler ile aynı manada aktardı. [İbn Musaffa der ki: Ben Haris b. Müslim b. Haris et-Temimi'yi babasından hadis rivayet ederken işittim.]
Bize Yezid b. Muhammed ed-Dımeşkî, ona Abdürrezzak b. Müslim ed-Dımeşkî (o abidliği ile bilinen, güvenilir müslümanlardandır), ona Müdrik b. Sa'd (Ebû Davud'un hocası Yezid onun güvenilir bir hadis hafızı olduğunu söylemiştir), ona Yunus b. Meysere b. Halbes, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Kim sabaha ve akşama erdiğinde 'Kendisinden başka ilah olmayan Allah (cc) bana yeter. Ben O'na tevekkül ettim. O, yüce arşın sahibidir' sözlerini yedi kez söylerse, Allah (cc) onun bu sözleri gönülden inanarak ya da inanmayarak söylemesine bakmaksızın, o kulunu her şeyden korur."
Ebu Davud'un bir önceki isnadla naklettiğine göre Rasulullah (sav) "biriniz sabah vaktine eriştiği zaman ve akşama ulaştığında şu duayı yapsın" buyurmuştur: "Biz sabahladık ve her şeyin mülkü, tüm kâinatın Rabbi olan Allah’a aittir. Allah’ım! Senden, bugünün hayrını, açacağın hayır kapılarını, yardımını, nurunu, bereketini ve hidayetini isterim. Bu günün içindeki kötülüklerden ve onun ardından gelecek musibetlerden de Sana sığınırım."
Bize Muhammed b. Musaffa, ona İbn Ebu Füdeyk, ona İbn Ebu Zi'b, ona Ebu Esîd el-Berrad, ona Muaz b. Abdullah b. Hubeyb, ona babası (Abdullah b. Hubeyb) şöyle söylemiştir: Yağmurlu ve zifiri karanlık bir gecede bize namaz kıldırması için Hz. Peygamber'i (sav) aramaya çıktık. Onu bulduğumuzda "namaz kıldınız mı?" diye sordu. Ben bir şey söylemedim. Sonra "söyle" dedi. Ben bir şey söylemedim. Sonra "söyle" dedi. Ben bir şey söylemedim. Sonra tekrar "söyle" deyince, “Ya Rasulallah ne söyleyeyim?” dedim. Bana "Akşam ve sabah İhlas ve Muavvizeteyn surelerini üç kez okuman seni her türlü kötülüğe karşı korur" buyurdu.
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Süleyman b. Bilal, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yolculukta iken, seher vaktinde şöyle dua ederdi: Nimetinden ve bizi tabi tuttuğu güzel imtihanından dolayı Allah'a (olan) hamdimizi duyan duymaktadır. Allah'ım! Bizi yalnız bırakma, bize nimetlerini bolca ver. Cehennemden sana sığınıyorum Allah'ım!"
Bize Kesir b. Ubeyd, ona Bakiyye b. Velîd, ona Ömer b. Cü'süm, ona Ezher b. Abdullah el-Harâzî, ona da Şerik el-Hevzenî şöyle demiştir: Bir gün Aişe'nin (r.anha) yanına girdim ve ona “Rasulullah (sav) geceleyin uykudan kalkınca (ilk önce) hangi duayı yapardı?” diye sordum, bana şöyle dedi: Senden önce hiç kimsenin sormadığı bir soru bana sordun. Hz. Peygamber (sav) gece uyandığı zaman, on kez "Allahuekber", on kez "elhamdülillah", on kez "sübhanallahi ve bihamidihi", on kez "Sübhane'l-meliki'l-kuddûs", on kez "estağfirullah" ve on kez de "Lâ ilahe illallah", on defa da "Allah'ım! Dünyanın ve kıyamet gününün sıkıntısından sana sığınırım" sözleriyle dua ederdi. Sonra namaza başlardı.
Bize İbn Muâz, ona babası, ona Mes'ûdi, ona da Kasım'ın naklettiğine göre Ebu Zer şöyle dua ederdi: "Her kim sabaha erişince 'Allah'ım! Ettiğim her yemin, söylediğim her söz, adadığım her adak senin iradene bağlıdır. Senin istediğin olur, istemediğin olmaz. Allah'ım! Beni affet, kusurumu bağışla. Allah'ım! Sen kimi iyiliklerle kuşatırsan, benim övgüm de onadır. Kime lanet edersen benim lanetim onadır' derse, o kimse bu gündeki dil sürçmelerinden sorumlu tutulmaz."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Ebu Mevdûd, ona Ebân b. Osman'dan işiten biri ( Muhammed b. Ka'b), ona Ebân b. Osman, ona da Osman b. Affân'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim akşamleyin üç defa 'yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah'ın adıyla. O işiten ve bilendir' derse o kişiye sabaha kadar ansızın bir musibet gelmez. Kim de bu duayı sabahleyin söylerse akşama kadar ona ansızın bir musibet gelmez." [(Ebu Mevdûd) der ki: Bu hadisi rivayet eden Ebân b. Osman felç oldu. Bunun üzerine hadisi ondan bana rivayet eden kişi ona (yadırgar bir şekilde) bakmaya başladı. Bunu gören Ebân, 'niçin bana böyle bakıyorsun? Allah'a yemin olsun ki ben Osman adına yalan uydurmadım. Osman da Hz. Peygamber (sav) adına yalan uydurmadı. Fakat ben başıma bu musibetin geldiği gün, öfkelenmiş ve bu duayı okumayı unutmuştum. (İşte başıma gelenler bu yüzden geldi.)]