6725 Kayıt Bulundu.
Abdulah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "' Sakın yollarda oturmayın.' Bunun üzerine ashâb-ı kiramdan bazıları; 'Ey Allah’ın Rasulü! Oturup konuşmamız gerekebiliyor' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), 'eğer oturursanız, yola hakkını verin' buyurdu. 'Yolun hakkı nedir?' diye sorduklarında, 'gözü (harama bakmaktan) sakınmak, yolda eziyet veren bir şey varsa kaldırmak, verilen selamı almak, iyiliği emredip kötülükten alıkoymaktır' buyurdu."
Bize Müsedded, ona Bişr b.-Mufaddal, ona Abdurrahman b. İshak, ona Said el-Makburî', ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) bu konuda şu sözü de nakletmiştir: "(Yolun haklarından biri de) yol göstermektir."
Bize Hasan b. İsa en-Nîsâbûrî, ona İbn Mübarek, ona Cerîr b. Hazım, ona İshak b. Süveyd, ona da İbn Huceyr el-Adevi'den şöyle rivayet etti: Ömer b. Hattab'ın (ra) bu konuda Hz. Peygamber'den (sav) şöyle naklettiğini duydum: "Yardım isteyenin imdadına koşmanız ve yolunu kaybedene doğru yolu göstermeniz."
Bize Müsedded b. Müserhed ve Said b. Mansur, ona Haris b. Ubeyd, onlara Ebu İmran el-Cevnî, ona Talha, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) sordum: Ey Allah'ın Rasulü! Benim iki komşum var. İyilik yapmaya ve ikram etmeye önce hangisi ile başlayayım? "Sana kapısı en yakın olanından" buyurdu. [Ebû Davud dedi ki: Şube şöyle demiştir: Bu hadisin senedindeki Talha Kureyşli bir adamdır.]
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Küçük olan, büyüğe; yürüyen, oturana; sayıca az olanlar, kendilerinden daha çok olanlara selam verir."
Bize Ahmed b. Hanbel ve Müsedded, o ikisine Bişr -yani Bişr b. Mufaddal'ı kastetmişlerdir-, ona İbn Aclân, ona el-Makburî -Müsedded, Makburî'nin adının Said b. Ebu Said el-Makburi olduğunu da söylemiştir-ona Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz, bir meclise ulaştığında selam versin, kalkmak istediği zaman da selâm versin. Zira ilk selamı, son selamından sevap açısından daha iyi değildir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmar, ona Ebu Ğıfar, ona Ebu Temime el-Hüceymî, Ona Ebu Cürey el-Hüceymi şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) aleyke's-selam ey Allah'ın Rasulü diye selâm verdim. "Aleyke's-selam deme, çünkü aleyke's-selam ölülerin selamıdır" buyurdu.