Açıklama: Ebu Davud ile Safvan b. İsa arasında ta'lik vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273445, D004897-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ
"أَنَّ رَجُلاً كَانَ يَسُبُّ أَبَا بَكْرٍ."
[وَسَاقَ نَحْوَهُ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَلِكَ رَوَاهُ صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ كَمَا قَالَ سُفْيَانُ.]
Tercemesi:
Bize Abdula'la b. Hammad, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona (Muhammed) b. Aclân, ona da Said (b. Ebu Said), Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir adam, Ebu Bekir'e sövüyordu..."
[Ebû Davud bu hadisin devamını bir önceki hadise benzer lafızlarla rivayet etmiştir.]
[Yine Ebû Davud bu hadisi, (ta'lik yaparak) şu isnad zinciriyle de rivayet etmiştir: Bize Safvan b. İsa, ona Süfyan, ona İbn Aclân, ...]
Açıklama:
Ebu Davud ile Safvan b. İsa arasında ta'lik vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 49, /1112
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Safvân b. İsa el-Kuraşî (Safvân b. İsa)
Konular:
Eziyet, müslümanın müslümana
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273511, D004928-2
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ أَنَّ أَبَا أُسَامَةَ أَخْبَرَهُمْ عَنْ مُفَضَّلِ بْنِ يُونُسَ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ أَبِى يَسَارٍ الْقُرَشِىِّ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِمُخَنَّثٍ قَدْ خَضَبَ يَدَيْهِ وَرِجْلَيْهِ بِالْحِنَّاءِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"مَا بَالُ هَذَا." فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ يَتَشَبَّهُ بِالنِّسَاءِ. فَأُمِرَ بِهِ فَنُفِىَ إِلَى النَّقِيعِ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ نَقْتُلُهُ فَقَالَ
"إِنِّى نُهِيتُ عَنْ قَتْلِ الْمُصَلِّينَ."
[قَالَ أَبُو أُسَامَةَ وَالنَّقِيعُ نَاحِيَةٌ عَنِ الْمَدِينَةِ وَلَيْسَ بِالْبَقِيعِ.]
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah ve Muhammed b. Alâ, o ikisine Ebu Üsame, ona Mufaddal b. Yunus, ona el-Evzaî, ona Ebu Yesar el-Kuraşî, ona Ebu Haşim, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) bildirdiğine göre Rasulullah'a (sav) elini ve ayaklarını kınalamış, kadınlar gibi davranan bir erkek getirmişler de Peygamber (sav); "bu adamın hali nedir böyle?" demiş. (Kendisine) bu, kadınlara benzemeye çalışan bir kişidir diye cevap verilmiş. Bunun üzerine (Hz. Peygamber); onun hakkında (sürgün edilmesi için) emir vermiş, o kişi en-Nakî denilen yere sürgün edilmiş. (Bu emri alan sahabiler ise) Ey Allah'ın Rasulü onu orada öldürelim mi? diye sormuşlar, Rasulullah da (sav); "bana namaz kılanları öldürmek yasaklandı" buyurmuştur.
[(Bu hadisin ravilerinden) Ebu Üsame dedi ki: en-Nakî Medine'nin bir nahiyesidir. Baki (mezarlığı) değildir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 61, /1119
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Haşim ed-Devsi (Ebu Haşim)
3. Ebu Yesar el-Kuraşî (Ebu Yesar)
4. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
5. Mufaddal b. Yunus (Mufaddal b. Yunus)
6. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
7. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Müslüman, müslümanı öldürmek
Temizlik, beden bakımı
Açıklama: Şakî: Kafir veya günahı açıkta işleyen; günahta ısrar eden için kullanılmıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273515, D004942-2
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ قَالَ حَدَّثَنَا ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ قَالَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ قَالَ كَتَبَ إِلَىَّ مَنْصُورٌ - قَالَ ابْنُ كَثِيرٍ فِى حَدِيثِهِ وَقَرَأْتُهُ عَلَيْهِ وَقُلْتُ أَقُولُ حَدَّثَنِى مَنْصُورٌ فَقَالَ إِذَا قَرَأْتَهُ عَلَىَّ فَقَدْ حَدَّثْتُكَ بِهِ ثُمَّ اتَّفَقَا - عَنْ أَبِى عُثْمَانَ مَوْلَى الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الْقَاسِمِ الصَّادِقَ الْمَصْدُوقَ صلى الله عليه وسلم صَاحِبَ هَذِهِ الْحُجْرَةِ يَقُولُ:
"لاَ تُنْزَعُ الرَّحْمَةُ إِلاَّ مِنْ شَقِىٍّ."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer; (T)
Bize İbn Kesir, ona Şube, ona kitabet yoluyla Mansur, (İbn Kesir rivayetinde dedi ki: Şube rivayeti Mansur'a okudum (kıraat) ve dedim ki bana tahdis etti (haddesenâ) tabirini kullanacağım. Mansur dedi ki, onu bana okuduğunda (kıraat ve arz) ben sana onu tahdis etmiş mi oluyorum. Burada iki ravinin sema ve kıraat metotlarından kaynaklı bir ihtilafı söz konusudur. Sonra anlaştılar.) ona Mugîra b. Şube'nin azatlısı Ebu Osman, ona Ebu Hureyre şöyle söylemiştir: Ben, şu odanın sahibi hem doğru hem de doğruluğu tasdik edilmiş Ebu'l-Kasım'ı (sav) şöyle söylerken işittim:
"Merhamet duygusu isyankâr kişinin (kalbinden) çekilip alınmıştır."
Açıklama:
Şakî: Kafir veya günahı açıkta işleyen; günahta ısrar eden için kullanılmıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 66, /1121
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Osman Said Mevla Muğira b. Şube (Said)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Merhamet, insanlara
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273441, D004889-5
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَمْرٍو الْحَضْرَمِىُّ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ حَدَّثَنَا ضَمْضَمُ بْنُ زُرْعَةَ عَنْ شُرَيْحِ بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ وَكَثِيرِ بْنِ مُرَّةَ وَعَمْرِو بْنِ الأَسْوَدِ وَالْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِيكَرِبَ وَأَبِى أُمَامَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِنَّ الأَمِيرَ إِذَا ابْتَغَى الرِّيبَةَ فِى النَّاسِ أَفْسَدَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Said b. Amr el-Hadramî, ona İsmail b. Ayyâş, ona Damdam b. Zür'a, ona Şurayh b. Ubeyd, ona Cübeyr b. Nüfeyr ve Kesir b. Mürre ve Amr b. el-Esved ve Mikdam b. Ma'dikerb ve Ebu Ümame'nin rivayet ettiklerine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Bir devlet yöneticisi insanlar arasında su-i zan ile muamele etmeye başlarsa onları yoldan çıkarır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 44, /1111
Senetler:
1. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
2. Şurayh b. Ubeyd el-Hadrami (Şurayh b. Ubeyd b. Şurayh b. Abd)
3. Damdam b. Zür'a el-Hadramî (Damdam b. Zür'a b. Sevb)
4. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
5. Bâbûs Ebu Osman Said b. Amr el-Bâbûnî (Said b. Amr)
Konular:
Yönetici, halka şüphe ile yaklaşmamalı/toplum mühendisi olmamalı
Zan, sû-i zan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273477, D004907-2
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَبِى الزَّرْقَاءِ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ أَبِى حَازِمٍ وَزَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ أُمَّ الدَّرْدَاءِ قَالَتْ سَمِعْتُ أَبَا الدَّرْدَاءِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"لاَ يَكُونُ اللَّعَّانُونَ شُفَعَاءَ وَلاَ شُهَدَاءَ."
Tercemesi:
Bize Harun b. Zeyd b. Ebu Zerka, ona babası, ona Hişam b. Sa'd, ona Ebû Hazim, ona Zeyd b. Eslem isnadıyla Ümmü Derda, ona da Ebu Derdâ'dan şöyle dediğini duyduğunu söyledi: Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Lanetçiler, kıyamet gününde ne şefaatçi olabilirler ne şahid olabilirler"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 53, /1115
Senetler:
1. Ebu Derdâ Uveymir b. Malik el-Ensârî (Uveymir b. Zeyd b. Malik b. Kays b. Aişe b. Ümeyye)
2. Ümmü Derda es-Suğra Hüceyme bt. Huyeyy el-Evsâbiyye (Hüceyme bt. Huyeyy)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abbad Hişam b. Sa'd el-Kuraşî (Hişam b. Sa'd)
5. Ebu Muhammed Zeyd b. Ebu Zerka es-Sa'lebî (Zeyd b. Yezid b. Ebu Zerka)
6. Ebu Musa Harun b. Zeyd es-Salebî (Harun b. Zeyd b. Yezid)
Konular:
Lanet, Lanetlemek,
Şefaat, şefaat
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ قَالَ كُنْتُ أَسْأَلُ عَنْ الاِنْتِصَارِ
"وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ." فَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ امْرَأَةِ أَبِيهِ قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَزَعَمُوا أَنَّهَا كَانَتْ تَدْخُلُ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ قَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا زَيْنَبُ بِنْتُ جَحْشٍ فَجَعَلَ يَصْنَعُ شَيْئًا بِيَدِهِ فَقُلْتُ بِيَدِهِ حَتَّى فَطَنْتُهُ لَهَا فَأَمْسَكَ وَأَقْبَلَتْ زَيْنَبُ تَقْحَمُ لِعَائِشَةَ رضى الله عنها فَنَهَاهَا فَأَبَتْ أَنْ تَنْتَهِىَ فَقَالَ لِعَائِشَةَ "سُبِّيهَا" فَسَبَّتْهَا فَغَلَبَتْهَا فَانْطَلَقَتْ زَيْنَبُ إِلَى عَلِىٍّ رضى الله عنه فَقَالَتْ إِنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها وَقَعَتْ بِكُمْ وَفَعَلَتْ. فَجَاءَتْ فَاطِمَةُ فَقَالَ لَهَا
"إِنَّهَا حِبَّةُ أَبِيكِ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ" فَانْصَرَفَتْ فَقَالَتْ لَهُمْ إِنِّى قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ لِى كَذَا وَكَذَا. قَالَ وَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَهُ فِى ذَلِكَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273447, D004898-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ قَالَ كُنْتُ أَسْأَلُ عَنْ الاِنْتِصَارِ
"وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ." فَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ امْرَأَةِ أَبِيهِ قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَزَعَمُوا أَنَّهَا كَانَتْ تَدْخُلُ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ قَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا زَيْنَبُ بِنْتُ جَحْشٍ فَجَعَلَ يَصْنَعُ شَيْئًا بِيَدِهِ فَقُلْتُ بِيَدِهِ حَتَّى فَطَنْتُهُ لَهَا فَأَمْسَكَ وَأَقْبَلَتْ زَيْنَبُ تَقْحَمُ لِعَائِشَةَ رضى الله عنها فَنَهَاهَا فَأَبَتْ أَنْ تَنْتَهِىَ فَقَالَ لِعَائِشَةَ "سُبِّيهَا" فَسَبَّتْهَا فَغَلَبَتْهَا فَانْطَلَقَتْ زَيْنَبُ إِلَى عَلِىٍّ رضى الله عنه فَقَالَتْ إِنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها وَقَعَتْ بِكُمْ وَفَعَلَتْ. فَجَاءَتْ فَاطِمَةُ فَقَالَ لَهَا
"إِنَّهَا حِبَّةُ أَبِيكِ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ" فَانْصَرَفَتْ فَقَالَتْ لَهُمْ إِنِّى قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ لِى كَذَا وَكَذَا. قَالَ وَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَهُ فِى ذَلِكَ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası; (T)
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere, ona Muaz b. Muaz, ona İbn Avn dedi ki: Ben kim, "kendisine edilen zulümden sonra hakkını alırsa artık böyleleri üzerine (ceza için) bir yol yoktur." (Şura suresi 41. Ayette geçen) intikamın hükmünü sorardım. Bana Ali b. Zeyd Cüdân, ona babasının hanımı olan Ümmü Muhammed'den (Amine) (bir hadis naklederek bu soruma cevap verdi). İbn Avn dedi ki: Ümmü Muhammed'in (Amine), Müminlerin annesi Hz. Aişe'nin yanına girip çıktığını başkaları da söylemiştir. (Bir gün) müminlerin annesi Hz. Aişe ona şöyle demiş: Yanımızda Zeyneb bt. Cahş varken Rasulullah (sav) içeri girdi. Eliyle (karı-koca arasında olabilecek) bir şey yaptı. Ben de kendisine Zeyneb'in varlığı hatırlattım. Rasulullah (sav) da (yaptığı şeyi) bıraktı. Bunun üzerine Hz. Zeyneb, Hz. Aişe'ye yöneldi ve ona hakaret etti. Hz. Peygamber (sav) Zeyneb'i bundan menetse de o vazgeçmedi. Hz. Peygamber de (sav) Hz. Aişe'ye; "sen de ona dil uzat (mukabelede bulun)." dedi. Hz. Aişe de Hz. Zeyneb'e dil uzattı ve onun hakkından geldi. Bunun üzerine Hz. Zeyneb, Hz. Ali'ye gitti ve Aişe bu yaptığıyla size hakaret etmiş oldu dedi. Derken Hz. Fatma (durumu arz etmek için) Hz. Peygamber'e (sav) geldi. Hz. Peygamber (sav) ona; "Kâbe'nin sahibine yemin olsun ki, Aişe senin babanın sevgilisidir" dedi. Bunun üzerine Hz. Fatma oradan ayrılmış ve Haşimoğlularına ben Hz. Peygamber'e (sav) şöyle şöyle dedim; o da bana şunları şunları söyledi demiştir. Hz. Ali'de Rasulullah'a (sav) gelip bu konuda onunla konuşmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 49, /1113
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amine el-Kaysiyye (Amine bt. Abdullah)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Eziyet, müslümanın müslümana
Hz. Peygamber, hanımları
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273510, D004920-2
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ شَبُّويَةَ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أُمِّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لَمْ يَكْذِبْ مَنْ نَمَى بَيْنَ اثْنَيْنِ لِيُصْلِحَ."
[وَقَالَ أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ وَمُسَدَّدٌ "لَيْسَ بِالْكَاذِبِ مَنْ أَصْلَحَ بَيْنَ النَّاسِ فَقَالَ خَيْرًا أَوْ نَمَى خَيْرًا"]
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali, ona Süfyan, ona ez-Zührî; (T)
Bize Müsedded, ona İsmail; (T)
Bize Ahmed b. Muhammed. Şebbuye el-Mervezî, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona annesi (Ümmü Gülsüm bt. Ukbe) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"İki kişinin arasını düzeltmek için (asılsız haber) taşıyan kimse yalan söylemiş olmaz."
[Ahmed b. Muhammed ile Müsedded; "insanların arasını düzeltmek için hayırlı söz söyleyen veya hayırlı söz taşıyan kişi yalancı değildir" şeklinde hadisi rivayet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 58, /1117
Senetler:
1. Ümmü Külsüm bt. Ukbe (Ümmü Külsüm bt. Ukbe b. Ebu Mu'ayt b. Ebu Amr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Müslüman, ara açıcı değil, ara bulucudur
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ أَبِى قَابُوسَ مَوْلًى لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم
"الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمَنُ ارْحَمُوا أَهْلَ الأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِى السَّمَاءِ."
[لَمْ يَقُلْ مُسَدَّدٌ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَقَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273514, D004941-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ أَبِى قَابُوسَ مَوْلًى لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم
"الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمَنُ ارْحَمُوا أَهْلَ الأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِى السَّمَاءِ."
[لَمْ يَقُلْ مُسَدَّدٌ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَقَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Müsedded ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, o ikiaine Süfyan, ona Amr, ona Abdullah b. Amr'ın azatlısı Ebu Kabus, ona Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini nakletmiştir:
"Merhametli olanlara, Rahman merhamet eder. Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökteki de size merhamet etsin."
[Müsedded, Abdullah b. Amr'ın azatlısı tabirini kullanmadı. Hadisi doğrudan Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki diyerek rivayet etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 66, /1121
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Kabus el-Ümevi (Ebu Kabus)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
İkram, hizmetçiye ikram etmek
Merhamet, insanlara
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273513, D004933-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَزَوَّجَنِى وَأَنَا بِنْتُ سَبْعِ سِنِينَ فَلَمَّا قَدِمْنَا الْمَدِينَةَ أَتَيْنَ نِسْوَةٌ" - وَقَالَ بِشْرٌ فَأَتَتْنِى أُمُّ رُومَانَ - "وَأَنَا عَلَى أُرْجُوحَةٍ فَذَهَبْنَ بِى وَهَيَّأْنَنِى وَصَنَعْنَنِى فَأُتِىَ بِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَنَى بِى وَأَنَا ابْنَةُ تِسْعٍ فَوَقَفَتْ بِى عَلَى الْبَابِ فَقُلْتُ هِيهْ هِيهْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَىْ تَنَفَّسَتْ - فَأُدْخِلْتُ بَيْتًا فَإِذَا فِيهِ نِسْوَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَقُلْنَ عَلَى الْخَيْرِ وَالْبَرَكَةِ. دَخَلَ حَدِيثُ أَحَدِهِمَا فِى الآخَرِ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd; (T)
Bize Bişr b. Halid, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve) ona Hz. Aişe şöyle söylemiştir:
"Ben yedi yaşımda iken Rasulullah (sav) benimle evlendi. Medine'ye geldiğimiz zaman kadınlar geldiler." -Ravi Bişr dedi ki, bana (annem) Ümmü Rûman geldi.- "Ben salıncak üzerinde idim. Kadınlar beni alıp götürdü. Saçımı yıkayıp taradılar, beni süslediler ve Rasulullah'a (sav) getirdiler. Benimle zifafa girdi. Ben o sırada dokuz yaşında idim. Ümmü Rûman (annem) (kadınlara teslim etmeden önce) beni kapının yanında durdurdu. (Salıncağa bine bine yorulduğumdan) hih, hih (diyerek zorla nefes alıyordum.)"
[Ebû Davud, hih, hih sözünün nefes aldı anlamına geldiğini söyledi. Derken ben bir eve sokuldum. Orada Ensar'dan kadınlar vardı ve bana hayırlı mübarek olsun dediler. Bu rivayette hadisin biri diğerine karışmıştır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 63, /1120
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Bişr b. Halid el-Askeri (Bişr b. Halid)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe, Evliliği
KTB, NİKAH
Nikah, küçüklerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273519, D004946-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ وَعُثْمَانُ ابْنَا أَبِى شَيْبَةَ - الْمَعْنَى قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ قَالَ عُثْمَانُ وَجَرِيرٌ الرَّازِىُّ ح
وَحَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى حَدَّثَنَا أَسْبَاطٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ - وَقَالَ وَاصِلٌ قَالَ حُدِّثْتُ عَنْ أَبِى صَالِحٍ ثُمَّ اتَّفَقُوا - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ الدُّنْيَا نَفَّسَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ - وَمَنْ يَسَّرَ عَلَى مُعْسِرٍ يَسَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِ فِى الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَمَنْ سَتَرَ عَلَى مُسْلِمٍ سَتَرَ اللَّهُ عَلَيْهِ فِى الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَاللَّهُ فِى عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدُ فِى عَوْنِ أَخِيهِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ لَمْ يَذْكُرْ عُثْمَانُ عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ "وَمَنْ يَسَّرَ عَلَى مُعْسِرٍ."]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Osman b. Ebu Şeybe –hadisin metni bu senedle mana ile rivayet edildi- o ikisine Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona Osman ve Cerir er-Râzî; (T)
Bize Vasıl b. Abdula'la, ona Esbat, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Her kim bir müslümanı dünya sıkıntılarının birinden nefes aldırırsa –kurtarırsa- Allah da onu kıyamet gününde bir sıkıntıdan kurtarır. Kim darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık ihsan eder. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da dünya ve ahirette onun ayıbını örter. Kul (din) kardeşinin yardımında oldukça Allah da o kulun yardımındadır."
[Ebû Davud dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden olan) Osman (metinde geçen); "kim de darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse" cümlesini Ebu Muaviye'den olan rivayetinde zikretmedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 68, /1122
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Kardeşlik, mümin kardeşler birbirlerinin kusurunu örterler
Kültür, Tecessüs, insanların ayıbını örtenin Allah ayıbını örter
Kültür, Yardım, insanlara yardımcı olanın yardımcısı Allah'tır
Ümmet, Allah kardeşinin sıkıntısını giderenin dünya ve ahirette sıkıntısını giderir
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek