10631 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kadın kocası yanında iken onun izni (rızası) olmaksızın (nafile) oruç tutmasın!"
Açıklama: Hadiste “izin” diye belirtilen ifadenin “eşin rızası” şeklinde değerlendirilmesi daha uygundur.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hafsa dul kaldığı zaman, Ömer b. Hattâb der ki: Ben Ebu Bekir'e varıp “eğer istersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikâhlayayım” dedim. Birkaç gece bekledim. Sonra Hafsa'yı Rasulullah (sav) istedi. Ardından Ebu Bekir bana geldi ve şöyle dedi: Bana yaptığın teklif konusunda sana olumlu cevap vermeme engel olan şey, Rasulullah'ın (sav) Hafsa'yı almak istediğini dillendirdiğini iyi bilmem ve Rasulullah'ın sırrını açığa vurmak istemememdi. Şayet Rasulullah (sav), Hafsa'yı bıraksaydı, onu ben kabul ederdim. Yunus, Musa ibn Ukbe ve İbn Ebu Atîk bu hadisi Zuhrî'den rivayet etmede Şuayb ibn Ebu Hamza'ya mutâbaat etmişlerdir.
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Mu'temir, ona Ubeydullah, ona Muhammed b. Munkedir, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayetine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben cennete girdim" yahut "cennete geldim. Orada bir köşk gördüm ve 'bu köşk kimindir?' diye sordum, 'Ömer b. Hattâb'ın' dediler. İçeriye girmek istedim, ancak senin kıskançlığını bilmem buna engel oldu." Bunun üzerine Ömer “babam, anam Sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü, Sana karşı mı kıskanç olacağım?” dedi.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Misver b. Mahrame'nin riveyet ettiğine göre Rasulullah (sav)minber üzerinde iken şöyle buyurmuştur: "Hişâm b. Mugîre oğulları kendi kızlarını Ebu Tâlib'in oğlu Ali'ye nikâhlamak üzere benden izin istediler. Ben onlara buna izin vermem. Sonra isteseler, yine izin vermem, sonra isteseler, yine izin vermem. Ancak Ebu Tâlib'in oğlu benim kızımı boşamak isterse, o takdirde onların kızıyla evlenebilir. Çünkü kızım Fâtıma, ancak benden bir parçadır. Onu tedirgin eden şey beni de tedirgin eder, ona sıkıntı veren şey bana da sıkıntı verir." Böyle buyurdu Hz. Peygamber.